Bir suçun arkasındaki karanlık sesler… İstanbul’un karanlık sokaklarında, kaybolan hayatların izleri takip ediliyor. Elif Karaca, ses analiz uzmanıdır. Onun kulağı, sıradan bir insanın duyamayacağı frekansta yankılanan çığlıkları duyabilen bir yeteneğe sahiptir. Ancak, bir gecede aldığı gizemli bir acil çağrı, hayatını tamamen değiştirecek bir soruşturmanın içine çekilir. Komiser Harun Demir, sokaklarda cesur bir mücadele verirken, eski bir travmanın izlerini hâlâ taşıyor. Kendisini geçmişin gölgelerinden kurtarmaya çalışan Harun, Elif’in seslerin ardındaki sırları çözmesine yardım etmek zorunda kalacaktır. Ancak, her geçen dakika, katilin bir adım daha yaklaştığını ve oyunun bir parçası olduklarını gösteriyor. Kurbanla katil arasındaki ince bağları çözmeye çalışan ikili, bir suçlunun arkasındaki gerçekleri keşfederken kendi karanlık geçmişlerine de adım atmak zorunda kalır. Birbirinden habersiz iki insan, tek bir ortak noktada buluşur: Sesin gölgesinde saklanan karanlık bir sır. İstanbul’un gece karanlığında, her sesin bir anlamı vardır…

Bu kitap ilk kitabim. Özet;Hello Kitty takıntılı bir katil var ve halk arasinda dolaşıyor ben size karakterler verecem ve siz o karakterler hakkında tahmin yuruteceksiniz Not: kitap hem katil hem de bir polisin ağzından anlatılacak bir polis bir katil şeklinde bölümleri yazacam beğenirseniz devam serisi gelecek.

İstanbul’da faili meçhul cinayetleri çözmeye çalışan başarılı ama yalnız bir cinayet masası komiseri olan Defne Yalçın, gizemli bir cinayet soruşturmasında deneyimli bir gazeteci olan Mert Savran ile yollarını kesiştirir. Cinayetlerin ardında sadece karanlık bir intikam planı değil, aynı zamanda gizlenmiş duygular ve geçmişin acıları yatmaktadır. Olaylar ilerledikçe Defne hem katilin peşine düşer hem de kalbine gömdüğü duygularla yüzleşmek zorunda kalır. Mert ile aralarında gelişen ilişki, hem davayı hem de Defne’nin iç dünyasını sarsar. Cinayetlerin ardındaki sır perdesi aralanırken, aşk ile adalet arasında ince bir çizgide yürümek zorunda kalırlar. Bu hikâye, karanlıkta filizlenen umutları ve aşkın, en kanlı sokaklarda bile nasıl doğabileceğini anlatır.

Maral Çetin`in babası Hüseyin Çetin, emekli istihbarat görevlisidir. Maral, evde olmadığı bir gün babasının intihar haberiyle sarsılır ama babasının intihar ettiğine inanmaz. Maral inanmasa da, Hüseyin Çetin kızına bir mektup yazmıştır. Babası mektubunda kızını iş arkadaşına emanet ettiğini yazmıştır. Maral, babasının arkadaşını bulmaya gittiğindeyse arkadaşının da vefat ettiğini öğrenir. Maral, ölümlerin tesadüf olduğuna inanmaz ve şüphelerinin peşinden gitmeye karar verir. Böylece babasının arkadaşının oğlu olan Alim Polat ile yolları kesişir.

1976 yılında, Fransa tarihinin en dahiyane banka soygunlarından biri gerçekleşti. Ne silah kullanıldı ne de bir kurşun sıkıldı. Bunun yerine, aylarca süren titiz bir planlama, kusursuz bir ekip ve bir dahi suçlunun zekâsı devreye girdi. Albert Spaggiari, Nice`teki Société Générale Bankası’nın kasasına ulaşmak için yeraltında bir tünel kazdı ve tarihe geçen bu büyük vurgunu gerçekleştirdi. Ancak asıl hikâye, soygundan sonra başladı… Bu kitap, sadece bir banka soygununun değil, aynı zamanda zekânın, cesaretin ve kaçınılmaz sonun hikâyesini anlatıyor. Spaggiari`nin planlarını, kaçışını ve geride bıraktığı gizemi keşfetmeye hazır olun. Çünkü bazı suçlar sadece suç değildir, onlar birer sanat eseridir.

Hazan adında bir genç kadın, uyuşturucu ticareti yapan ve bir çeteyle çalışan sevgilisi Tuğra ile birlikteyken zor bir durumla karşı karşıya kalır. Polis tarafından aranan çetenin lideri, Hazan`ın gazeteci olduğunu öğrenince onunla röportaj yapıp kamuoyunda haklı çıkmak ister ve Tuğra`ya Hazan`ı getirmesini emreder. Tuğra, Hazan`ı zorla götürmeye çalışır ancak Hazan kaçmayı başarır ve arkadaşı Sevilay`ın evine sığınır. Sevilay`ın ısrarıyla polisi ararlar. Polis olaylarından sonra Hazan, savcı Yaman ile tanışır.

Neşe çeşitli tatları denemeye seven bir kızdır. Fakat ailesi fakir olduğu için yeni lezzetleri deneyemiyordur. Bir gün Özel Zirve Kolejinin başarılı öğrenciler için uygulamış olduğu bursu öğrenince Neşe, Özel Zirve Kolejinin hazırlamış olduğu bursluluk sınavına girerek orada okumaya hak kazanır. Okula gittiğinde ise hayal ettiği gibi bir sistem ile karşılaşmaz. Okulun ona özel platin limitsiz kredi kartına sahip olabilmesi için okul müdiresinin kendisine verdiği görevleri yapması gerekmektedir. Neşe bunu kabul etmesiyle hayatı değişmeye başlar. Bu yolculukta Neşe okuldaki öğrenciler hakkında ve okul hakkında birkaç sır öğrenecek. Bakalım bu sırlar neymiş? Gelin hep beraber öğrenelim.

Bir şehir, bir lider, bir katil… İstanbul’un kalbinde, tarihi izlerin arasında bir katil sessizce dolaşıyor. Kurbanlar rastgele seçilmiyor; her biri tarihin temel taşlarını simgeleyen mekânlara bırakılıyor: Haydarpaşa Garı, Atatürk Evi Müzesi, Pera Palas, Dolmabahçe Sarayı’nın yaslı duvarları… Cesetlerin yanında bırakılan notlar, sadece ipucu değil; geçmişe, inkılaplara, bir lidere yazılmış kanlı mektuplar. Başkomiser Yavuz, İstanbul’un sisli sokaklarında katilin izini sürerken, bu cinayetlerin yalnızca birer ölüm değil, birer manifesto olduğunu anlar. Her adımda daha karanlık bir geçmiş, daha derin bir öfke ve çözülmesi gereken daha büyük bir sır ortaya çıkar. Tarih ve suç iç içe geçerken, İstanbul’un gölgeleri yeniden dile geliyor. Ve soru şudur: Bir şehir, kendi kurucusunun mirasını nasıl taşır? Ya da… onu kim kirletmeye cüret eder? Sürükleyici serinin 3. Kitabı.

Aşkım Lüks, soyadını taşıyan son aile üyesi tarafından Lüksemburg’a davet edilir. Bu yolculuk sadece soyadının kökenini keşfetmesini sağlamaz, aynı zamanda Osmanlı`da hafiyelik yapan dedesi Cevher ve onun sadık yardımcısı Balaban’la da tanışmasına vesile olur. Dedesi ve Balaban’ın maceradan maceraya koşan hikâyelerini dinledikçe, Aşkım kendisini giderek bu geçmişin içinde bulur. Ancak tüm bu anlatılanların sonunda, onu bekleyen büyük bir sürpriz vardır

Kendini adete ve özgürlüğe adamiş Ekim`in hayatını anlatıyor

Bir iş uğruna insanları öldüren motorcu bir katil ve katılın peşine düşen kadın polis... ~ Herkes küçük bir çocukken saftır. Hem temiz anlamında, hem de kolayca herkese kanan ve güvenen anlamında. Güvenmek aptallıktı.

İşlenen bir cinayet katilin dilinden anlatılan bir kırgu kadın savcı ve sayısız delil

İntikam Sarkacı Serisi I. Aklî sağlığı farkında olmadan günden güne bozulan Komiser Derman; işlemediği, hatta mağduru olduğu bir suçtan dolayı herkesin kinini kazanmıştır. Nitekim tanıştıkları günden bu yana bir abi-kardeş ilişkisi kurduğu Dedektif Alp Kaan Gökdemir`in yanında canını verecekken ekip arkadaşları tarafından hayatta tutulur. Bunlara rağmen Başkomiser`in oğlu Alp Kaan Gökdemir`in olası katili ilan edileli 1 yıl geçmişti. Komiser Derman canından çok sevdiği Alp`i öldüren katilin ortalıklarda gezdiğini biliyordu. Ancak cehennemi aratmayacak o günleri tam anlamıyla hatırlayamadığı düşüncesi içinde kaybolan Komiser Derman`ın bir gün kapısının önüne kanlı bir bıçakla iliştirilmiş mektubu görene kadar başına gelecek belalardan bi`haberdi. Herkesin ona düşman olması ve bir daha hiç güvenmeyecek oluşu Komiser Derman`ı içten içe bitirirken hayattan soyutlanmış bir adam hâline geldiğini bile fark edemez. Ancak bir gün karşısına derdinin dermanı olacak bir Deva çıkana kadar hayatı ilk defa bu kadar anlamlı görür.

Bir akıl hastanesi ve içinde sıralı bir şekilde hastaları öldürmeye başlayan bir katil Bu bitmeyen cinayetleri çözmek için hastaneye sanki hastaymış gibi sokulan gizli bir ekip

Yonca Yarkın, hayatını paylaşmaktan hiç sıkılmadığı ikizinin cansız bedeniyle karşılaştığında, hayatındaki her şeyin sonsuza dek değişeceğini biliyordu. Şimdi geriye sadece iki şey kalmıştı: Acı ve intikam. Alara neden gitti? Gerçekten kendi isteğiyle mi? Yoksa onu bu yola iten, arkasında gizlenmiş bir şeyler mi vardı? Günlüğü açıp geçmişin karanlık sayfalarına dalmak mı, yoksa en baştan bir yol çizmek mi? Yonca, bu soruların cevabını bulmak için geçmişin ipuçlarını takip etmeye hazır. Ama bu yolculukta yalnız olmayabilir... Ve öğrendikleri, onu asla geri dönüşü olmayan bir noktaya sürükleyebilir. Gerçek, bazen en karanlık yalanlardan bile daha tehlikelidir. Ama bazı sessiz çığlıklar, en yüksek haykırışlardan bile daha derin yankılanır... ❝ Bu hikâyede, sırlar gömülü, adalet kanlı ve intikam kaçınılmaz. Ama en önemlisi: Bazen en sessiz çığlıklar, en büyük patlamalara yol açar. ❞

HER ZAMAN KURBANIN AĞZINDAN DİNLEDİNİZ ŞİMDİ İSE KATİLİN AĞZINDAN DİNLEMEYE NE DERSİNİZ?

Kayıp ihbarı; 20`li yaşlarının başında bir genç kız. Sarışın, 1.69-1.70 boylarında. Varlıklı bir ailenin tek kızı. Kayıp mı yoksa kaçak mı? &&&&& Bir kayıp olayına tanık olsanız ne yapardınız? Elinizden geleni mi yoksa daha fazlasını mı?

Rüyra mıydı bu yaşadıklarım? Yoksa gerçek miydi? Bu yaşadıklarım her neyse kurtulacaktım bir süre sonra, bu hikayenin sonu ben herşeyi öğrenince bitecekti.

Bir Polis Ve Katil Kızın Hikayesi…

Yok.(resimi öylesine koydum ona bakmayın siz) ama okursanız zaten açıklamaya gerek kalmıycak Lütfen okuyun...💮 isim bulamadığım için koydum ama kitap çok güzel

Başkomiser Yavuz` un maceraları kaldığı yerden devam ediyor. Serinin 2. kitabı. Başkomiser Yavuz, bir intikam uğruna öldürülen genç bir kızın cinayetini çözmeye çalışıyor. Sessiz bir günde, genç bir kadının cansız bedeniyle bulundu. Kalbine saplanan bıçak, ucunda eski kağıt banknotlarla birlikte, ardında çözülmesi gereken karanlık bir sır bırakıyordu. İlk bakışta kişisel bir intikam cinayeti gibi görünen bu korkunç olay, Başkomiser Yavuz’un sezgilerini harekete geçirdi. Olayın derinliklerine indikçe, geçmişin gölgelerinden çıkan sırlar, birbirine bağlı karanlık ilişkiler ve hesaplaşmalar gün yüzüne çıkmaya başladı. Yavuz ve ekibi, ipuçlarını birleştirirken, her taşın altından yeni bir tehdit, her tanığın ağzından yeni bir yalan çıkıyordu. Gerçek, kanla yazılmış bir intikam hikâyesinde saklıydı ve herkesin bir sırrı vardı. Geçmişin izlerini takip eden Yavuz, bu cinayetin sıradan bir adli vaka olmadığını fark ettiğinde artık geri dönüş yoktu. Kimin dost, kimin düşman olduğu belli olmayan bu labirentte, adaletin peşindeki yolculuk her adımda daha da tehlikeli bir hal alıyordu. Kanla yazılan bir intikam, adaletin terazisinde hangi tarafa ağır basacaktı?

" Bu şehirde cinayetler bitmez başkomiserim." İstanbul Galata Emniyet Müdürlüğünün, Cinayet Büro Amirliğinde görev yapan üç polisin hikâyesi. Başkomiser Yavuz ve ekibi, kadim İstanbul şehrinde işlenen cinayetleri çözmeye çalışıyor. Serinin ilk kitabı.

E:Sen mi öldürdün? D:Evet ben öldürdüm ⚖️⚖️

Gizemli bir katilin hayatından kesitler… 28 yaşında genç bir katilin yaşadığı olaylar silsilesi sizi bekliyor. Beklenenin Ötesinde, hiç beklemediğiniz anda karşınıza çıkan gerçekler ile sürükleyici bir kurguya “Merhaba.” demeye hazır olun.

Gölge Cinayet – Adaletin Peşindeki Kırık Ruhlar Polis memuru Devrim, kardeşi Evrim’in ani ve şüpheli ölümüyle sarsılır. Acısını bir kenara bırakıp gerçeğin peşine düşen Devrim, araştırmaları sırasında geçmişin karanlık sırlarını gün yüzüne çıkarmaya başlar. Evrim’in arkadaş çevresi, kayıp kişiler, tehditler ve gizemli ilişkiler birbiri ardına ortaya dökülürken, hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Uyuşturucu satıcıları, hırsızlık olayları ve cinayet dosyaları arasında yolunu bulmaya çalışan Devrim, hem kendi vicdanıyla hem de karşısındaki karanlıkla savaşmak zorundadır. Gerçek, bazen en yakınındakilerin gölgesinde saklıdır. "Gölge Cinayet", sürükleyici olay örgüsü ve karmaşık karakterleriyle okuyucuyu içine çeken bir polisiye gerilim romanı. İhanet, adalet ve geçmişin hayaletleriyle yüzleşmeye hazır mısınız?