[ Genel Kurgu ] - Kitap Listesi
devam ediyor 1g önce güncellendi İSTİRİDYESİ OLMAYAN
@orion
Okuma
529
Oy
289
Takip
7
Yorum
15
Bölüm
15
"Kabuğu olmayan biri için duygular tehlikelidir"
devam ediyor 1g önce güncellendi Tuvalin Arkası
@ceinmaya
Okuma
18
Oy
4
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
8
Sanat galerimin açılışı için son dokunuşları yaparken, Kintsugi sanatını kullandığım vazoya ilgiyle baktım. Lacivert vazodaki sır, geceyi andıran derin bir deniz gibi; çatlaklar ise altınla ışıldıyordu. Her bir kırık bana geçmişin bir anısını fısıldıyordu. Kırık her bir parçayı altın rengiyle onardım. Vazonun üzerinde küçük küçük yıldızlar serpiştirmiştim; kuzey yıldızını andıran, yol gösteren ışıklar. Onlara bakarken içim gururla doluyor. Kırılan vazo mucizevi bir şekilde bir araya geldi. Parçaları belli oluyor ama orada işte, hâlâ güçlü. Bu sanat kalbimde kırgın bir kalbin yeniden doğuşunu hatırlatır gibi çarpıyordu. Altın çizgiler galerinin loş ışıklarıyla parlıyor, küçük yıldızlar zemindeki gölgelerle dans ediyordu. Gözlerim ondan ayrılmıyor. Güzel, öyle değil mi? Kırıldığı için utanmıyor. Aksine, kırıldığı yerlerden ışıldıyor… Tıpkı biz insanlar gibi. Bir eşya parçalanır; kırıklar ortaya çıkar, eksikler görünür. Ama işte tam o noktada Kintsugi ortaya çıkar. Altın, gümüş veya platinle bir araya getirilir parçalar. Parçaların birleştiği yerler, ışığı yansıtan çizgiler gibi parlar; geçmişin yükünü, zamanın acısını ve tekrar doğmanın güzelliğini anlatır. Kintsugi, kırılmışın yeniden doğuşu; tam da bu yüzden, kusursuzlukla değil, kırılganlıkla güzeldir. Her altın çizgi, yaşanmışlık ve sabrın şiirsel bir izidir; her çatlak, bir ruhun hikayesini taşır. Sanat galerisi, sohbetlerin uğultusu ve kadehlerin tok sesleriyle doluydu. Yaklaşan ayak sesleri bana tanıdık bir koku taşıdı: vanilya ve sandal ağacının sıcak karışımı, hafif tütün notalarıyla Kaan’a özgü bir koku. Gözlerimi özlemle birkaç saniyeliğine kapattım, anılar zihnimde film şeridi gibi akarken, kalbim hafifçe hızlandı. Gözlerimi açtığımda, Kaan önümde duruyordu. Galerinin kalabalığı, bir an için tamamen silinmişti. Sanki zaman sadece ikimizin etrafında dönüyordu. “Biliyor musun,” dedi Kaan, sesi fısıldar gibi ama her kelimesi ağır ve anlamlı, “Bu vazo… Kırık parçalarını bir araya getirdiğin o şaheser, senin ellerinden çıktı. Her çatlağı onardın ve ortaya gözle görülür bir masal çıkardın. Bizim masalımız gibi." Sesinin derinliği, gözlerindeki kararlılık beni içine çekti. "Biliyorum, kalbini ve güvenini kırdım. Ama ben hâlâ bize karşı büyük bir umut besliyorum. Bu vazoyu onardığın gibi, biz de kırılan her parçayı birlikte onarabiliriz. Nare… Senin için her şeyi yaparım. Bu zamana kadar da sadece seni korumaya çalıştım." Kalbim hızla atarken, nefesimi topladım ve karşılık verdim. “Boşanmamızı ailem için ertelediğimi biliyorsun. Her şey benim için fazlasıyla zor lütfen daha fazla zorlaştırma Kaan." deyip derin bir nefes aldım. Kaan tedirgin bir şekilde ellerime doğru uzandı. “Bekleyeceğim. Ne kadar sürerse sürsün, her kırık parçamızı birlikte onaracağız. Ve sana ait kalacağım, Nare… Senden asla vazgeçmeyeceğim.” Acının tebessümü dudaklarıma yansırken, bakışlarımı birleşen ellerimizden onun gözlerine doğru çevirdim. "Çaban nafile. Artık her şey için çok geç. Sen... Beni kaybettin Kaan. Eskiden sana hissettiğim huzur, güven, umut... Kalbimde bir parçası bile kalmadı. Seni dünyadaki tüm duyguların en güçlüsüyle seven bir kadını kaybettin." Onu bırakmamdan korkar gibi elimi daha sıkı tuttu. Kalbimde fırtınalar koptu, düşmemek için onun beni tutmasına izin verdim. Belki de son kez yan yana duruyorduk. Çenesini omzuma dayadı ve derin bir nefes aldı. Dışarıdan görenlerin imrendiği aşkın acı verici ateşinde yanıyorduk.
devam ediyor 1g önce güncellendi Gölgede Açan Çiçek
@lyraa_lly
Okuma
261
Oy
19
Takip
1
Yorum
4
Bölüm
33
Ailesini genç yaşta kaybeden Açelya, hayatta kalmak için çıktığı yolda bilmeden şehrin en karanlık yapılarından birine adım atar. Sıradan bir iş yeri sandığı bu binanın duvarları, görünmeyen güçlerin ve sessiz savaşların gölgesini taşımaktadır. Loş koridorlarda yankılanan adımlar, kilitli kapıların ardındaki fısıltılar ve herkesin çekindiği bir isim… Yiğit Koral. Onun için güven kavramı yıllar önce gömülmüş, karanlık geçmişi etrafındaki herkesi sessizliğe mahkûm etmiştir. Açelya’nın bu dünyada işi yoktur. Ama kader, bazen insanı en beklemediği kapıdan içeri çağırır. Ve o kapıdan girildiğinde artık geri dönüş yoktur. Açelya ve Yiğit’in yolları, görünmeyen bağlarla örülmüş bir gölgenin içinde kesişecektir. Biri hayatta kalmaya, diğeri yaşamayı hatırlamaya çalışırken… Karanlık, ikisini de aynı sessiz noktada bir araya getirecektir.
devam ediyor 1g önce güncellendi KARANLIK ŞİFA
@tuana_yaziyor
Okuma
348
Oy
44
Takip
4
Yorum
18
Bölüm
21
Hayat çok başka ve ben aile evinden ayrılıp başka şehre gidiyorum çünkü hep tehlikenin içindeyim ve hayatım boyunca korkuyla yaşayamam her şeyden uzaklaşıp yeni ve sakin bir hayat kuracağım ne olursa olsun hayallerinizin peşinden gidin ölümlü dünya ne olacağı belirsiz bari hayallerimizi yaşayarak ölelim ve hayat yoluna engel koysa bile ilerleyin her şeyin çözümü olduğu gibi o engelleri aşmanın da bir çözümü vardır ve hayat bir anda öyle bir şey koyar ki önünüze hayallerinizin dengesini kaybeder kendinizi bam başka bir yerde bulursunuz her şey ve herkes yabancı ve sen yapa yalnızsındır işte bazen bir yolculuk bin yol açabilir
devam ediyor 1g önce güncellendi KIRIK YILDIZ
@mrvnkorkmaz
Okuma
1.18k
Oy
104
Takip
16
Yorum
1.45k
Bölüm
21
Sanki insanların ayakları altında ezilen, her adımda biraz daha değersizleşen bir araziydim. Kara topraklarım susuzluktan, en çok da değersizlikten çatlamıştı; ne bir yeşerme ümidi ne de uğruna uğraşılacak bir verim kalmıştı. Herkes ezip geçmiş, kimsenin ayak basmayacağı bir çöle dönmüştüm adeta. Ta ki bir gün, avuçlarında masumiyetin safiyetine sahip izlerle küçük bir erkek çocuğu gelene dek. Hiç tereddüt etmedi, avuçlarında gizlediği beyaz nilüfer tohumunu kurumuş kara topraklarımda sakladı. Yıllardır çektiğim su hasreti, küçücük bir erkek çocuğunun küçücük elleriyle bana emanet ettiği o umutla son bulmuştu. O umut bana o gece yağmuru getirdi. O umut beni o gece bataklığa dönüştürdü
devam ediyor 1g önce güncellendi BORDOYA KARIŞAN AŞK
@pekbiafiliyalnizli
Okuma
16.02k
Oy
2.06k
Takip
222
Yorum
1.73k
Bölüm
32
Şarjörü doldurup atış kulaklığımı taktım. Karşımdaki hedefin kırmızı alanını delik deşik ederken rahatladığımı hissediyordum. Şarjördeki mermi bittiğinde atış kulaklığımı enseme indirip masanın üzerindeki mermilere uzandım. O sırada kulağıma dolan tok postal sesleri bana kimin geldiğini müjdeliyordu. Bir adamı yürüyüşünden tanıyor olmak garipti. Üsteğmen hala yanıma gelmemişti, merakla başımı geriye çevirdim. Arkamdaki masaya yaslanmış anlamlandıramadığım bakışlarla beni izliyordu. Bir eli yaslandığı masada, diğer eli de palaskasındaydı. Genelde omzuna asmaktan hoşlanmadığı bordo beresi ise tıpkı benimki gibi omzundaydı. Başımla kısa bir selam verip önüme döndüm. Tekrar pozisyon alıp hedefime odaklandım. Ben atış yaparken üsteğmen de yanımdaki alana girip atışa başlamıştı. Kavga eder gibiydik o an, kurşun seslerimiz ise sustuğumuz kelimelerimizi ifade ediyordu. İkimizin de kurşunları bitmişti, bakışlarımız birbirini bulduğunda yine o gizemli karaları karşıladı beni. Ben savaşmaya devam etmek ister gibi mermilere uzattım elimi, ama susmayı da beceremedim işte. ``Yurdunuzu arıyor gibisiniz üsteğmenim, gözleriniz sürekli bir arayışta sanki.`` Ona bir cevap hakkı tanımadan atış yapmaya başladım, silahımın tetiğine basmaya devam ederken yanımdaki adamın da pür dikkat beni izlediğini biliyordum. Son mermime de veda etmiştim. Başımı çevirdiğimde yine o bakışlara mahkum edildim. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi sonlandırıp yanıma geldi, elini uzatıp atış kulaklığımı çıkardı. Aramızdaki tek engel o kulaklıkmış gibi biraz daha yaklaştı bana, gözlerime daha yakından baktı. ``Belki de yurdumu bulduğum için sürekli gözlerine bakıyorumdur teğmenim.`` Bordoya boyanırken aşka karışan iki yürekli askerin hikâyesi...
devam ediyor 1g önce güncellendi Kâğıt Yıldızlar | Texting
@justieuranus
Okuma
132
Oy
49
Takip
8
Yorum
21
Bölüm
9
Hayat, bazen kâğıttan yapılmış birkaç yıldızın içine sığdıralacak kadardır. ☆ 06.09.2025`
devam ediyor 1g önce güncellendi Camdan Uçurtmalar
@birdeliyazariz
Okuma
202
Oy
62
Takip
24
Yorum
23
Bölüm
3
Bahar MELEK için hayatının dönüm noktası tek başına başka bir eve taşınmak olacaktı belkide. Sevgilisinin onu aldatması üzerine yaşadığı şokla tüm hayatını geride bırakıp ona sunulan yeni teklifi kabul etmişti. *** Hikayenin esas oğlanı olmak. Belki onun için en zor görevdi. Dinçer hayata 1-0 geriden başlamıştı çoktan. Konuşma yetisini kaybetmişti anne karnında. Duyup da bağıra çağıra cevap vermemek onu sessiz biri olmaya itmişti. Zaten istese de pek sesi yoktu yaşamın içinde.
devam ediyor 2g önce güncellendi Henüz adını bulamadığım canım kurgum
@lilthhh
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
1
Bir varmış bir yokmuş. İnsanlardan evvel bir düzen tek bir savaş tek bir gerçek varmış iyi ve kötünün savaşı.Rivayet odur ki kainat bu iki zıt ama birbirine ait şey üzerine kurulmuş,uçsuz bucaksız sonunda ikisinden birinin yok olacağı bir savaş kim kazanacak kim kaybedecek?Bilinmez.Kazanan sahiden kazanacak mı? Bilinmezlik Sadece düzene uymak düzeni sağlamak için kendilerinden,en önemlisi hislerinden istediklerinden vazgeçen iki insanın hikâyesi.
devam ediyor 2g önce güncellendi KAR ÇİÇEKLERİ
@melikevedunyasi
Okuma
583
Oy
106
Takip
11
Yorum
343
Bölüm
28
Ölüm, kabullenilmesi en zor gerçektir. Kimileri ölümle yaşar, kimileri ise ölüm hiç yokmuş gibi... Deniz, ölümü kabullenemeyen insanlardan yalnızca biridir. Sevdiği adam, Poyraz`ın ölümüyle hayatı birden altüst olur. Kendi canından geçecek kadar derin bir acı içindedir. Poyraz`ın yanına gitmeyi ve onunla yeniden kavuşmayı aklına koyduğu gece, izlediği bir reklam her şeyi sonsuza dek değiştirir. Bir imkan. Bir olasılık. Ve böylece içinde bir umut tohumu yeşermeye başlar. Ölüm artık bir son olmak zorunda değildir.
devam ediyor 2g önce güncellendi ARAF
@gkcxkr
Okuma
18.25k
Oy
4.41k
Takip
77
Yorum
147
Bölüm
55
Araf dediler bana. Dünya üzerinde bana koyulabilecek en son isim bile değilken hem de. Ben ya heptim ya hiç. Ya siyahtım ya beyaz. Ya var ya da yok. "Bunun için koydum bu ismi sana" demişti bir keresinde başkan. "Dünya senin bildiğin gibi bir yer değil,arada griler var,Araf var arada" demişti.
devam ediyor 2g önce güncellendi TABUT/ Kanadı Yamalı Serçe
@esrayanar
Okuma
1.33k
Oy
202
Takip
35
Yorum
120
Bölüm
21
Sevdiğim birine onu sevdiğimi söyleyemeden ölecek olma düşüncesi beni kapana kısılmış gibi hissettireceğinden hislerimi kendime saklamaz söylerdim. Sanırım o yüzden ağzımdan çıkanları kulağım duyduktan bir süre sonra idrak edebilmiştim. Dur durak bilmeden rezil oluyordum resmen. "Merih ne yaşansın istiyorsun? Heyecandan bayılayım mı kollarında? Çok sevmekten öldü diyecekler sonra hakkımda." Ben söylediklerimin şokuyla bir karış açık ağzımla ona bakarken bu sefer durmadı. Eğilip alt dudağımı iki dudağının arasına alıp içine çekerken bütün vücudum elektrik akımına kapılmış gibi ardı ardına titremeye başladı. Sıcak dudakları heyecandan kuruyan dudaklarımı sırayla içine çeke çeke öperken olayı kavramam uzun sürdüğünden ufacık ısırıp ona karşılık vermem gerektiğini hatırlattı bana. Dudaklarım sözsüz emriyle harekete geçti, üst dudağını onun bana yaptığı gibi dudaklarımın arasına hapsedip öptüm. İstediği karşılığı alan Merih`in dudakları dudaklarımın üzerinde arsız bir gülümsemeyle gerildi. Farkında olmadan kıkırdadım. Sarhoş gibi hissediyordum. Beynimin içinde gri bir sis bulutu vardı ve zevkle beni ele geçirmiş gibiydi. Kasıklarımda toplanan şehveti görmezden gelmek eziyet gibiyken bacaklarımı dizlerimden kırıp kendime doğru çekerek birbirine bastırdım. Hareketimi hisseden Merih ağzımın içine doğru öpüşmemizi kesmeden inledi. Onu deli gibi istediğimin farkına varmış mıydı?
devam ediyor 2g önce güncellendi Ateşten Gömlek
@em_ineee
Okuma
18.44k
Oy
1.99k
Takip
185
Yorum
385
Bölüm
33
Gonca Altıntaş İstanbul`da doktorluk yapmaktadır. Bir gün ansızın memleketi Diyarbakır`dan gelen telefonla, hemen Diyarbakır`a gider. Onu bekleyen olaylar çıkmaz bir hikâye yelken açar.
devam ediyor 2g önce güncellendi KARANLIĞIN UMUDU
@zeynepisiklar
Okuma
529
Oy
53
Takip
7
Yorum
2
Bölüm
15
Kendimi bir genelevin içinde bulmayı beklemiyordum. Senelerce o dört duvarın arasına hapsolacağımı da. Kaçmayı denedim. İzin vermediler. Bu dünyadan uzaklaşmayı da denedim. Engel oldular. Sonra gözlerinin ardında saklamayı başaramadığı vahşi bir hayvan taşıyan, gördüğüm en güzel gülümsemeye sahip genç bir polis geldi ve bana dışarıdaki dünyayı gösterdi. Sonsuz olasılıkları. Şansın varlığını. Hayatın belki de görmeye asla imkânım olamayacağı güzelliklerini. Karanlığın içinde bana bir umut verdi. Beni bırakmayacağını, benim için her şeyi yapacağını söyledi. Ve böylece hayatımı mahvetti.
devam ediyor 2g önce güncellendi ★YILDIZLARINDA KALBİ VARDIR★| TEXTİNG
@yildizlargibiparla
Okuma
5
Oy
2
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
3
HAYATIN İÇİNDE KAYBOLMUŞ YILDIZ BİR GÜN KAFA DAĞITMAK İÇİN RASTGELE BİR NUMARAYA YAZAR. VE KARŞISINA NAMIYLA ÜN SALMIŞ KAPTAN GÖK ALP DOĞAN İLE YOLLARI KESİŞİR
devam ediyor 2g önce güncellendi Kan Ve Kül
@elarisnova
Okuma
4.9k
Oy
281
Takip
94
Yorum
59
Bölüm
27
Ben bir ölümle doğdum. Annemin son nefesi, benim ilk suçumdu. O günden sonra ne zaman nefes alsam, biri daha ölüyordu. Babam bana hiç “kızım” demedi. Onun gözlerinde sadece yitirdiği kadının hayaletiydim. Bana sevgi değil, kurallar verdi. Merhamet değil, emirler. Oyuncaklar yerine silahlar, masallar yerine kanla yazılmış yasalar… Beni kız çocuğu gibi büyütmediler. Bir tehdit gibi eğittiler. Adımı duyanlar dizlerini bükmüyorsa, kurşunlarını hazırlıyordur. Ama bu hikâye yalnızca benimle ilgili değil. Bir ad var dudaklarımdan hiç düşmeyen. Henüz yüzünü görmedim. Henüz göz göze gelmedik. Ama adını biliyorum. Soyunu, damarlarındaki nefreti, bana miras bıraktıkları öfkeyi… Alaz Koral. Kanla beslenmiş iki isim. Hiç tanışmadan düşman olmuş iki çocuk. Ve o gün gelecek. Toprak, kanı emdiğinde, küllerin içinden sadece biri kalkacak. Ben Maria Rossi’yim. Kanla doğdum. Külle yükseleceğim. Ve bazı savaşlar… doğduğunda başlar.
tamamlandı 2g önce tamamlandı Yandere Simulator 102X 3.Hafta
@yanderesmina
Okuma
2
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
1
O benim olacak,başka seçeneği yok...
devam ediyor 2g önce güncellendi Berdel
@ber_ay_54
Okuma
2.25k
Oy
471
Takip
49
Yorum
323
Bölüm
11
"Sevmediğim bir adamla evlenmek mi? Aklımın ucundan bile geçmezdi."
devam ediyor 2g önce güncellendi Göğe Karışan Güvercin
@livane
Okuma
17
Oy
4
Takip
5
Yorum
0
Bölüm
3
Hayat upuzun bir yoldur; acısıyla tatlısıyla yaşanır ve sonunda ölünür. Acı, bizi kendimize getirir, intikam ateşini harlar. Hayatımızda tatlı şeyler de vardır elbet; ama her şeyin bir sonu var ya, o da son bulur işte. İnsanlar size yalanlar söyler, kandırır. Kimse sütten çıkmış ak kaşık değildir bu hayatta. En sevdiğiniz bir gün sizin felaketiniz olur, en güvendiğiniz size ihanet eder ve geriye yalnızca kararmış bir kalp bırakır. Ve en sevdiğiniz bir gün ansızın güvercin gibi göğe karışır. Ulaşmak imkânsızdır ama iyi bir yerde olduğunu bilmek güzeldir. Güzeldir ama kırar, çünkü onunla asla buluşamayacağınızı bilirsiniz.
devam ediyor 2g önce güncellendi Sevmeyi Yaşamak
@rabiasofi
Okuma
24.39k
Oy
2.61k
Takip
100
Yorum
3.46k
Bölüm
105
Kaya kardeşler her kitapta aşk, aile, inanç ve kendi kalpleriyle sınanacaklar.
devam ediyor 2g önce güncellendi Kartalar yüksek Uçar töre
@wattapadmardinliki
Okuma
191
Oy
25
Takip
10
Yorum
8
Bölüm
8
Ezo (Ezelê Ronî), henüz 16 yaşındayken kalbini dinledi, gençliğin cesaretiyle sevdiği adamla Mardin’in taş sokaklarından kaçıp evlendi. Rezanê Berfîn (Rezan Şevdar), onun ilk aşkıydı… Kavuşmalarıyla hayatları cenneti andıran bir yuva oldu. Küçük kızları Bukre, 2 buçuk yaşında, evin güneşi, annesinin nefesi, babasının gururuydu. Ezo ikinci çocuklarına hamileyken evde bir misafir belirdi: kocasının yengesinin doktor kardeşi Rezanê Nîhalî Aram (Nîhalê Aram). Ailesine iyilik ve şifa taşıyan bu kadın, Ezo’nun yuvasında fırtınaya dönüşecek kıvılcımı ateşledi. Rezan’la Nîhal’in göz göze gelişi, zamanla yasak bir ilişkiye kapı araladı. Bir yanda kan bağıyla örülmüş töre duvarları, diğer yanda tutkunun alevi yükseldi. Doğumuna yardım edilen gece… Ezo, kendi yatak odasında kocasının iç çamaşırını görünce, içindeki sarsılmaz güvenin yerle bir oluşunu anladı. Gerçek, göğsüne bir hançer gibi saplandı: İhanet sadece aşka değil, namusa edilmişti. Kucağında Bukre, karnında bebeği… Ezo gitmek istedi. Ama töre gitmesine izin vermezdi. Çünkü o artık bir kadındı, bir anneydi; ama aynı zamanda bir aşiretin görünmeyen zincirleriyle bağlı geliniydi. Aşk nefrete, nefret yangına dönmeye başladı. Çaresizliğin doğurduğu cesaret onu kaçmaya iterken; Rezan da töre de onun önünde katı birer kartal gölgesi gibi yükseldi. Ezo’nun tek suçu sevmesiydi… Nîhal’in tek suçu tutkuyu seçmesiydi… Rezan’ın suçu ise kalbiyle töre arasında sıkışıp kalmasıydı. Mardin’de bir kadın iki şeyle sınanır: Aşk ve Töre. Bazıları yenilir, bazıları küle döner… Ama bazıları kanadı kırık olsa da yüksekten uçmayı öğrenir. Bu roman, törenin gölgesinde doğan bir aşkın değil, törenin ateşinde doğan bir kadının hikâyesidir. gerçek hayat hikayesi
devam ediyor 2g önce güncellendi BEYOĞLU KİTAPÇISI
@yesilkutuphane1
Okuma
655
Oy
162
Takip
14
Yorum
12
Bölüm
27
Bir fırtınayla açıldı kapı. Selim elindeki kitabı bıraktı. Diğer hikâyelerden alakasını kesecek efsunlu bir okyanusa düştü. Korkusu boğulmak değildi. Okyanusun yalnızlığına üzüldü sadece. Ve kıyılarında gezinmeye hevesliydi. Sağanak yağmura, karanlık geceye rağmen...
devam ediyor 2g önce güncellendi ZERDA
@maviyazarr
Okuma
648
Oy
88
Takip
25
Yorum
11
Bölüm
15
"Bazı kız çocukları doğarken masallarla değil, yaralarla sarılır… Onların hikâyesi `bir varmış bir yokmuş`la değil, `hep yok sayıldım`la başlar."
devam ediyor 3g önce güncellendi HINCINI GÖLGESİNDE AŞK
@sidelya25
Okuma
5
Oy
2
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
2
"Kaderin yazdığı her satır, bir başkasının kanıyla siliniyordu." Baran ve Dilan...onların doğdu topraklar, yüzlerce yıllık bir kimin ve kan davasının gölgesinde kavruluyordu.İki düşman aşiretin çocukları olarak, birbirine duyguları aşk,ya tüm düşmanlığı sona erdirecek bir meşaleye dönüşecekti,ya da her ikisininde yakıp kül edecekti... Bu aşkın bedeli neydi? Bir yenin mi, yoksa bir kurşun mu? Hıncını gölgesi üzerlerine düşerken, aşkları bu karanlığı aydınlatabilek mi?
devam ediyor 3g önce güncellendi Gecenin Ardındaki Kadın
@sarsfarah_
Okuma
12
Oy
2
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
2
“Sana güvenmiştim!” -Meltem Kozcuoğlu “O geceyi hatırlamak için tekrar yaşamak zorundayım!” — Arvas Kozcuoğlu “Her şey yaşandı ve bitti….” — Bergüzar Aksoy Bazen bir gecenin karanlığı, üç insanın kaderini aynı anda yutar. Birini aldatan yapar, birini aldatılan, diğerini ise herkesin korkuyla fısıldadığı “o kadın.” Beş yıldır birbirine zıt iki dünyanın çatısı altında yaşayan bir evlilik… Meltem, muhafazakâr ailesinin baskılarına rağmen sevdiği adama tutunan, dışarıdan bakıldığında sessiz, güçlü, sabırlı bir kadın. Arvas ise, seküler yaşamı ve özgür bakış açısıyla Meltem’in tam zıddı; ama aşk sandıkları şeyi birlikte büyütmeye çalışan bir adam. Ta ki o geceye kadar… Her şeyin ortasına bomba gibi düşen bir kadın, Bergüzar Aksoy. Ne geçmişi belli, ne niyeti. Yalnızca bir anlık karşılaşmanın ardından hayatlarına musallat olan gölge gibi. Onu oraya getiren şey nedir ? Kimin oyununun parçasıdır ? Ve neden herkesin sessiz kaldığı yerde Meltem’in gözlerinde garip bir sakinlik vardı ? Aile sırları, bastırılmış gerçekler ve görünmeyen hesaplar arasında üç hayat, aynı karanlığın içine doğru sürüklenir. Biri gerçeği saklıyor… Biri gerçeği inkâr ediyor… Diğeri gerçeği kendi lehine kullanıyor. Ve gecenin ardındaki o kadın, aslında her şeyin başlangıcıdır. Bu hikâye; ihanetin, fedakârlığın, planlanmış tesadüflerin ve karanlık bir sırrın etrafında dönen nefes kesici bir gerilim. Hiç kimsenin sandığı gibi olmadığı, herkesin bir şey gizlediği bir dünya…ve bazen geri dönüp karanlığı yeniden yaşamak, gerçeğe ulaşmanın tek yoludur. “Gerçeğe en yakın duran bile, aslında en büyük yalanın içindedir.”
Loading...