Ahu, hayatı boyunca yanlış bir yerde büyüdüğünü bilmeden yaşadı. Doğumda başka bir bebekle karıştırıldı, üvey ailesinin şiddetiyle büyüdü ve sonunda kaçıp kendi yolunu çizdi. Dövüşerek, yarışarak ve hayatta kalmayı öğrenerek kendini güçlendirdi. Ancak geçmişi onu bırakmadı. Gerçek ailesi onu bulduğunda, bambaşka bir dünyanın içerisindeydi—kan, güç ve kurallarla dolu bir mafya dünyasının. Yedi abi, onlarca kuzen ve kocaman bir aşiret… Hepsi onun kim olduğunu sorguluyor, kabul etmeye yanaşmıyor. Ama bilmedikleri bir şey var: Ahu artık o küçük, korunmasız kız değil. O, dövüş ringlerinde "Gece", yarışlarda "Gece`nin fısıltısı", mafya dünyasında ise "Anka" olarak anılan biri. Ama hiçbir unvan, gerçek aile olmanın ne demek olduğunu ona öğretemedi. Şimdi, Ahu hem kendi yerini bulmalı hem de onu küçümseyenlere kim olduğunu göstermeli. Kan bağı her şeyi belirler mi, yoksa aile olmak daha fazlasını mı gerektirir?

Gece sessizdi ama içimde bir fırtına kopuyordu. Gözlerimi açtım, ama etraf karanlıktı. Yavaşça doğruldum, kalbim deli gibi atıyordu. O anda gördüm; arkamda küçük bir çocuk duruyordu. Yüzü görünmüyordu, karanlığın içinde kayboluyordu ama varlığı her şeyi ele geçiriyordu. Her adımıyla odanın içinde bir soğukluk yayıldı. Sesini duyamıyordum ama bakışları bedenime işliyordu. Koşmak istedim, kaçmak ama bacaklarım donmuş gibiydi. Çığlık atmak istedim, sesim boğazımda düğümlendi. Çocuk bir adım attı ve ben… hiçbir yere gidemediğimi anladım. Karanlık içinde tek bir gerçek vardı: Yanımda olmasını istemediğim biri vardı. Ve ben, korku içinde uyanmayı bekledim

(Bu kitapda olan her şey %90 gerçekdir kendi hayatımı anlatıyorum bu kitapda)

"Menemeni çok seviyormuş, duydum."  Gökçe abla tekrar gülmeye başlamıştı. Yumurtaları çırparken artık yüzüm asılmaya başlıyordu. Alt tarafı menemen yapıyordum. Ne vardı ki bunda. "Sevmek ne kelime bayılır o menemene. En son annaneme menemeni güzel yapan kız bulursan evleneceğim demişti. O günden beri her tanıştığı kıza menemen yaptırıyor Ülkü Sultan." Elimde yumurta kasesi ile donup kalmıştım. "Ne?"

Gerçek ailem 17 yıl sonra yeni bir ailemi hemde gerçek ailem

Yaşadığım korkunç yerden kaçmama çok az kalmıştı ama ben daha kaçamadan o beni yakaladı ve intikamı için beni evinde rehin tuttu

Bir bakışma aşkı...

Arkadaşım numarasını bilerek yanlış vermesinden başladı her şey

İlk hikayem yanlişlarım hatalarım olabilir. Ama desteğiniz benim için çok önemli. Yorum ve beğenileriniz ile daha güzel şeyler çıkacağına inanıyorum. Birbirlerine kenetlenmiş dört cesur kadının hayatını konu alıyor ama hikayemiz daha çok Leyla karakteri üzerinden ilerliyor. Hakkımızda hayırlısi olsun bakalım iyi okumalar..

Karşımdaydı.O hislerimi önemsemeyen beni ne hayaller kurarak geldiğim o sokakta canımı yakan kalbimi parçalayan o adam. Demir Aras Gürsoy.

Her şey, annemin beni istememesiyle başladı... Ve sonra, daha neler olabilir ki diye düşündükçe, her şey birer birer gerçekleşti. İstemediğim bir evlilik, imkânsıza aşık olma… Dağ gibi bir adamın, aşık olma ihtimalinin bile hayal edilemez olduğu bir anda, gözleri, seni seviyorum demek için kelimelere gerek kalmadığını hissettirecek kadar derinleşmişti. Birinin gözleriyle konuşmak, kelimelerle değil de bakışlarla anlaşmak... (Hint dizilerindeki uzun bakışmaların ötesinde, gerçek bir bağdan bahsediyorum…) ZORLA EVLENDİRİLİP acı çekerken üstüne annemin öz olmadığını öğrendim :.......

Güneş doğdu. Gece soldu. Ve biricik kız, babasını buldu.

Lise son sınıfta olan Lara, okulun popüler çocuğu Bora ile anlaşma yapar: Lara, ailesinin baskısından kurtulmak için Bora’nın sevgilisi gibi davranacaktır, Bora da eski sevgilisini kıskandırmak için aynı oyunu oynayacaktır. Ama bu sahte ilişki ilerledikçe Lara, gerçekten Bora’ya karşı bir şeyler hissetmeye başlar. Bora’nın duyguları ne olacak? Yoksa her şey gerçekten sadece bir oyun muydu?

Yeni okulunun voleybol takımındasındır en fazla ne olabilir?

Melek Demir, hayalleri ve renklerle dolu dünyasında yaşayan masum bir ressamdır. Hayatı sakin ve öngörülebilirdir… Ta ki bir gece, karanlık geçmişi ve gizemli cazibesiyle Erkan Kara karşısına çıkana kadar. Erkan, görünüşte başarılı bir iş insanıdır; ama ardında peşinde tehlikeler bırakan sırlar ve gölgeler taşır. Masumiyet ve karanlık arasında kalan bu iki kalp, tutku dolu bir aşkın içinde sınanacaktır. Sırlar ortaya çıktıkça, Melek ve Erkan’ın aşkı hem tehlikelerle hem de tutkuyla sınanır. Her adımda hayatları risk altındadır, ama gerçek aşkın gücü, en karanlık sırların bile üstesinden gelebilecek midir? “Gölgedeki Aşk”, romantizmin tutku, gerilimin gizemle harmanlandığı bir hikâye… Kalbinizi hem titretecek hem de saracak bir yolculuğa davet ediyor.

İş çıkışı herzaman geçtiğim karanlık sokaktan biran önce gitmek isterken sokağın başında çığlık sesi gelir ve ben…

Hiç bir özür kırılmış bir kalbi iyileştiremez. O özür yara bandı olsa bile kalp hiç bir zaman eskisi gibi olmaz,olamaz.Bu yüzden kalbini kıracağınız insanların bilin bir daha eskisi gibi olmayacağını...

ülke kuzey ve güney olarak ikiye ayrılır. karanlık yani kuzey tarafınının lideri Ulun Seriner, ve güney yanş beyaz tarafın lideri Helen Kesir evlenmek zorundadır. Çünkü taraflar birleşmezse ülke kalmayacaktır. İki askerden biri yani Kuzeyin lideri Ulun Seriner çok soğuktur. İkisi birbirini bir düğünde bazende toplaantılarda görürler. Ulun kuzeyde yaşarken, Helen ise güneydedir. Helenin babası ölünce Ulun onu yanına alır.

"Siktir!"diye mırıldandım kendi kendime. Çünkü Eren`in yayınına davet atmıştım. Hem de görüntülü! Ve ben yayın yaptığımda görüntümü açmıyordum. Kabul etmişti ve kabul edeli kaç dakika oldu hiç bilmiyorum. Ama birşey biliyorum ki şarkı söylerken ve dans ederken aldığına eminim. Kızıl saçlarımı geriye doğru attım. Ve konuşmaya başladım.

On altı yıl boyunca aile sevgisinden yoksun, vatanına ihanet edilmesi için yetiştirilmiş bir kız. Tam kurtuldum derken kendini başka bir cehennemde bulur ve orada bazı gerçeklerle yüzleşir, ya da gerçek sanılan yalanlarla. Fakat daha sonrasında yaşadığı veya yaşamak zorunda bırakıldığı hayat ona başka bir kapı açar. Öz ailesini...

Ay ışığının vurduğu yüzüyle büyülenmişçesine ona bakıyordum, kusursuz bir yüzü yoktu ama tüm kusurları öyle güzel taşıyordu ki, onu kıskanıyordum. Gülerek ellerimi boynuna doladım “Bana ilk defa Ay ışığının altında seni seviyorum dedin” heyecanla konuşmamla o da gülümsedi. Kafasını bana yaklaştırdığında beni öpmeden önce tek bir şey söyledi; “Ve asla son olmayacak”

3 abisi olan bir tane de en yakın arkadaşı olan Beril`in hayatı

Çocukluk arkadaşı olan Deren ve Karan birlikte çok fazla anı devirmiştir. Üniversite`yi bile aynı okulda okuyan bu ikilinin arkadaşlığı Karan`ın hislerini fark etmesiyle aslında zedelenmeye başlamıştır. Aşkını itiraf etmek isteyen Karan`ı ise zor günler bekler. Bir yandan Deren`de kolay şeyler yaşamazken aslında hayat onları aynı kapıya çıkarmak ister. ✨

Kötü bir kaza sonucu küçücük yaşta gözlerini kaybeden çaresiz bir kız. O günden sonra hayatı artık kapkaranlık bir dünyadan ibaretti. Peki ya içindeki karanlık? O günkü kazada hayat sadece ondan gözlerini almamıştı. Çocukluğunun, gençliğinin verdiği enerjiyi, mutluluğu, sevinci beraberinde götürmüştü. Hayatın gercekleri bu kadar acı olmamalıydı. Hayat bu kadar karanlıkken bir aşk tüm acılara rağmen aydınlığa çevirebilir mi sizce? Yoksa daha da kötüsünü mü yapar? Ben Leman. O küçük gözlerini kaybeden kız benim. Şuan yirmi dokuz yaşındayım ve bu günlere gelmek benim için hiç kolay olmadı. Kör bir kızın hikayesini dinlemeye hazır mısınız?

Kitapta yazım hatası varsa şimdiden özür dilerim iyi okumalar❤️