Bu kitap benim değildir fakat ben yayınlıyorum. Bu kitabın yazarı benim canım kardeşim koncel53 dür. Benim kardeşim bu kitabı benim yanımda yazdı fakat yayınlamadı. İşte şuan yayınlaması bana düştü. Bu kitap canım kardeşimin yazdığına göre; Dünyanın en güzel gülüşüne sahip olan babaanneme

Kaosun yankıları, dünyanın derinliklerinden yeniden yükseliyor. Malven’in ve arkadaşlarının peşinden sürüklenirken, gizemli güçler ve eski düşmanlar gün yüzüne çıkıyor. Her adım, felaketin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Fakat bu fırtına, geçmişin sırlarını da açığa çıkaracak; her şeyin temeli, beklenmedik bir şekilde sarsılacak. Malven, kaybıyla yüzleşirken, kardeşinin ölümünden ve platonik aşkından gelen karanlık yankılarla boğuşur. Bu yolculukta, her bir dostu ve düşmanı yeni bir testten geçmek zorunda kalacak. Kader, artık sadece bir seçenek değil; bir zorunluluk. Fakat felaketin ardında, beklenmeyen bir güç uyanıyor. Tüm bildikleri sarsılacak, her şey sorgulanacak. Fırtınanın içindeki karanlık, artık her bir adımda daha da belirginleşiyor. Kimin gerçek dost, kimin ise en büyük düşman olduğunu anlamak için çok geç olabilir. Bir sır, tüm dünyayı değiştirebilir… Felaketin ardında, bir fırtına bekliyor.

Kan. Çığlıklar. Büyüler. Haykırışlar. Kanlı Ay. Cehennem. Sis havayı içinde hapsetmişti. Kötülük bütün dünyayı içine almıştı sanki. Belki de bulutlar masumları korumak için yeryüzüne inmişlerdi. Gri bulutların ardında gördüğüm tek şey ise o varlıktı. Buz gibi soğukkanlı ve bir kızgın demir kadar ateş saçan o varlık. Gözlerinden bile saf kötülüğün simgesi olan o varlık. Şeytan olduğunu nerden bilebilirdim ki. ... "Güven tehlikeli bir oyundur Alevruh. Takım oyunu gibi görünür fakat ilerledikçe yanındaki kişinin aslında karşında olduğunu fark edersin. Oyunun sonunda ise o muhtemel an gerçekleşir ve gözlerin de yalan söylediğini anlarsın."

Bir ölüm kalım meselesi vardı bu okulda. Zorla gönderilen, kendi iradesi ile gönderilen ve bir suikastçı olarak gönderilenler. Ama bilmedikleri gizemli bir şey vardı. Adım attığımızda hep arkada kalan gölgemizde bir katil vardı.Bizi öldürmekle görevli olmuş bir katil. Ateşin gölgelerine su atmak için hoş geldiniz Ölümler Okuluna!

Ay’ın Çocukları 2. kitap

İlk fantastik kitabım kötü olabilir çok özür dilerim😭

Gelecekden gelen bir kaç mektup düşünün... Normal bir hayatı olan bir kızı nasıl etkiler? Hiç sordunuz mu bu mektuplar nerden geliyor diye! Kimse sormadı bende sorgulamadım. Aslında yaptığımız aptallık sonuçta hayatımızı o mektuplara göre değiştirdik...

Fantastik kurgusu olan bu kitapta erkek ana karakter dawny nathan ; kendisi 2.02 cm boyunda , oldukça fazla beyaz teni ve dişleri olan kan bağımlısı bir vampir. Kadın karakter clovery stassia ; yine oldukça beyaz teni ve kanatlı 1.75 boyunda yeşil gözlü bir melek. İkisi bu aşkı her zerresiyle yaşar lakin halk bunu olumlu bulmaz .

Krallıkta bir suikastçının işlediği bir cinayetle başladı herşey

doğrusu herkes krallığımızın hayatta olduğunu söylüyordu ama benim krallığım annemdi ve o hayatta değildi...

Hayatı bir gece onu karşılayan sürpriz kazayla parçalanmış genç bir kadın. Lahza Marin, yaşadığı korkunç kaza sonrası bambaşka bir dünyaya sürgün edilir. Şimdi dağılmış hayatının parçalarını toplayabilir miydi? Üstelik en acımasız kişilerin ellerine düşmüşken, artık geri dönebilir miydi ait olduğu dünyasına? Korkuyorsan.”Yenil ve teslim ol.” Onların dünyasında zayıflara yenilgiyi kabul etmek düşerdi. Halkı olmayanlar köle olmak tek yaşam şanslıydı. Ale Dahkes acıma duygusunu bilmeyen nefretini dâhi paylaşmayan bencil bir adamdı. Kaçmak ne mümkündür ondan. "Sana bir şans verse bile önüne düşmen için bütün çıkışlarını kendine çevirecektir. Onu bilen bilir, ama kimse tanımaz." ”Peşinden gelmeyeceğim, bana sen kendin geleceksin.”

Bir krallıkta geçen bu gizemli hikâye, sihrin gözlerle yapıldığı bir dünyada展開。Ana karakterler, yetenekli ama sırlarla dolu bir büyücü ile cesur ama kaderine karşı çıkan bir prenses. Krallık, dışarıdan bakıldığında huzurlu görünse de, derinlerde karanlık bir gizem barındırıyor: gözlerle yapılan büyünün kaynağı olan eski bir güç, bir şekilde kontrolden çıkmaya başlamış. Bu kaosun ortasında, büyücü ve prenses, krallığı kurtarmak (ya da belki de yeniden şekillendirmek) için bir araya gelmek zorunda kalıyor. Hikâyenin kalbinde ise gizemli bir kitap yatıyor; bu kitap, sihrin kökenlerini, tehlikelerini ve belki de nihai gücünü açığa vuran bir anahtar.

Su ve ateş kardeş olurlarsa ne olur? Savaş mı? Faye`in kardeşi Faylinn bir gün bir göl başında kaybolur. Faye`de onu aramak için göle atlar ve bir daha bulunamaz.

Sanırım zeka geriliği var dedi tanıyamadığım zeka yoksunu. Seninle anlaşabilmem mi bunu sana düşündürdü dersem,sinirimi bu kızdan çıkaracaktım ,seninle anlaştığımızı nereden çıkardın diyebilirdi ,tıkanırdım bu yoldan gidemezdim. A Ne o ne kadar zekamın geri olduğunu düşünsende yine de senden yukarda olması canını mı sıkıyor ? bana döndü. -Yani zeka geriliğini kabul ediyorsun deyip güldü. Eksikliklerini başkalarına laf çarpıtarak tamamlayabileceğini ,kendi boş benliğini bununla doldurabileceğini sanan ama sadece değersizliğini gün yüzüne çıkaran birinin laflarına haddini bildirmek için cevap vermek bile bu dünyaya gelmemi sorgulamama neden oluyor dedim. Tabiki şok olan gözlerle bana baktı . Cümlemin başıyla sonunu hatırlamadığına eminim.Bir dakika bakıştık ardından onu yalnız bırakarak kapıya doğru yürüdüm.

Bir sabah hiç tanımadığınız yaralı bir kadına bir iyilik yağtığınızı ve bunun sizi bir anda bir ölümsüz yapıp, koruyucuların bir parçası hatta en güçlüsü yaptığını düşünün. Büyük ihtimalle bu bir çok fanı için çok inanılmaz bir şey olurdu ancak benim için pekte öyle değil. Ben İlay o güne kadar bende sizin gibi faniydim ancak o gün yaşananlar beni geri dönülmez bir yola soktu. Ben artık ölüleri görüp onlarla iletişime geçebilen, evrendeki bir çok şeyi kontrol edebilen ve bunun için herkesin peşinde olduğu tek başına her şeyle başa çıkmaya çalışan koruyucu İlay ve bu benim yeniden doğuş hikayem eğer sizde neler olacağını merak ediyorsanız o gelde gelip hikayemi okumaya ne dersiniz?

200 yıl önce gerçekleşen savaş yoksulluğu, yoksulluk baş kaldırıları, baş kaldırılar ise inançsızlığı doğurmuştu. Kızılkum, küskün toprakların üstüne inşaa edilmiş bir çöl şehri haline gelmişti. Geçen yüzyıllar orada bir şey değiştirmemiş, Buhara cadılarının laneti baş göstermeye devam etmişti. Yıkılan krallıklarının her köşesini almak için yemin etti Yula. Kurtuluş için, Kaybettikleri için, İntikam için.

Sizce nasıl Bence iyi devamı mutlaka gelecektir .

Hani kücuk bir fidanı suladığınızda yetişmeye başlarya hayata bunun gibiydi küçüklüğünuzden bu güne gelene kadar anne baba ve ailenin desteğiyle yetişirsinizya beni bu güne kadar kimse yetiştirmedi ama ben kendi sayemde bir fidandan daha güçlü duygusuz ama bir ağaç gibi sağlam yetiştirildim Her şey aslında ailemin ölümüyle başladi onlar bu hayatan göçüp giderlerken arkalarında içi çokük bir ruh ama sağlam bir beden bıraktılar ama bir an olsun içimdeki intikamı kimse söndüremezdi Ben lavinia karasu herkese karşı sevecen görünsemde içimde pusuya yatmış bir katil oldugumü kimse bilmiyecek

~Fantastik~ "Öfke ve dansın zarafeti, olacak pek çok şeyin sebebi..." Yaratıkların kol gezdiği, tehlikenin hüküm sürdüğü dünyada; onları avlamak için eğitilen avcılar varken Luna Aleda da onlardan birisiydi sadece. Sıradan bir hayata sahip olan Luna, kaderin kendisine sunduğu sürprizle birlikte büyük bir felaketin ortasında olduğundan habersizdi. Öyle ki Uzak kıta onun için bir hayalden ibaretken gerçeği olacak ve onunla mücadele edecekti. Orbunların ve İnsanların dünyasında gizli sırlar açığa çıkarken herkesin korktuğu "Altın Gözlü Prens" ise son rövanşını oynayacaktı. ~ "Bence," dedim duraksayıp. "Sen ve ben iyi bir ikili olduk." "Öyle olduk," diye cevap verdi Hermes. "Yoksa bunca şeyin sebebi de olmazdık." Başlangıç Tarihi: 8 Mart 2023 Bitiş Tarihi: 2 Ağustos 2023

Her köşesi güzellikleriyle var olan dünya artık bir savaş meydanından farksızdı. Aydınlığı getiren güneş yerini dumana ve kasvete bırakmışken, çiçekler eskisi gibi kokmuyor, mevsimler aynı hissi vermiyor, insanoğlu gülümseyemiyordu. Yeni Dünya bir yaşam mücadelesinden ibaret hâle gelmişti. Savaşlar; insanlar ve insanlar arasında değil insanlar, yaratılanlar ve savaş birliğinin arasındaydı. Yıkımları getiren savaş hızla ilerliyor, kurulan yıkıcı planlar tüm yaşamı etkisi altına alıyordu. Bu karmaşanın içinde kendini savaş birliğinin elinde bulan genç kız, tüm planlara tezat bir şekilde olayların tam ortasındayken askerlerin arasında hayata tutunmaya çalışır. Biraz fantastik, biraz aşk, biraz gizem...

Sistem, yasalar, yaşam… Tarih, her zaman kazananların kalemiyle yazıldı. Krallık tarafından dayatılan bir hayata sessiz kalmak, susturulmak… Sebebini bile bilmeden ailenizden ve toplumunuzdan koparılmak… Ölüme terk edilip yaşamayı başarmak... Ama ya bu kader değiştirilebilseydi? Ya tarih, başkalarının değil de sizin elinizde yazılsaydı? Baskı altında ezilmiş bir halk için bu yalnızca bir hayaldi. Onlar sorgulamayı unutan, korku içinde yaşayan, cesareti olmayan insanlardı. Peki bu sessizliği kim bozacak? Kim susturulmuşların sesi olacak? Kim korkuyu yenip, devrimin kıvılcımını çakacak? Bu bir devrim olacak ve tarih bunu unutmayacak...

24 Krallık 16 Cinayet.

Yetimhane de büyüyen Marsel, ailesinin karanlık sırrı ile kendini baş başa bulur. Onu karanlık bir hayat beklemektedir “Yeniden Gökyüzünde buluşma dileğiyle”

Jungkook: bu zehirli dudakları hangi gecelerde tadacağım taehyung?| Oysa ki benim kitabımda denenmişi denemek yoktur!| Siktir!| Mahvettin beni çocuk!| Karabüyü soyunun varisi ve gizli çete lideri Jeon Jungkook, gözüne ulusun büyü varisi Kim Taehyung`u kestirmişti!

Zaman akmaya devam ettiğinde, bir kelebeğin kanat çırpışı ile başka bir dünyanın kapısı usulca aralandı. Bir havvakızı olarak getirildiği Dünya`dan, başka biri olarak hüküm sürmeye başladı Fısıldayan...