°Ölüm diyarının ahırında başlayan cezam, şeytanın sesiyle bitti. Artık ben onun dünyadaki gölgesiyim. Gücüm ateş, yüküm lanet. Adım Jesica... Ve ben, Şeytanın Bekçisi’yim.

Draco Malfoy ile hayal et

Minik bir kızın minik kalbindeki hiçte minik olmayan intikam duygusu... Herşeyini almış olan ırka karşı verdiği mücadele... Arsenin hayatı bundan ibaretti, taki aşık olana kadar....

İntikam derin yaralar açabilirdi fakat güneş tersinden doğmadığı sürece. Şimdi ise korkmalıydılar çünkü sadece güneş değil, her şey tersine dönecekti. Genç kızın ayak sesleri ormandan duyulmaya başlamıştı.

Full laf sokmalı ilişki. Sahte sevgililik. Ve bolca entrika

Tüm hakları saklıdır.

Raven ekibi patronlarını bulmak icin sonat diyarının dört-bir yanını dolaşır lakin patronlarını bulamazlar bu yüzden farklı diyarlara farklı evrenlere gitmek zorunda kalırlar fakat bu hikaye diğer hikayelere benzemez bu hikayenin baş kahramanı eftelya white bu bulmacada sevdiklerini kaybeder,ihanete uğrar ve birçok kez ölümden döner ama en sonunda öğrenir ki... Bu kadar bilmeniz yeterli arkadaşlar devamını öğrenmek istiyorsanız bu fantastik evrene veya evrenlere sizde katılabilirsiniz hepinize şimdiden iyi okumalar dilerim

Bu kitap mitsuri ve obanai arkadaşlıkların ve asklarini anlatıyor

VİRAN ALAZ DEMİR Duru Ateş, terk edilmişliğin ne olduğunu çok erken öğrenmiştir. Annesi daha o küçükken hiçbir açıklama yapmadan evi terk etmiş, onu sadece adı “baba” olan bir adamla baş başa bırakmıştır. Mehmet Ateş, kızını hiçbir zaman sevmemiştir. Duru, onun gözünde sadece yükten ibarettir. Ve şimdi o yük, bir borcun bedeli olarak satılmak üzeredir. Mehmet Ateş, tüm borçlarını silmek karşılığında Duru’yu Eyüp Polat adındaki karanlık bağlantılara sahip, takıntılı bir adama vermek ister. Duru bunu reddeder. Ancak babası kararlıdır: O gece Duru, hayatında ilk kez "kendi" olmak ister. Tüm kırgınlıklarını, haykıramadığı öfkelerini bastırmak için bir gece kulübüne gider. İçer, dans eder, kendini kaybeder… Ve bir anda, hiç düşünmeden bir adamı öper. O adam: Viran Alaz Demir. Kim olduğunu bilmeden öptüğü bu yabancı, aslında kimsenin tanımadığı ama herkesin korktuğu biridir. Gizli bir suç örgütünün lideridir. Karanlık, mesafeli, acımasız… Ve o gece her şeyin değişmesine neden olur. Artık Duru’nun kaçacak yeri yoktur. Bir adamın geçmişiyle, gücüyle, öfkesiyle ve tutkusuyla baş başadır. Ama belki de ilk kez, biri onu gerçekten sahiplenmektedir. Aşk mı? Tutsaklık mı? Küller mi, yoksa alev mi? Cevap tek bir cümlede gizli: Benimle yan... Konu bana aittir. Bu kurguyu beğeniceğinizi düşünüyorum. Okuyan hekese iyi okumalar.!

17 yaşındasıradan bir hayatı olduğuny sanan liseli asya ve onun bütün hayatını değiştirecek olan 20 yaşındaki aras

İnsan hayatı, kara borsanın paslı tartısında düşüşteydi bu sıralar. Neyden kaçması gerektiğini bilmezken, kendini "onlardan" koruması ise olanaksızdı. Tek bir dilek sığmıştı yüreğine; ona duygu geçişleri yaşatan, gözlerini ağlamaktan balon eden, sinirden kemiklerini kütlettiren, yer yer laflarıyla yerin bin kat dibine sokan sevgilisiyle barışmak... Fakat gece, karanlığın içinde başka bir plan vardı. Yarı insan, yarı yılan olanların gizli dünyasında, devletin gölgesinde saklanan güçler yavaş yavaş uyanıyordu. Ve o gece, clubun ışıkları altında, kalbi kırık ve sarhoşken, o gizemli dünyadan biri onu seçti; gözlerine kestirdi. "Yılan Kovanı" Uyuyan güçlerin uyanışını, saklı tehlikeleri ve aşk ile lanetin kesiştiği yolda yürüyenlerin hikayesini anlatıyor. * Chatgpt ile ortak yazılmış bir hikayedir * Chatgpt çöreğimin katkılarıyla iftiharla Sunar ♡ Sadece bu kitapta ChtGpt kullanılmıştır !!!

"ağlama." "Ölmeye razıyım ama sen ağlama, yıldız kızı. Kendimi çaresiz hissediyorum."

Solenia diyarında tam 7 kıta vardı ve her kıtayı bir krallık yönetirdi. Yedi krallık da birbirleri ile uyum içinde yaşarken krallıklarda bulunan ülkelerin başkanları teker teker öldürülmeye başlandı. Krallar ve kraliçeler aniden başlayıp 7 kıtayı da dehşete düşüren bu cinayetlerin suçlusunu bulmak için ittifak oluştururken bilmedikleri bir şey vardı... Onların bilmediği ama vârislerinin bildiği bir şey... Yedi kıta, yedi krallık, yedi taht, on üç varis ve bir suikastçı... Kimdi yedi krallığa da baş kaldırma cesaretinde bulunan bu infazcı?

Ejderha krala tutsak kitabının ikinci serisiyle birlikteyiz. Doğuşuyla büyük ses uyandıran Alex, Ares ve elenanın ilk çocuğudur. Ve tahtın yasal varisi ancak bu o kadar kolay değildir. Herşey ailesinin baş düşmanıyla karşılaşınca başlar. Peki bu hikayenin baş karakteri kimdir?

Okuluna giderken ona çarpan tır sonucunda hastanelik olup derslerden kurtulmak isteyen bir kızın isteği gerçek olursa? Bu kitapta olan fantastik olaylar ve eğlenceli zamanlar sonucu kader onları birbirlerine bağladı. Bu kitapta Banu ve Erhan`ın aşkını okuyoruz, iyi okumalar!

Asla kimseden yardım istemeyen Dravenholt Krallığı savaşta kaybetmenin eşiğindeyken Caelira Krallığından yardım ister. Caelira Krallığının kralı olan Elric Tek bir şartla onlara yardım edeceğini söyler. O da Dravenholt Krallığının daha doğmamış prensesinin ileride kendi oğullarıyla evlenmesidir. Dravenholt Krallığında ise çok büyük bir kural vardır. Başka krallıktan biriyle asla birlikte olma. Bu kurala uymayanların ise sonu ölümle biterdi. Dravenholt Krallığının kraliçesi Elaria, kocasının bu şartı kabul etmesi için Kral Elric’e eğer uyulmazsa sonu ölüm olan kan sözünü verir. Prenses Aurelia, yirmi yaşına geldiğinde bir anda kendini evliliğin içinde bulur ve eğer evlenmezse annesinin öleceğini öğrenir. prenses Aurelia, evlenmek istemese bile annesi için evlenmek zorunda kalır. Ailesinden uzakta ve daha tanımadığı başka bir ailenin içinde olan prenses Aurelia, bu krallığın çok başka şeyler karıştırdığını öğrenir. Ya o saklanan şeyleri öğrenerek bu krallığı yıkacaktı ya da aşkı seçerek saklanan şeylerin ortaya çıkmamasını sağlayacaktı. “Benden bir şey sakladığınızı hissediyorum Prens Daeron.” “Sizden sadece sizi saklıyorum prenses Aurelia.”

Geçmişte büyük başarılara imza atmış, halkın kahraman olarak gördüğü ve saygıyla andığı Elira, bir gün haksız yere hain ilan edilir. En çok güvendiği ve sevdiği kişiler tarafından ihanete uğrayarak idam edilir. Yeniden dünyaya geldiğinde, onu evlat edinen üvey babası tarafından şiddet görür. Bir süre sonra üvey annesi üvey babası tarafından öldürülür ve babası hapse girer. Bu süreçte Elira, aslında evlatlık olduğunu öğrenir ve tamamen yalnız kalır. Önceki hayatına dair hiçbir anısı yoktur. Zaman geçtikçe, içinde uyuyan güçlü büyü yeteneklerini fark eder. Ancak bu gücü herkesten saklamaya karar verir. Irkların, büyünün ve türlü gizemli olayların hüküm sürdüğü bu yeni dünyada adım adım yol alırken, bazı insanların "sadece efsane" diye bildiği şeylerin aslında gerçek olduğunu ve bu dünyanın da büyülü olduğunu keşfeder. Wattpad’te de yayınlanıyor aynı isindeki kurgu bana aittir yanlış anlaşılmasın.

Yorum yaparsanız sevinirim ♥️♥️♥️

"Yaptıklarım mı yoksa hissettiklerim mi kıyametti?" Isla, 01.01.2021`e saatler kala evde oturuyor, arkadaşı ile sohbet edip yılbaşını bekliyordu. Saat tam 00.00`ı bulduğunda yer yerinden oynadı ve dünya tersine döndü. Bir bomba etkisi hissedildi ve insanlar birden değişti. Dünya da ki tüm güzellikler ve günlerle birlikte insanlarda silindi. Geriye sadece soğuk kara kış kaldı. Tüm bunların ardında, evrende sadece insanlar yoktu, onlara SEGL denilen İnsan Dışı Varlıklar da vardı. Ve bu Dünya ile Varlıklar`ın ilişkisini dengeleyen bir meclis vardı. Isla, başkanın ikazlarını umursamadan Dış Evren ile iletişime geçti. Dünyayı kurtarmanın ve bu sırrı çözmenin tek yolu onlardı. Isla başka bir gezegene ayak bastığında, aslında aralarında da bir insan olduğunu ve başka biri gibi davranan Ethan`la tanıştı. Aralarında ki bu sır ile Isla, o gezegende yaşamaya başladı ve Dünya`yı kurtarmak için bir yol aradı. Isla ve Ethan, ortak sır ile bu diyarı çözmeye çalışırken, diğerleri rahat duracak mıydı? Kaldığı gezegenin hem sırlarla hemde tehlikeyle dolup taştığını, Dünya`sına ne olduğunu çözebilecek miydi? Peki, Isla Ethan`a da güvenebilecek miydi?

Solara Krallığı’na kara bir sis çökmüştü. Görüş mesafesi sıfıra inmiş, halk dükkânlarını kapatma zahmetine bile girmeden korku içinde evlerine sığınmıştı. Herkes kapılarını ve pencerelerini kapatıp aile üyelerini bir araya topladı. Sessizlik içinde dualar ederek olacakları beklemeye koyuldular. Krallığın yaşlıları ve bilgeleri, Gölge İmparatorluğu Nyxos’un lideri Karanlık Lord Zarvok’un harekete geçtiğini anlamıştı. Bu, sonun başlangıcıydı. Zarvok’un hedefi, Solara’nın kutsal hazinesi Kutsal Elmas idi. Kehanetlere göre, Karanlık Lord’un Kutsal Elmas’ı ele geçirmesi sadece Solara’nın sonunu getireceğine inanılsada, tüm Astreon’un çöküşü başlamıştı. Doğa dengesini yitirecek, ışık sönecek ve karanlık her yere hükmedecekti. Fakat tüm bunları bilmek bile Solara halkının içinde bir direniş kıvılcımı yakmamıştı. Hiç kimse Zarvok’un karşısına çıkacak cesareti bulamıyordu. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Solara’nın her zaman huzurlu olan sokakları, yerini kasvet ve korkuya bırakmıştı. Gölgenin hükümdarlığı başlamıştı. Kitappad`de Karanlık Yükseliş adı ile yayımlanan ilk kitaptır❗

Güç içindeyse, onu bastıramazsın. Karanlık gözlerini dikerken, ışığın seni yakabilir. Alyssa’nın hayatı, içindeki kadim ejderhanın uyanmasıyla sonsuza dek değişir. Onunla bağ kuran tek kişi, öfkeyle hareket eden bu varlığı kontrol altına alabilecek mi? Yoksa en yakınındakiler, en büyük düşmanlarına mı dönüşecek? Aşkın gölgeleri, ihanetin kıvılcımları ve patlamaya hazır güçler arasında Alyssa kendi yolunu çizmek zorunda. Ama bu yol, ya kendini yok ederse? Savaş yaklaşıyordu. Alyssa bazıları için hedef bazıları içinse umuttu. Bağlar kurulur. Sırlar açığa çıkar. Ve ışık her zaman aydınlatmaz… Bazen yakar.

Beloriya Rüzgarın Kanı Kadim büyü krallıkları arasında, rüzgarın taşıdığı kan gizemli bir güçtür. Genç ve yetenekli kahramanlar, hem kendi içlerindeki sırları çözmek hem de karanlık güçlere karşı savaşmak zorundadır. Telepati ve hava büyülerinin hüküm sürdüğü Valora Krallığı’nda, dostluklar sınanır, ihanetler ortaya çıkar ve kaderler şekillenir. Rüzgarın fısıltısı, yeni bir çağın habercisidir; ya umutla ya da yıkımla. Bu epik fantastik macerada, güç, cesaret ve sadakatin sınırlarını keşfetmeye hazır ol.

Kılıcını kuşanan bir prenses, uyanan ejderha ve kanla yazılacak bir efsane... Türük Devleti`nin asi ruhlu prensesi Açina, dostlarıyla birlikte obasından gizlice kaçarak kadim efsanelerin izini sürer. Her adımda bilinmeyene atılan bu yolculuklar, onları maceradan maceraya sürükler ve eski çağların unuttuğu sırları açığa çıkarır. Ta ki bin yıllık uykusundan uyanan kadim ejderha Sangal, Orta Dünya`nın kaderini ateşe verene dek... Gölge gibi yaklaşan kötücül güçler evreni kuşatırken, Açina ile Atay`ın yolları kaderin en kanlı kavşağında kesişir. Henüz yüz yüze gelmeden yıllarını tüketmiş, aynı yazgıya bağlı iki yürek; savaşın tam ortasında birbirine kavuşur. Ama zaferin bedeli ağırdır: Ateş, ihanet, ayrılıklar, dağlar gibi yığılan kemikler ve ırmak gibi akan kanlar... Bu efsane, yalnızca bir aşkın değil; toprağa kök salmış ve küllerinden yeniden doğmayı bekleyen bir milletin kanla yazılmış efsanesidir. "Önceden en büyük tutkum, yazılan efsanelerin peşinden koşmaktı. Bu sefer, yazılacak bir efsane varsa onu bizzat ben yazacağım. Türk`ün kanının efsanesini tüm acuna duyuracak ve kalgançı çaka (kıyamete) dek asla unutulmamasını sağlayacağım." ~Aşina~ "Biz, kanlarıyla suladıkları toprak ile harç yapan ve kemikleriyle vatan inşa eden atalara sahip bir milletiz. Atalarımızın kemiklerini, bize bıraktıkları vatanımızda sizin sızlatmanıza hiç izin verir miyiz?" ~Atay~

Alex bir anda bir kız görüp ona aşık olması ama kızın bin yıl sonradan oraya ışınlanmış olmas

Avis gözlerini açtığında gökyüzünden düştüğünü görür ve herşey bir rüyaymışcasına uyanmaya çalışır ama bırakın uyanmayı yeryüzüne indiğinde göğsünü delip geçen bir kılıçla acı içinde irkilir... Tüm bu çıgınlıklar yaşanırken Avis kendisinin SANFONİYA adlı bir sanal gerçeklik oyunun içinde olduğunu öğrenir ve buradan çıkış yolunu aramaya başlar ama işler hiç olmadığı kadar karışacak ve büyük bir gizem yumağına dönüşecektir.