Geçmiş, geleceğinin başlangıcıydı. Karanlık bir sır, kaçılmaz bir kader... Kaçırılan iki kız adım adım deponun derinliklerine sürüklenirken, kendilerini genetik deneylerin ve acımasız görevlerin gölgesinde bulurlar. Depo, yalnızca ilaçların üretildiği bir yer değil, aynı zamanda annelerin çocukları için yazdığı karanlık bir geleceğin sahnesidir. Ailelerinin korumak için sakladığı gerçekler şimdi silahların, ihanetin ve sarsıcı yüzleşmelerin ortasında gün yüzüne çıkıyor. Her adımda güven sorgulanacak, her adımda özgürlük yeniden tanımlanacak. Simurg`un kanatları kurtuluşun mu yoksa sonsuz esaretin mi habercisi olacak? Kızlar geçmişin gölgesinden sıyrılıp kendi kaderlerini yazabilecekler mi? Gerçekler bazen en karanlık yerlerde saklanır... Geçmiş, geleceğinin başlangıcıydı.

“Bir arkadaş grubunda ölen arkadaşları Ece’nin katilini bulmaya çalışan grupta,asıl katil içlerindedir. ‘Katiller Oyunu’ oynayarak katili bulmaya çalışırken artık yorulup kenara köşeye çekilirken katil onları yakalar ve kaçmaya çalışırlar.Araya aksiyonlu aşk girer ve yasak aşklarını sürdürürler…” !Dikkat!Bu kitapta olumsuz sahneler,argo kelimeler bulunabilir!

Babasının sürekli olan darplarından sonra küçük yaştayken komşularının şikayet etmesi sonucu yetim haneye gönderilen Jisung`u bir aile evlat edilir. Ailede tek çocuk olmayan Jisung`un,bir abisi vardı. Zaman geçtikçe birbirinden nefret eden iki kişi birbirine aşık olur. Aradan geçen 3 yıl sonunda Jisung`un öz annesi Jisung`un izini bulur ve peşine düşüp onu bulmaya çalışır. Uzun uğraşlar sonucunda,Jisung ile yüzleşebilir.

Alttarafı bir kahve içeceklerini düşünen iki gencin başına gelenler

Minecraft evreni ile gerçek hayat evrelerinin çöküş hikayesi..

“Karanlığa ilk adımı atanlar, onunla yaşamayı öğrenmek zorundadır.” 40 kişi... Dünyanın dört bir yanından seçildiler. Su altında nefes tutmayı, F-16 uçurmayı, sabotaj yapmayı, acıya gülmeyi öğrendiler. Ama yalnızca 10’u kalacaktı. Asen Ulu ve Eryx Hunter’ın eğitmenliğinde yürütülen bu proje, sadece fiziksel değil, zihinsel bir savaştı. Seçilmişler, kendilerini Gölgeler’e dönüştürecek bir yolculuğa çıkarken, tek bir soruya yanıt arayacak: "Kendini kaybetmeden hayatta kalabilir misin?" Kimi hain sandılar… Kimi kahraman olduğunu bile bilmedi. Ama gerçek? Gerçek hep gölgelerin ardındaydı. Onların görevi, görünmez olmaktı. Güvenilmemek, düşman sanılmak, hatta vurulmak... Çünkü gerçeğe ulaşmak istiyorsan, önce maskeleri takmayı öğrenmelisin. Kodlar, taşıyıcılar, ihanetler, yeminler. Ve hepsinin ortasında, tek başına bir kadın: Sadakati sorgulanan, ama vicdanı hâlâ en derin kurşunlardan bile sağlam olan biri. Gölgeler varsa... Ardındakiler hep bir şey saklıyordur. Ve Asen artık sadece gerçeği değil… kendini de bulmak zorunda.

İki aşiretin çocuklar yüzünden birbirlerine düşman kesilmesiyle başlayan bir mesele ama iki aşiretinde haberi yok bu savaşta zarar gören hep çocukar olucak.

İki gencin birbirini sevip bazı nedenlerden dolayı ayrılması.

Sesiz . Ölümcül . Gölgeler arasında bir efsane ... Killy , geceyı avına çeviren bir baykuş gibi . Her bakışı keskin, her hareketi ölümcül . Görevini tamamladığında hiçbir iz bırakmaz ; sadece bir efsane kalır Killy :Gölgelerin Adı ; sizi karanlık ve tehlikeli dünyanın içine ceker. Her şey göründüğü gibi deyil ; geceyi bilen bir gölge gibi dikkatli olun Bu bir kurgudur gercekler ile alakası yoktur

Yıllarını kick boxa adayan kadının bir gün sevgilisi tarafından aldatılması ve onun ezeli düşmanıyla olan iletişimini konu alan bu kitabı umarimki beğenirsiniz

Sadece gizli bir görev için kılık değiştirip gittiğim yerde tuzağa düşeceğimi bilmiyordum.

5 arkadaşın korku evi merakı

Ben Valeria Volkova. Ailemin son varisi. Katledilen annem, babam, abim ve kardeşimin intikamını almak için buradayım. Babamın yarıda kalan bütün karanlık işlerini tamamlamak benim görevim. Evet bir Rus mafyasıyım ve bütün dünyada tanılıyorum. Bu katletme mevzusunu çözene kadar rahat uyku uyumaya ve ölmeye niyetim yok... Her zar bir ölüm, her sayı da bir kurşun demektir.

Bir günah, iki melek. Bir şeytan, ve yardakçıları. Geçmişi arkasına, güya temiz bir sayfada. Kendisine yapılan fedakarlıklar, kendisi için işlenen günahlar... Tırnaklarıyla kazıyarak inşa ettiği geleceğinde, adını herkesin bilmesini sağlayan genç ve başarılı bir Cumhuriyet savcısı. Parçası olduğu geçmişte özgür olmadığını bilerek, masumluğunu yer aldığı soğuk cehennemde kaybederken bir varis-parça oyunu içerisinde ait olmadığı köşelerde yalnızca bir "benliği" olduğu inancına tutunur. Geçmişindeki izler, birer kişi kılığında pençelerine onu hapsetmeden önce hafızasını geçmişe kalıcı olarak kapatan Efil, kilit vurduğu kapıların sağlamlığını sorgulayacağı oyunlar içerisinde yer edinir. Ve gerçek "benliği" kendini gösterir.

4`lü bir grup... Bunlar Kiraz,Ateş,Ali ve Zehra ama kimliklerini saklıyorlar... Kiraz(Boncuk) Ateş(Umut) Ali(Aziz) ve Zehra(Parla) Bu dörtlüyü yok etmeye çalışıyorlar ama bu imkansız yapan asla çıkamadı Ve karşınızda Parıltılar!!

Küfür içerir eğlenceli komik gülme garanti bir kitap okuyun

ÖLÜM KOKAN BİR ÇİÇEK: GÜNAH ÇİÇEĞİ İKİ KADIN... BİR SIR... TEK MEZAR... Günah çiçeği başlangıç arin ve zerya adında birbirinden habersiz ikiz kız kardeşler bi günah uğruna ikiside kurban verildi ve hayatları bam başka yönlere evrildi "BAZI ÇİÇEKLER TOPRAKTA DEĞİL, KAN GÖLÜNDE AÇAR..." "BİTTİ. SENİN İÇİNDE... BENİM İÇİNDE... BİRİMİZ TOPRAK OLMALI. YA SEN... YA BEN..."

Hayat, tek bir anla altüst olabilir… Rize’de hukuk okuyan İlteriş Kağan, sıradan bir öğrenciydi. Ta ki bir gece, yolda kanlar içinde yatan bir adamı hastaneye yetiştirene kadar. O adam Karahan Keskin`di — yeraltı dünyasında “iyi mafya” olarak bilinen ama düşmanlarıyla çevrili bir lider. O andan itibaren İlteriş, kanunlarla örülü hayatından uzaklaşıp yeraltının karanlık gölgelerine adım atar. Her adımında yeni bir sır, her dostluğun ardında gizli bir ihanet vardır. Güvendiği eller bile tetiği çekmeye hazırken, aşk bile ölüm kokar. Adalet mi, intikam mı? Kader mi, seçim mi? Her şey gölgelerin içinde saklı…

"Tahtlar kanla kurulur, sessizlikle yıkılır. Ve en çok konuşan hep paranın sesidir." ---- Zemun Klanı, Sırbistan`ın karanlık arka sokaklarından doğan ve Avrupa`nın suç haritasına adını yazdıran gölgelerden biriydi. Onlar için sadakat, yalnızca kanla mühürlenirdi. Petroviç ailesi, hırsın soyla birleştiği bir düzenin ortasında yükseldi. Fakat bu yükselişin her basamağında ihanetin nefesi, sevdanın elleri ve düşmanların kurşunları vardı. Artık bu masa, yalnızca güçle değil; gölgeyle, aşkla ve ölümle çevrili. Ve herkes aynı soruyu soruyor: "Kim başa geçecek?" Cevap basit: Kim daha çok kaybedecekse, o.

Ben aptal değilim. Onlar aptal. Yaptıklarının farkında bile değiller. Günler geçtikçe aklını yitirmek, her şeyi unutmak sizce huzur verici mi? Kendini hayattan koparmak isteyenler için muhtemelen huzurlu bir düşünce ancak bana göre berbat bir düşünce. Ben her şeyi unutuyorum. Kardeşimi, ailemi bile artık unutmaya başlıyorum. Günler değil yıllardır tutsağım. Neden rehin alındığıma dair hiç bir bilgim yok çünkü unuttum! Kardeşimi öldüren kişi bile bilmiyorum. Bana işkence yaptırarak her şeyi unutmamı sağlıyorlar. Ama ben unutmak istemiyorum. Ailemi ve kardeşimi istiyorum sadece. Benim bir suçum yok! Yardım edin, lütfen... Ben eşya değilim, benimde bir kalbim var!

İyiki doğdun Asel artık özgür bir bireysin . Hiç kimseye kölelik yapmak zorunda değilsin.

Dikkattt dikkatt herkezin dikkatine yazarınız geri döndüğğğğğ🥳😊😘😝

Arka Söz Işıkların altında parlayan bir genç kız, kalabalığın ortasında bile yapayalnız kalabilir. Olga’nın hikâyesi sadece bir gecelik eğlenceden ibaret değil; tutkuların, hayal kırıklıklarının, tehlikeli karşılaşmaların ve yanılsamaların birleşimi. Her bakış bir sır, her söz bir oyun, her dokunuş ise bilinmeyen bir yolun başlangıcıdır. “Yanılsama”, gerçeğin ve hayalin, masumiyetin ve arzunun birbirine karıştığı; aşkın mı yoksa felaketin mi kapıyı çaldığını asla kestiremeyeceğiniz bir yolculuğa davet ediyor sizi. Olga’nın hikâyesinde kendi yansımanızı bulmaya hazır olun. Çünkü bazen en büyük yangın, kalbinizin içinde yanar.

Zombi istifasından kaçan bir çift Mutlaka bak derim!

Habil ve Kabil`in hikayesinde bir kötü vardı ama bu hikaye melek maskesi takan iblislerle doluydu. Sonunda hepsi de cehennemlik oldu. Ama en çok ben yandım. Gidenler kurtuldu, kalanları acı içinde bıraktı. Ölen bir kere öldü, kalanlar her gün ölmeye devam etti. Günahlarımızın bedelini ödemek için yanacağımız o cehennem başka bir gerçeklikte değildi. İçimizdeydi. Hiç bulamayacağımız kadar derinde; ve kaçamayacağımız kadar bize aitti. Yine de, tüm bu acı ve kedere rağmen küllerimizden doğan bir sabırla en sonunda biz de kurtulduk. Ve bu defa kurtulanlar gidenler değil, kalanlar oldu.