[ darkroman ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 15s önce güncellendi
AŞK'IN ZAFERİ
@elifgnr254
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
1
Tehlike dolu hayatı ölümlerle doluydu. Belinden silah hiç inmez, uykuları bile huzur vermezdi.
Bir gün dilini bile anlamadığı, adını bile bilmediği sadece birsaat aynı odada kaldığı üstelik başını belaya sokan bir kadının çocuksu hareketleri onun hayatına bir anlık da olsa anlam katmıştı. Kendine dil çıkaran çirkef kadına öfkesi bir anda kaybolmuştu.
Büyük gözleri kalbini görüyormuşcasına bakmıştı kendisine.
Kalbi sanki hakkıymış gibi o kadını istiyordu. Onu tanımak, onunla yaşamak ve onunla yaşlanmak... ama mümkün değildi. Bir hareketine vurulduğu kadın başkasına aitti. Ruhunuda kalbinide bir başkasına çoktan vermişti. Yanında yaşlanmak istediği adamı çoktan seçmişti.
Yine de kendine engel olamamış uzaktan uzağa onu izlemişti. Arasındaki binlerce kilometreye rağmen sevdiği kadını korumak istemişti. En azından bunu yapması onu rahat uyutur hayatının bir anlamı olmasını sağlayabilirdi.
Bir gün eline bir fırsat gelmiş, sevdiği kadın için en azından bir seçenek haline gelmişti.
Artık yapması gereken kadının kendisini seçmesini beklemekti.
...
Kim böyle bir insan müsveddesiyle uğraşacak kadar şansızdı? Tabi ki ben!
Şansızlığım arada bir beni yoklar güzel bir çelme takardı bana.
Her zaman benim için önemli bir günde bu çelmeyi takması ise beni çileden çıkartıyordu.
Ya ben çok önem verdiğim için tüm aksilikler beni ilgi çeciki buluyordu ya da cidden şansızlığım benimle uğraşmayı seviyordu.
"Beyfendi bakın ne ben ne de burdaki biri sizi anlamıyor! Beni anlıyor musunuz!?"
Bağırarak sorduğum sorular karşımdaki adamı sadece kızdırıyordu. Oda beni anlamıyordu ve bizim ciddi sorunlarımız vardı.
Başkomiser " hanımefendi bakın bir sürü protokol var. Lütfen şikayetinizden vaz geçin de bu iş uzamdan bitsin, rica ediyorum."
Polisin bıkkınlıkla söyledikleriyle gözümü devirdim.
"Bakın komiserim. Ben de keyfimden burda durmuyorum. Çok önemli işlerim var ama bu HANZO beni cidden sinirlendirdi. Kusura bakmayın çekmicem şikayetimi."
...
Avukat bey karşımdaki hanzoyla Rusça konuşarak durumu tekrar izah etti.
Kendi aralarında küçük bir tartışma sonucu karşımdaki hanzo bey sinirle bana baktı ve ağzının içinden birşeyler geveledi.
Avukat bey bana bakıp hevelse "özür diliyor" dedi.
Peki ben inandım mı? Kesinlike hayır. Küfür de etmiş olabilirdi Avukat bey sadece iş bitsin diye yalan söyliyor olabilirdi.
Bana hevesle bakan Komiser beye başımla red cevabı verdim.
"Kabul etmiyorum. Google çeviri çalışırken tekrar söylesin. Bakışları küfür ettiğini gayet net bir şekilde söylüyor"
Kendimden emin bir şekilde karşımdaki hanzoya bakmış ve avukatın ona söylediklerimi tercüme etmesini dinlemiştik.
Komiser bey olsada bitse hesabı adama bakarken, adam duyduklarıyla daha da hırslanmış bir öfkeyle bana baktı. Alay edercesine rusça birşeyler mırıldandı ama elbette anlamadım.
"В это нелегко поверить, леди. "
(Kolay da inanmıyor hanımefendi)
Telefonunu uzatan komiser beyin telefonuna yaklaştı ve gözlerimin içine baka baka söyledi.
Gözlerinde öfkeyle harmanlanmış bariz bir alay vardı, zedelenen gururun onu ele geçirmesine izin vermemek için verdiği savaşın emaresini taşıyordu
"Мне жаль"
(Özür dilerim.)
Tam ağzımı açıp itiraz edecektim ki komiser bey elini masaya vurarak kakltı. Basit bir işle uğraşmak zorunda kalmış ve bu nerdeyse bir saat sürmüştü. Sonunda kurtulabilirdi ve bu fırsatı elbette kaçırmadı.
Başkomiser " evet, özür diledi bu iş de kapandı."
Dudaklarımız büzüp başımı salladım laflarımı ağzıma tıkıyan komiser beye.
Gözlerim karşımdaki hanzoyu bulduğunda istediğimi almış olmanın verdiği şımarıklıkla dil çıkartıp yeniden komiser beye döndüm.
Dudaklarının bariz bir şekilde genişlemesini yandan attığım bakışlarımla yakalamıştım.
Elimi komiser beye uzattıp tebessüm ettim.
"İyi günler komiser bey."
Elimi sıkıp başını salladı ardından oda "iyi günler" diyerek beni yolculuğuma uğurladı.
Ben ardımı dönüp odadan çıkmak üzereyken hanzo beyde yerinden kalkmıştı.
Onları umursamadan önce odadan sonrada karakoldan çıktım.
Yoldan geöen bir taksiyi durdurup evimin adresini söyledim.
Taksi harekete geçerken hanzo beyin karakoldan çıktığını gördüm. Gözleri önce etrafına bakındı ardından taksihe ve nihayetinde benim gözlerimde durdu.
Taksi karakolun önünden giderken bakışlarının arkamda olduğunu his etmiştim.
devam ediyor 1g önce güncellendi
Gece Yarısı
@rarely
Okuma
12
Oy
2
Takip
1
Yorum
5
Bölüm
2
Kaderleri aynı iki masum çocuk.. Büyüdüklerinde intikam için bir araya gelirler. Peki bu yolda onları ne bekliyordu?
"İçimdeki yara intikam ateşi ile yanıyor ve intikamımı almadan içimdeki ateş sönmeyecek!"
devam ediyor 2h önce güncellendi
Kaçış ve Kader
@3sralll
Okuma
2.41k
Oy
252
Takip
57
Yorum
119
Bölüm
20
Bir insan herkesten ve her şeyden kaçabilirdi, kaderi hariç. Kader, insanın kaçamayacağı tek gerçekti. Beren, Aren`in dönüşüyle yüzleşirken, kaderin ne kadar kaçınılmaz olduğunu derinden hissediyordu. Aren`in gözlerinde gördüğü tanıdık bir parıltı, onu hala sevdiği adamın geri döndüğüne inandırıyordu, ama içindeki bir his, gerçeğin bambaşka olduğunu fısıldıyordu. O gece, İtalya`nın karanlık sokaklarında yankılanan siren sesleri, her şeyi değiştirmişti ve artık dönüşü olmayan bir yoldaydılar.
devam ediyor 4h önce güncellendi
KURŞUN VE VURGUN
@ferfecirdzw
Okuma
3.31k
Oy
348
Takip
38
Yorum
35
Bölüm
16
(Aşiret kurgusu)
Avlu`nun duvarına yaslanmış, sigarasını çiğerlerine çekip bir ölü gibi çıkan dumanları arasında siyah gözleri uzaktan gözlerime tutundu.
Her şey, oydu.
Zorla evleneceğim adamdı.
Rüzgarın yönü hep değişir. Kader ipliğini bağlandı parmaklarımıza.
"Kim bilir. Çark her zaman döner."
Ayna gibiydi. Lakin bakmak, ona böyle bakmak bağımlılık yapan maddeler kadar çekiciydi.
"Kaldıramıyorum, gururum önümde öldü. Kendime kalmadım ben."
"İçimde sönen kelebekleri kafese koyma. Bırak gideyim, bir silah ver öleyim."
Kara gözleri kadar karanlık sesi kalbimi titrertti. "Bana kal. Benimle savaş."
"Yaşanmış birşeyler olarak kalsın bizim ki. Kısa sürsün ama yaşansın."
devam ediyor 7a önce güncellendi
Sevâd Vadisi
@visnelicorek
Okuma
5.68k
Oy
719
Takip
308
Yorum
146
Bölüm
13
O, benim göğsümdeki bu vadinin en karanlık siluetiydi. Göğüs kafesimdeki karartı onun gölgesinin elleriydi. Varlığımı parçalayan ve aynı zamanda saçlarımı seven de aynı adamın elleriydi.
Sesim, dudaklarımı kanatacak kadar kısılmış, yansımam olduğum kişiye kanlı bir kumaşla yeniden giydirilip süslenmişti. Ben, artık eşsiz bir acıydım. Kendime özel yaralarım ve kanımdan çizdiğim resimlerle rol kesen bir ip cambazıydım.
Burası Sevâd Vadisi`ydi. Burada ölmek istiyordum.
Burası Sevâd Vadisi. Ölürken beni o öldürsün istiyorum...
Gözleri karanlığa sığınak yaratan adam için, yuvam olan bu vadinin bağrında bir kibrit yaktım. Ateş feryat ederek göğüs kafesimin en karanlık yerine düştü. Ruhuma aydınlık yaratacak sanırken ufak bir kibrit, kalbimi ölü küllerle doldurdu. Ve varlığım parçalara ayrıldı.
Artık ölmüş olan her bir parçam onun gözlerine emanetti...
Onun Sevâd`ında (karanlığında) onun karanlığına emanettim...
Bu karanlık yalnızca ikimize aitti...
Ve artık dökülen her göz yaşıma bir mum söndürüldü. Mumun sönmüş kabukları sol tarafımdaki yaranın üzerine kanayarak örtüldü. Lütfen ışığı söndürmeyin. Benim ruhum şafağı çalınan bir gecede öldürüldü.
Okuduğunuz kitap bir Dark Romandır. Mafya, örgüt, evlilik, ihanet ve kitaba şekil verecek benzer bir çok konular işlenmektedir. Lütfen içeriğinin ne kadar ince işçilik ile işleniyor olduğunu bilerek başlayın kurguya.
Fantastik bir kitap değildir!!