Bir gecede yolları kesişen iki yabancı… Biri iyileştiren, biri karartılan bir dünyanın içinde. Bir bakışla başlayan çekim, bir sırla her şeyi altüst ediyor. Aşk mı kazanacak, yoksa saklanan taraf mı çürümeye başlayacak?

Polisye ve romantik kitap

Feray, kimseye kolay kolay kalbini açmayan, sessiz ama güçlü bir kızdır. Aykan ise onu uzaktan izleyen, her bakışında biraz daha kendini kaybeden sevmesini bilmeyen ama sevmeye çalışan bir genç… Bir gün karışan çantalar, hayatlarını da birbirine karıştırır. Aykan, Feray’ı ilk andan itibaren bebeği gibi sever. Ama Feray’ın ay ışığı gibi parlak kalbini karanlığa sürükleyecektir

Mimar olan Hakan Cebe, evine hizmetlilerin yaptığı hırsızlıktan sonra onları kovar ve tek bir kişi alır yanına ama o kişi bir hizmetliden daha fazlası olur.

Karaca Karayel, yıllar sonra tekrardan babasının hayalini gördüğü an rehabilitasyon merkezine kaldırılır. Fakat o merkez Karaca`nın daha da delirmesine, kalp çarpıntılarına ve hayaller görmesine sebep oluyordur. Bir gün hiç tanımadığı bir adamla yolları kesişir. Fakat aralarına bir ip gibi dolanan sırlar asla peşlerini bırakmaz. Koral Korkıran, Sevmemeye yemin etmiş bir adamın yüreğinde tekrardan aşk tohumları açar mı? Ya da sadece kendini düşünen bencil bir kadın, bir adam uğruna yaşayıp, sadece onun için ölmeye hazırlanır mı? Karaca ve Koral. Kabuk bağlayan yaralar ve kapanmayan emareler. Ve unutmayın, bazı yaralar kapansa bile bazı insanlar sizi asla kapanmayacak emareler ile baş başa bırakır. Ve yine tanıdığınızı sandığınız insanlar sizi en beklenmedik an da sol tarafınızdan yaralayanlardır.

ARKADAŞLAR BU KİTAP BL OLACAK OKUMAK ISTEMEYENLER OKUMASIN

Ben hep iyi olduğumu sanarken aslında iyi değilmişim berbat misim ben hiç bir sey bilmiyor muşum ben hayalimi bile gerçekleştirmeyi öğrenmeyi beceremeyen ben nasil asker olmayı hayal etmiştim ama en ağırı da sevilmemek di keske hic gelmeseydim buraya bu şehre keske hic kurmasaydim böyle bir hayal keske...

"Gene ne yaptın mergen`in kızı?" Diye beni iğneledi . Kaşlarımı çattım kimse bana hesap soramazdı.onun arkasına geçtim oda bana doğru döndü .İşaret parmağımı göğsüne bastırdım"Unutmaki bende bir mergenim zehiriyle sana boyun eğmeyen tek mergenim!" Dedim ve çenemi kaldırdım"zehrim bana bile zehirken seni bir hayli zehirlerim!" "Zehrin karanlığıma ışık olucaksa mergen kızı..."durdu ve devam etti"Belki adam yaralariyla kadına gözükmek istiyordu,o adamın ne kadar yaralı olduğu görmesi için.Şifa onu iyilestiremezdi ona zehir lazımdı karanlığa bir zehir"dedi her kelimesiyle "Belki kadın o yaraları göremeyecek kadar dolu ve bencildi" O beyazlara bürünmüş bir kandı, ölü bir kalbin beden bulmuş haliydi varlığı dünyaya zarar veren bir suçluydu sevgisi ölüm du peki aşkı ne kadar ölümcül dü? Kamer intikam için çıktığı bu yolculukta hiç beklemediği aşkla ne yapıcakti onca acıyla nasıl başa çıkıcakti?

Ünlü bir ailenin şımarık, tek kızı Alev Yürek ve onun en büyük düşmanı, düşman aile çocuğu olan siyahlara bürünmüş, ailesi için her şeyi yapabilecek, sert mizaclı Doğu Parlak. Aileleri yüzünden evlenmek zorunda kalan iki düşman Aynı evin içinde gittikçe farklılaşan hisler. Ve unutmayın zıt kutuplar birbirini daima çeker.

Her şey sadece bir oyundu. Burnu havada bir kız, egosundan geçilmeyen bir çocuk, ikisini çevreleyen dostlar, düşmanlar ve tabii ki... bir iddia. Aras için bu sadece bir meydan okumaydı. Duru içinse, kontrolü elinde tuttuğu sürece hiçbir şey tehlikeli değildi. Ta ki kalbi, planlara sığmayana kadar. ❝Her şey planlıydı... âşık olana kadar.❞ Ruvan Koleji`nde geçen bu sürükleyici gençlik hikayesi, nefretle başlayıp tutkulu bir aşka evrilen bir ilişkide sınırları zorluyor. Flörtöz oyunlar, dostluklar, ihanete yaklaşan sırlar ve kalpleri zorlayan seçimlerle dolu bir hikâyeye hazır mısın?

Öğretmen Elçin Alasya ve İtfaiye eri Sarp Kara... Birbirlerini tanımaları çok beklenmedik ve anlam veremedikleri bir şekilde olmuştu. Geçmişte yaşadıkları travmaları ve aile sorunları birbirlerine daha çok yakınlaşmalarına sebebiyet getirmiştir. Dostları ve kardeşlerinin de olduğu bu hikaye hayatlarının geri kalanını konu alıyor.

Bu bir aşk hikayesi değildi, mutlu son romanı hiç değildi. Kendi kendini kasıp kavuran bir Tutkunun sona kalan tek ateş parçasıydı. Dünün ve yarının arasında sıkışmış mahzenlerdeki ulu, ama kısık hayatların çırpınışlarıydı. Tutulan ellerin yuttuğu hayatlardı. Kıyımdı, yıkımdı, vahşetin içindeki tek vurguydu. Bu hikaye kanındaki asil cesareti ailesi için kullanan, ona uzatılan soğuk elleri ilerde yakan, kansızların arasındaki tek nefes olan Tutku Alsancağın hikayesiydi.

Karadeniz’in hırçın dalgaları, on dokuz yaşındaki Marin için bir sığınak değildi artık, acımasız bir hapishaneydi.Karnında sır gibi sakladığı bir mucize, sırtında ise güvendiği adamın ihanetinin sapladığı hançeri vardı. ‘Elâlem ne der’ utancıyla suçlandığı, babasının çaresiz gözyaşları ve annesinin öfkesiyle dolu bir evde kapana kısılmıştı. Marin’in tek kurtuluşu, o sonu belli olmayan İstanbul uçağıydı. Belki de Karadeniz’in bu hırçın denizinden daha karanlık bir belirsizlikdi bu.Marin, Karadeniz’in inadından kaçarken; yüzlerce kilometre ötede, Mardin’in kadim topraklarında, Alaz da kendi kanlı kaderinden ve aşiretinin ateşinden kaçıyordu.Biri ATEŞ, diğeri SU.Biri GÜNEY, diğeri KUZEY.İstanbul, bu iki yaralı ruhu bir araya getirdiğinde, Marin’in hırçın dalgaları Alaz’ın ateşini söndürebilecek miydi?Yoksa Alaz’ın ateşi, Karadeniz’in inadını ilk defa küle mi çevirecekti?“Kader, bu ülkenin iki ucundan alıp bir araya getirmişti bizi.Ben Karadeniz’in hırçın, dalgası dinmeyen deniziydim;o ise ,Mardin’in taş duvarlarıydı.Benim dalgalarım onun duvarlarında kırılacaktı;onun duvarlarıysa, bu fırtınalı denizime inat, dimdik duracaktı.‘Döneceğim Karadeniz. Beni boğduğun denizinde tekrardan dirileceğim. Ha bu da sana Laz kizi sözü olsun!’

Ilk kurgum yanlışlar ola bilr . Şimdiden özür dilerim

Mirhan Ali Harmanşah ve Firuze Yıldırım` ın dillere destan aşkını okumaya hazırmısınız?

Polis memuru Atlas, bir uyuşturucu baskını sırasında vurularak ağır yaralanır. İyileşme sürecinde, `önemsiz` addedilen bir görevle Antalya`nın dağ köylerinden birine sevk edilir. Görevi, köydeki genç kızları taciz eden bir çeteyi araştırmaktır. Burada, köyün tek doktoru Asya ile tanışır. Asya, aylardır bu tacizleri yetkililere bildiren ama sesini duyuramayan idealist bir genç kadındır. İlk başta birbirlerine mesafeli duran Atlas ve Asya, köydeki suskunluk perdesini yırtıp gerçeğin peşine düştükçe aralarında güçlü bir bağ oluşur. `Çelik Yürek`, bir yandan insan ruhunun iyileşme kapasitesini anlatırken, diğer yandan toplumsal yozlaşma, suskunluk kültürü ve değişim için verilen kişisel mücadeleleri işliyor. İki farklı dünyadan gelen kahramanın, adalet ve aşk için verdiği ortak savaşın epik hikayesi.

Bir Kış Masalı Hikâyesi... " Kar taneleri kadar eşsiz, bir kış gecesi kadar huzurlu bir aşk... " Berfu, ailesini kaybettikten sonra, çocukken tatil yaptıkları kasabaya tamamen taşınma kararı alır. Bir kış gecesi, dışarıda yoğun kar nedeniyle mahsur kalması ona aşkı getirir. Erken yaşta ailesini kaybetmesiyle, kimsesiz kalan Berfu, babasından hiç sevgi görmeyen, ailesinden kaçmak için başka şehre taşınan Çınar... Berfu ve Çınar ailelerinden kalan boşlukları beraber doldurabilecekler mi?

Cansu Tıp fakültesi 1. Sinif öğrenci dir hayatını derse ve başarıya adamak ister ama olaylar cok değişik bir hal alır ve akılda tek şu soru vardır bi kalp kaç kere sever di o kaç kişiyi sevmişti su zamana kadar siz iki kişi arasinda kalsaydıniz kimi secerdiniz merti mi ardayı mi yada kalbiniz kimi severdi

Başıma gelecek her şeyden habersiz bir şekilde, o yağmurlu gecede dışarı çıktım ve hiç beklediğim o kişiyi gördüm.

Kül Kapanı, dar sokakların görünmeyen duvarlarında sıkışmış bir genç kızın, kendi kaderine hükmetme mücadelesini anlatıyor. Tuğba, evinin içinde babasının öfkesine, mahallesinde geleneklerin ağırlığına mahkûm edilmiştir. Kara Ömer ise sessizliğiyle bile gölge düşüren, herkesin çekindiği ama kimsenin tam çözemediği bir adamdır. Birbirine değmemesi gereken iki hayat, bir gecenin karanlığında aynı yangının içine düşer. Tuğba’nın özgürlük isteği büyüdükçe, onu susturmaya çalışan sesler de yükselir. Aile, mahalle… Ve aralarında saklı bir gerçek: Küllerin altında bekleyen bir isyan. Bu hikâye, susanların sesini, görünmeyenlerin gölgesini ve özgürlüğün bedelini anlatıyor.

Her iz bir yaşanmışlıktır Perla turca -Russel Da Rossi

İki kuzenin birbirilerini sevmesi tatlı yakınlaşmaları

Bir asker aşkı olmak her an ondan uzak kalmak ona bir şey olur korkusuyla yaşamak asker aşkı olmak böyle bir şey işte .

Bir gece… Perde aralığından bakan iki çift göz, bir not, birkaç kiraz ve bir şişe şarap… Neval’in hayatındaki dengeleri sessizce değiştirmeye başlıyor. ~Yarım kalmış bir şarkının umut Senfonisi~

İki kışı nefret ediyor ama birbirine aşık oldular