Masumiyetin iftirayla çalındığı, zamanın bir okul bahçesinde donduğu sarsıcı bir hikâye. Adalet gecikir, sessizlik konuşur. Ve bazı yaralar... sadece büyür. Donmuş Zaman, affetmenin değil, yüzleşmenin romanı.

"Ya başlangıçlar vardır, insanı hayata zincirleyen; ya da sonlar vardır, üstüne toprak serpen. Sen, o toprağın altında kalmaktan korkma. Bırak anlamasınlar; aptal sansınlar seni. Çünkü asıl hikâye, cehaletin hüküm sürdüğü yerde değil, karanlığın bağrında filizlenir. Görmediklerinin ardında büyüyen o kökler, bir gün yeryüzünü sarsacak."

“Sana böyle bir evlilik olmayacak dedim Dilşah!”Kadının gür sesi bütün avluda yankılanıyordu Dilşah öfkeyle teyzesine doğru yürüdü“Bende sana olacak dedim teyze ben ona aşığım”Heval Hanım öfkeyle yiğenine doğru yürüdü“Kendinden bilmem kaç yaş büyük adama mı varacan? delirdin sen? delirtecen beni he! ölürüm de izin vermem”Geçmişin ateşi Heval hanımı yakarken Dilşahın umrunda dahi değildi.

Şimdi aile problemlerinin nelere yol açabileceğini ve böyle problemler yaşayan bir kızın gözünden hayatı okuyacaksınız. Zaman kısıtlı.

Türk X Başlangıç

Ezel`in ablası Çilek bir suikasta uğruyor ve bu suikast Açelya`nın babası Akay`ın mekanında gerçekleşiyor. Bu durum nedeniyle Ezel, Akay`a düşman olaak görmeye başlıyor. Ezel, Akay`ın ondan en kıymetlisini aldığı için Ezel de Akay`ın en kıymetlisi olan Açelya`yı kaçırıyor. Ezel ve Açelya`nın hikayesi ise burada başlıyor. Ezel için imkansız olan bu aşk gerçeğe dönüşüyor. İntikam ve öfkeyle harmanlanan bu aşk Ezel`i çıkmaz bir yola sokuyor. Bu roman ise Açelya ve Ezel`in maceralı, gerilimli ve intikamdan doğan aşklarını anlatıyor.

Bir kızın hayatında yaşadığı her türlü zorluklar.

Kadın şiddeti, bastırılan çığlıkları duyurma çabasınıcinsiyet eşitsizliğini anlatan sürükleyici harika bir farkındalık uyandiracagini inandığım bir kitap

~ İki Küçük Kalbin Ezgisi ~ "Bir gün olur da kader bizi de ayırırsa abicim, bil ki sen benim için her zaman en değerlisisin." Umut ve Duygu—iki küçük kardeş, iki büyük yürek. Ailelerini talihsiz bir yolculukta sonra kaybettiklerinde, İstanbul’un karmaşası on yaşındaki Umut’a ağır, beş yaşındaki Duygu’ya sessizce sığınacak bir gölge olur. Yıllar ilerledikçe bu iki çocuk, ışıltısı pasla kaplı sokaklarda sırt sırta büyür: Umut hayal ettiği romanı yazmaya, Duygu ise notaların izinde abisinin düşlerini yaşatmaya ant içer. Fakat kader, her ezgiyi bir boşlukla sınar. Umut’un sakladığı gizli acı, yirmili yaşlarının eşiğinde bedenini susturur; kelimelerinin yerini harf harf suskunluk alır. Duygu, tekerlekli sandalye tezgâhı kadar gıcırdayan eski bir midi klavyeyle, borçlardan ağır bir umut taşır–abisi uyanana dek. Bu roman, yıllar sonra karanlık bir sığınakta hayata tutunan gizemli bir anlatıcının gözlerinden süzülür. Her bölümün eşiğinde duyacağınız fısıltılar, kardeşlik bağını geçmişten geleceğe taşır. İki Küçük Kalbin Ezgisi, kaybın ağırlığına karşı direnen sonsuz sevginin, hayallerin ve fedakârlığın iç burkan şarkısıdır. Sayfaları çevirdikçe, bir romanın gölgesinde iki kalbin aynı ritimde çarptığını hissedecek, pas tutmuş bir melodinin bile umutla parlayabileceğine tanık olacaksınız.

"Bazı kalpler birbirinden kaçmakla meşgulken, kader onları hep aynı çizgide buluşturur." Kalbinin kırık parçalarını işine siper etmiş bir kadın... Geçmişin gölgesinden sıyrılamamış bir adam... Yıllar sonra gelen bir karşılaşma, yarım kalan bir hikayeyi yeniden başlatabilir miydi? Profesyonellik sınavı veren bakışlar, kelimelere dökülememiş hesaplaşmalar... Bu kez ikisi de ne ile savaştıklarını bilmiyorlar: Kalpleriyle mi, yoksa birbirleriyle mi? Biten bir aşkın ardından başlayan suskunluk, yeni bir ihtimale dönüşebilir mi? Ve en önemlisi... Gerçekleri susturmak, hisleri susturmak kadar kolay mı?

Üniversitedeki öğretim görevlisi ile yaşadığı yasak aşka tutunmaya çalışan Ela, yaşadığı zorluklara ve aşkın getirdiği engellere ne kadar karşı koyabilecek?

Fırında başlayan bir tartışma, zamanla kalplerde filizlenen bir hikâyeye dönüşüyor. Kavga, tanışmayı getiriyor; tanışma, kaderin ince ince ördüğü yolları açıyor. Ömer’in neşeli ailesi, Zeynep’in inatçı tavırları, komşuluk ilişkileri ve mahalle sıcaklığı bu aşkın fonunu oluşturuyor. Kimi zaman kahkaha, kimi zaman gözyaşı… Ama hep tanıdık, hep bizden bir hikâye. Komşu Kızı; karşı kaldırımdan geçen biriyle göz göze gelmenin bir insanın hayatını nasıl değiştirebileceğini anlatan sıcak bir mahalle romanı .

Arven - Sayılar hiç bir zaman ifadesiz olmaz. 8~🐍 Niva - Ben geç gelirim ama yerinde dokunurum.

Yatılı okulun kapıları açıldığında eski dostlar ve düşmanlar yeniden karşılaşır; ihanet, aşk ve nefretin arasındaki ince çizgide herkesin bir oyunu vardır. Albina’nın en yakınları arasında saklanan sırlar ve Aren’in üzerine düşen ağır sorumluluklar, onları birbirine daha da yakınlaştırırken, geçmişin karanlık yükleri peşlerini bırakmaz. “Sırlar ve Küller:Tiamat”, dostluk, aşk ve intikamın iç içe geçtiği, heyecan dolu bir gençlik hikayesi. Kimin safında duracaksın?”

takip etmeyi unutmayınn

“Kumsal hadi mızıkçılık etme çekiyorum.” “Ya ben çekecektim fotoğrafı Allah’ın kıtı.” En son Deniz ve benim kavgama dayanamayan Ayla “Yeter be. Kumsal kırk yılın başında kız kıza bir fotoğrafımız olsun diye bu cahilleri tembihlemişim hadisene.”diye beni azarlayan Ayla’nın sözü bir bağırma sesiyle yarıda kesilmişti. “ALLAH BELANI VERSİN BATI!!!” diye resmen ciyakladı Deniz.

Bu eser bir psikiyatri hastasının kaleminden çıkmıştır

Çalıştığı yerdeki patronu

Emir tam yurt dışına taşınmak için her şeyini toparlamışken işler istediği gibi gitmez ve evinin yakınlarında işlenen cinayetlerden dolayı başkomiser Baran Tunca tarafından bizzat baş şüpheli olarak seçilir ve bir süre daha yurt dışına gidemez osırada bir kadınla tanışır fakat sizce o kadın güvenilirmi...

Sislerin ardına gizlenmiş karanlık bir sır… Küçük bir kasabanın kalbinde unutulmuş bir yalan… Ve o yalanı gün yüzüne çıkaracak tek bir cesur yürek: Elif. Her adımda derinleşen gizemler, kırılan dostluklar ve sarsılan hayatlar… Kasabanın üzerine çöken ağır sessizlik, yerini fırtınaya bırakıyor. Peki, Elif bu sislerin içinden çıkabilecek mi? Yoksa sırların ağırlığı onu tamamen yok mu edecek? “Sisler İçindeki Kasaba”, nefes kesen gerilimi ve soluk soluğa bırakan gerçekleriyle seni içine çekecek. Hazır ol… Çünkü burada her sır, yeni bir tehlikenin kapısını aralıyor.

Kapalı Kapı:Terkedilmiş soylu bir ailenin çocukları bir araya gelir ve maceralarla karşılaşırlar

İşte bu kizii bir tane yeter mii bu yüzden atmıyoruum et butonuna tıklayarak da satın al ucuz uçak bileti mi tutmayacak bu arada ben de o da ben gelirim yok dediii bir sey mi plduu bu kizii bir yere sahip olduğunu söyledi bu arada bir tane sepet varr bu kizii yiceem

Eski bir kasaba… Sırtında kardeşlerinin yüküyle, umutlarını bastıran genç bir kadın: Venessa. Ve istasyonun sessizliğinde bekleyen bir mektup… Sevgiyi içinde büyütüp satırlara döken, ama kelimeleri hiç ulaştıramayan bir yürek. Venessanın yazdığı yüz mektup, bir gün yanlış ellerde bulunur. Mektupların sırrı, geçmişin gölgesinde gizlidir. Aşk, gurur, fedakârlık, terk edilişler ve beklenmedik yüzleşmelerle örülen bir hikâye bu. Ve her şeyin sonunda kalan tek şey: bir tren ve ardında bırakılan bir defter. Yıllar sonra tamamlanacak bir cümle… Ve kaybolduğu sanılan bir umut. “Trenden Önce Son Mektup”, aşkın, sadakatin ve yeniden doğuşun yüreğe dokunan romanı. Her sayfası bir gözyaşı, her satırı bir fısıltı gibi…

Hayatınızda oldu mu hiç ? Ne diye , neden olduğunu bilmediğiniz duygular.. Olması gerekmez mi hiç olmalı tabii ki.. Karamsarlık içinde kaldım ne yapacağım sorusu , ah! neden sürekli aynı yerdeyim neden böyle ya? Neden ben peki? Beni seçen kimdi ? Hep aynı sorular kafada takılı gitmiyor.. İşte burada cevabım; sensin sen... Farklısın , diğerlerinden herşeyden farklısın kurtuluşum sensin iyi varsın biliyor musun . İyi ki varsın

Gizemli olayların arkasında saklanan bir aldatma ve bunu çözmeye çalışan bir kadın.