“Şimdi… hâlâ seviyor musun onu?” Şems soruyu duyduğunda irkilmedi ama yanıt da vermedi hemen. Gözlerini közlere dikmişti. Kısa bir sessizlik oldu, sanki bu soruya verilecek cevap kendi zamanını bekliyordu. Sonunda konuştu. Sesi durgundu, ama içten. “Bilmiyorum. Sevgi bazen, içinde kalıp donan bir şey gibi… Yani hâlâ orada mı, yoksa sadece bıraktığı boşluk mu kalmış, ayırt edemiyorum.” Elvan’ın sesi kısık ama netti. “Ama o boşluğu hâlâ taşıyorsun.”

Her katilin kendinden daha zayıf bir kurbanı daima vardır. Bazıları kurbanlarını kandırarak tuzağa çeker. Onları yavaş yavaş ve canını yakarak yok eder. Birde bu oyunda katilim diyip aslında kurban olanlar vardır. Her iki türlü bu oyun bir tarafın zaferiyle biter buna bir nevi kanlı kumar diyebiliriz. Avcı kurbanıyla hayat kumarı oynar. İşte tamda burada kurban zannedilen ama aslında avcı olan 7 farklı çocuk var. Onlar bilmedikleri bir antlaşmayı imzalayıp her yeri kan kokan bir katil eğitim merkezine düştüler. Burada öldürmeye programlı eğitildiler ve öğrendiklerini onları eğitenlere karşı kullandılar ve aralarında bir özgürlük savaşı başladı. Ancak unutmayın her savaşın bir galibi olur. Sizce bu savaşı kim kazanır eğiten mi eğitilen mi gelin hep beraber öğrenelim

Korku,gizem,gerilim,dram,fantastik

*Perseus Yayınları ile ŞİMDİ SATIŞTA! Eski hayatından kaçıp onu terk etmeye hazırlanan erkek arkadaşıyla beraber İstanbul`a taşınan Yasemin Altan`ın yolu Bağ Bozumu adlı bir antikacıya düşer. Antikacıda çalışan, dikkat çekici genç adam ona hayatını değiştirecek bir armağan verir. Yasemin, bu armağanı kabul ettiği andan itibaren karanlık bir yola girer. Yeni taşındığı bu şehirde artık elinde yalnızca derin bir trajedi, taze bir kalp kırıklığı ve geri dönülemez bir gücü vardır. "Hediyenize çok iyi bakmalısınız, o artık size ait." Kara Ayna`nın size göstereceklerine hazır olun...

Bir avukatın bir mahkûmü kurtarmaya Çalışırken gizemli bir oyunun içine girer...

Dünyada sadece ikimiz kaldık....Peki sen nerdesin?..

Bu hikaye, intikam, pişmanlık ve geçmişin gölgesinde sıkışmış bir adamın karanlık yolculuğunu anlatıyor. 7 Temmuz 2027`deki kazanın ardından, bir seri katilin içsel dönüşümü, ölümle iç içe geçmiş geçmişi ve intikam duygusuyla şekillenen acı dolu bir hayatı keşfedeceksiniz. Zihnindeki karanlık ve geçmişin yarattığı izlerle mücadele eden baş karakter, her adımında geçmişinden kaçmaya çalışırken daha da derinleşen bir suç geçmişine adım atar. Her cinayet, her kan damlası, onun için bir anlam taşırken, ardında bıraktığı rakamlar (7727) her şeyin bir tesadüf mü, yoksa bir plan mı olduğunu sorgulamasına neden olur. İnsanların acılarını hiçe sayarak yaptığı eylemler, onun içindeki boşluğu, karanlık yanını ne kadar beslediğini gözler önüne serer. İntikamla körleşen bir adamın hikayesini anlatan bu yazı, akıl sağlığını kaybetmiş bir ruhun, acıyı nasıl bir silah olarak kullandığını ve ölümle nasıl yüzleştiğini sorgulayan bir derinlik sunuyor.

Kızın kaçırılıp zorla bakıcı olup bir mafya ağına düşmesiyle başladı herşey

Nera, yıllardır aynı rüyayı görüyor, odanın karanlığında beliren bir silüet ve ona yaklaşan bir güç. Bir sabah fark ettiği garip bir tırnak parçası ve evdeki kimseye ait olmayan kızıl saç teli, rüyalarının gerçek dünyaya sızmaya başlamasının bir işaretidir. Tarot kartları ve astrolojiyle olan bağlantısı onu gizemli bir yolculuğa sürüklerken, rüya ve gerçek arasındaki sınır giderek silikleşir. Ancak bu yolculuk, onu eski bir sırrın ve karanlık güçlerin içine çekecektir.

Gizemin arkadaşlarıyla para ödülü karşılığında bulmaya çalıştığı katille bilmeden karşılaşıp aşık olması

Bir çukurdan düşerken kaybolan bir hayat… Umay,sessizliğin içinde her söyleneni duydu,her ihaneti hissetti. Ailesi sandığı kişiler,karanlık planlar yaparken,o yalnızca uyuyor sanıldı. Doğum gününde açılan gözler,yıllardır gizlenen bütün suçları ortaya dökecekti. Oysa bazı uykular,intikamı besler. “İhanetin Uykusu” ,masumiyetle ihaneti birbirine karıştıran bir dünyanın,sessiz bir çığlıkla nasıl paramparça edildiğinin hikayesi.

Her şey yalan mıydı bu dünyada , her şey rüyamı ondan ötesi kabus mu?

Hayat akışı hızlı olan Doktor Almira`nın hastanede çocukluk arkadaşını görmesi ile bütün dengeler altüst olur. Almira`nın serasından çıkan cesetle beraber cesetler artar.

Küçük bir çocuğun çaresiz çığlıkları, sarhoş bir babanın öfkesi ve yatalak bir annenin sessiz çığlığı... Barın, adaletin olmadığı bir dünyada, kendi adaletini arayan bir seri katile dönüşüyor. Peki, bu adamın kalbini çalmaya cesaret eden bir savcı, onu durdurabilecek mi? Yoksa, ihanet, aşkın en karanlık yüzünü mü gösterecek? Unutma, her katilin bir hikayesi vardır. Barın`ınki, seni derinden sarsacak!

Afra Aren ekibiyle bir görev alır fakat kimse bu görevde başlarına neler gelcek bilmiyordu.

Güvensizliği hiç beklemediğiniz kişiler inşa eder.

Genç röportajcı Melek Aktaş, özel bir haber için gittiği hastanede, geçmişi sırlarla dolu tehlikeli bir adam olan Alessandro Laurenti ile karşılaşır. Başlangıçta onun söylediklerine inanmasa da, içine çekildiği karanlık dünya, hem kaderini hem de duygularını değiştirecektir. Gerçekler açığa çıktıkça, aşk ve ihanetin iç içe geçtiği bir hikâye başlamış olur.

"Hayaller, gerçekleşmemek üzere kurulan düşlerdir." Ressamlığa ruhunu adamış olan Umut ve onun en büyük yaralarının kanamasıyla başlayan geçmiş savaşı.

Bir okul. Yıllar önce gizlenen bir olay. Ve her yıl silinen hafızalar... Bu okulda her sınıf, bir sırra tanık olur. Cevap arayan herkes bir yıl sonra her şeyi unutur. Sistem kusursuzdur. Kaçış yoktur. Hatırlamak yasaktır. Ama bu yıl... altı kişi unutmamaya karar verdi. Boş sayfalar, eksik anılar ve tekrar eden hisler arasında bir araya gelen altı öğrenci, bu döngüyü kırmaya çalışıyor. Çünkü bazı şeyler silinse bile iz bırakır. "Silinmeden Önce" Unutmamaya direnenlerin hikâyesi. Ve hatırlamanın bedelini ödemeye hazır olanların.

GERÇEK AİLEM KURGUSU

Hayatında kimseye ufacık kötülüğü bile dokunmayan Esra`nın doğum gününde evlatlık olduğunu öğrenmesi üzerine hastaneye gidip doğum kayıtlarına bakmak ister ama garip bir şekilde kayıtlar ortada yoktur. Hastaneden çıkan Esra garip bir şekilde kaçırılır. Ama tehlikeli bir intikam oyununa dahil edildiğini bilemez. Bu günden sonra kimsenin hayatı eskisi gibi olmayacaktır. Bir itirafla başlamıştı her şey. Sadece ve sadece masum gibi görünen bir itiraf... Kim bilebilirdi ki bu masum gibi görünen itirafın altında yatan gerçekleri... Saklanan sırlar, acı gerçekler ve ihanet... Esra ateş çemberinin içinde kalacak ve birilerine güvenmek isteyecek. Lakin güvenmek,her şeyden zor gelecekti artık. Merhaba ben Esra Yen. Doğum günümde bana edilen bir itirafını altında bu kadar şeyin gizlendiğini bilemezdi kimse. Resmen bir intikam oyununa dahil edilip belanın içine sürüklendim. Yetmedi ihanete uğradım. Dost bildiklerim düşman, düşman bildiklerim dost çıktı. Ve şunu asla unutmayın ki her yolun bir sonu olsa da her yol kurtuluşa çıkmaz, her hikaye mutlu sonla bitmezdi...

Son sınıf öğrencisi olan Caner`in tek isteği okulu bitirip sonsuza dek özgür olmaktır; ancak sınıfa yeni gelen öğrenci onun hayatını sonsuza dek değiştirir. Yeni gelen kızı yalnız gören Caner, onunla arkadaş olmaya çalışır. Caner`in bilmediği tek şey, kızın aslında aranan bir seri katil olduğudur...

BULDUKLARI BİR NOTLA HAYATLARINDAKİ TONLARCA DEĞİŞİM... DUYGULAR SEVİNÇLER VE KAYGILAR O NOTLA BİRLİKTE HERŞEY DEĞİŞİYOR. PEKİ BU DUYGULARI TOPARLAYABİLECEKLER Mİ? ~NOT~ Yine o sıkıcı klişe günlerden birisiydi okulun bitişiyle birlikte ekiple beraber hep yaptığımız gibi gizli bölgemiz olan çatı katına çıkacaktık. Okulumuzun saat 23.00`a kadar kapanmaması bizim yararımızaydı oturup sohbet ediyorduk fakat yakalanırsak iyi sonuçlar doğurmaya bilirdi kameralarda kontrol edilmediği için bugüne kadar hiç yakalanmamıştık. Merdiveni tırmanmayı bitirdiğimde bütün ekiple göz göze geldik Ece, Bulut, Kaya ve Mert hepsi aynı anda bana baktılar ve nerde kaldın Nehir diyerek sitem ettiler. -Sakin olun geldim işte -yakalandın zannettik kızım dedi Kaya Kaya karaca 18 yaşındaydı. Olası sebeplerden dolayı okula geç başlamıştı. Kaya spesifik bir lider özelliğine sahipti ve ekipi o yönetirdi kararlı ve cesurdu. esmer, uzun boylu, kaslı ve siyah gözleriyle kızların ilgisini çeken bir karakterdi. Sinirlendiğinde dayanılmaz biri olsada onu çok seviyorum. -geldim işte kanka abartma Bulut söze girdi -Tamam üstüne gitmeyin kızın gel otur buraya dedi ve kayarak bana yer verdi. Bulut`ta 17 yaşında çok komik ve eğlenceli bir karekter kumral dağınık saçları var ve orta boylarda bir ara Ceren diye bir kızla sevgiliydi ama ayrıldı çünkü kız bulutun saçma sapan esprilerine tahammül edemedi her ne kadar boş espriler yapsada o bizim mutluluk kaynağımız onu çok seviyoruz. Tebessüm ettim ve yerime oturdum. Ece yanağıma bir öpücük kondurdu ve - hoşgeldin prensesimm boş ver sen bu odunlara takma dedi. Ecede 17 yaşında çok romantik ve sempatik bir karakterdi kızıl düz saçları ve kumsaati fiziği ile ilgi çekiciydi. kavga ettiğimizde duygularımızı Ece düzenlerdi bu yüzden biz ona kalp doktoru diyoruz. Onunla ilişkimiz çok farklı aramızda resmen kardeşlik bağı var.Birnevi ona bişey olsa ben yaşayamam... Gülümsedim ve -konuştu minik kuşum dedim Oda bana tebessüm etti ve sarıldı. Eeee herkes konuşurda Mert susar mı? -Tamıtamına 9 dk 45 sn geç kaldın Nehir Dedi Mert 17 yaşında çok zeki, mantıklı bir kişiliğe sahipti . Simsiyah saçları vardı ama teni bembeyazdı biraz cılız olmakla beraber bol giyinmeyi seviyordu biz ona aramızda grubun beyni diyoruz. Çok iyi kalpli birisi -Sağol einstein arkadaşım sen olmasan ne yapardık. Dedim gülerek Mert gözlerini devirdi ve bana trip atan bir bakış attı Mert trip attığında çok şirin görünüyordu. Biz böyle sohbet ederken Kaya yerde bir kağıt parçası buldu -buda ne? kayanın sesi sorgulayıcı ve meraklıydı. -Açta görelim dedim dalga geçer gibi Kaya bana sinirli bir bakış attı ve kağıdı açtı bu bir nottu -burda bişeyler yazıyor dedi Kaya Demesiyle birlikte Bulut notu Kayanın elinden aldı. -kardeşim sen okurken nefesin yorulur. ben okurum senin yerine. dedi ve okumaya başladı "EĞER BU NOTU BULDUYSANIZ GEÇ KALMADINIZ DEMEKTİR. BENİ BULMANIZ İÇİN BİR YOL VAR AMA DİKKATLİ OLMALISINIZ HERŞEYİN GÖRÜNENDEN FARKLI OLDUĞUNU UNUTMAYIN BENİM KAYBOLUŞUM, BİRİSİNİN BİRŞEYLERİ SAKLAMASI İLE İLGİLİ. BAZILARI BENİM BULUNMAMI İSTEMİYOR. BU YÜZDEN KİMSEYE GÜVENMEYİN. ÖZELLİKLE EN YAKINLARINIZA... GERİ DÖNMEMİ BEKLEMEYİN ÇÜNKÜ GERİ DÖNMEMİ ENGELLEYECEK BİR ŞEY VAR. AMA YİNEDE CESARETİNİZ VARSA ESKİ KÜTÜPHANENİN İÇİNDEKİ ESKİ KİTAPLARI ARAŞTIRIN. ORADA HERŞEYİN BAŞLADIĞI YERİ BULACAKSINIZ.. "KAYIP ARKADAŞ" Sanki biri bize özel olarak yazmıştı bunu ne anlama geldiğini çözememiştim... Mert söze atıldı -bence biri bizi fark etti ve saçma bir şaka yapıyor bunun peşine düşmemeliyiz. Bulut ellerini çırparak -Ayyy çok heyecanlı ne kadar sıkıcısın Merto tabikide gideceğiz dedi Kayaya bakarak. Kaya başını öne doğru eğip -bu işin içinde bir bit yeniği var bunu araştırmalıyız. dedi Zaten sonra kimse sesini çıkaramadı son söz daima Kayanındı. Notu bulutun elinden alan kaya -Not bende kalacak şimdilik farkedilmeden evlerimize gidelim yarın bu konuyu araştıracağım size güveniyorum arkadaşlar bu eğer gerçekse büyük bir olaya imza atarız değilsede bu saçmalığı yapanı bulur icabına bakarız ama ben kimsenin bize bunu yapacak cesareti olduğunu düşünmüyorum. Bu konuyu gece biraz düşüneceğim şimdi herkese görüşürüz. Dedi kaya. Sonra herkes evlerine dağıldı. Kimseye görünmeden okuldan çıktık ve evlerimize dağıldık kapıyı çaldığımda saat 22.00`dı annem alıştığı için nerede kaldığımı bile sorgulamadan -Hoşgeldin kızım geç bakalım dedi Gülümsedim ve anneme sıkıca sarılıp odama geçtim. Annem arkamdan bağırdı -Nehir yemek yemeyecek misin? -Hayır anne atıştırdık birşeyler tokum Odama girdiğimde aynanın karşısına geçip kumral su dalgası saçlarımı örmeye başladım. Örme işlemini bitirdikten sonra pijamalarımı giydim ve yatağa uzanıp düşünmeye başladım "yakınlarınıza bile güvenmeyin" bu ne demekti... Yoksa aramızda bir casus mu vardı, kast ettiği şey bu muydu? Düşünerek uyuyakalmıştım sabah saat 05.00`da telefonun sesiyle uyanmıştım çünkü bizim gruptan mesaj gelmişti Kaya saat 06.00`da okulda olmamızı istiyordu. Üstümü giyinip, saçlarımı saldım, taradım ve kahvaltımı edip hızla evden çıktım yine bana kızmasınlar diye tam saat 06.00`da okulda olmuştum girişte kimse yoktu. Eski kütüphanenin kapısına gittim Kaya kapının önündeydi -Hoşgeldin bu sefer zamanında gelmişsin ama hala beni geçemedin dedi. Alaycı bir gülümseme attım ve -Geç kalmak starlara özeldir. Dedim Kaya göz kırptı -Haklısın dedi Ve konuyu kapattı. 5dk sonra bütün ekip toplanmıştı. Kaya -Beni takip edin arkada kırık bir cam var oradan gireceğiz. Sözünü ikiletmeden onu takip ettik ve kırıl cama ulaştık. Ve camdan kütüphaneye girdik. Karanlıktı ama baya genişti içi birsürü kitapla doluydu herşeyin bölümü ayrıydı dergiler, gazeteler, ansiklopedidiler, günlükler, romanlar... Hepimiz ayrı bölümlere ayrıldık Kaya gazeteler bölümüne, Mert günlükler, Bulut romanlar ve bende dergiler bölümüne bakmaya başladım. 15 dakika kadar geçti dergilerde bakmaktan çok sıkılmıştım harkese gelişi güzel göz ucuyla baktım ama gözlerim Merte odaklı kalmıştı. Elinde bir günlük vardı ve günlüğü parçalamaya çalışıyordu. Mert dedim ona -ne yapıyorsun ne o elindeki neden yırtıyorsun -Ah saçmalama Nehir üzerinde yoğun toz vardı ve tozu siliyordum dedi ve paraladığı günlüğe hızlıca göz atıp -bu işimiz yaramaz deyip raflara koydu. -iyi ama daha doğru düzgün bakmadın bile ver ben bakıcam dedim ve rafa doğru yöneldim ansızın Mert beni ittirdi -Birbirimize güvenmemiz lazım Nehir git kendi bölümünü araştır. Dedi

*"Bazı insanlar sırlarını susarak saklar... Lirien savaşarak sakladı."* Tek başına büyümüş, düşmemeyi öğrenmiş bir kadının geçmişi kadar karanlık bir gerçeğin peşine düşmesini konu alan bir hikâye. Lirien Elowyn Sorell, yıkıntıların arasında yürümeye alışkındı. Ama bazı izler, en derine işlenir. Ve bazı insanlar...en güvenilmez anlarda kalbe saplanır. bir kaydın içinde duyulan sesi takip ederek geçmişin çürümüş kapılarını aralayan Lirien`in yolu, karanlığın ortasında parlayan biriyle kesişir: Riven Altair Drayce. ama her yolun bir sonu, her sırrın bir bedeli vardır. Ve bazı sonlar... kimsenin hazır olmadığı kadar serttir.

Bazı kelimeler vardı; söylenmese bile insanın içinde yankılanır, varlığıyla bile yarım bırakırdı. Vildan, bir süredir bu sessiz kelimelerin gölgesinde yaşıyordu. Onları ne söyleyebiliyor, ne de unutabiliyordu. İnsan, geçmişi tamamen silebilir miydi? Yoksa bazı anılar, solmaya yüz tutsa bile bir yerlerde yaşamaya devam mı ederdi? Vildan, yeni bir sayfa açtığını söylüyordu kendine. Ama gerçekten öyle miydi, yoksa sadece unuttuğunu sanarak mı yaşıyordu?