Her adaletin bir yüzü vardır. Ama bazı yüzler sonsuza dek gizlenir. Karanlıkla başlar her şey. Ve karanlığın içinden yükselen o kadim sesle: “Adaletin doksan dokuz yüzü vardır. Ama kimse hepsini göremez.” Savaşlar, büyüler, kadim ırklar ve saklı bir kırılma noktasının etrafında örülmüş epik bir hikâye… Lane Oak ve Elk Valley, 99 yıl sonra ilk kez öğrencilerini bir araya getiriyor. Atdoslar, Aruslar, Mergenler ve bilinmeyen ırklar, barışın gölgesinde büyüyen bir tehdit ile yüzleşmeye hazırlanıyor. Ama kötülük gerçekten gitti mi? Yoksa sadece gözlerini mi kapattılar? Doksan Dokuz, sadece bir fantastik kurgu değil; adaletin, sadakatin, gücün ve ihanetin farklı yüzlerini keşfedeceğin, nefes kesici bir evrenin kapılarını aralıyor. Her karakter, her satır, her sembol seni başka bir sırrın peşine sürüklüyor. Bu savaş değil. Ama herkes savaşmaya doğdu

"İrade, doğru silahlarla bükülebilir..." <<< Beş bin yıldır bir efsaneye tutunduk can havliyle. Asırlar öncesinde bir hain, önce hatamızı yüzümüze eski bir paçavra gibi savuşturdu. Ardından da, yer yüzünün ve ÇEMBER`in en değerlisini aldı elimizden. Şimdi ise sefalet içindeydik... Zalimlerin elindeydik... Canavarlar içimizde nefes alıyordu... Beş bin yıldır... geri gelsin diye bekledik. Yalvardık, kendimizi hırpaladık... Ama ya her şey değiştiyse? Ya artık hiç birimizi önemsemiyorsa? Biz o zaman ne yapacaktık? <<< "Gökyüzü öfkeliyse eğer, sebebi ben değilim! Sebebi sizsiniz ve bundan sonrası sizin sorununuz!"

İmparatorluğun elçisi olan Hannah, çıktığı görevde arandığı haydut tarafından yakalanır ve haydut, Hannah`ı diyarın öbür ucuna götürür ve serüvenleri başlar...

"En başında da dediğimiz gibi bu hikaye doğuştan başlar. Yeniden doğuştan..." Kazananı belirlediğiniz bir savaş düşünün; Hangi tarafta yer alırdınız? Oyunun tek bir şartı var seçtiğin tarafı bırakamazsın; Hangi safta yer alacaksın? Gerçekleri öğrenmeye hazır mısın? Savaş kapıda; Savaşmaya hazır mısın? Mahi o gece takip ettiği Yıldırım sayesinde farklı bir evrenin varlığını öğrenir. Bu evdende kendi yerini ve aslında kim olduğunu ararken geride bıraktıklarının kaybını da en derinlerinde hisseder. Hangi dünyaya ait olduğunu öğrenmeye çalışırken gizemler ve öğrendiği gerçekler peşini bırakmaz. Bilmediği şey ise yeni tanıştığı bu dünyanın savaşın tam ortasında olduğu ve kaybeden tarafta bulunduğudur. #fantastik #aşk #ihanet #savaş #büyücüler #cadılar #tanrılar #dostluk #kardeşlik #yaşam #ölüm

Karanlık. Tehlikeli. Lanetli. Kalp kırıkılığım yüzünden tatile giderken asla bunların olacağını düşünmemiştim. Bunlarla başa çıkabilir miydim? Bu evrene alışık değildim. Ya kaçacaktım yada benden alınanları geri alarak onları pişman edicektim. Ve ben asla korkak biri olmamıştım.

Açıklama yok okuyun ve görün🩵💙❄️

Haku adlı bir fakir kızın kaçak bir şirket sayesinde para kazanmak için gidiyor ilk başta her şey ne kadar basit görünsede her şey olduğu kadar basit değil....

Kim olduğumu unutturdular ama ben kendimi yeniden yazacağım. Ben bu evrene zorla hapsedildim. Bir büyü, bir adam, bir gece Herşeyimi elimden alan adam şimdi ruhumu istiyordu. Ama ben sadece bir ruh değilim, bir isyanım. Mavi dolunayın altında başlayan bu hikayem, bu sefer benim kalemimle yazılacak ve kimse beni susturamayacak. Bu bir beden meselesi değil, bu bir ruh savaşıydı... Beden değişir ama ruh kalır.

"Yıldızlara bak,çok güzeller" "Hıhı" "Peki yıldızları sever misin?" "Evet,hemde çok. Peki ya sen?" "Ben mi? Ben yıldızlara bayılırım." Derin bir nefes verdim. "Yıldızlar bana yolumu gösterir." "Yolunu gösteren Yıldızlar? Sevdim bunu. Ben sana bir soru sorabilir miyim peki?" Başımı salladım "Tabii,sorabilirsin" Ne soracaktı acaba? Boğazını temizledi ve ciddi bir ifade ile "Şu karanlık hayattaki yolumu gösteren yıldızım olur musun?" Gülümsedim "Bir teklif mi bu?" Tam sırıttığı sırada arkadan bir silah sesi yükseldi. Ve ardından Ece`nin çığlığı.

Alin küçük yaştayken prenses olmaya zorlanmıştır o ne kadar istemesede ailesi zorlamıştır ve Alin`nin kinini her geçen gün daha çok artıyordu ailesinden nefret ediyodu. Raser babasının zoruyla tahta geçmeye zorlanmıştı Raser tahta geçmek istemiyordu Alin`le kaderleri benziyordu. Alin ailesine olan kinini Raser ise öfkesinin nasıl önüne geçeceğini bilmiyordu ve bilmek istemiyordu bakalım bu yolun sonunda kimler kazanacaktı.

“Yağmacılar insan öldürmez mi?” “Nerede yaşıyorsun sen?” Prense küçümseyerek baktı Hüma. Nasıl olurda insanları avladıklarını düşünebilirdi. “Irkın savaşçı değil mi?” “Hayır! Biz yağmacıyız” Nhamo kimin doğru söylediğinden emin olamadı. Babası yani kral savaşçı olduklarını sık sık dile getirirdi. Hatta bu yüzden koyu, yağmacı kanını küçümsenmesinden haz etmezdi. “Aynı şey değil mi?” “Topraklarını korumamı değil de yağmalamamı istiyor olsaydın aynı şey olurdu” “Topraklarımı koru...” diyerek gülümsedi Nhamo “... Yağmalamaya gelince, ihtiyacın olduğunda beni yağmalayabilirsin” “Duvara benzeyen yüzünü özlemeye başlıyorum” diye söylendi Hüma.

Şansızlıklar içinde doğan Creslin’in gücü eline almak ve krallığın başına geçmek için döktüğü kanları ve ihanetleri anlatıyor

Benim ilk hikayem eğlencesine yazdım umarım beğenirsiniz 💙

Gelecekte, zaman akışını dikerek onaran gizli bir lonca vardır: "Zaman Terzileri." Bu terziler, geçmişte yapılan hataların zamanın kumaşında açtığı yırtıkları dikerek evrenin dengesini korur. Ama loncanın en genç üyesi Elen, bir gün kendi geçmişinde bir yırtık bulur - henüz doğmadan önce yapılmış bir seçim, tüm insanlığın sonunu getirecektir. Elen hem kendi geçmişini değiştirmemeye yeminli loncaya karşı gelmek zorundadır, hem de zamanın kumaşını yırtmadan kaderi dikmeye çalışır.

4 arkadaş gizli bir geçit bulup element güçleri edinir ama bu yolda önce bu güçleri kontrol etmeyi öğrenmeleri gerekir. Türlü tehlikeleri olacaktır bu yolun. Kayıplar da verilecektir

Her ne olursa olsun bir kapı vardır ve o kapının anahtarını uzaklarda aramak yerine yakınlara da bakmamız gerekebilir

Fantastik bir kitap

Eski sevdiği çocuğu tekrardan aşık olan kız Eskiden reddettiği kıza sırılsıklam aşık olan erkek

Kendi bulundukları ada da kendilerince sakin bir hayat süren Lucy ve Louis kardeşler, bir gün adayı işgale gelen korsanlar yüzünden arkadaşları ile birlikte ailelerinden ayrılmak durumunda kalırlar. Bundan sonra arkadaş grubumuz ailelerini bulmaya çalışacaktır ama artık eski yerinde olmayan bir adayı bulmak hiçte kolay olmayacaktır.

Bir insan başka bir evrenden bir ateş kralıyla birliktelik geçirip hamile kalırsa ne olur , ... Teklif hakları saklıdır İlk kitabım okuyun lütfen

Sitare, yıldız ve kader anlamlarına gelir. Benim kaderimin öyküsü de buradan geliyor.

Tatmin etmeyen bedeller ve karşılıksız bırakılmış karanlık vaaatler, en masumlara edebedi kafes olacaktı. Ve onlar ilk kurbanlarını daha doğmadan seçmiş, onlara sadece itaat etmek düşmüştü. Ve bu kurallara ilk başkaldıran Mehla Karadan, en tehlikelilerin dokunulmaz zaafı olacağını bilmiyordu. Adımlarının onu sürüklediği Mölüh, ateşsiz bir cehennimdi. Dalgalarında alevlerin içinde kül edilir, bağırışlarını duyanlara ”Hatalar cezasız bırakılmaz” denilirdi. O ise kurallarına sadık bir imparator. Bir kadın için amaçlarından dönmeyecekti. Onu bilmeyenler kusursuz yanıyla kolayca bağlanırlardı. Lâkin bilenler yanlızca uzakta durup korkuyla izlerlerdi Hişin Talır`ı. ”Merhametime güvenmem büyük hata Anteste siye. Çünkü seni bulursam acımam demiştim.”

Elenor, yasaklı bir kütüphanede eski bir parşömen bulur ve bir varlık çağırır. İnsan formundaki bu varlıkla kurduğu ilişki, onu kayıp dünyaların derinliklerine sürükler. Elenor, hem bu dünyaların sırlarını çözmeye çalışırken hem de varlıkla olan bağının karmaşıklığıyla yüzleşir. Okursan çok sevinirim 🫀🧸🫂🎀

Oluşturulan gizemli bir gezegen gezegen de olan bir krallık. Gezege`nin Koruyucuları. Gezegeni korumak için ve krallığı yıkmak için yapılan savaşlar... Acaba krallık yıkılacak mı? Krallık kimlerin eline geçebilir?

“Bedenler değişebilir, ama ruhlar birbirini hep bulur…” Soğuk, sanki kemiklerinin içine işliyordu. Uyandığında burnuna ilk çarpan şey, rutubetli ahşap kokusuydu. Tozla karışmış eski bir evin yalnızlığı. Gözlerini araladığında bir tavan gördü; ahşap kirişleri çatlamış, aralarından örümcek ağları sarkıyordu. Birden oturdu, kalbi göğsünü yumrukluyordu. Kimsin sen? Neresi burası? Neden hatırlamıyorsun? Etrafına bakındı. Oda küçüktü. Solgun ışık perdelerin ardından sızıyor, duvarlara asılı gölgeleri dans ettiriyordu. Yatak, eskiydi. Örtü yıpranmış, kenarında harfler işlenmişti: “E.A Ellerini yüzüne götürdü. Soğuk ten. Ama… bu onun yüzü değildi. Yüz hatları farklıydı. Eller daha zarif, daha narindi. Ayağa kalktı, sendeledi. Yerdeki aynaya doğru yürüdü, ağır adımlarla. Ve o an, göz göze geldiği yansıma… yabancıydı. Korkudan çığlık atmak istedi ama boğazında bir yumru vardı. Derin derin nefes aldı. Bu kadın kimdi? Ve neden onun bedenindeydi?