FANTASTİK KURGU SEVENLER BURAYA! Kitaba dair: Neera, annesiyle dünyada yaşayan sıradan bir kızdır. Bir gece ansızın evlerini basan süvariler tarafından annesinden koparılarak Efrandiya diyarına götürülür. Burada haberi bile olmadığı sihir güçlerini keşfedecek ve kendi dünyasına ait sırları öğrenecektir... Elfler, kahinler, büyücüler ve daha bir dolu macera sizleri bekliyor!

Luna ailesiyle birlikte yeni bir kasabaya taşınır. Her şeyin iyi olacağını düşünürken daha kötüsüyle karşılaşır. Ne olduğu belirsiz bir katille...

"Karanlık Sinyal" Uzaya gönderilen beklenmedik bir sinyal, Dünya`nın kaderini değiştirir. Güçlü bir uzaylı ırkı saldırıya geçer. Kaosun ortasında, özel yeteneklere sahip gençler bir araya gelir. Gezegenlerini kurtarmak için tehlikeli savaşlara girer, portalı aşar ve düşman lideri devirmek üzere harekete geçerler...

Büyülü bir boyut ile insanların boyutu arasındaki düzeni korumak için kurulmuş bir şirket.. Hiç doğmaması gereken iki varis. İşte bende bu şirketin varislerinden biriydim... Her şey 12 yaşında başladı en azından benim için. O gece karanlıkta etrafı aydınlatan alevlerin arasında ilk defa ölüp ölüp dirilmenin ne demek olduğunu kalbimin en derinlerinde hissediyordum. Bu duyguyu kaç kez hissedeceğimi bilmeden... Lena 12 yaşına daha yeni girmişti her zamanki gibi sıcacık yatağının içinde annesinden bir öpücük alabilmek için bekliyordu. Bu öpücüğün annesinden aldığı son öpücüğü olduğunu bilmeden...

Lanet eskiydi. Kanla mühürlenmişti. Ve o lanet şimdi yeniden uyanıyor... "Sinister Blood" adıyla bilinen karanlık bir güç, gölgelerden çıkıp dünyayı parçalamaya başladı. Edwin, sırlarla dolu geçmişini ararken, kendini kutsal bir savaşın ortasında buldu. Düşmanlar insan değil, dostlar masum değil. Ve gerçek... sadece ölümle açığa çıkacak. O, ölümün gölgesinde doğan bir efsane. Bu savaş sadece kimin hayatta kalacağını değil, kimin gerçekten insan kalacağını da belirleyecek. Edwin, sadece geçmişin sırlarıyla değil, geleceğin tehlikeleriyle de yüzleşmek zorunda. Güçlerini nasıl kontrol edecek? Kime güvenebilir? Ve en önemlisi... ailesi neden onu geride bıraktı?

Taht rekabetleri Savaşlar Ve yarıştırılan güçler Gücüne henüz ulaşamamış bir prenses ve onun hak kazanmasını bekleyen ruh...

"Utanma, bir insan aşık olduğunda utanmaması, duygularını rahatça ifade etmesi gerekir bebeğim. Eğer bunu kimseye söyleyene çekse ve pişmanlık duyuyorsa neden aşık olur ki?" Vampirler ve insanların beraber gittiği okulda en fazla ne olabilir ki? Luna Agnes`in yaşamı değişmişti, bambaşkaydı..

Bazen kaçmak bile zor gelir. Bazen de kaçsan bile herşey son bulmaz. Sen sadece olacak olan Savaşı erteleyebilirsin. ... Şeytan ve Melekler diyarından kaçmak zorunda olan bir Melez düşünün. Herkez onun güçünü almak ve onu yok etmek istiyor. Peki Melez`in intikamı mı daha can alıcı olucak yoksa ona hazırlanan onlarca suikastlar mı? Hadi bunu beraber görelim ve bu macera`yı sonuna kadar yaşayalım! "Sevdiklerin için bu savaşı kazan ki, senin gözünde ne kadar önemli olduklarını anlasınlar"

BİZ BİRBİRMİZE UZAKKEN BİR O KADAR DA YAKINDIK. BİZ, BİZKEN BİR O KADAR DA BİZ DEĞİLDİK

4 masum kız ve bir ruh. "Bizim ne günahımız vardı?Bu bilmediğimiz şehirde bilmediğimiz insanlarlayız.Peki ya kurtuluş yolu var mıydı?Bir hizmetçi olarak burada savaşmalıyım.Ama nasıl?Birsürü güç ve Kabile ama tek bir Leyla " Leyla ve 3 arkadaşı bir evde toplanıp pijama partisi verdi.Ama olacaklardan habersizlerdi.Çok sıkıldıklarında Naz bir ruhun hikayesini anlatır.Arkadaşları onunla dalga geçince kavga çıkar ve sonra dc oynarlar. Oyun yüzünden ruhu çağırırlar.Işıklar kapanır.Kanlar akar.Gözlerini açtıklarında farklı bir boyuttadırlar.Araftar.Ardından Araftar akademiye giderler... Aşk,ihanet,hizmetçilik,kabileler ve güçler Benim dünyama hoş geldinizzzzzz❤️❤️❤️❤️❤️

Amber, Alkolik bir ailenin ilk çocuğu ülkenin sisteminden dolayı yapması gereken bir şey vardır ve kendini buna adamıştır. Bir gün okuluna gelen çocuğun gelmesiyle hiç beklemediği şeyler olmaya başlar.

Her köşesi güzellikleriyle var olan dünya artık bir savaş meydanından farksızdı. Aydınlığı getiren güneş yerini dumana ve kasvete bırakmışken, çiçekler eskisi gibi kokmuyor, mevsimler aynı hissi vermiyor, insanoğlu gülümseyemiyordu. Yeni Dünya bir yaşam mücadelesinden ibaret hâle gelmişti. Savaşlar; insanlar ve insanlar arasında değil insanlar, yaratılanlar ve savaş birliğinin arasındaydı. Yıkımları getiren savaş hızla ilerliyor, kurulan yıkıcı planlar tüm yaşamı etkisi altına alıyordu. Bu karmaşanın içinde kendini savaş birliğinin elinde bulan genç kız, tüm planlara tezat bir şekilde olayların tam ortasındayken askerlerin arasında hayata tutunmaya çalışır. Biraz fantastik, biraz aşk, biraz gizem...

"Neden bana Amaya deyip duruyorsun? Benim adım Amara!" "Amara isminden nefret ettiğini gözlerinden görebiliyorum. Hem, sana yakışmıyor da. Sen Amaya`sın. Gece yağmuru gibi zarif, güzel, huzurlu.."

Anais, boynunda taşıdığı kolyenin parçalarını toplamak için yola çıktığında, bunun yalnızca bir arayış olduğunu sanıyordu. Fakat bu yolculuk, onun geçmişine, unuttuğu hatıralara ve kaderine açılan bir kapıydı. Ona eşlik eden Corbeau, yalnızca bir yol arkadaşı mıydı, yoksa karanlıkta ona yol gösterecek bir gölge mi? Her yeni parça, Anais’in zihnindeki düğümleri çözerken, ona daha büyük sorular bırakıyordu: Kolyenin gücü neydi? Onu tamamladığında ne olacaktı? Ve en önemlisi, bu yolculukta kendini kaybetmeden yolun sonuna ulaşabilecek miydi? Gizem, tehlike ve unutulmuş hikâyelerle örülü bu serüvende, gerçeği öğrenmek bazen en büyük lanet olabilir.

Bu kitapta eklemiş olduğum sahneler bana aittir ve benim tarafımdan tasarlanmıştır. Genel olarak filmin kendisi tabii ✨

Her öğretmen gibi sıradan bir hayatı olan matematik öğretmeni Hakan. Günlük hayatın verdiği yorgunluk ile mücadele eder ve bu yorgunluğunu kısa da olsa üstünden atmak ister. Hakan çıktığı bir yolculukta hayatı tamamen değiştir…

Son birkaç yıldır insanoğlunun hiç adım atmadığı bu dünyada bulunan en ıssız yerde saklanıyorum. Tek değilim ama yanımda olan birisi de yok. Ben Astrid Dainty , dünyanın varoluş zamanından beri hayattayım, tek amacım ise insanoğlunun başa çıkamadığı bir olay olduğu zaman onları korumak ve nesillerinin devam etmesini sağlamak. Benim gibi yüzlerce hatta binlerce kişi daha var ama her birimiz teker teker dağıldık. Kim nerede , ne yapıyor bilmiyorum ama belki bir gün tekrar bir araya geliriz. -●- Şimdiye kadar hiçbir insanoğlunun bilmediği bir sır var. Onları korumak için var olan gizli koruyucular. sessiz, görünmez, çoğunluğu insanoğlundan uzakta doğanın ardında yaşıyorlar. Her biri sizin fark edemeyeceğiniz bir halde yaşıyor, bazıları burnunuzun dibinde iken bazıları oldukça uzakta. -●- Herhangi bir kitapta görebileceğiniz karakter tipleri ve doğaüstü canlılar elbette olacaktır ama daha önce görmediğiniz tamamen benim hayal gücüm olan bir karakterde bulunacaktır lakin maalesef bu karakterde tam olarak oturana kadar elbette ki bazı klasiklerden yararlanacağım.

Kız sonunda hapsedildiği delikten çıkabilmiş, ama şimdi de kendisini tanımadığı bir kadının ellerinin altında bulmuştu. Yıllardır esaret altında kalmış ve dış dünyadan habersiz bu genç kız, özgürlüğüne kavuşmak ve babasını tekrar bulmak için elindeki bu tek şansa sımsıkı sarılmaktan başka hiçbir şey yapamazdı.

Bir çok krallığı olan bir kıtada Sappen kralının bir hayali vardı. `Tüm kıtayı birleştirmek` Bunun için birçok savaş çıkardı. Neredeyse tüm kıtayı fethetti bir bölge hariç orada kara ağaçlar bulunması yüzünden Penumbra* ormanı dendi. Bu ormanı alamamasının sebebi orada yaşayan bir kabile toplulukları olması. O kadar çok kendilerini soyutlamışlardıki varlıkları bu savaşlar ile tanınmıştı. Onlara unutulmuşlar anlamında Oblivion dendi. Onlara her fetih için savaş açıldığında krallık üzerine birçok felaket geldi. En sonunda halkın ve soyluların zoru ile kral o topraklardan vazgeçti. İnsanlar böylelikle çocuklarına onların hikayelerini anlattı. Bu anlatılan hikayeler büyüdükçe büyüdü. Bu hikayeler içerinde tek doğru olan Oblivionların ruhlar tarafından kutsandığıydı.

Eski çağlardan günümüze kadar süre gelen imparatorluk düzeni ülkemde devam ediyordu. İşim ve damarlarımda ki kan durmamı engelliyordu.

Beşi de farklı, beşi de eksik. Hepsinin içinde görünmeyen bir boşluk, kimsenin göremediği bir güç var. Onlar seçilmişti. Ama önce kendilerini bulmaları gerekiyordu. Ruhlarına işlenen parçalarla, karanlığa karşı yeniden doğacaklar. Bir kristal, bir bileklik, bir gölge... ve beş yalnız kalp.

Altı tanrıça, altı mühür. Her biri bir elementin kalbinde saklı. Her biri bir ejderhanın nefesinde uyanmayı bekliyor. Zamanın unuttuğu kadim bir ormanda, yıldızların altında mühürlenmiş bir kehanet yatıyor. Dolunay yükseldiğinde, gölgeler dile gelir. Ve Ay Kurdu uyanır. Her mühür, bir varisin kanında yankılanır. Gölge, Su, Ateş, Toprak, Rüzgâr ve Ay. Onlar, dünyayı yeniden şekillendireceklerin işaretidir. Ama güç yalnızca bir lütuf değildir… Bazı mühürler, taşıyıcısını tüketir. Sonay, içindeki sesi ilk kez Dolunay Ormanı’nda duydu. Ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hayvanlar uyanıyor. Mühürler kırılıyor. Ve gölgeler, ay ışığını kıskanıyor.

Hayatın bana yazdığı en güzel sahne, Uraz`ın gözlerinde yeniden hayat bulup toparlanmamdı. _______________________________________ ⛧°。 ⋆༺♱༻⋆。 °⛧ Düşünsenize, annenizin intiharından sonra size bahşedilen bir gücünüz var. Bu güç, rüyanızda gördüğünüz herşeyin gerçekleşmesi oluyor. Sevinir ve bundan sonra herşeyin toz pembe olmasını beklersiniz değil mi? Ama sizin rüyalarınız simsiyah. !!Uyarı!! Kitabın tüm hakları saklıdır. İzinsiz bir şekilde çalınması veya kopyalanması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. by: eminegull_

Beyge babası tarafından sevilmeyen çocuk olmuştur. Ancak bir gün kader sarmalı açılır ve Beyge`yi içine çekerek, onu çıkışı olmayan geçmişine götürür. Ya bu cılız kız kaderini ve tarihi değiştirecek bir şey yapıp, kader sarmalının yasaklarını bozarak geçmişinden daha da geçmişe giderse. Ve içine giren herkesin çıkmak istediği ama çıkmanın imkansız olduğu sarmaldan çıkmaya hiç çalışmadan çıkarsa.

Elenya da sıradan bir gündü. Laurel Leonard`nın yanına gidebilmek için yine gri şapkalı pelerinini giydi. Leonardı santag köprüsünde arkası dönük buldu. Yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Etrafına bakıp muhafızları kontrol etti. Hiç bir muhafız onlara bakmıyordu. Yavaş ve sakince elindeki gümüş hançeri onun sırtına doğru tuttu. Laurel tam hançeri saplayacakken hiç beklemediği bir şey oldu ve Leonard arkasına dönüp bir eliyle Laurel`in hançeri tutan elini ve bir eliylede Lauel`in sırtından kavrayıp kendine çekti. - Laurel cidden bu numaraya mı kanacağımı sandın ? Laurel gülümseyip: - Evet, Bay Leonard sizin işinizi böyle bitirecektim ama bitiremedim ve size yenildim. Bilirsiniz Elanya`nın kanunudur beni cezalandırmanız lazım, dedi sinsice. Leonard da gülümseyip: -Tabi kide zevkle, dedi ve kızı bileğinden çevirip kızın sırtını göğsüne yasladı. Kıza: - Bence sana ne ceza vereceğim ortada, dedi ve pelerinin şapkasını tuttuğu gibi indirdi. Bir muhafız fark edince: - Orada bir ment var yakalayın, diye bağırdı. Laurel Leonarda bakıp: -Bir gün ödeşeceğiz, dedi. Leonarda: - O günü iple çekiyorum , dedi ve Laurele el salladı. Laurel ise hiç arkasına bakmadan koşmaya başladı.