Bazı kitaplar rastgele seçilmez... Bazı insanlar da öyle. Sessiz bir kütüphane, düşen bir kitap ve tesadüf gibi görünen bir karşılaşma. Hye Ra, raflar arasında kaybolmayı seven bir kütüphaneci. Young Jae ise geçmişiyle yüzleşmekten kaçan, kelimelere mesafeli bir avukat. Ama bir gün, aynı kitabın aynı sayfasında buluşurlar. Bu tesadüf, sadece bir başlangıçtır. Her sayfa, onların birbirine biraz daha yaklaşmasını sağlar. Ama geçmişin gölgesi, aralarındaki mesafeden daha uzundur. Kitapların arasına gizlenmiş duygular, saklı yaralar ve iyileşmeye başlayan kalpler… Hye Ra`nın suskunluğu ile Young Jae`nin cümleleri arasında, sessiz ama derin bir hikâye yazılmaya başlar. “Bazı duygular okunmaz, hissedilir. Tıpkı bazı insanların bir kitap gibi hayatınıza düşmesi gibi.” Bu hikâyede aşk, bir tesadüfle başlamaz. Bir kelimeyle başlar... ve bir bakışla tamamlanır.

Siz:Elimden geliyorsa Siz: Azıcık sevsene beni +0530:? +0530:Kimsin

4 yıldır barda garsonluk yapan ve her gece ayyaşlarla uğraşan Elvin bir gece hiç ummadığı anda bir kavgaya dahil olur ve bu kavgadan sonra Elvin için her şey değişir

"O gece, dünya sadece iki kişilikti ve biz, o dünyanın sınırlarını ihlal ediyorduk." tek gecelik bir ilişki sonrasında birbirlerine aşık olan iki kişi. Fakat bilinmemesi gereken bir sır bir denge vardır. Onlar katil değildi. Onlar adâletin yargıçlarıydı. "Biz; katil değiliz, biz olması gereken adâletin yargıçlarıyız." Kitapta + on sekiz yaş içerikler bulunmaktadır !!!

Babam`ın sürekli bana damat adayı bulmasından sıkılmıştım. Sürekli holding sahibi adamların, aşırı pohpohlanan züppe oğullarından gına gelmişti artık. Bu sabah aldığım bir mesajla kendimi burada bulmuştum. Merakla bekliyordum mesajın içeriği ile ilgili konuyu birinin detaylıca anlatmasını. Ofisin siyah ve beyaz detayları olan odasında sıkılmış bir vaziyette saate baktım. O sırada kapı açıldı, içeri siyah takım elbisesi son derece şık, kirli sakallı,esmer, mavi gözlü, yakışıklı bir adam girdi. Masanın etrafında dolaşıp karşımdaki sandalyeye oturdu ve son derece cezbedici bir ses ile; -" Hoşgeldiniz Nilüfer hanım ben Alpaslan Egemensoy tanıştığımıza memnun oldum" dedi. Peki ben memnun olmuşmuydum? Zaman gösterecekti....

-Ne düşünüyon Ceren -Aklım hala o notta acaba kim göndermiş olabilirkki -Bilmem ama sana bir çok pis aşık olmuş o kesin Ama kim iştee. heycan dolu bi serüven siz okurları bekliyor

Bİ BAKIN DERİM İLK KİTABIM

Bu bir oyun değildi ,fakat bu oyunu başlatan da bitiren de aynı kişiydi, yani BEN.. MAVİ

Uzun Boylu Aşkın Tüylü Topu Barlas, potalara adanmış dev cüssesiyle sahanın yıldızı. Her smaçında yer yerinden oynuyor, geleceğin NBA efsanesi olma hayalleri kuruyor. Umay ise, küçücük bedeniyle badminton kortunda bir deha. Tüylü topuyla yaptığı zarif vuruşlar, raketini adeta bir sihirli değnek gibi kullanışı, onu rakipleri için görünmez bir güce dönüştürüyor. İki farklı dünyanın insanı, üniversitenin sporcu yemekhanesinde kesişen yolları… Barlas`ın gürültülü kahkahaları Umay`ın sessizliğini bozarken, Umay`ın sakin duruşu Barlas`ın dikkatini çekiyor. Başta sadece spor muhabbetleriyle başlayan bu etkileşim, birbirlerinin dünyasına duydukları merakla daha da derinleşiyor. Barlas, Umay`ın tüylü topa olan hâkimiyetine hayran kalırken, Umay da Barlas`ın pota altındaki gücüne büyüleniyor. Peki ya bu farklılıklar, onların arasındaki çekimi daha da güçlendirir mi? Bir basketbolcu ile bir badmintoncunun aşkı, potaların ve tüylü topun ötesine geçebilir mi? "Uzun Boylu Aşkın Tüylü Topu", sporun birleştirdiği, farklılıkların zenginleştirdiği ve hayatın en güzel oyununda birlikte bir takım olmayı seçen Barlas ve Umay`ın uzun soluklu aşk hikayesini anlatıyor. Aşk, bir oyun mudur yoksa hayatın kendisi mi?

Bu devirde zorla evlendirme kaldı mı? Dışarıdan birbirimizi sevmiş iki aşık olarak gözükecektir sözde. Yani ailem öyle istiyordu. Evlenmek bana göre değildi. Benim bir kariyerim vardı. O adamla evlenirsem geleceğimi görebiliyordum, yüzümdeki morlukları, kolumdaki yaraları. Bende bir mafya babasıyla evlendim. Anlaşmalı bir evlilik olacaktı. İkimizde amacımıza ulaştığımızda ayrılacaktık. Tabi bu süreçte birbirimize aşık olacağımızı kim tahmin edebilirdi?

Basrol kızımız Umay,babasının vefadı üzerine abisi calısmasına ragmen kanser annesi ve kücük kız kardesine bakma gorevini ustlenir.İlk baslarda bir kafede calısırken bir yandan okulunu okuyarak hostes olur,ucakta sakatlandıgı anda bir doktor ortaya cıkar.

Dershaneye kaydolan Minel düştüğü sınıfın hayatını nasıl değiştireceğini bilmedigi bir sınıfa düştü

Ben Bahar 24 yaşındayım özel bi şirkette yönetici asistanıyım Herşey ev sahibim ile kavga etmemle başladı aslında iş yerime yakın diye tuttuğum evden beni çıkarmak isteyince bende mecbur başka ev bakmaya başladım tam istediğim semtte çok tatlı müstakil bi ev tuttum tek bahçe içinde yan yana iki ev vardı ama sorun etmedim . Ta ki onunla tanışıncaya kadar KAPAK TASARIMI ŞAHSIMA AİTTİR ALINMASI DURUMDA OLAY ÇIKARIRIM. Wp kanalıma bakmayı unutmayın karakterlerin görsellerüni ordan paylaştım.

Yorgun bir İstanbul sabahında, Aden kendinden bile sakladığı duygularla yürürken, sessiz bir sokağın köşesinde bir çift gözle karşılaşır. Konuşulmamış bir anın içinden geçen bakış, geçmişin kırıklarını harekete geçirir. Düşen bir defter, tutulmayan bir söz ve içte kıpırdayan bir şey… Belki de bazı hikâyeler bir kelimeyle değil, bir sessizlikle başlar.

Adelina Gloria kraliyet ailesinin ona kısıtlayıcı bir hayata zorladığı İçin bir gün karar alır . Annesinden izin kopara bilmek için konuşur ve onay alır ve dışarıda ayağına değen yüzüğün sahibi olan adamla çarpışır ve adama aşık olur ama adam aslında düşmandır ikinci düşmanıyım barışır.

Ben Feride. Hayatım çoğu zaman sıradan, belki de biraz karmaşıktı. Ta ki Boran’la karşılaşana kadar... O, bambaşka bir dünyadan, karanlık ve sert bir adam. İlk başta birbirimizi anlamadık, kavga ettik, ama zamanla kalbimde başka türlü bir yer açtı. Bu hikâye, benim gözümden, onun ve benim dünyalarımızın nasıl çarpıştığı, kavuştuğu ve bazen de yandığıyla ilgili. Aşkın en zor, en çetin yüzüyle tanışmaya hazır mısınız?

Herkesin kendi içinde kopan bir kıyâmeti vardır. Her kopan kıyametin ise izleri... Kiminin izleri bedeninde, kiminin izleri kalbinde, kiminin izleri gözlerinde, kiminin izleri dilinde ve kimilerinin izleri ise ruhundaydı... "Bu izleri neden gizliyorsun? " diye sordu saf bir hayret ve merakla. "Çünkü, " dedim. "Çok çirkinler! " Başını iki yana salladı. "Onlar senin kıyametinin izleri Neva. Onlar öylesine izler değil. Seni sen yapan izler. "

Kitap tanıtıyorum

Romantik Gerilim

Hoparlörden bir ses geldi. "Üç. İki. Bir! Mutlu yıllar dünya! Elveda 2024!" Kolumdan tutup yürümeye devam etti. Kulağıma eğildi. Dudakları kulağıma sürtüyordu. "Şansa bak Aden. Seninle tekrar karşılaşttık ve yılbaşına girdik. İnanır mısın bilmem ama bir efsane var. Yılbaşına kiminle girersen onunla devam edersin." Gözlerim büyüdü. Duraksadım sonra devam ettim. Güldü. Gülme değildi ama nefesi gülüyordu. "Komiksin Aden" kolumu daha sıkı tuttu. "Sen kimsin?" Diye fısıldadım. "Ben...Buğra Aras Siyahkar. Ama artık Azrailin"

Öl de ölürüm, öldür de öldürürüm...

Küçüklüğünden beri buz pateni ve bale ile uğraşan Sasha`nın hayallerine ulaşmasıyla birlikte karşına çıkan İlia onun buza dönüşen kalbini ısıtmaya başlayacak mı? Bir düşmandan aşka kitabı olucaktır, ve ilk kitabım🌸

Uzak mesafe aşk hikayesi

Bu benim ilk kurgum umarım beğenirsiniz.

Kulaklığı her taktığımda sesli olur ama o gün ne kulaklık nede Kulaklığı çıkardığımda hiç bir ses yoktu sadece bir cızırtı.