Herşey kızımla Diyarbakır da halamın kızının düğünü için gittiğim gün başladı. Yazılar kısa olacak sizi sıkmayan güzel bir kitap olacak.

"Bunu ne zaman kazıdın?" Bir anda ağzımdan çıkanlara ben bile inanamadım. Nasıl dökülmüştü dilimden bu cümle? Korkmadan... Ben ona soru sormazdım ki. O benden soru beklemezdi. Nasıl olmuştu da bir anda onunla diyalog kurmak için ilk adımı atmıştım? Gözlerimi korkarak yukarı kaldırdım. Korhan`ın gözleri kapanmıştı. Dudakları belli belirsiz yukarı doğru kıvrılmıştı. Soru sormamı beklemiyor olmalıydı? Tıpkı benim gibi. "Kalbime söz geçiremeyeceğimi anladığım anda kazıdım. Belki dedim...belki acıtırsa unuturum. Kanatırsa bırakırım. Ama olmadı. Daha çok yerleştin kalbime" Duyduklarımla ne yapacağımı şaşırmıştım. Ne bir adım geri gidebiliyordum ne de ileri. Ben hâlâ ona bakarken birden açtı gözlerini. Okyanusları ballarımla buluştu. O an bir şimşek çaktı kalbimde. Bu onun okyanusları ile giriştiğim ilk korkusuz mücadeleydi. O an yüzünde öyle bir ifade belirdi ki. O güne kadar Korhan`ı tanıdığımı düşünürdüm. "Sen bugün bana baktın ya... böyle... korkusuz... ballarını okyanusumla buluşturdun ya" Derin bir nefes aldı. Yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. Gözlerine yayıldı. Onu ilk kez böyle masum gördüm. İlk kez benim için masumdu. Yüzünde yeni doğan bir çocuğun ışığı vardı. "Ben güzelim... Ben şu an, şu dakika senin için hayatımın geri kalanını Azrail`e, ruhumu ise Şeytan`a verebilirim."

SAHNELER MEVCUTTUR AMATÖR BİR YAZAR İLK KİTABIM YAZIM HATALARI İÇİN ÖZÜR DİLERİM

İki gencin her anlamda Güneş`lerine kavuşma hikayesi... |Yarı Texting| Güneş ailevi sorunları nedeniyle Ihlamuryalı Kasabası`nda yaşayan halasının yanına taşınır. Küçüklüğünden beri her yaz geldiği bu kasabada geçmişi ile yeniden karşılaşır.

Menekşe, bir askerin vicdanıyla sarıp sarmaladığı, şefkatiyle bağrına bastığı, getirildiği toprağı vatan bilmiş solmuşken yeşertilmiş o kız çocuğuydu. O gönlünü cevval bir yidiğe vermiş sevdasıyla büyümüş ve kışın ortasında açmış bir çiçekti... 🌺 Geçimlerini gül yetiştiriciliği ile sürdüren çocukları hiç olmamış Tozkoparan çifti ayrılığın hüznünü hissettmişti. Süheyla, Subay olan eşini kardeş vatanın dağlarına göreve gönderirken içinde büyük bir sıkıntı vardı. Genç subay, Karabağ dağlarında öldürdüğü teröristin yanında bir kız çocuğu olduğunu görünce, ona sırtını dönüp gidememişti. Kız çocuğu üşümüş ve günlerdir hiçbir şey yememişti. Eşinin çantasına koyduğu gül reçelinden bir kaşık uzattı. Bir bakışıyla yüreğine işlenen küçük kızın bakışlarını ardında bırakıp gidecekken duymayı planlamadığı bir şey vardı. "Baba!" Her şey bir gül reçeli ile başlamıştı. Başlama tarihi: 8 aralık 2023 Telif hakkı saklıdır...

Murat Arısoy skandalın ta kendisiydi. Bu yüzden karıştığı bar kavgasının ardından babası onu evlendirmeye karar vermiş ona doğru eş adayını bulmaya karar vermişti. Murat ve Akasya istemedikleri bu evliliğin içine atıldıklarında ikisi içinde her şey geri dönüşü olmayan bir şekilde değişecekti. Hem onlar hem de arkadaşları bu evliliğin onları sürükleyeceği fırtınaya hazırlıksızlardı.

YETİŞKİN İÇERİK!!! * Evsa: Hemen uykundan uyan. Evsa: Sen nasıl askersin ya? Evsa: Mahallede hırsız var yakalamıyorsun. 05**: Ne? 05**: Hangi mahallede? 05**: 155`i tuşlarsanız onlar kısa sürede orada olacaktır. Evsa: Karşı evimde bir asker varken neden polisi arayayım? * KİTAP AŞIRI YETİŞKİN İÇERİK VE KÜFÜR BARINDIRIR

(YETİŞKİN İÇERİK!!) Elim omzundan saçlarına gömüldüğünde erkekliğinin sertliğini kadınlığımın girişinde hissettim. Orada olduğunu yok sayarak öpüşmeyi devam ettirdim. Dili ve dişleri ağzımı yok ediyordu. Ve bu yok oluş hiç bu kadar zevkli olmamıştı. Kadınlığımda olan erkekliğini, ıslak kadınlığıma sürttü. Kadınlığım cayır cayır yanıp zonklamaya başlamıştı. Bunu hissetmiş gibi erkekliğini içime doğru itti yavaşça. Kayarak ıslak olan kadınlığıma kolaylıkla girmişti ama benim duvarlarım beklemediği ani girişiyle sızlarken öpüşmeye bir son verdim ve boğazımdan özgürlüğüne kavuşan inilti, onun hareketlenmeye devam eden dudakları arasında yok oldu.

EN İYİ SÖYLEDİĞİM, EN İYİ HİSSETTİĞİM YALANSIN ``İYİYİM...``

"Sev..." dedi, gözlerinde gördüğüm acıya rağmen benden bir uzaklaşmayı başarmıştı. "Önce kendini, sonra başkasını.." "Bilirsin beni, denizden korkarım. Yüzemem. Ama bak.." dediğinde bakışlarını arkasında görünen denize çevirdi. "Şimdi ona geldim. Ne kadar garip değil mi?"" Başımı onu onaylarcasına salladığım zaman arkasını bana döndüğünde kafasını gökyüzüne doğru kaldırdı ve güldü. "Denizden korkan bir adam ölümü için denizin kucağına koşuyor."

"Bizim damatla, diğer düğünün gelini kaçmışlar. Size de bu mektupları bırakmışlar." Hayatım aslında bu cümleden sonra aslında çok değişecekti. Ben, ben olmaktan çıkacaktım. Aşka inanmayan iki insanın, aile olma çabasını hep beraber okumaya var mısın?

Zamanda yolculuğa nedersiniz? yüzyıllar önce bitti diye sanılan bir aşkın gelecekte tekrardan yaşanması ihtimali var mıdır sizce? Tarihe meydan okuyan ölümsüzler,tapınaktan öçlerini alabilecekler mi dersiniz? **** Kendisinin seferden döndüğü gece, karısının kaybolup günler sonra cansız bedeninin büyük avlunun ortasında bulunduğu gece... Anılar Nil nehrinin taşan sularından daha hızlı bir biçimde zihninden geçiyordu. Her şeyin suçlusu kendisiydi ama şimdi değildi, bu zamanda değildi.

Hakan: Arabama bu yazıyı sen mi yazdın Pera? Pera: Ne diyorsun be ne yazısı Hakan: Arabamın önüne lülük saçına soktuğum yazılmış senden başkasının olma ihtimali mi var? Pera: Yazı falan yazmadım ben hiçbir yere. Bu saatten sonra senin olduğun tarafa başımı çevirip bakmam bile Pera: Sen de müstakbel karın da sikimde değilsiniz Pera: Banada yazma bir daha.

Ben Damla Göksoy. Doğduktan saatler sonra bu yurt kapısının önüne bırakıldım ve yaşıma girdikten sonra benim için asıl hayat şimdi başlıyordu...

İsmin Ecrin =s dicem Kocanın ismi drew=k dicem Annen=a Baban=b Baban üvey seni seviyor ama seni satan o Annen seni çok seviyor ama kocacı Kemal`im yapmaz diyen Mesude var ya işte o annen ahhahahah neyse başlayalim Uyandığımda aşağıdan sesler geliyordu heralde annemle üvey babam kavga ediyor dedin ve üstünw birşeyler giyip aşağıya indim ve Sen dedimki noldu anne annen A=baban seni evlendirecekmiş S=ne evlenmesi ben okuyacağım daha 21 yaşındayım anne B=KES SESİNİ ARTİK PARA LAZİM DİYORUM S=t-tamam B=akşam istemeye geliyorlar seni güzel giyin adam seni sevsin bari S=tamam Sen hemen ağlayarak odana çıkarsın ve dolabı açıp siyah yandan yirtmaçlı uzun elbiseni alıp yüzünede biraz makyaj yaparsın annenin yanına inersin ve kapı çalar kapıyı açtığında karsinda 1.88 boylarında yakışıklı bir erkek vardı biraz daha incelicekken kocan sana eğilip K=beni biraz daha incelersen bende seni incelerim ama burada değil (Yazar=allahım bunları ben mi yazıyorum) Sen ilk anlamamıstın sonra anlayınca S=sapik mısın ya geç artık Kocan seni süzüp içeri geçer Senin kalbin çok hızlı atıyordu sende içeri geçip oturduğunda annen sana kaş göz yapar sende kahveyi yapmaya gidersin yaparken belinde bir el hissettin aaa kim acaba devamını istenirse atarım bebeklerim💗

İki aşığın acılı kavuşma hikâyesi

İnsan korkmaz miş ateşten yanacak Bir şey kalmayınca bir sen yanma dedi Dağhan Barutçuoglu Beni yakan sensin dedi keje Aşkın kuralı bu sen seversin eller alır

hayatımın yeni başlangıcında bana eşlik eden kanli ay gözlerimi ondan alamamama sebep oluyor. sanki hep yansıttığı o parlak guzel ışığının yerini öfke, kan, vahşet almış. üstündeki saf iyiliği ve guzelligi bir kenara atmış gibi olan görüntüsü içimi ürpertiyor. ve itiraf etmeliyim ki ayın bu görüntüsü çok hoşuma gidiyor...

Kitap mafya konulu bir kitaptır

Nehir Soylu, eski soylu bir aileden geliyordu ancak babasının öldürülmesinin ardından tüm mal varlığı amcalarına kaldı. Annesi, kız kardeşi ve Nehir maddi zorluklar yaşamaya başladılar. Nehir üniversitesi eğitimi alırken bir yandan da ailesine destek olmak için yarı zamanlı olarak bir kafede çalışıyordu. Bir gün, Baran Gök tekin adında bir müşteri kafeye gelir ve Nehir`i gördüğü andan itibaren ona ilgi duymaya başlar. Her gün oraya giderek Nehir hakkında bilgi toplamaya çalışır. Nehir ise bunun farkında değildir. Zamanla Nehir ve ailesi kirayı ödeyemeyip evden çıkarılınca, Ankara`yı terk edip daha küçük bir il olan Kırşehir`e taşınmak zorunda kalırlar. Burada Nehir`in Baran`la karşılaşması an meselesidir, fakat Baran`ın karanlık geçmişinden haberi var mıydı?

bu okulda olmak istemiyordum. geçmişin acı kırıntıları her daim aklımda yer ediniyordu. mecbur bırakıldığım bu durum yüzünden ailemi hiçbir zaman affetmeyeceğim. -ne düşünüyorsun güzellik. -senin olmadığın bir dünyayı düşünüyorum boran. yüzünde bir bocalama gördüm ama kendini çabucak toparladı. -sana kötü bir haberim var. bana doğru döndü ve daha da yaklaştı. "benim olmadığım bir dünya seninde olmiyacağın anlamına gelir."

İyi şeylerin sonu hep karanlık ve acı verici bir hayattan ibaret hayat

Okulu bırakıp çalışmaya karar vermiştim ama bu hayatımda aldım en kötü karardı

Sadece lise aşkı sanıp 4 ay sonra tekrar Holding`te buluşup tekrardan birbirinene daha şıkı aşık olan iki genç bütün zorluklara rağmen büyük aşkları sayesinde herşeyi aşıp bilmereliyle karı koca olmuşlardır

Ufacık bir hata. Küçük bir yanlışlık. Bir yanlış anlaşılma. Daha nelere mâl olabilirdi? Kalbim göğüs kafesimin içinde sıkışırken tek düşünebildiğim kaçmaktı. Kaç. Arkana bile bakmadan. Yoksa bu soğuk rus şehrinde, yanarsın.