Herşey o gece başladı...

Genç yaşta başlayan İstanbuldan Mardine aşk

İki yaşamı zor olan insanın zoraki evlilik sonucunda başlarına gelen olaylar acaba gerçekten birbirlerini seveceklermi?

Zalimler ve Masumlar, Aksaray`da yaşayan köklü, saygın ve toplumda önemli bir yere sahip bir ailenin genç yakışıklı erkek evladının, kendisinin hiç tanımadığı ancak ailesinin büyüklerinin yakından tanıdığı, zengin ve prestijli bir ailenin sorunlu, psikolojik sıkıntılarla boğuşan genç ve güzel kızıyla evlenerek İstanbul’a damat gitmesini ve burada karşılaştığı çarpıcı olayları konu alıyor. Bu romantik gerilim; gelenek, baskı, aile sırları ve içsel çatışmalarla örülü bir yolculuğu anlatırken, aşkın, sabrın ve insan ruhunun sınırlarını da sorguluyor.

Pınar deniz`yeni bir başlangıcı olmak üzere Kenan yıldırım`la tanışırlar "sen benimsin ben seninim avukat "

Zoraki evlilik...

Kim taehyungla jeon jungkook bir imkansıza sürünürler biri deli gibi severken diğeri ise ailesini öldürme suçuyla adeta nefret kusuyordu anlamadan etmeden bu imkansız aşkı aşacaklarmı yoksa diğeride genç adamın sevgisine karşılıkmı vericekti

Gecenin karanlıklarından gelen bir aşk hikayesi

_Askeri kurgudur._ _İkinci bölüm yazan yer ilk bölümdür._ *-Demir parmaklıkların arkasından ona bakan arkadaşı yutkunup "Peki onu seviyor musun?" diye fısıldadı sanki hapishane duvarlarının bu anlara şahitlik etmesini istemezcesine.Kafasını duvara yaslayıp sıkıca kapattı gözlerini,aklına yine o yeşillikler düşmüştü işte. "Gözleri,deyip yutkundu bir müddet bekledikten sonra devam etti sözlerine.Davetkar şeytanın yarattığı sahte bir cennetti.Ve ben..." deyip durduğunda parmaklıkların arkasında kalan arkadaşı soğuk demir parmaklıkları iki eliyle kavrayıp "Ve sen..." dedi arkadaşının cümlesini tamamlamasını beklerken. "Cehennemde yansam bile bir ömür yaşamak istiyorum o gözlerde." dedi sona doğru gözlerinde oluşan inatçı parıltılar ve kararlı sesiyle. "Ve buna aşk diyorsan en akıllısından aşığım ona." diye devam ettirdi cümlesini. ********************************************** -Kitap kapağı için Lodos Altıntay `a buradan teşekkürlerimi iletmek istiyorum ve kitapın tüm haklarının şahsıma ait olduğunu çalıntı durumunda yasal işlemlere başvuracağımı belirtiyorum.

Artık tutsaksın,benim tutsağım

Hiç kimse göründüğü gibi değildir bu hayatta. Esla ve Savaş için de bu böyleydi. Korkak ama cesur bir kızdı Esla. Tekerlekli sandalyede oturan çaresiz ama güçlü bir adamdı Savaş. Bu hikayede “İKİ İNSAN DÖRT HAYAT” vardı ve dört hayatın çıktığı tek yol bilinmezlerle dolu bir savaştı.

“Adalet her zaman mahkeme salonlarında sağlanmaz.” Savcı Lavinia Özdemir… Soğukkanlı, zeki ve güzelliğiyle büyüleyici bir kadın. Onun için adalet bir görev değil, kişisel bir takıntı. Suçlular yasadan kaçarsa, Lavinia’nın adaleti gecikmez—gölgeden gelir. Ancak karanlıkta onu izleyen başka biri daha vardır. Eski bir savcı, şimdi yeraltı dünyasının en tehlikeli ismi: Sarp Demir. Lavinia’yı tanımıyor, ama ona saplantılı. Takıntısı bir hayranlık mı, yoksa yaklaşan bir ölüm fısıltısı mı? Gecenin içinde birbirine bakan iki siluet. Gerçek, yansımalar kadar bulanık. Güven, ihanet kadar keskin. Ve bu hikâyede… kim av, kim avcı belli değil.

Göksu, Ailesi Tarafından sevilmeyen bir kızdır bir gün Abisinin yaptığı bir hatadan dolayı evlendirilmek zorunda kalır. Kaçmaya çalışır fakat törelerden kaçamaz

Genç, hırslı ve tutkulu iki ruh… O, ailesinin kurduğu evlilik sözleşmesinin pençesinde, hayatını kendi istediği gibi yaşayamayacağını hissederken; o ise gözlerden uzak motor yarışlarının tehlikeli dünyasında, masum olmadığını gizlemektedir. Bir araya gelişleri, sadece bir sözleşme değil, tutkuyla örülmüş karmaşık bir yolculuğun başlangıcıdır. Hızla akan asfaltın gölgesinde, kalpleri nasıl kazanacaklar? Kaderin onları bir araya getirdiği bu oyunda kazanan kim oluca

Travması yüzünden konuşamayan Miranın.Lakabı kafesci olan bir adamla karşılaşması ve Yaman Ateşi bu kızın normal biri olmadığını anlaması.

Mahalleye yeni taşınan Anna popüler çocuk Adrian`ın dikkatini çeker. Anna`nın hayatında biri olmasına rağmen, zamanla Adrian ile arasında anlam veremediği bir kimyanın olduğunu fark eder. Anna Adrian`ı kendinden uzak tutmak istesede Adrian onu takıntı haline getirmiştir.

Yeni bir holdinge muhasebe müdürü olarak atanan Alev Dinçer, rastgele bir mekanda karşılaştığı bir adamla geri dönüşü olmayan bir yola düşer. Holdingin parasal yönden batakta olduğu bütün rakipleri tarafından bilinmektedir. Alev soruna bir çözüm getirmek isterken patronun oğlu Alaz tarafından bütün dikkatleri üzerine çekmiştir.

Nefretin hiç aşka dönüştü mü?

Geçmişin acımasız kırıntılarını sırtlarında taşıyan iki yaralı beden Biri ateş diğeri kardı yasaklardı birbirlerine

ATEŞ VE BARUT yani Elzem ve Miran iki zıt kutup.... Elzem ; abisinin cenazesini almak için Ankara`dan Diyarbakır`a gelen genç bir doktor... Miran ise yıllar önce gittiği Ankara`da gördüğü kızı aklından ve hafızasından silemeyen güçlü bir aşiret ağası.... Yıllar önce birbirinden habersiz karşılaşan iki yabancı... yıllar sonra aynı şehirde tekrardan karşılaşır... yaşadıkları olaylar onları birbirinden iterken , içlerinde yaşadıkları gizli duygular ise onları birbirine çeker... ATEŞ VE BARUT yan yana gelirse ne olacağını herkes bilir... Ya bir araya geldiklerinde çıkan yangında kül olacaklardı , ya da çıkardıkları yangını daha da alevlendireceklerdi... Gelin neler olacağını birlikte öğrenelim..

TUGAY DEMİR ÇEVİKER`İN SEVGİLİ AVUKATI...

Küçüklükten beri yaşadığı zorluklara rağmen dimdik ve güçlü durmaya çalışan Zerda Şahin ve hayatına bir anda dahil olan güçlü mafya lideri Boran Akkaya Alıntı: Zerda boranın teklifiyle dumura uğradı karşısındaki adam ondan bir çocuk istiyodu anlaşmalı bir evlilikten doğan bir çocuk peki zerda bunu kabul edecek miydi?

ana karakterlerimiz olan su ve ateşin yaşadıkları zorluklara, ihanetlere rağmen içlerindeki aşkı yaşamaları ve canlı tutmalarıdır.

ASLI YILMAZ KARŞI KOMŞULARININ OĞLU EMİR ALAZLA ARALARINDA BİR NEFRET VARDIR AMA ZAMANLA ARALARINDA BİR YAKINLIK OLUŞUR.

Bacağımda ki acı kat kat artarken ve acıdan bayılmak üzereyken ağzımdan tek bir cümle çıktı. "Ben bir şey yapmadım..." Kafam son sözlerimden sonra yan tarafa düştüğünde gördüğüm bedene üzülme imkanım bile olmadan bilincim kapandı. Sabahki kurtarıcımın şuan ölü olan bedeniyle yan yana yatıyordum.