devam ediyor 1h önce güncellendi
Karanlığın Çağrısı : Yarısı İnsan (𝘵𝘦𝘹𝘵𝘪𝘯𝘨)
@adenia_demir
Okuma
182
Oy
136
Takip
7
Yorum
8
Bölüm
5
Operasyon nedeniyle 1 yıl komada kaldım. Uyandım ama komada sevdiğim adamla başka bir evrende aşık oldum...
Bu evren seni çağırıyor!
Bazen bir sessizlik vardır; öyle derin, öyle ağırdır ki, içinde yankılanan tek şey kendi kalp atışındır.
Ben o sessizliğin içinde bir yıl kaldım.
Ne bir ses duydum ne bir nefes hissettim.
Zaman, etrafımda dönmeyi bırakmış gibiydi; dünya yaşamaya devam ederken ben, unutulmuş bir anın içinde donup kalmıştım.
Gözlerimi ilk açtığımda, güneşin yüzüme vurduğunu değil, damarlarımda dolaşan yabancılığı hissettim.
Her şey tanıdıktı ama hiçbir şey bana ait değildi artık.
O gün anladım ki, hayatta kalmak başka bir şeydi; geri dönmek, çok daha zordu.
Vücudum iyileşmişti ama ruhum hâlâ o operasyondaydı.
O geceki patlamanın sesi, hâlâ beynimin bir köşesinde yankılanıyordu.
Kendimi aynada her gördüğümde, yüzümdeki o çiziklerin ardında eski beni aradım.
Ama o kadın… artık yoktu.
Beni birileri kahraman sandı, oysa ben sadece kurtulmuştum.
Bir parçam hâlâ yerde yatıyordu, bir parçam hâlâ o geceye sıkışmıştı.
Uyandım, ama içimdeki sessizlik uyanmadı.
Ve o sessizlik, gün geçtikçe beni boğmaya başladı.
Askerliği bıraktığımda herkes “artık rahatsın” dedi.
Oysa kimse bilmez, bazen üniformayı çıkarınca savaş bitmez — sadece görünmez olur.
Geceleri uyuyamadım.
Beynimin içinde hâlâ komutlar dönüyordu: “İleri! Siper al! Ateş et!”
Ama artık kimse emir vermiyordu.
Kendime emir vermeyi denedim, ama hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Kahvemi içerken bile tetikteydim, kapı çaldığında içimden bir yer hâlâ silahına davranmak istiyordu.
Doktorlar bunun adı travma dedi.
Ben ise buna “hayatta kalmanın bedeli” dedim.
Zaman geçti.
İnsanlar unuttu, ben de öyle görünmeyi öğrendim.
Gülümsedim, konuştum, yaşadım — ama hiçbirinde tam olarak “ben” değildim.
Yarısı insandım, yarısı hâlâ karanlıkta.
Kendimi iyileşmeye zorladım.
Kitaplar okudum, sessizliğe alıştım, sabah yürüyüşlerine çıktım.
Ama bir ses vardı içimde, her gece aynı fısıltıyı söylüyordu:
“Dön.”
Ne zamandır dönmek istediğimi bilmiyordum.
Belki göreve, belki eski halime, belki de sadece o kadına, içimde kaybolan o güçlü askere…
Ama bir gün onu gördüm.
Bir bakış, bir duruş, bir asker selamı...
Kalbim ilk kez savaşmak istemedi.
Ama beynim hâlâ emir bekliyordu.
İşte o an, yeniden savaşa başladım.
Bu kez düşman dışarıda değildi.
Bu kez savaş, içimdeydi.