Beril, bir gün çalıştığı kafeden çıkıp eve giderken kaçırılır.Yıllardır bir intikam uğruna Beril’in peşini bırakmayan Karan ve Berile yapacağı zalimliği anlatılır. ————————— Kitapta cinsellik ve şiddet bulunmaktadır. Buna göre okumanızı tavsiye ederim. Bu kitaptaki bütün olay, kurgu, karakterler bana aittir. Bütün kurgu hayal ürünüdür. Kesinlikle saygısızlık, küfür kabul etmiyorum. Sonuçta bu kitap benim işlerim ve de hayatım arasında zaman ayırarak kurduğum bir kurgudur…

bu kitabın içerisinde ölüm yaralanma olayları vardır eğer bunlardan etkileniyorsanız lütfen okumayın bu kitap 16 yaşındaki genç kızın sevgilisiyle bir daireye gidiyorlar ve dediğim gibi şeyler (bu kitap 15 yaş üstüdür) sorukarınız varsa yazın kitap kapağı ters oldu özür dilerim iyi okumalar 😊

Bazı hatalar bazı insanların şansı olurken, bazı insanların sonu olur. Düşmanın`ın kızıyla evlenirsin, nefretle kusucağını sanarken merhamet belirir yüreğinde. Oysa boran ateşhanın yüreğinde hiç merhamet ateşi filizlenmemişti. Ama o küçük kadına bakarken içinde beliren değişik duygulara engel olamıyordu. Boran Ateşhan`ın ve Afra şeyhanlının hikayesi. "Bu hikaye tamamen bana aittir @𝐀𝐲𝐥𝐢𝐧 kimsenin izinsiz kitabı kopyalayıp almasına rızam yok. Kitaptaki herşey kurgudan ibarettir. Kitapta içererikli birçok sey bulunur , küfür, cinayet, kan vb. rahatsız olanlar okumayabilir. Okuyanlar için ise keyifli okumalar diliyorum💗"

“Hande’ye ne olacak?” Adam cevap verdi. “Buna ben karar veremem.” Ses kaydı sonlandı. Uzun bir süre sessizlik oldu. Hala yüzüme bakıyordu. Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve gözlerimi onunkilere diktim. “Buna sen mi karar vereceksin?” Bir şey söylemedi. Telefonu cebine geri koydu ve masadaki içki şişesini alıp deri koltuğa oturdu. Yutkundum ve o soruyu sordum. “Öldürecek misin beni?” Birkaç büyük yudum aldı. Çok içki içmişti. Yine cevap vermedi. Koltuğun diğer ucuna oturdum. Yaşlar hala yanaklarımdan süzülüyordu. “Ne olacak şimdi?” Bir yudum daha aldı. “Öldür beni.” Sesim o kadar donuktu ki ilgisini çekmiştim. Oturduğumuz koltukta başını bana doğru çevirdi. Açık kahverengi gözleri parlıyordu. “İster boğazımı sıkıp nefesimi kes, ister silahla hallet. Ne yapıyorsan yap. Dayanamıyorum artık.” Zemine bakıyordum. “Yaşamak istemiyorum.”

Bu okul dışarıdan ne kadar prestijli bir okul gibi görünsede içeriden bir o kadar karanlık ve sırlarla dolu bir okuldur…lina saklıyaka akademisine başladığında toprak ile tanışır ,onlar okulun gizemlerini çözerlerken ela bir anda ortadan kaybolur tüm bu olanların arasında ise toprak linaya aşkını itiraf eder lina kabul edince ise sevgili olurlar.

Casus olarak girdiği işte takip ettiği adam çocukluk arkadaşıydı ve işler değişir...

Selam bu kitaba yorum ve destek lütfen

"Bazı tanışmalar kaderin değil, kalbin planıdır." Mayıs her şeyi kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Ta ki Kuzey kafeye girene kadar… Bir tesadüf gibi görünen karşılaşma, aslında içten içe iki kırık kalbin birbirini tanıma yolculuğuydu. Aşk, hastalık, terapi ve kendini bulma üzerine sarsıcı bir hikâye… Bu hikâye seni gülümsetirken içini sızlatacak. Belki de sen de biraz Mayıs’sındır...

Hayat kısa kuşlar uçuyor..

Bir kızın zorla evliliğinin zorlulukları

okula yeni gelen bi kızın spor takımı ile tanısıp o takıma girmesi...

Özet Zoey ve arkadaşları eylence olsun diye sürekli terk edilmiş yerleri incelerken bir gün terk edilmiş bir hastaneye giderler ancak arkadşı Alex yoktur onu ararken çitlerin arkasındaki bir uçak görürler uçağa bindikleri anda kendilerini gerçekten hareket eden bir uçakta bulurlar peki Alex nerdedir (bu kitabı rüyağımda gördüm kurgu mu anlatığım arkadaşım çok beğendi kitap yapmalımıyım dedim bence yap dedi paylaşmaya karar verdim tutarsa devamı gelir)

17 yaşındaki Aika Nakamura, Tokyo’da acımasız bir zorbalık döngüsüne sıkışıp kalmıştır. Fısıltılar, gülüşmeler, yalnız geçen teneffüsler… Bir sabah, okul çatısında hayatına son vermeye karar verdiğinde, beklenmedik bir şey olur: Biri — ya da bir şey — onu tutar. Ama gözlerini tekrar açtığında, hastanededir… ve kimse onu kurtaranı görmemiştir. Ailesi, her şeyin geride kalması umuduyla başka bir şehre taşınır. Yeni bir okula nakil olur ve hayatının şokunu yaşar. Okula geldiğinde daha kendini tanitmadan sınıf arkadaşları,"işte o kız geldi",der. Bakalım Aika bu gizemli okulda okulu bitirebilecek mi yoksa bitiremicek mi ?

Sevilmek herkese MENSUS değildir..... çağla öztürk

Küçüklüğümden beri ağır travmalar geçiren Alya`nın psikolojisi iyiye gitmez, taki yetimhanede yaşadığı zorbalıklardan onu koruyan Alev`le karşılaşana kadar.

Deniz ve Burak arasındaki o çatışma

Bilinçli olmadan yapılan bazı hatalar. Belkide hata değildi?

Defne ` nin acı hayatı ...

Alev, kendi halinde, güçlü ama kırılgan bir genç kadındır. Hayatı boyunca ailesinden gördüğü baskılara karşı hep sessiz bir isyan taşımıştır. Üniversiteyi bitirdikten sonra kendi ayakları üzerinde durmak isteyen Alev, İstanbul`da küçük bir yayınevinde işe başlar. Ancak bir akşam, istemeden tanık olduğu bir olay hayatını altüst eder: Şehrin yeraltı dünyasının en korkulan isimlerinden biri olan Rüzgar Aslan`la yolları kesişir. Rüzgar, soğukkanlı, acımasız ama içinde fırtınalar kopan bir adamdır. Dışarıdan sert bir mafya lideri gibi görünse de içinde geçmişinin izlerini taşıyan derin bir yara vardır. Alev`e ihtiyacı olduğuna karar verdiği anda, onu kendi dünyasına çekmekte tereddüt etmez. Zorla bir evlilik... Ama sadece kâğıt üstünde. Rüzgar, düşmanlarını alt etmek ve imajını korumak için bir "eş"e ihtiyaç duyar. Alev ise ailesine ve geçmişine karşı özgürlük kazanmak için bu teklifi kabul eder. Ancak işler hiçbir zaman göründüğü gibi değildir. Bu anlaşma zamanla duygulara dönüşmeye başlar. Alev, Rüzgar`ın buz gibi görünümünün altında yanan yangını fark ettikçe, ona karşı hisleri karmaşık bir hâl alır. Rüzgar ise ilk kez birine kalbini açmakla, karanlık geçmişi arasında sıkışıp kalır. Alev, kendi halinde, güçlü ama kırılgan bir genç kadındır. Hayatı boyunca ailesinden gördüğü baskılara karşı hep sessiz bir isyan taşımıştır. Üniversiteyi bitirdikten sonra kendi ayakları üzerinde durmak isteyen Alev, İstanbul`da küçük bir yayınevinde işe başlar. Ancak bir akşam, istemeden tanık olduğu bir olay hayatını altüst eder: Şehrin yeraltı dünyasının en korkulan isimlerinden biri olan Rüzgar Aslan`la yolları kesişir. Rüzgar, soğukkanlı, acımasız ama içinde fırtınalar kopan bir adamdır. Dışarıdan sert bir mafya lideri gibi görünse de içinde geçmişinin izlerini taşıyan derin bir yara vardır. Alev`e ihtiyacı olduğuna karar verdiği anda, onu kendi dünyasına çekmekte tereddüt etmez. Zorla bir evlilik... Ama sadece kâğıt üstünde. Rüzgar, düşmanlarını alt etmek ve imajını korumak için bir "eş"e ihtiyaç duyar. Alev ise ailesine ve geçmişine karşı özgürlük kazanmak için bu teklifi kabul eder. Ancak işler hiçbir zaman göründüğü gibi değildir. Bu anlaşma zamanla duygulara dönüşmeye başlar. Alev, Rüzgar`ın buz gibi görünümünün altında yanan yangını fark ettikçe, ona karşı hisleri karmaşık bir hâl alır. Rüzgar ise ilk kez birine kalbini açmakla, karanlık geçmişi arasında Tehlikeli düşmanlar, ihanetler ve geçmişin hesaplaşmaları arasında, Alev ve Rüzgar`ın hem birbirlerine hem de kendilerine karşı verdikleri savaş, onları ya kurtuluşa ya da yıkıma sürükleyecektir.

Ben intikamın vücut bulmuş for muyum ben yanardağ gibi içten içe yanan ve vakti gelince ortalığı felakete çevirecek bi lavım ben ateşim ben bir ankayım

Menekşe yani Violett Ash, kendi halinde takılan genç bir doktor. Karanlık yani Axel Coelho diğer namıyla Axel Bogdanov ise onu izlemekle meşgul olan ve vaktini sürekli onunla geçirmek isteyen bir dedektif. Almanya`da işlenen Finn Coenmann cinayeti ikisinin de üzerinde uğraştığı bir konu. Masum olduğunu kanıtlamak isteyen Violett ve onu inceleyip olaya açıklık getirmek isteyen Axel. İşler gittikçe karanlıklaşacak fakat o ikisi hep bunu çözmeye çalışacak. Geçmişten gelen bir düşman ve ortağı ise bunları zorlaştıracak. Bazı gerçekler gün yüzüne vurulacak ve bu Violett`e kabus olacak. Bakalım dedektifimiz ve doktorumuz bunu çözebilecek mi?

Bu oyunda devam edecek miyiz? Aşk ve gerilim

Onlar beş kişiydi. Kanla yemin ettiler. Adaletlerini mahkemelerde değil, karanlık sokaklarda aradılar. Ve her biri "sessizlik yasası"na, yani Omerta`ya bağlı kaldı. Bir gece, infazın eşiğindeyken düşmanlarından biri diz çöktü: "Beni değil, kızımı alın. Hayatta bırakın..." O geceden sonra her şey değişti. Beş erkek ve tek bir kız. Önce savaşlar, sonra sırlar, ardından... bağlılık. Kız, onların kurallarını öğrendi. Onlar, onun cesaretini. Ama biri vardı ki, en katı olan... O, aşık oldu. Ve Omerta`nın ilk kuralı şuydu: "Aşık olma. Zayıflarsın." Artık sadece düşman değil, duygular da hedefteydi. Ve sessizlik... sonsuza kadar süremezdi.

Valeria & Orion

Arkadaşlarıyla eğlenirken yanlışlıkla bir seri katili arayan ve seri katile kendini takıntı haline getirten bir kızın hikayesi. "Sen duygularımın da katilisin, tıpkı gerçekte olduğun gibi!"