“Sence bende alışabilir miyim?” “Alışırsın….”

Ceza evinden yeni çıkmış bir adam ve masum kalp hastası kız

Her cinayet, yeni bir katil Doğurur. Bazen savaş, sadece silahla yapılmaz. Kin, hem sahibini hem kurbanını yo eder.

11 yasındaki Melody`nin fotoğrafik hafızası vardır. Kafası bir kamera gibi gördüğü her şeyi kaydeder. Ve ``stop`` düğmesi yoktur. Okulun en zeki çocuğudur ama bunu kimse bilmez... Çünkü melody konuşamaz, yürüyemez ve yapamaz..... Ama bir gün bir mucize olur! Melody kafasının içindeki sesi keşfeder...

‎Her yılın ilk ayının son günü. Kayıp bir adaya atılan genç kızlar ve çocuklar. Sadece kızların yaşadığı bu kayıp adada bir gün ansızın yedi erkeğin ayak basmasıyla bütün denge alt üst olur. Talyaz ve ekibi bu yedi erkeğin amacını öğrenmeye çalışırken bir yandan da adada yaşayan düşmanlarla mücadele içindedir. Kafası sırlarla dolup taşan Talyaz, Bellamy nin gelmesiyle aşk ve ada arasında bir seçim yapmak zorunda kalacağından henüz habersizdir.

Ordunun en saygıdeğer 2 ailesinin çocukları Firaz ve Ceylinin düğün gecesi başlayan hayatı.Yada biten mi demeliydim?

0 550 475 11 38:Seni bitirmek zevkli olacak Alaca.

Küçük bir kız ve ona takıntılı bir mafya

Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmıştır. hikayedeki bazı kişilerin isimler yasal zorunluluk olarak değiştirilmiştir.

Her şeyi gördüm her anı geçirdim dediğin bu dünyada görmediğin hayatları bilmediğin dünyaları hiç merak etmek aklına geldi mi? Yaşanması en muhtemel ama bir o kadar da imkânsız bir hikâye...

Bir hayat ne kadar acıyla dolup taşabilir ki? Ya da bir karar, bir insanın tüm hayatını nasıl değiştirebilir? Bir insan nereye kadar sabredebilir? Ay ve güneş gibi birbirinden farklı iki insan… Onları bir araya getiren ise aynı acı, aynı dert. Farkında olmadan birbirlerine arkadaş, dosttan öte olmuş iki insanın zamanla fark etmeden, istemeden aynı acıya tekrar gömülmüş insanlar. Peki bundan sonra ne olacaktı? Küllerinden tekrar doğan zümrüdüanka mı Yoksa küllere hapsolmuş bir kuşmu?

Zoraki bir hayata yaşam denmez. Unutma, hâlâ nefes alıyorsan özgürlüğü hak ediyorsun.

Efnan Nil Aslan yalnız bir kızdır. İnsanlarla fazla konuşmaz ve ailenin istenmeyen çocuğudur. Ama bir gece yeni ünlenmeye başlayan futbol yıldızı Kuzey Yaman`a yazar. Kuzey ise Efnan`a geri dönüş yapar.

"Zehra ve Alaz" Güneydoğu`nun taş sokaklarında yankılanan ayak sesleri... Bir yanda ailesi için her şeyi göze almış, gururlu ve asi Zehra... Diğer yanda geçmişi karanlık, geleceği ise tehlikelerle dolu Alaz... Zehra`nın kalbi, yıllar önce kaybettiği güveni yeniden hissetmek üzereyken, Alaz`ın geçmişinden gelen Lara her şeyi alt üst eder. Birbirlerinden vazgeçemeyen iki yürek, sırlarla, intikamla ve tutkuyla sınanır. Zehra`nın abisi ise ailesini korumak için karanlıkla anlaşma yapar, bilmeden onları ateşe sürükler. Bu, aşkın sadece güzel sözlerden ibaret olmadığını anlatan bir hikâye... Bu, aşkın bazen kurşun kadar ağır, bazen bir bakış kadar hafif olduğunu fısıldayan bir roman...

Direksiyon başında, hayatı arkada bırakıp yoluna devam eden, lafını sakınmayan, sözüyle adam devirecek cinsten biri. Ağzı torba değil ki büzesin, yüreği taş değil ki sıkasın. Ne birilerine yaranmak gibi bir derdi var, ne de aşka boyun eğmek gibi bir niyeti. Ama hayat, yolda karşısına çıkan çukurlar gibi; ne zaman ne olacağı belli olmaz. Cevriye, her müşterisiyle farklı bir hikayeye dalarken, bir yandan da kendini, geçmişini ve yüreğindeki o ince sızıyı sorguluyor. Mahallede herkes onu tanır, sever ama bir de başının belası Kazım var… Bitmek bilmeyen aşkıyla Cevriye’yi deli eden, ama bir türlü vazgeçmeyen Kazım! Onunla yaşadığı atışmalar, mahallenin en büyük eğlencesi. Peki ya Cevriye? Onun için aşk, vites geriye takılınca unutulan bir şey mi, yoksa hiç fark etmediği bir yol tabelası mı? Hayat hep gaza basarak mı yaşanır, yoksa bazen frene basıp aynaya bakmak mı gerekir? "Cevriye Yollarda", hem kahkaha attıran hem de yüreğe dokunan bir hikaye.

"Bir gecenin öfkesi gençliğini değiştirebilir miydi? Bu hikâyede yakan mı olacaktı, yoksa yakılan mı?” Bir tartışmanın ardından kapıyı çarpıp evden çıkan genç bir kız… Elinde sadece gitarı, yüreğinde öfke ve gözlerinde kaybolmuş bir gençlik. O gece bir ağacın altında beklerken, gökyüzü karardı, zamanın kapıları açıldı… Ve o, 1980’lerin karmaşasına, şarkıların, yasakların ve hayallerin arasına sürüklendi. Orada, birbirinden farklı ama aynı hayalin peşinden koşan gençlerle tanıştı. Kurduğu müzik grubu sadece şarkı söylemeyecek; acıyı, aşkı, özgürlüğü de haykıracaktı. Fakat kalbini en çok zorlayan soru hep aynıydı: Kalmalı mıydı, yoksa geri dönmeli miydi? Bir gitarın teli kadar ince bir çizgide, hem geçmişi hem geleceği belirleyecek bir yolculuk başlıyordu.

Çocuk yaşta gölgelerin ellerine bırakılan İsmigül, acıya dayanmayı “başarı” sanarak büyüdü. Bir gün ailesini gururlandırmak için, kendi hayatını feda etti. Onun çığlıkları susturuldu; ama izi, gölgelerin duvarlarında kaldı. Yıllar geçti. Serhat, kurtarılan çocuklardan biri olarak hayata devam etti. İyileşti, büyüdü… fakat vicdanı hiçbir zaman iyileşmedi. Çünkü bir zamanlar kendi yaşamı için başka bir çocuğun hayatı harcanmıştı. Şimdi tek arzusu var: İsmigül’ü bulup ondan af dilemek. Ama bazı yaralar özürle kapanmaz… bazı hikâyeler, baştan kaybetmeye mahkûmdur.

Tükendim yerden yeniden var olmak için, ait olamadığım ama sahip olduğum her şeyi ardımda bırakarak gidiyorum. Alelade sokaklarda arayacağım benliğimi kimliksiz satırlarda bulacağımdan habersizce terk ediyorum bu şehri. Kaf dağına doğru yola çıkan 300 kuşa yoldaş olarak bir yola çıkıyorum. Onlar Zümrüdü Anka`yı ben ise kendimi bulma umuduyla.

Tatil gününde arkadaşının önerdiği mağazaya giderken, İmparatorluk `un yasakladığı T2024 örgütünün inine giren Yasemin, kaçmaya çalışırken örgütün yöneticisine yakalanır. Bir daha evine dönmeyen Yasemin öğrendiği gerçekle şok olur. Çünkü T2024 kurucusunun yöneticisi Yasemin` in çocukluk aşkı Tunahan Çengel`dir. Kitabın büyüleyici ve karmaşık kısmı 2. kitapta başlıyor. Hepinizi bekliyorum.

Genç bir kadın olan Elif, küçüklüğünden beri aynı rüyayı görür: Sessiz bir şehir, kırılmış saatler ve kimsenin konuşmadığı bir meydan. Yıllar sonra hayatındaki kırılma noktaları onu bu rüyanın ardındaki sırrı aramaya iter. Yolculuğu sırasında, hem kendi geçmişinin gizemleriyle hem de zamanın aslında sandığından çok daha kırılgan olduğuyla yüzleşir. Roman, gerçeklik ile hayal dünyasının kesiştiği bir atmosferde, aşk, kayıp, zaman ve umut temalarını işler.

Bir gün öldüm. Her şey son bulacak sanıyordum ama yanılmışım. Bir hayalettim artık.

Üniversite 1. sınıfa giden Hülya`nın arkadaş grubunda ki Uygar`a olan platonik aşkı.

Küçük bir kızın yaşadığı çile ve aşk hayatı. Bazen aşk intikama ağır basardı bazen ise intikam aşka ağır basardı bu yalınay`ın kişiliğine kalmış bir şeydi. Bu hikayede yanan tek kişi vardı.. oda yalınay`dı.. intikam almadan durmayacaktı.

2053`te geçen bir anayasanın kurbanı olan insanlar... 1 Eylül= 1k🥳

Devin ve Mertin hikayesi iyi okumalar dilerim efendim