Bir bilinmezlik hikayesi…

"Seni üzmek istemiyorum ama..." "Ama ne" Sedya 18 yaşında lisenin son sınıfında olan sessiz bir kızdı ta ki biri gelene kadar...

Yaşadığı küçük ve muhafazakar yere aykırı düşen İnci, geceleri Medea olarak sokaklarda serserilik yapmaktadır. Bunları yapanın tek kendi olduğunu düşünse de bir gece uzaktan gördüğü bir yabancı ona tek olmadığını fark ettirir. !!!Yetişkin içerik, argo ve küfür bulundurur. Okumaya bunu dikkate alarak başlamanızı öneririm.

Babasından intikam almak isteyen efsun babasının baş düşmanı tarafından istemeden vurulur ve orda tanışır boran Bozkurt efsun Aksoy

Bir genç kız Doğduğu şehire geri taşınıyor mahhalede gördüğü kişi(ler) ile hikayemiz başlıyor umarım beğenirsinizzzz

Kan! kaç bedel ödetir. Babasını öldüren adamın kızı ile evlenmişti Ferzan. Yüreğini yakan sevda sızını baba acısı bastırmıştı. Süveydanın sırtına yüklendikleri omuzlarını bükmüştü de ses çıkarmamıştı.

Kötü Arkadaş gurubunın onu bozma çabasına rağmen bozulmayan ve büyük başarılara imza atan Çocuğun Hikayesi

Avuçlarımı sıktım ardından adamın gözlerinin içine bakarak sıktığım yumruğu yüzüne indirdim. Tam çenesine denk gelmişti. Acıyan elimi arkama sakladım. Adam çenesini sıvazlıyarak gülümsedi. Hiçbirşey konuşmadan yanımdan uzaklaştı.. Elimi ovalayarak yerde olan çantamı koluma takıp arabaya bindim gazı köklüyerek yanından geçtim. -Bidahaki sefere yanından geçmeyeceğim onun yerine üstünden geçeceğim..

Derin küçüklüğünden beri kaosun hakim olduğu bir aile ortamında büyümüştür ama bilmiyordur ki doğduğu gün başka bir bebek ile karıştırılmıştır...

İçinde bolca cinayet olan bir kitap

Belki bir iyilik, bir çocuğun hayalleriydi. Uçan bir balonda yahut çamurdan yapılmış bir oyuncakta...

Lunanın yeni evinde maceralar oluyor mutlu yaşıyor ama taki sevdiği adamın asıldığını görene kadar

Çocukluğunda Yara almış bir çocuk ve onu savunan birkaç arkadaşı sizce İNTİKAM alabilirmi

Tanrım bu çocuk niye bu kadar aptal?

Daha doğmadan birbirine bağlanan baranla feridenin hikayesi

Baş kahramanımız *Lina*, geçmişinden kaçan ama aslında geçmişiyle yaşayan genç bir kadındır. Hayatına duvarlar örmüş, kimseyi yaklaştırmamaktadır. Ta ki bir gün, geçmişte bir yaz tatilinde tanıştığı, ama sadece birkaç haftalık yoğun bir beraberlik yaşadığı *Kuzey* tekrar karşısına çıkana kadar... Kuzey, Lina`nın teninde sadece bir dokunuş değil, bir *zaman* bırakmıştır. Onunla geçen anlar, Lina`nın hafızasında bir film gibi dönüp durur. Ama Kuzey`in geçmişinde de karanlık sırlar vardır. Ve o sırlar, Lina`nın duygularıyla birlikte gün yüzüne çıkmaya başlar. --- "Bazı dokunuşlar geçer... Ama bazıları zamanla yarışır, tenine kazınır. Ve sen, unuttuğunu sandığın her şeyi bir gece ansızın hatırlarsın.

Doğu Krallığından gelen gizemli prensesin gönderdiği mektubun yanlışlıkla başka krallığa gitmesiyle başlayan bir serüven.

Annesi babası tarafından asla sevilmeyen, onu seven kişiyi de toprağa veren bir kızın hikayesi. Zorluklara karşı her zaman dik durmuş bu kız, yıllar sonra abisinin arkadaşlarıyla karşılaşır ama hayatı eskisi gibi olmaz. Orada hayatının aşkı ve abileri olur...

Sınıf farkına karşı çıkan bir grup ve asıl asının arayışı

“En Dayanılmaz Olanı Ne Biliyor Musun Ayşe? Nedir? “Umutla Başını Koyduğun O Yastıktan Hayal Kırıklığı İle Kaldırmak.."🥀

O mahallede her şey başlamıştı… Ve bir gün, her şey orada bitmişti. Mahi’nin kalbinde hala cevaplanmamış sorular, yarım kalmış cümleler vardı. En yakın arkadaşının sırtından sapladığı ihanet, onu uzaklara savurdu. Ama bazı yerler, kaçsan da seni geri çağırır… Yıllar sonra dönüşü, sadece bir mahalleye değil; geçmişin gölgelerine, susulmuş acılara ve beklenmedik bir aşka olacak. Peki kalbi bir kez kırılan bir kız… Aynı sokakta tekrar sevebilir mi?

Bir suikastçı tarafından yetiştirilmiş elif yine aynı şekilde kendisini yetiştiren adam tarafından öldürüldü . İntikam için ikinci şans mümkün mü?

Kimler perdenin ardını görmeye hazırdı. Çoğu kişinin hazır olmadığı kesindi peki ya Helia Altan… Ya karşısına yıllar önce onu soğuk bir mermerin üzerinde terk eden ailesi çıkarsa. Helia Altan’ın tepkisi ne olurdu? Sevinmeyeceği aşikardı. Peki ya üzülecek miydi? Yıllardır mahrum kaldığı ailesi, onu bir yabancı olarak gördüğünde üzülmeyecek miydi? Ya da hiç mi ‘keşke’ demeyecekti. Helia Altan güçlüydü. Anne ve babası, Helia’ya ilk olarak güçlü kalmayı öğretmişti. Helia sırf kaybettiği annesini üzmemek adına ne üzülecekti ne de ‘keşke’ diyecekti. O yıllardır aile bildiği insanlar ile geri kalan yaşamını sürdürmeye devam edecekti. Yani en azından o bunu umuyordu.

Ben İpek Yağmur amma yetimhanedekilerin deyimiyle "Yanlızlık Kraliçesi", "LăL" ve daha fazlası... Bir şans verirseniz sevinirim.

"Firkatle mühürlediğin kalbinin, onun fısıltısıyla titrediğini hissetmek. Aklın zindanında mahpus kalırken, ruhunun çoktan hür olduğunu anlamak. Bir yeminle kilitlediğin kaderin, tek bir bakışla bozulmuş gibi..."