İki deli,iki yaralı,iki yalnız ikiside ölüme aşık ikisininde ruhu yok kalpleri yok o kalpler o ruhlar nasıl canlanacak nasıl olacak kimse bilmiyor ölüm mezarlıklar hüzün yeridir ama kim bilir mezarlıklar iki ruhu iki kalbi yeniden nasıl canlandıracak? +Canın çok mu yanıyor? -Çok yanıyor +İyileştirebilir miyim? Sarsam -Sara sara nereye kadar sararsın hep kanayan bir yarayı? Bir süre sonra bıkar bırakırsın kendi haline. +Peki deniz gözlü çocuk göreceğiz. Bunlar bir sevgi öpücükleri değildi bunlar birer merhem şifa öpücükleriydi. İlk kez o gün yüsra sakın bu adamla geçer dedi geçecek miydi? Bilmiyordu ama umut etti o gece ölüme aşık kadını yaşama hayran bırakmıştı rüzgar keskin... Mafyanın oğlu olan rüzgar karanlıktadır ve onu bu karanlıktan çıkarak kişi de yüsradır ve nice sırlar var... Hayat bazen yalanlardan ibarettir biri çıkar karşına ve hayatındaki herşeyin yalan olduğunu öğrenirsin... "Sen ve ben, başkaları nasıl okursa okusun. Yalnızca bizim anlayacağımız bir hikayeyiz..."

Aşçılık okuyan kız ve hergün başka bir cinayet işliyen mafya ve aşçı kızın arasında olanlar ve büyük bir aşk nefret ve kin olucak bi kitapla sizlerleyizzz

Herkesin anlatacak bir hikâyesi var, çünkü kimse göründüğü gibi değil... 17 yaşındaki yetim haneye bırakılan genç kız öldü bildiği fakat ölmeyen aynı zamandaysa gerçek ailesi olmadığın hastanede karıştırıldığını öğrenince ne yapacak. Şansım verecek, yoksa hayatına devamı edecek? “İyide benim ailem ben 9 yaşındayken trafik kazasında öldü” “Aslında ölmedi ilk önce seni bizden aldılar daha sonra bize başka bir kız çocuğu verdiler sonra sana kendilerini ölü gösterip seni yetim haneye bıraktılar ve böylece bizden intikam aldılar seni kurban olarak kullandılar kızım” “Ne yani benim 17 yılım yalan mıydı”….

Birce 3 yaşında yetimhaneye bırakılmıştır. Kendi engelinden dolayı ailesinin onu yetimhaneye bıraktıklarını düşünüyordur. Aslında olanlar çok farklıdır. Öztürk ailesi çocuklarının öldüğünü düşünerek acılarını kalplerine gömmüştür.

İlişkimizi abi-kardeş ilişkisi olarak görüyordum yoksa öyle görmemeli miydim?

İlk kitabım o yüzden kötü yazdıysam kusura bakmayın şimdiden

Bir ülke; sessizce çöken bir sistem, unutturulmuş adalet ve bastırılmış bir halk. Bir kadın; susturulmuş ama boyun eğmemiş, hem kırık hem güçlü. Bir adam; geçmişin yüküyle bugünü sorgulayan bir yazar. Ve bir kardeşlik; ihaneti, direnişi ve umudu aynı anda taşıyan... Kırık Fırtına, yasakların gölgesinde büyüyen bir devrim hikâyesi. Bir toplumun çürüyen vicdanına karşı atılan çığlık, kalemle, aşkla ve kanla yazılıyor.

Küçük yaşta yaşadığı kaza sonucu ailesini kaybeden Nilay intikamını almasını için ona yardımcı olucağını söyliyen Sertaç ile gitmeye karar verir.Suikastçı olarak yetiştirilen Nilay intikamını almak için Emre Taşkıran`ın yanına asistan olarak girer ve onun güvenini kazanarak onu öldürmeyi hedefler.Şirkete girmesiyle Nilay`ın aslında tüm hayatının hiç sanmadığı gibi çıkması onu daha ne kadar zorlamaya devam edicektir?

Gerçek ailem kurgusudur.

Gerçek ailem kurgusunu bir de ben denemek istedim

:) imkansızi sevdim ben

Elanın telefonuna İtalyan bir mafyanın eski hattından gelen mesajla birlikte çok farklı olaylar gerçekleşir. "Şifreli valizi teslim ettim.Anlaşmaya sadık kal" ❤️

Annesiz ve babasız büyüyen Asena, İstanbul’da teyzesinin yanında yaşamaya başlar. Gündüz üniversite öğrencisi, geceleri ise “Luna” takma adıyla kaçak motor yarışçısıdır. Aras ise gizli görevde bir askerdir ve motor yarışları sırasında Asena’nın dikkatini çeker. Geçmişleri ortak, yolları kesişmeye mahkûmdur. İkisi de birbirinin kim olduğunu bilmeden, tehlikeli bir oyunun içine çekilir. Bu sadece bir yarış değil, kaderle oynanan bir “yakalamaca”dır.

Sen bir plan yaparsın, Allah onu sınav aracına dönüştürür. Malın çoğalır sınav aracına dönüşür, çocuğun olur sınav aracına dönüşür, dünyadaki varlığının amacını unutursan, sınav araçlarını sen sonuç sanarken, aslında herşey yeni başlıyordur.. Sen bile kendine sınavken, başka şeyler ne olabilirdi ki? Hepsi sınav aracıdır. Mallarınızın ve çocuklarınızın, aslında bir sınama olduğunu ve büyük ecrin Allah katında bulunduğunu bilin.  Enfal-28

Eylence amaçlı yazılan bir mesajla doğan aşk... NOT:Eğlence amaçlı yazılmıştır 2. Kurgumdur

Şöhretin kapısını çaldığında, geçmişin sırları da ardına kadar açılır. Asena, yıllar sonra karşılaştığı babasının çalıştığı ajansa adım attığında, yalnızca sahne ışıklarıyla değil; gurur, aşk ve bilinmeyenlerle de yüzleşmek zorunda kalır. Yeni bir hayat başlıyor... ama herkesin bir oyunu var.

Amazonia Forest. Masum bir isim. Ama içerisi? Robotlar, şantaj, gizli kameralar, fanfinfon paketleriyle dolu. Bir müşteri içeri girdiğinde ya parasıyla ya karısıyla çıkıyor. Ya da hiç çıkmıyor.

Şiddetli baş ağrısı şikayetiyle doktora giden Yiğitin hayatında en fazla ne kadar değişiklik olabilir?

Begüm, ilk romanını yayımlatmak üzere olan genç bir yazar. Sıla, kendinden ne bekleyeceğini bilmeyen umutsuz vaka. Leyla, keskin sınırları olan örnek bir kişilik. Güneş, neşesinin arkasına saklanmaktan yorulmuş bir kadın. "Kadın arkadaşlıklarının hiçkimsenin anlayamayacağı ve tadamayacağı bir hali vardır. Herhangi bir romantik ilişkide sahip olunamayacak türde bir yakınlık. Çabasız. Aniden. Nadir. Çabasız çünkü kendiliğinden gelişir her şey. Karşılaşmaları tesadüf değildir. Bu insanlar birbirlerinin hayatlarına değmelidir. Aniden çünkü hayatlarının en kötü döneminde her şey bitmiş gibi gözükürken de tanışabilirler. Nadir çünkü herkes başına gelecek kadar şanslı değildir."

Ben Nara. Doğar doğmaz karıştırılan Nara. Hayatım, bir başka bebeğin kaderiyle değiş tokuş edildi. Ben mutlu olacağım o evde değil, bir düşmanın ellerinde büyüdüm. Ya da... büyüyemedim. İsmimi hatırlamıyorum ilk zamanlar. Sadece gözlerimi... gözlerimi unutmuyorum. O adamın bana bakarken içindeki nefret ve kini yansıttığı o anları. Küçüktüm. Çok küçüktüm. Ve kimse bana nasıl sevileceğimi öğretmedi. Yedi yaşıma geldiğimde... Artık dayanacak gücüm kalmamıştı ben de kaçtım... Soğuk kaldırımları yastık, karanlık sokakları sığınak yaptım kendime. Kimseye güvenmedim. Güvenince ne olacağını biliyordum çünkü. Adımı o zaman verdim kendime: Nara. Çünkü küllerimden doğacağım bir isim gerekiyordu. Ama kader... Felek işte.. O adam. Benim hayatımı çalan, geçmişimi karartan, geleceğimi boğan o ses.Beni buldu ve tekrar kendine mahkûm etti. Ben Nara. Yanlış hayatta büyütülmüş, ama doğru hayatı geri almaya yemin etmiş bir kız çocuğuyum. Bu, benim hayatta kalma hikâyem değil. Bu, kendi hayatımı geri alma savaşım. BİR GERÇEK AİLEM KURGUSU İLE BURDAYIM!!! HADİ BAŞLAYALIM!!!!!

Belki o kırmızı karttı bizi tanıştıran, yakınlaştıran, ailem olmadığında bana sahip çıkan. Ona bu kadar hızlı nasıl bağladım bilmiyorum ama kalbime attığı pas olmasa kim bilir şuan neredeydi m?

Eren bir anda durdu. Gülümsedi. Ama bu gülümseme... Tehlikeliydi. > “Sen mahallenin ortasına çiçek değil, diken diktin Dila.” “Ama ben seni sulamak için değil, budamak için varım.” Dila başını kaldırdı. Gözleri doluydu ama sözleri taş gibiydi. — “O zaman dene bakalım. Ama unutma: Barbie acıyı öğrenirse, başka biri olur.”

Her zaman el üstünde büyütülen Asel Arkın başına gelen olaylar ile birlikte zor bir seçim yapması gerekmektedir.. Aşk? Aile? Ya da kendisini seçecekti? Tabiki Göktuğ Sancak buna izin verirse...

Her şey bir gün ışığıyla başlar ve sonunuz bir gün ışığıyla belirlenir.Benim doğuşuma gün ışığıyla batışıma da gecenin bir yarısında karar verilmişti.Abimin katilini bulmak istiyorsam bu eziyete katlanmalıydım.Duygu yok.Her şey bir oyun.

İzmir`den İstanbul`a taşınıp yeni okula giden Açelya`nın okulda karşılaştığı zorbalıklar ve Açelya`nın zorbalığa başkaldırması.