Şehrin en seçkin iki koleji:Yıldızlar Koleji ve Altınay Koleji. Yıllardır süren rekabet, artık sadece kampüslerle sınırlı kalmıyor. Spor sahalarında, sınıf koridorlarında, sosyal medyada ve sokaklarda devam eden amansız bir savaş bu.Her iki tarafın gururu, onuru ve geleceği bu savaşa bağlı. “Kolejlerin Savaşı” – Kazanmak için önce savaşmayı öğrenmelisin. (İlk kitabım )

İki yıl önce çocukluk arkadaşlarının ölmesi ile hayata devam etmeye çalışan üç genç ve bir anda hayatlarına giren yeni kız

Okulun Playboy`u olan Park Jimin ve okulun birincisi Park Chaeyoung`un nefretten aşka hikayesi. Jirose Liskook Taennie Namsoo

Her güzel şeyin bir sonu vardı elbette. Alçin bir kararla şehrinden kaçtı ama pişman olduğunda ailesiyle bunun yanlış olduğunu acı bir şekilde fark etti.Artık tek bir kişisi kaldı. Olanların suçlusunun kendi olduğunu kendisine kabullendirdi. Artık hayat onun için bitmişti. Ama her bitiş bir başlangıçtı. Acı bir şekilde döndüğü şehirde onu bazı şanslar bekliyordu. Alçin`in yıldızı hala parlıyordu...

Sare nasılsın?dedi yüzüme.Dondum bir kaç saniye,birşey söyleyemedim..."Sare..."dedi dakikalar sonra"...iyi misin?"yine boş boş baktım.Dudaklarım birbirine yapıştı sanki.Gözlerine baktım,ela gözlerine,daldım gittim o gözlerde.Son hatırladığım bir kurşun sesiydi.Gözlerimi kapadım hafif hafif.Bedenimi onun ellerine bırakırken huzur buldum kokusuda.~

"seninle gelmiyeceğim" "Kucak mı istersin hay hay "

Bir genç ve onun yaşam yolculuğu

Ne geçiriyordu aklından? Zira "Unuttu." diyorsa kendisine, unuttu artık o, diye geçiriyorsa aklından, böyle bir yanlışa kapılıp da unutmamalıydı; Cesur Kıraçlının güçsüz hafızası bir tek onda güçleniyordu. Bir tek Sezen`i unutmaya işlemiyordu.

Bu bir Karadeniz hikayesidir. Babası tarafından katil denilerek psikolojik şiddete maruz kalan Miray`ın babasından kaçarken çocukluk aşkı ile denk gelir. Lakin oda babası gibi onu katil diyerek suçlaması ile Mirayın hayatı daha da alt üst olur. "Bir iz vardı sırtımda. Bu iz sırtıma bıçak dayayan insanların izleriydi. Onların günahlarının izleriydi." Karadeniz`inn hırçın dalgalarından korkan ama asla ondan vazgeçmeyen bir adam ile Karadeniz`e aşık olduğu kadar nefret eden kadın`ın hikayesi. Mavzerin Gölgesi`ne hoşgeldiniz! * * * Bu hikaye sürekli düzeltilmeye maruz kalmıştır. (Hikayede gerçekleşen olayların gerçeklikle alakası yoktur.)

Kehribar Atasoy `un canından çok sevdiği abisi ,annesi ve babasın vardır ailesi için gerekirse herşeyi yapar fakat babasını kaybedip gerçekler gün yüzüne çıkmaya başlayınca işler kör düğüm misali olur

"Bazı sevgiler vardır... Söylenmez. Söylenirse eksilir, duyulursa kirlenir..."

-Biz böylesine büyük bir sorunla uğraşırken sen napıyordun? Elindeki sigarayı yakıp sigaradan bir nefes aldı.Sigara dumanını Ece`nin yüzüne üfleyip konuştu. -Sorunu ortadan kaldırıyordum.

...YAZDIM YA OROSPU EVLADI

Şuanlık yok.. ilerleyen zamanlarda olacak.

Mina, adaleti savunan ama kurallara boyun eğmeyen bir avukat. Kerim, sessizliğe alışkın, emirlerle yaşayan bir asker. Aynı gece, aynı otel, aynı tehlike. Ve aralarında yazılmamış bir madde doğar: Madde 0 — ne yasada var, ne emirde. Komşu kapılar, ortak bir kader. Bu hikâye, kalbin yazdığı kuralsız bir bağın hikâyesi.

Ailesi tarafından istenmeyen 13 yaşındakı bir çocuk Atlas

İlk kitabım🫶 umarım beğenirsiniz

Aşkında zamanı var......

"yanlış kahveyle başlayan bir hikaye, kalpte en doğru yere ulaştı..."

yaralı bir bakış çok şey anlatılır bir kimsenin ne kadar yarası varsa o kadar güzel güler ve o kadar güzel duruşu olur duygularını iyi saklar birr noktaya gelir ve yıkılır kopar savrulur o gözlerdeki hüznü göre bilen ruhunu da görür

Yeni bir okul, yeni bir hayat… ya da sadece eski karanlıkların adres değiştirmiş hali. Hazal, geçmişinden kaçtığını sanırken, adım attığı bu yeni okulda üç farklı yüz, üç farklı tehlikeyle karşılaşacağını bilmiyordu. Alaz — karanlığın sesi. Teoman — zehir gibi tatlı bir yalan. Batu — derinlere gömdüğü gerçeği susturmakta usta biri. Ve hepsi… bir zamanlar bir kuralı çiğnemişti. Üçüncü Kat Kuralı. Kimse bu kuraldan bahsetmezdi. Ama herkes bilirdi: O kata çıkan değişirdi. Ya da hiç inemezdi. Gizem, kıskançlık, ihanet ve yasak aşkın iç içe geçtiği bu hikâyede, hiçbir karakter göründüğü gibi değil. Ve Hazal… belki de herkesin en büyük günahı olacak.

"Yaz aşkım," dedi. "Olur da ne yazmamı istersin?" "Sensin," dedi. "Anlamıyorum aşkım," dedim. Birden bana sarıldı ve kulağıma yaklaşıp bir fısıltıyla "Sen benim yaz aşkımsın,"dedi ve ekledi. "Bundan altı yıl önce kayalıklarda haziran ayında tanıştık. Eskilerin dediği gibi; Yaz aşkımsîn. Hep öyle kalacaksın seni seviyorum,"deyip boynumdan öptü.

Ankara`nın bir semtinde öğretmenlik yapan Nalan bir akşam eşi ile kavga eder ve araları bozulur. Bu kavgalar gün geçtikçe şiddete dönüşür. Tabikide bu olaylardan küçük kızları Mina habersizdir. Aradan birkaç ay geçer ve Nalan bilinmeyen bir şekilde öldürülür. Mina öksüz kalmışken Babası Mustafa Nalandan önce evlenmiş olduğu eski eşi Serap ile yeniden evlenir. Bu sırada Mina`nın teyzesi Nalan`nın vasiyeti üzerine Mina`nın adını değiştirir. Mina( kimlikteki adıyla Kumsal) Serap ile tanışır. Serap`ın Mustafa`dan bir oğlu vardır. Serap`ın oğlu ile tanışan Mina onunla arkadaş olmak ister ve onunla oyunlar oynar birkaç ay boyunca Mina üvey annesi ile yaşar, bir gün ailevi sebeplerden dolayı Teyzesi onu alır ve İstanbul`a kaçarlar. Mina Serap`ın oğlu olan Rüzgar`dan ayrı kalır ve aradan seneler geçer Mina ve Rüzgar yıllar sonra tekrar karşılaşır ve bir süre sonra birçok ailevi gerçek ve sır ortaya çıkar.

Gece,yeni geldiği kolejde Serter,Sena ve Orkun`a kendini sevdirebilecek mi? Okuldaki yangını kim çıkardı? Kolejde her şey fazla ters gitmiyor muydu? Dört kişilik arkadaş grubu ve bir çok çözülmeyi bekleyen gizem.Yeni gençlik kitabım.."Geceye Dokunanlar"

ggbdbxbdhdbsjbsshsjbd