Kibrit Külleri – Konusu; Elif Aras, 16 yaşında, hayata hep biraz kenardan bakan, sessiz bir genç kızdır. Çocukken yaşadığı büyük bir kayıp, onun içinde kapanmayan bir boşluk bırakmıştır. O geceden sonra hayatındaki her şey değişmiş; kahkahalar, umutlar ve çocukluk anıları yerini derin bir sessizliğe bırakmıştır. Elif, gündüzleri okul koridorlarında sıradan bir öğrenci gibi görünür ama geceleri defterine yazdığı satırlarda aslında kocaman bir dünya saklar. Kimseye söyleyemediği duygular, korkular ve özlemler yalnızca o defterin sayfalarında yankılanır. Bir gün, her şeyin hep aynı kalacağını düşünürken, karşısına çıkan Atlas adında gizemli bir çocuk, Elif’in hayatında küçük ama sarsıcı bir değişime yol açar. Atlas da kendi içinde gizli yaralar taşımaktadır. İkisi arasında başlayan bağ, zamanla hem teselli hem de yeni bir sınav haline gelir. Elif, geçmişin küllerinden mi yeniden doğacak, yoksa yeni yangınlar mı onu tamamen yok edecek? “Kibrit Külleri”; kayıpları, sessiz çığlıkları, gençliğin kırılgan ama güçlü yanlarını ve kalbin en derin yerinde saklanan umut kıvılcımlarını anlatan dokunaklı bir genç kız hikâyesi...

Kendimce yazdığım şeyleri buraya da yazmak istedim

Sahte sevgililik konusu içeren lise uyarlaması

Hamile olan gaye gerçek ailesini bulursa?

Gökçe’nin gerçek ailesi ve yaşadıkları…

Annesinin ve babasının biricik prensesi babasının ailesinin yanına gidince yaşadıkları...

Çok heyecanlıydım. Hatta o kadar heyecanlıydım ki küçük dilimi yutabilirdim. Tek kelime etmişti telefonda "acil görüşmemiz gerek, sana ihtiyacım var ". Apar topar pijama üzerine geçirilmiş bir triko ve kalemle toplanmış topuzla çıkmıştım evden. Hatta o kadar alelacele ki terlik giyip çıkmıştım evden. Nede olsa birkaç dakikaya dönerim diye. Fakat lüks bir araç ve üzerindeki takım elbiseden de şoför olduğu anlaşılan bir bey efendi açtı bana kapıyı. İnanın bana nereye gittiğimi bilmeden attım ayağımı arabanın içine. Fakat içeride onu görünce bı şu serpildi. Bir rahatlama...Hatta öyle bir rahatlama ki direk boynuna sarıldım "şükür iyisin" diyerek. Ama hala nereye gittiğimizden bı haberdim. Çok geçmeden sahile vardık. Sahilde bir tekne bizi bekliyordu. Ve ben bu halimle tekneye hiç yakışmıyordum. Fakat benim düşünceli sevgilim onu da düşünmüş. Tekneye adımımı atarken kibar bir bey efendi koluma girip " hadi içindeki kraliçeyi ortaya çıkaralım dedi. Burada herşey tastamam kuaför makyoz vb. O kadar güzel görünüyorsun ki bu anı ölümsüzleştirmek istedim. Elimi trikomun cebine attığım anda telefonumu evde unuttuğumu fark ettim. Kahretsin! Annem bana ulaşamayacak ve meraktan ölecek. O kibar bey efendiye yönelip "pardon bu tekne nereye gidiyor acaba?" diye sordum. "Adaya" dedi. "aşk masalı" adasına. Bir an şaka yapıyor sandım ki kara göründü ve ışıklar gözümü aldı. Masal adasına hoş geldiniz yazıyordu.bu yolu arabayla gitmeliydik. Fakat ampullerden biri patlamış olacak ki arabanın tekerini patlatmış. O yüzden yolun yarısını yürüyerek tamamlamayi başardık. Bir masa kuruluydu. Hani renkli ışıklar olan sahil kasabalarindaki sade beyaz masalardan. Gramofondan şarkı açacak oldu garson. "Bir saniye çarşaf gibi denizin sesini dinlemek istiyorum" dedim. Garson yarı dalgayla "hay hay" dedi. Anlaşmazlığa geldim. O bunu anlamış olacak ki "ne içersiniz?" diye sordu. Tam "bu manzaraya rakı yakışır" diyecektim ki o "ama bu geceye şarap daha çok yakışır" dedi "yanında da antikot" inan bana ne olduğunu bende bilmiyorum. İlk defa yiyeceğim çok heyecanlıyım.Sonrasinda garsona yönelip "şimdi gramofonu açabilirsiniz dedi. Güzel bir müzik,güzel bir yemek,güzel bir,güzel bir dans.Tam gece bitti derken birden diz çöktü ve ceketinin cebinden bir yüzük çıkardı ve "sence de vakti gelmedi mi?" dedi. Tıpkı ayrılırken "çok erken karar vermişiz" dediği gibi". Müge Kübra Adıbeş

bu kitabın konusu aslıcan adında genç bir kız ve diğer 3 kız kardeşinin başına gelen maceralı olaylar olacak

Bazen kaçmak istediğin yere öyle bir çekilirsin ki kendine soru bile soramazsın

Bazı küller sönse de insanın içindeki ateş asla sönmez... Doğduğu günden beri istenmeyen bir kadın. Bir fırtınada gecenin zifiri karanlığında babasının öfkesine feda edilmiş bir hayat. Onun sınavı dünyaya gözlerini açar açmaz başladı. O hep güçlü olmak zorundaydı, sert olmak zorundaydı, başka çaresi yoktu, başka yoldan yürümeyi öğretmemişlerdi ona. Savcı Asya Erguvan kimseye bahsetmediği trajedileri ve gizemlerle dolu geçmişi. Bir gün hiç beklemediği anda kirli oyunların içinde boğulmaya çalışan Binbaşı Poyraz Dağlarla kesişir ve başlarına türlü hikayeler gelir.

Yıllardır ördüğüm duvarlarımı yerle bir ettim. Sınırlarımdan, hayatımdan, saygınlığımdan, değerlerimden... Ben kendim olmaktan vazgeçtim. Yapmam dediğim şeyleri yaptım.

Zamanı durdurmak isteyen bir aşk

"Dejavu yaşıyor musun? O seninleyken..."

Yalnızlık ... Karanlık ... Mutsuzluk ... Umutsuzluk... Bunlardan beni kurtacak birileri var mı? Yoksa ben zaten bunlara mahkum muyum?

17 yaşına kadar şiddet gören Gece Asel , küçükken karıştırıldığını ve 6 abisi olduğunu öğrenir... Karanlık hayatı aydınlanır fakat bu aydınlık çok geçmeden boğucu ve çıkmazı olmayan karanlığa dönüşür... Şiddet gören, yeni ailesine alışmakta zorluk çeken, daha bir sürü zorluklarla mücadele etmeye çalışan Gece Asel....

Ecrin cidden iyi mi? Bursa Emir sultanda geçen bu olay babasının borçları nedeniyle daha modern daha teknolojisi gelişmiş bir köye anneannesinin yanına yerleşir. Burada geçirecek olan Vakıf Ortaokulu öğrencisi olmaya hak kazanmıştır. Ta ki... 5. sınıftan beri düşmanları olan Mizgin, Muhammet, Yunus Emre ve diğerleri çıkacağına denk...

Ahenk her zaman gittiği kafede tek başına oturduğu deniz manzarasına bakan masasında önünde soğumaya yüz tutmuş acı kahvesiyle geçmişin tozlu raflarının arasında dolaşırmışçasına dalgın ve bi o kadarda hüzünlüydü. İki hafta sonra bir İhale vardı ve kazanması gerekiyordu. Bu onun son şansıydı. Annesinden kalan son emanete ulaşmasına bu kadar az kalmışken olacak olan en ufak bir aksiliğe tahmülü yoktu. Bu İhale annesine olan sözüydü. 12 yıl beklemişti bu İhale için. Gerekirse canını ortaya koyacak ama annesine verdi sözü tutacaktı. Hem abisi Ahlas da ona yardım ediyordu. Olası bütün güvenlik önlemleri abisi üstlenmişti. Ahlas biliyordu annesinin isteğini. Her nekadar son nefesinde yanında olmasada kardeşine verdirdiği sözü biliyordu. Ortada Ahenkin verdiği bir söz varsa eğer o söz canı pahasına olsa bile tutulurdu. O böyle bütülmüştü babası böyle öğretmişti ona. O Ahenkti ne olursa olsun kendi çizgisinden kopmayan asi birazda inat barındıran tatlı bir Ahenk. Meraba arkadaşlar kitabıma bir şans verdiğiniz için şimdiden teşekkür ederimmm❣️☺️

Yetimhanede o sersefil hayatın içinde neşesiyle, cıvıl cıvıl hareketleri ve turuncu saçlarıyla sürünmeye pardon yaşamaya çalışan kızımızın hikayesidir...

İster oku okuma bu bir eğlence kitabı

Ege ve kumsal ın yıllar sonraki karşılaşması

kalbim parçalara bölünürken sen yoktun,görmedin,duymadın Ben ise her gün seni bekledim sessizce

"Ben Zeynep, bir zamanlar kaybolan hakkımı aramaya geldim."

Sen gel o kadar şey yaşa hemşirenin biri seni doğumdan sonra karıştırsın. Sıçarım böyle işeee

25 yaşında ki Çiğdem`in gerçek ailesini bulması. Ama kızımızın 6 yaşında bir erkek çocuğu var.

Zamanda kaybolmuş bir prenses ve onu bulan prensi