Annesi ve babası ayrı olan Nil, bir gün annesi ile teyzesinin evine gider. Dönüşte ise trajik bir kaza yaşanır. Kaza olarak görünse bile aslında planlanmış bir suikasttır...

“Ellerim kanadı bugün. Acılarım diken gibi battı bana. Ellerini ellerime aldı, ıssız ellerim dolup taşan caddelerin sıcaklığıyla doldu. Gözlerime baktı. ‘Her şey düzelecek’ dedi. O bile hayattan yorulmuşken, kanayan ellerime üfledi.” Geçmişimiz bizim tuzağımız. Gizli saklı sırlarla kaplı kara bir kutu gibi. Ayağımıza dolanan ipler bizi düşürebilir miydi?

1994 yılında uzun soluklu bir deney yapılır x-4 deneyi 3 bebeği X4 geni eklenir Günümüz Ülkenin en büyük seri katillerinden biri ortaya çıkmıştır bu olaya bakan savcının kız kardeşi katil tarafından kaçırılır

❝ Nil de yandı ben de. Nefertari`den sadece öfkem kaldı geriye. Bir de gözlerim. Ablamın yanına kendimi gömdüm, annemin günlüğünü son bir kez öptüm. Kendimi de böyle öldürdüm. ❞

Hayatında yaptığı en büyük hata O`ndan kaçmak olmuştu. Bunu başarabilen ilk kişiydi belki ama yapmamayı dileyecekti. Çünkü Efendi Anpu`nun laneti her an ensesinde, içtiği suda, yürüdüğü yolda, esen rüzgarda, her yer de onunla birlikte gelecekti. Laneti bozmanın tek yolu güçlü bir büyüydü. Ancak lazım olanları bir araya getirmek o kadar da kolay olmayacaktı. "Aşağı Dünya`nın Efendisi`nin laneti seni tüm yaşamın boyunca bırakmayacak zavallı ruh Zahor, onu onurluca kabul et, hatan için af dile, onu onurluca kabul et, ve af dile"

Üniversitesinin son yılında okuyan Nil Soykan, kitapçıda çarpıştığı kişi yüzünden hayatı değişir. Annesi yüzünden, kitapçıda çarpıştığı ünlü iş insanı Demir Bilgin`in şirketinde, Demir`in özel asistanı olarak başlayacaktır. Nil, orada çalıştığı zamanlarda, Demir`in karanlık işlerini öğrenecektir. Ek olarak yıllar önce ayrılmak zorunda kaldığı kuzenininde gitme sebeplerini öğrenecek...