[ minho ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 3g önce güncellendi
Fifteen years lost' - Minsung
@s3ungm1nlee_
Okuma
1.21k
Oy
521
Takip
29
Yorum
436
Bölüm
15
Herşey Jisung`un arşivde bir dosya bulmasıyla başlar.
15 yıl önce intihar ettiğini söyleyip ortadan kaybolan Lee Minho hakkında soruşturma başlar.
Minho`nun cesedi ve ya mezarından bir iz olmadığı için ölmüş ve ya kaçırılmış olduğu düşünülüyor.
Minho`nun kaybettiği 15 yılı telafi edebilmek için Jisung, elinden geleni yapacağına söz verir 🔎🗞
devam ediyor 4g önce güncellendi
Camdan Hayaller
@gecekusud
Okuma
144
Oy
70
Takip
8
Yorum
228
Bölüm
14
Yine saat gece yarısı olduğu için kimsecikler yoktu ortada. Asansör için köşeye döneceğim sırada duyduğum seslerle korkarak hemen geri çekildim. Duvara yaslandım.
Gece gece 2 erkek görmek korkutmuştu. Ah, oysa hastanedeyim. Neden korkuyorsam? Kendimi toplayıp çıkmak için hamle yaptım. Ancak bu sefer duymuş olduğum kelimelerin beni ilgilendirdiğini anlayarak yeniden duvara yapıştım. Kulaklarımı kabartıp onları dinlemeye başladım.
Nefes nefese bir genç, sırtı bana dönük olan gencin önünde, elleri dizlerinde hem soluklanıyor hem de anlatıyordu.
"Kameralara bakamadık. Bakamayız da. İçerideki güvenlikler sağlamlar. Koca hastanede nasıl arayacağız o kızı? Ben yüzünü de görmedim. Onu bir tek sen gördün."
Sırtı bana dönük olan genç sinirlendi.
"O kızı ne olursa olsun bulmalıyız. O defteri almamız lâzım."
Karşısındaki onu onaylayarak başını salladı. O genç, bir kere daha söze girdi.
"Bulduğunda yaşatma. Defterdekileri okumuş olma ihtimalini göz ardı edip kendimizi riske atamayız."
Korku içerisinde gözlerimi irileştirdim. Boşta olan elimi ağzıma kapattım. Defter... Kız... Bahsettikleri kız bendim! Resmen öldürme emri vermişti bu manyak!
Minho... Ya ona bir şey yapmaya kalkarlarsa? Defter odadaydı. Ya defteri bulurlarsa ve Minho`nun okuduğunu düşünüp onu öldürürlerse?Hayır!
Arkama döndüm ve temkinlice çekilip bir müddet sonra hızla koştum. İlerideki merdivenlere yönelip birer birer çıkmaya başladım.
Bacaklarım şimdiden iflas etmişti. Odanın olduğu kata çıktığımda artık bacaklarımı hissetmiyordum. Sadece burnumdan nefes almak yetmiyor, ağzımdan da nefes alıyordum. Kalbim ağzımda atıyordu.
Az kaldı diye içimden kendimi tembihleyerek yine hızlandım. Odaya âdeta dalarak girince Minho yatağında hızla doğruldu.
Beni, daha doğrusu hâlimi görünce yüzü düştü.
"Jae Hee! Ne oldu?! İyi misin?!"diye sordu. Korkuyla yanına ilerledim.
Yatağın başına gelerek dizlerimi kırdım. Ellerimle yatağın kenarını tutunup düşmemek için destek aldım. Minho endişeyle bana bakmayı sürdürüyor ve benden bir cevap bekliyordu.
Panik yüzünden ağlamaklı çıkan sesimle anlatmaya başladım.
"Minho polisi aramalıyız! Sanırım başımız dertte. Hatta ben! Benim başım dertte. Gitmeliyim buradan!"
"Jae Hee sakin olup neler olduğunu anlatır mısın?"
"Minho defter! Defterde her ne varsa hiç iyi şeyler değil! Beni ve defteri arıyorlar! Aşağıda onları konuşurken duydum. Beni... Defterdekileri okuma ihtimaline karşı öldüreceklerini duydum! Sadece beni hatırlıyorlar. Seni de riske atamam!"
"N-ne diyorsun sen Ja Hee? Dur bekle! Kuzenim polis benim. Onu arıyorum hemen. Hiçbir yere gitmek yok. Seni bırakmam."
Güzel gözleri bu sefer güven vermek istercesine bakıyordu gözlerime. Ayaklarını sarkıtacağını anladığım an ayağa kalktım. Ayaklarını sarkıttı ve terliğine ayaklarını geçirerek leptobunun yanında olan telefonunu eline aldı. Hızla birini aradı. Çok geçmeden çağrısı cevaplandı ve konuşmaya başladı.
"Hyunjin! Acilen hastaneye gelebilir misin? Ama çok acil. Ölüm kalım meselesi. Gelince görüşürüz. Tamam, bekliyorum. Lütfen çabuk ol."
Telefonu kapatıp eski yerine koydu. Yavaş adımlar atarak karşıma geçti.
Gözleri bu sefer âdeta yalvarıyordu.
"Ağlama ne olur? Seni böyle görmek istemiyorum."
Ağlıyor muydum?
Ellerimi yanaklarıma attığımda hissettiğim ıslaklıkla ağladığımı fark ettim. Hemen ellerimin tersiyle yanaklarımı, gözlerimi sildim.
Uzun koltuğun karşısındaki orta sehpanın üzerine koyduğum defteri elime aldım. Yeniden Minho`nun karşısına geçtim.
"İçinde bu kadar önemli olan ne var bilmiyorum. Ama cebimden çıkan not şaka değildi. O çocuğa bir şey olmuş mudur Minho? Bana çarptıktan sonra gözlerime yalvarırcasına bakmıştı. O bakışlar... O not... Bunu nasıl şaka zannedebilirim ben? Ya ona bir şey olduysa?"
"Korkma Jae Hee, hiçbir şey olmayacak." dediği anda kapı tıklatıldı. Korkuyla ikimiz de kapıya baktık. Kapının arkasından biri seslendi.
"Müsait misiniz efendim, girebilir miyim?!"
Bu ses aşağıda bana sırtı dönük olan, öldürülmem için emir veren kişinin sesiydi!
...
devam ediyor 7g önce güncellendi
The Devil's Portrait
@olurenkler
Okuma
14
Oy
6
Takip
2
Yorum
15
Bölüm
2
Beş yıl önce Minho’nun Jeju Adası’na gelişiyle her şey değişmeye başlar Yıllar sonra adada yeniden bir araya gelen sekiz eski arkadaş, aşk ve saplantı arasında sıkışıp kalır. Gün yüzüne çıkan sırlar, ilişkileri zehirlerken; ihanet, yavaş yavaş aydınlığa kavuşur.
Ve şeytanın kanatları altında gölgelenen iki genç…
Acımasızlığın en karanlık yüzüyle baş başa kalacaktır.
devam ediyor 2h önce güncellendi
luciole| changlix
@xdamimi
Okuma
277
Oy
77
Takip
8
Yorum
11
Bölüm
25
Bir yaz gecesi otururken bahçede
Ateş böceklerini seyre daldım
Hanımeli kokusu karışmış yasemine
Ateş böceklerini seyre daldım bu gece
Kendime benzettim yanışlarını
Yönsüz yolsuz kanat çırpışlarını
Eğilmeden güneşe özgür kalışlarını
Bir mevsimlik hayat buluşlarını
devam ediyor 2h önce güncellendi
Killers Reverance // Lee Know
@hollyclaret
Okuma
58
Oy
26
Takip
7
Yorum
65
Bölüm
4
“Bazen bir katilin ilk reveransı, sizin son dansınızdır.”
Üniversitenin en gözde balerini Hyun Ae, "Beyaz Kuğu" performansının son provasını yaparken, soyunma odasından gelen bir sesle gösterinin senaryosu değişir.
Açılan perdede artık masumiyet yoktur… sadece kan, fısıltılar ve ölümün dansı vardır.
Seol`ün aranan katili Lee Know sahneye çıkar.
Hyun Ae’ye mesajı nettir:
“Bu gece uyuma, Düşes.”