[ komedi ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 2s önce güncellendi
YA TUTARSA !
@hayalperestanka
Okuma
736
Oy
136
Takip
57
Yorum
71
Bölüm
8
Eskişehir`den gelen bir Tarih Öğretmeni…
Beste Suerdem.. Hayatındaki tek ciddi ilişki annesinin bastırdığı çeyiz takımıyla sınırlı. Evlilik baskısından kaçarak geldiği İstanbul’da, iki yakın arkadaşıyla birlikte kurduğu bekar evinde hayata sıfırdan başlıyor. Sadece çamaşır makinesini değil, kendi hayatını da yeniden kuruyor.
Ama hayat bu ya, tam “Kendi çağımı başlatıyorum” dediği anda, üst daireye çevik kuvvet kadar çevik ama duygular konusunda yavaş çalışan bir komşu taşınıyor.
“Ya Tutarsa” dediği şey evlilik değil aslında. Bir kadının hem kendini bulma, hem de kahkahalarla kaybolma hikâyesi.
Nasreddin hocanın `ya tutarsa` sözünü hayat felsefesi yapan Beste`nin hikayesine sizlerde hoşgeldiniz❣️
devam ediyor 2s önce güncellendi
Delinin Beteri | Texting
@volanciaa_
Okuma
5.68k
Oy
745
Takip
60
Yorum
425
Bölüm
19
"Senin olduğunu bilemeyecek kadar aptal olduğumu sanma. Seninle bile isteye devam ettim çünkü hoşuma gidiyorsun be yavrum. Hem de düşündüğünden bile çok daha fazlasıyla amına koyayım."
Yazın tadını ilikilerinize kadar hissedeceğiniz aşkın da ötesinde size birer umut olucak. Ne duruyorsun başla hemen?!😻
tamamlandı 2s önce tamamlandı
Sarhoştum
@y.erkanaygun
Okuma
68.2k
Oy
3.54k
Takip
131
Yorum
441
Bölüm
250
" Ateş saçmamalama nasıl sarhoştum diyip kurtulmaya çalışıyorsun. Farkındamısın ben hamileyim "
" Seni anlıyorum ama dediğim gibi ben sarhoştum. O yüzden o çocuğu aldıracaksın kabul etmiyorum. "
" Sen nasıl bu kadar kalpsiz olabiliyorsun. Ben nasıl kıyarım o mahsuma. "
devam ediyor 5s önce güncellendi
HAYATIN MASALI
@zeze_n_u
Okuma
757
Oy
293
Takip
42
Yorum
845
Bölüm
12
Masallara inanır mısınız?
Bu hikayede eşlik edeceğiniz kız, tüm varlığıyla masallara inanıyor.
Psikolog olarak hayatına devam eden Hayat; arkadaşlarıyla, ailesiyle birlikte kendi dünyasında oldukça mutludur. Deli dolu ama kırılgan, çabuk parlayan ama tatlı bir kız olan Hayat yaşadığı hayatı oldukça seviyordur.
Ama her mutluluğun ardında elbet karanlık bir hikaye yatar.
Siyah Martı Yetiştirme Yurdu.
Onun en karanlık günleri, geleceğinin en mutlu anlarının temeli.
Hayat daha altı yaşında bir çocukken sadece yedi gün kaldığı bu yetiştirme yurduna sık sık uğramakta ve oradaki çocukları ziyaret etmektedir.
O yurtta sadece yedi gün yan yana geldiği çocukla tekrar karşılaşacağından ve aşkı tadacağındansa habersizdir.
Birbirlerine emanet ettikleri takılar, onları tekrar ve belki de bu sefer ebediyen birleştirecektir.
"Yarım kalmış hikayeler, bir gün mutlaka tamamlanır."
HAYATIN MASALI
"Benim masalımın başrolü sensin."
devam ediyor 8s önce güncellendi
Pembe Panik💖
@sessizkelime
Okuma
103
Oy
58
Takip
6
Yorum
1
Bölüm
10
Üniversite yılları, hayatın en heyecanlı ve en karmaşık zamanlarıdır. Buğlem ve Efe’nin hikayesi, tesadüflerle başlayan bir yakınlaşmanın, küçük anlarla büyüyen güçlü bir aşka dönüşmesini anlatıyor.
Ders araları, kampüs koridorları, kahve molaları… Her sıradan an, ikisinin dünyasında unutulmaz bir anıya dönüşüyor. Dostluk, samimiyet ve gençliğin saf duyguları sayfalara yansıyor.
Bu hikaye, kalp çarpıntılarını, utangaç bakışları ve ilk aşkın tatlı heyecanını yeniden hissetmek isteyen herkes için…
devam ediyor 24s önce güncellendi
Yazın Olur Böyle Şeyler
@alisrima
Okuma
831
Oy
53
Takip
15
Yorum
66
Bölüm
16
"Derin polisi ara!" Diye bağırdı Irmak.
"Emir bir şey yap!"Diye bağırdı Irmak`ın karşısındaki çocuk.
"Bacağım kırıldı galiba."Diye yakındı Sarp denen çocuk.
"Ben arıyorum polisi."Diyerek telefonuna yöneldi Ada.
"Sakince konuşabilir miyiz?"Diyerek merdivenlerden indi çekik gözlü çocuk.
"İndirsene bacım şunu!"Diyerek Irmak`a bağırdı karşısındaki çocuk.
"Sus geçiririm kafana!"Diyerek yükseldi Irmak.
"Hepiniz susun!" Sinirle bağırdığımda sonunda herkes sesini keserken Ada`nın polisi aramak üzere olduğunu görüp elindeki telefonu aldım.
"Kimse polisi aramıyor," Diyerek Ada`ya yönelik konuştum. Ardından Irmak`a dönerek elindeki vazoyu işaret ettim. "Ve kimse kimsenin kafasını kırmıyor. İndir şunu."
Aklıma gelen şey ne kadar sinirimi bozsa da bulunduğumuz durumun başka bir açıklamasını düşünemiyordum. Ya gerçekten sapıklardı ve eve gizlice girmişlerdi ya da evi aynı anda kiralamıştık. Mümkünse tabii.
tamamlandı 1g önce tamamlandı
Baş Belası // Stray Kids
@gecekusud
Okuma
3.99k
Oy
470
Takip
36
Yorum
199
Bölüm
70
Annesini takip eden yavru bir ördek gibi o nereye giderse ben de arkasından oraya gidiyordum. Aynı zamanda çenem de boş durmuyor, sürekli ismini üst üste söyleyip duruyordum.
O ise beni hiç tınlamıyor, yoluna devam ediyordu.
"Minho?"
"Minho?"
"Minho?"
Artık bezsin de arkasına dönsün, yüzüme baksın diye bu gıcıklığı yapıyordum ama ne kadar kırgınsa artık yüzüme bile bakmıyordu. Sanki ben yoktum.
"Minho?"
"Minho?"
"Minho?"
Artık bu yaptığıma ben bile daha fazla dayanamadım.
"Ahh, yeter ama!" diye bağırarak onu takip etmeye devam ettim.
"Hangi tür insan böyle bir işkenceye dayanabilir ki? Nasıl tepkisiz kalabiliyorsun? Ben olsaydım şeytanı dinler, çakardım ağzının ortasına cidden!"
-Der demez durdu. Onun durması üzerine başımı sırtına tosladım.
"Ah!" dedikten sonra anında geri çekildim. Bu sefer bana döndü. Evet, döndü!
Ama nasıl bakıyordu biliyor musunuz?
Tek kaşını havaya kaldırmış bana az önceki söylediklerime nispeten, "Şeytan öyle mi dermiş?"der gibisinden bakıyordu.
Sadece bakışlarından bile bana bunu sorduğu belli oluyordu. Anlayınca hemen sırıttım.
"Aaaa... Şey... Şeytanı dinlememek lazım. Evet evet, kesinlikle şeytanı dinlememeliyiz! Ne öyle ağzına çakmak falan? Onun yerine sakin kalıp, sabredip duymamazlıktan gelmek en iyi- "
Ne diyorum ben ya?
Resmen şu an kendi ağzımla kendime kapak yaptım.
Sustum ama geciktim tabii ki. Başını bir sağa bir sola sallayan Minho derin bir nefes alıp verdi. Bu zamana kadar hiç konuşmamıştı ama nefes verdikten hemen sonra:
"Baş belası." dedi.
Gıcık işte, ne olacak?! O kadar konuşmaya çalıştım ama tek kelime dahi etmedi. Şimdi ağzından çıkan bu iki kelime de neyin nesiydi böyle?
Gözlerimi devirdim ve klasik esprilerden birini yaptım.
"Memnun oldum. Ben de Alya."
"Ciddi olamaz mısın?"
"Olamam ciddi falan. "
"Çocuk gibisin."
Yeter ama artık bu kadar. Benim de sabrımın bir sınırı var ve bu sınırı aşınca her insan gibi ben de sinirleniyorum.
Dayanamadım.
Biraz sesimi yükselttim ve karşımda dikilen Minho`ya bakarak konuşmaya başladım.
"Ben miyim çocuk gibi olan? Seninle insan gibi oturup sadece 2 dakika konuşmak istedim! Seninle konuşup yanlış anlaşılmaları düzeltebilmek için Amerika`dan, babamdan kaçtım! Ama sen... Beni takmıyorsun bile! Sadece 2 dakika ya, 2 dakika! 2 dakika konuşacak kadar dahi hiç mi hatırım yok üzerinde?! Asıl çocuk gibi davranan sensin!"
"Sence de... Sana böyle davranmaya hakkım yok mu Alya? Geçmişimizi, bizi sen mahvettin. Hem de bir hiç uğruna! Yıllar sonra çıkıp geliyorsun ve benimle konuşmak istiyorsun. Neden? Ünlü oldum diye mi?! Ne değişti ha? Söyle!"
"Saçmalama! Ünlü olman beni neden ilgilendirsin?! Babamdan dolayı yeterince şana, şöhrete, paraya sahibim zaten!"
"O zaman neden?!"
Sustum.
Gözlerimden aşağı süzülen gözyaşlarını hisseder hissetmez hızla sildim ve Minho`ya arkamı döndüm.
Bu soruya cevap vermek kadar zor bir şey yoktu şu an hayatımda. Evet, her şeye sahiptim. Ama tek bir şey hariç.
Ölüyorum Minho... Ölüyorum...
Son defa seni görmek için geldim. Belki aramızdaki yanlış anlaşılmayı da düzeltebilirim diye geldim. Ama... Ama yapamıyorum. Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
..
BV1356DF
tamamlandı 1g önce tamamlandı
Camdan Hayaller
@gecekusud
Okuma
488
Oy
197
Takip
11
Yorum
360
Bölüm
31
Yine saat gece yarısı olduğu için kimsecikler yoktu ortada. Asansör için köşeye döneceğim sırada duyduğum seslerle korkarak hemen geri çekildim. Duvara yaslandım.
Gece gece 2 erkek görmek korkutmuştu. Ah, oysa hastanedeyim. Neden korkuyorsam? Kendimi toplayıp çıkmak için hamle yaptım. Ancak bu sefer duymuş olduğum kelimelerin beni ilgilendirdiğini anlayarak yeniden duvara yapıştım. Kulaklarımı kabartıp onları dinlemeye başladım.
Nefes nefese bir genç, sırtı bana dönük olan gencin önünde, elleri dizlerinde hem soluklanıyor hem de anlatıyordu.
"Kameralara bakamadık. Bakamayız da. İçerideki güvenlikler sağlamlar. Koca hastanede nasıl arayacağız o kızı? Ben yüzünü de görmedim. Onu bir tek sen gördün."
Sırtı bana dönük olan genç sinirlendi.
"O kızı ne olursa olsun bulmalıyız. O defteri almamız lâzım."
Karşısındaki onu onaylayarak başını salladı. O genç, bir kere daha söze girdi.
"Bulduğunda yaşatma. Defterdekileri okumuş olma ihtimalini göz ardı edip kendimizi riske atamayız."
Korku içerisinde gözlerimi irileştirdim. Boşta olan elimi ağzıma kapattım. Defter... Kız... Bahsettikleri kız bendim! Resmen öldürme emri vermişti bu manyak!
Minho... Ya ona bir şey yapmaya kalkarlarsa? Defter odadaydı. Ya defteri bulurlarsa ve Minho`nun okuduğunu düşünüp onu öldürürlerse?Hayır!
Arkama döndüm ve temkinlice çekilip bir müddet sonra hızla koştum. İlerideki merdivenlere yönelip birer birer çıkmaya başladım.
Bacaklarım şimdiden iflas etmişti. Odanın olduğu kata çıktığımda artık bacaklarımı hissetmiyordum. Sadece burnumdan nefes almak yetmiyor, ağzımdan da nefes alıyordum. Kalbim ağzımda atıyordu.
Az kaldı diye içimden kendimi tembihleyerek yine hızlandım. Odaya âdeta dalarak girince Minho yatağında hızla doğruldu.
Beni, daha doğrusu hâlimi görünce yüzü düştü.
"Jae Hee! Ne oldu?! İyi misin?!"diye sordu. Korkuyla yanına ilerledim.
Yatağın başına gelerek dizlerimi kırdım. Ellerimle yatağın kenarını tutunup düşmemek için destek aldım. Minho endişeyle bana bakmayı sürdürüyor ve benden bir cevap bekliyordu.
Panik yüzünden ağlamaklı çıkan sesimle anlatmaya başladım.
"Minho polisi aramalıyız! Sanırım başımız dertte. Hatta ben! Benim başım dertte. Gitmeliyim buradan!"
"Jae Hee sakin olup neler olduğunu anlatır mısın?"
"Minho defter! Defterde her ne varsa hiç iyi şeyler değil! Beni ve defteri arıyorlar! Aşağıda onları konuşurken duydum. Beni... Defterdekileri okuma ihtimaline karşı öldüreceklerini duydum! Sadece beni hatırlıyorlar. Seni de riske atamam!"
"N-ne diyorsun sen Ja Hee? Dur bekle! Kuzenim polis benim. Onu arıyorum hemen. Hiçbir yere gitmek yok. Seni bırakmam."
Güzel gözleri bu sefer güven vermek istercesine bakıyordu gözlerime. Ayaklarını sarkıtacağını anladığım an ayağa kalktım. Ayaklarını sarkıttı ve terliğine ayaklarını geçirerek leptobunun yanında olan telefonunu eline aldı. Hızla birini aradı. Çok geçmeden çağrısı cevaplandı ve konuşmaya başladı.
"Hyunjin! Acilen hastaneye gelebilir misin? Ama çok acil. Ölüm kalım meselesi. Gelince görüşürüz. Tamam, bekliyorum. Lütfen çabuk ol."
Telefonu kapatıp eski yerine koydu. Yavaş adımlar atarak karşıma geçti.
Gözleri bu sefer âdeta yalvarıyordu.
"Ağlama ne olur? Seni böyle görmek istemiyorum."
Ağlıyor muydum?
Ellerimi yanaklarıma attığımda hissettiğim ıslaklıkla ağladığımı fark ettim. Hemen ellerimin tersiyle yanaklarımı, gözlerimi sildim.
Uzun koltuğun karşısındaki orta sehpanın üzerine koyduğum defteri elime aldım. Yeniden Minho`nun karşısına geçtim.
"İçinde bu kadar önemli olan ne var bilmiyorum. Ama cebimden çıkan not şaka değildi. O çocuğa bir şey olmuş mudur Minho? Bana çarptıktan sonra gözlerime yalvarırcasına bakmıştı. O bakışlar... O not... Bunu nasıl şaka zannedebilirim ben? Ya ona bir şey olduysa?"
"Korkma Jae Hee, hiçbir şey olmayacak." dediği anda kapı tıklatıldı. Korkuyla ikimiz de kapıya baktık. Kapının arkasından biri seslendi.
"Müsait misiniz efendim, girebilir miyim?!"
Bu ses aşağıda bana sırtı dönük olan, öldürülmem için emir veren kişinin sesiydi!
...
SL6802VW
devam ediyor 1g önce güncellendi
Mehrâ
@sukunettekelimeler
Okuma
58
Oy
7
Takip
7
Yorum
11
Bölüm
4
Tuna, biraz inatçı, deli, kendi bildiği yoldan giden bir genç adam. Sıla`dan bahsedilince hep önünü kapatıyor, ama hayat sürprizlerle dolu. Beklenmedik duygular kalbinde filizlenirken, aşk onun da kapısını çalıyor.
Komik, duygusal, cesur ve biraz da karışık anlarla döşeli bir yolculukla dolu bu hikâyeye sizleri de bekleriz.
devam ediyor 2g önce güncellendi
KURŞUNİ RENKLER
@izzetcanduman
Okuma
91
Oy
35
Takip
7
Yorum
5
Bölüm
12
Femonen Serisi 1
"Duymak istediğim buydu Yazgı, kendine güvendiğin kadar sesine ve sahnene de güven!" dediğinde kaşlarımı çatmıştım. Ne olduğunu hâlâ anlamış değildim.
"Anlamadım," dediğimde kızlar yok artık der gibi bana bakıyordu.
"Sahne senin Yazgı, çık ve kendini göster."
Sahne senin.
Alp Beyin ciddi duruşunun karşısında anlamıştım ki ben bu gece o sahneye çıkacaktım. Korkulacak bir şey yoktu. Hayır, vardı.
Ben hiç prova yapmadım.
devam ediyor 3g önce güncellendi
Gök gözlüm
@zelzele_0
Okuma
1.25k
Oy
131
Takip
19
Yorum
188
Bölüm
18
"Gök gözlü"diye bir ses duyunca arkamı döndüm revirin önünde duruyor anlamsız gözler ile bana bakıyordu
" Anlayamadım?"dedim elimdeki şırınga ile ona doğru döndüm Gök gözlü demişti doğru duyduğuma emindim ama bu ne demekti?
"Gök gözlü " Dedi tekrar bu sefer bana doğru bir Adım attı "gözlerin gök yüzüne benziyor" Dedi sesinde bir netlik vardı
devam ediyor 3g önce güncellendi
YANLIŞ NUMARA TEXTİNG
@kelebekokur
Okuma
361
Oy
65
Takip
21
Yorum
45
Bölüm
5
Hayat dolu neşeli kızımız lara`nın mahallede ki fırıncı ya yazmak isterken mahallenin ağır başlı herkezin saygı duyduğu o adama Demire yazar ve olaylar başlar.
Çerezlik bir kitap yazım hataları olabilir kusura bakmayın kitap final verdikten sonra düzenlenecek.
devam ediyor 4g önce güncellendi
SOYADINDA ZİNCİR
@karensi0
Okuma
50.19k
Oy
4.62k
Takip
638
Yorum
1.44k
Bölüm
26
Birbirlerine zorla mahkum edilen iki insan. Biri çok inatçı, biri fazlasıyla çekilmez!
İntikam uğruna savaşan iki beden, vuslata erdiğinde sizce neler olacak?
Nehir Neva Ulusoy, eğitimini bitirdikten sonra Amerika`dan ülkesine dönmeye karar verir. Ülkeye döndüğünde, şirketleri güçlendirmek adına, hem Araslan`ların hem de Ulusoy`ların düşmanı olan Çakır`lara karşı daha güçlü bir koz oluşturmak adına bir evliliğe mahkum edilir.
Araslan`ların tek veliahtı Demir Tuna Araslan ile evlendirilir. Abisinin intikamını almak için bu evliliği kabul eden Demir Tuna, daha önce hiç inatçı biryle karşı karşıya gelmediğinden kısa bir afallama yaşar.
Peki Demir Tuna abisinin intikamını alırken sizce başlarına neler gelecek?
Bu hikayede geçen kurumlar, yerler, olay örgüleri şahsıma, yani yazarın hayal gücüne aittir, benzeri yoktur bilginize.
devam ediyor 4g önce güncellendi
17 EYLÜL
@esmatonguc
Okuma
19.26k
Oy
1.67k
Takip
373
Yorum
705
Bölüm
38
17 Eylül 1998`de, hamilelik sürecini daha sağlıklı geçirmek için eğitim veren bir kurumda çıkan yangın sebebiyle sekiz ayını doldurmuş hamile kadınlardan birkaçı, yangından etkilenip erken doğum yaparlar. Bu sebeple İzmit Seka Devlet Hastanesi`nde, 17 Eylül 1998 gününde toplam 11 çocuk dünyaya gelir.
Seneler sonra bir seri katil, 17 Eylül 1998, İzmit Seka Devlet Hastanesi doğumlu iki adamı peş peşe iki sene doğum günlerinde öldürür; biri 17 Eylül 2025`te, diğeri ise 17 Eylül 2026`da vahşice katledilir. Davanın savcısı Erkin Gümüşpala, bunun bir seri cinayet olduğunu kavrar kavramaz deliye döner çünkü yakın arkadaşı Cumhuriyet Savcısı Varan Alp Çakmak da aynı gün, aynı hastanede dünyaya gelmiştir.
17 Eylül 1998, Seka Devlet Hastanesi doğumlu yetişkinler tehlikededir. 2027`ye kadar çözülemeyen dava, gelip çatmıştır. Peki bu tarihten itibaren neler yaşanacaktır? Bir araya gelen kuvöz arkadaşları, seneler sonra anlaşabilecek midir? Üstelik kimi avukat, kimi savcı, kimi polis memuru, kimi doktor olmuşken...
BU KİTAPTA GEÇEN KİŞİ, KURUM VE OLAYLARIN TÜMÜ KURGU GEREĞİ YAZARIN HAYAL ÜRÜNÜDÜR, GERÇEĞİ ASLA YANSITMAMAKTADIR.
TÜM HAKLARI SAKLIDIR.
devam ediyor 6g önce güncellendi
AŞK'IN ZAFERİ
@elifgnr254
Okuma
15
Oy
8
Takip
3
Yorum
37
Bölüm
2
Tehlike dolu hayatı ölümlerle doluydu. Belinden silah hiç inmez, uykuları bile huzur vermezdi.
Bir gün dilini bile anlamadığı, adını bile bilmediği sadece birsaat aynı odada kaldığı üstelik başını belaya sokan bir kadının çocuksu hareketleri onun hayatına bir anlık da olsa anlam katmıştı. Kendine dil çıkaran çirkef kadına öfkesi bir anda kaybolmuştu.
Büyük gözleri kalbini görüyormuşcasına bakmıştı kendisine.
Kalbi sanki hakkıymış gibi o kadını istiyordu. Onu tanımak, onunla yaşamak ve onunla yaşlanmak... ama mümkün değildi. Bir hareketine vurulduğu kadın başkasına aitti. Ruhunuda kalbinide bir başkasına çoktan vermişti. Yanında yaşlanmak istediği adamı çoktan seçmişti.
Yine de kendine engel olamamış uzaktan uzağa onu izlemişti. Arasındaki binlerce kilometreye rağmen sevdiği kadını korumak istemişti. En azından bunu yapması onu rahat uyutur hayatının bir anlamı olmasını sağlayabilirdi.
Bir gün eline bir fırsat gelmiş, sevdiği kadın için en azından bir seçenek haline gelmişti.
Artık yapması gereken kadının kendisini seçmesini beklemekti.
...
Kim böyle bir insan müsveddesiyle uğraşacak kadar şansızdı? Tabi ki ben!
Şansızlığım arada bir beni yoklar güzel bir çelme takardı bana.
Her zaman benim için önemli bir günde bu çelmeyi takması ise beni çileden çıkartıyordu.
Ya ben çok önem verdiğim için tüm aksilikler beni ilgi çeciki buluyordu ya da cidden şansızlığım benimle uğraşmayı seviyordu.
"Beyfendi bakın ne ben ne de burdaki biri sizi anlamıyor! Beni anlıyor musunuz!?"
Bağırarak sorduğum sorular karşımdaki adamı sadece kızdırıyordu. Oda beni anlamıyordu ve bizim ciddi sorunlarımız vardı.
Başkomiser " hanımefendi bakın bir sürü protokol var. Lütfen şikayetinizden vaz geçin de bu iş uzamdan bitsin, rica ediyorum."
Polisin bıkkınlıkla söyledikleriyle gözümü devirdim.
"Bakın komiserim. Ben de keyfimden burda durmuyorum. Çok önemli işlerim var ama bu HANZO beni cidden sinirlendirdi. Kusura bakmayın çekmicem şikayetimi."
...
Avukat bey karşımdaki hanzoyla Rusça konuşarak durumu tekrar izah etti.
Kendi aralarında küçük bir tartışma sonucu karşımdaki hanzo bey sinirle bana baktı ve ağzının içinden birşeyler geveledi.
Avukat bey bana bakıp hevelse "özür diliyor" dedi.
Peki ben inandım mı? Kesinlike hayır. Küfür de etmiş olabilirdi Avukat bey sadece iş bitsin diye yalan söyliyor olabilirdi.
Bana hevesle bakan Komiser beye başımla red cevabı verdim.
"Kabul etmiyorum. Google çeviri çalışırken tekrar söylesin. Bakışları küfür ettiğini gayet net bir şekilde söylüyor"
Kendimden emin bir şekilde karşımdaki hanzoya bakmış ve avukatın ona söylediklerimi tercüme etmesini dinlemiştik.
Komiser bey olsada bitse hesabı adama bakarken, adam duyduklarıyla daha da hırslanmış bir öfkeyle bana baktı. Alay edercesine rusça birşeyler mırıldandı ama elbette anlamadım.
"В это нелегко поверить, леди. "
(Kolay da inanmıyor hanımefendi)
Telefonunu uzatan komiser beyin telefonuna yaklaştı ve gözlerimin içine baka baka söyledi.
Gözlerinde öfkeyle harmanlanmış bariz bir alay vardı, zedelenen gururun onu ele geçirmesine izin vermemek için verdiği savaşın emaresini taşıyordu
"Мне жаль"
(Özür dilerim.)
Tam ağzımı açıp itiraz edecektim ki komiser bey elini masaya vurarak kakltı. Basit bir işle uğraşmak zorunda kalmış ve bu nerdeyse bir saat sürmüştü. Sonunda kurtulabilirdi ve bu fırsatı elbette kaçırmadı.
Başkomiser " evet, özür diledi bu iş de kapandı."
Dudaklarımız büzüp başımı salladım laflarımı ağzıma tıkıyan komiser beye.
Gözlerim karşımdaki hanzoyu bulduğunda istediğimi almış olmanın verdiği şımarıklıkla dil çıkartıp yeniden komiser beye döndüm.
Dudaklarının bariz bir şekilde genişlemesini yandan attığım bakışlarımla yakalamıştım.
Elimi komiser beye uzattıp tebessüm ettim.
"İyi günler komiser bey."
Elimi sıkıp başını salladı ardından oda "iyi günler" diyerek beni yolculuğuma uğurladı.
Ben ardımı dönüp odadan çıkmak üzereyken hanzo beyde yerinden kalkmıştı.
Onları umursamadan önce odadan sonrada karakoldan çıktım.
Yoldan geöen bir taksiyi durdurup evimin adresini söyledim.
Taksi harekete geçerken hanzo beyin karakoldan çıktığını gördüm. Gözleri önce etrafına bakındı ardından taksihe ve nihayetinde benim gözlerimde durdu.
Taksi karakolun önünden giderken bakışlarının arkamda olduğunu his etmiştim.
tamamlandı 6g önce tamamlandı
NARİN (TAMAMLANDI)
@galaksikadin
Okuma
167.06k
Oy
9.68k
Takip
2k
Yorum
2.62k
Bölüm
65
Küçük yaşta annesinin yabancı bir adamla zorla evlendirilmesi üzerine çok acı çeken Narin, bir gün annesini kaybeder. Babasının baskısından ve şiddetlerinden kurtulamayan Narin yediği ağır dayaklar sonucunda evden kaçar. Mahallesinde tanıdığı yaşlı Hacer teyzenin evine sığındığında Umut Ali’yle karşılaşır.
Yaşadığı zorlu günlerde her zaman yanında olan Umut Ali’yle birbirlerine aşık olurlar. Bu iki karakterin yaşadığı zorluklara, güzelliklere, maceralara, aşk dolu günlere ortak olalım.
Şaşırtan olaylar, beklemediğiniz bölümlerle karşılaşacaksınız.
Kitabıma şans verirseniz çok sevinirim 🙏🏻🤍
devam ediyor 6g önce güncellendi
tatlı bela / texting
@mustafa2002
Okuma
34
Oy
4
Takip
5
Yorum
0
Bölüm
3
ben : gecenin 4 ünde , fake bir hesaptan stalklayan kişi ya aşıktır yada zorbalayandır ? peki sen hangisisin ?
anonim : ne aşık olanım , ne zorba tarafındanım ? rastgele önüme düşmüş olamaz mısın ?
ben : instegram katılım tarihine bakacak olursak, yeni kurulmuş bir hesapsın . yeni kurulmuş bir hesap nasıl oluyorda, benim hesabıma denk gelebiliyor ?
( görüldü )
ben : cevabın görüldü oldu, tüm gerçeklerden sonsuza kadar saklanamazsın tatlı bela .
( görüldü )