[ iman ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 24s önce güncellendi Seninle Buldum Rabbimi✨
@duygu_1313
Okuma
212
Oy
49
Takip
17
Yorum
223
Bölüm
6
Son sınıf ilahiyat öğrencisi olan Feyza, aynı zamanda part time kuran kursu hocalığı yaparken, nereden bilecekti ki daha önce kavgayla tanıştığı adamla bir kez daha karşılaşacağını? Atlas hep modern yetişmiş, tam bir din düşmanı iken Feyza ile nasıl bir etkileşimi olacaktı? İşte atlasın ailesinin şirketi düzenlemis olduğu kuran kursu öğrencileri için olan kamp onlar için ikinci bir fırsattı... Atlas Feyzayla doğru yolu mu seçecekti? Yoksa hayatına aynen devam mı edecekti???? "Ne yapıyorsun sen ya?!" Kafasını çevirip yüzüme baktığında, gözlerindeki öfke o kadar keskindi ki, neredeyse fiziksel bir darbe gibi çarptı bana. Gözlerini kıstı, dudaklarını sıktı. Küçük düşürülmüş, hakarete uğramış gibi bakıyordu. Sakin kalmak mı? Hayır. Bu, sadece bir kaza değildi. Bu, o gözlerde yıllardır taşınan öfkenin bahaneye kavuşmuş hâliydi. Dik durdum. Yüzümde en ufak bir mahcubiyet izi bile olmadan, net ve keskin bir sesle cevap verdim: "Biraz dikkatli yürümeyi öğrenirseniz, başkalarını suçlamanıza gerek kalmazdı." İçimde en ufak bir pişmanlık yoktu. Bir adım daha yaklaştı. Gömleğinin üzerine düşen kahve lekesini göstererek, küçümseyici bir ifadeyle devam etti: "Tabii ya... Suçlu benim. Siz zaten masumsunuz, değil mi? Dünya sizin etrafınızda dönüyor nasıl olsa." Sesinde öyle bir kibir, öyle bir tahammülsüzlük vardı ki, birkaç masa ötedekiler bile kafalarını kaldırmış, bakıyordu. İçimde öfke kabardı, ama onu bastırmadım. Bastırmayacaktım. İnandığım değerler, böyle anlarda susmak için değil, konuşmak için vardı. İleriye bir adım attım, omuzlarımı dikleştirerek gözlerinin içine baktım. "Sizin küçük dünyanızda başkalarını ezmek kolay, değil mi?" dedim. "Ama ne benim kimliğimi, ne inancımı, ne de duruşumu kirletemezsiniz. Kirlenen tek şey gömleğiniz oldu, ruhunuz değilse şükredin." "Bu ülke sizin gibi kara çarşaflılar yüzünden ilerleyemiyor . "İlerlemenin bedeli ruhu satmaksa, bin yıl yerimizde saysak da razıyız. Biz, Allah`ın izniyle, ne kimliğimizi ne haysiyetimizi terk ederiz."
tamamlandı 3g önce tamamlandı Seher Vakti
@morkanatlizambak
Okuma
33.39k
Oy
2.86k
Takip
1.18k
Yorum
270
Bölüm
38
İki avcunu yan yana getirip içleri yukarı gelecek şekilde açtı. Ellerini genç kıza doğru kaldırıp gülümsedi. "Kalbini avcun gibi düşün. Her şey sığmaz değil mi?" dedi genç kıza merakla bakarken. "Evet sığmaz" Selim daha fazla gülümseyip avcuna baktı. "Küçük olduğu için yanlızca bir kuş sığar, bir serçe ya da bir kelebek ne diye adlandırırsan işte. Bu kuşu yanlış kişiye uçurmamak lâzım değil mi?". Kübra soru karşısında anlamaz gibi kaşlarını çattığı halde başını aşağı yukarı salladı. "Şu zamana kadar yaptığım en doğru şeylerden biri de kalbimde ki kuşu doğru kişiye uçurmak oldu." Selim içine bir nefes çekip elini cebine attı. Cebinden küçük bir kolye çıkarıp tekrardan avuçlarını birleştirdi. İki avcunun ortasında kalan kolyenin ucunda mavi küçük bir kuş vardı. Kübra`ya uzatıp konuştu. "Umarım kalbimden uçan kuş kalbine konar Kübra." Genç kız içinde ki dürtüye engel olamasa karşısında ki gence sarılacaktı. Kübra`nın gözünden bir damla firar ederken silmedi aksın gitsin istedi. Sağ elini açıp Selime doğru uzattı, eline bırakılan soğuk küçük metale gülümseyerek baktı. "O kuş yerine konup kurulalı aylar oldu" [ Kapak tasarımı kendi şahsıma aittir. ] 🌫 Sustum satırlarca, Kalemim konuştu sayfalarca.
tamamlandı 3h önce tamamlandı Boğazın İki Yalnız Kıyısı
@yazarbusrairmak
Okuma
215
Oy
58
Takip
7
Yorum
5
Bölüm
40
FRAGMAN: Bir Kelebeğin Ömrü Kadar Aşk Rüzgar, eski bir sandığın tozlu kapağını araladığında, zamanın fısıltısı duyuldu. İçinden çıkan sararmış bir fotoğraf, genç bir kadının hüzünlü gülümsemesini taşıyordu. Gözlerinde, Boğaz`ın derin sularında kaybolmuş bir aşkın yası vardı. Yanında duran yakışıklı adamın bakışlarında ise, sonsuzluğa uzanan bir sevda... Bu fotoğraf, Asel`in eline geçtiğinde, hayatının rotası beklenmedik bir şekilde değişecekti. Bilmediği bir geçmişin, unutulmuş bir aşkın izleri onu İstanbul`un gizemli sokaklarına sürükleyecekti. Her köşe başında bir sır, her fısıltıda bir ipucu saklıydı. "Boğazın fısıltısını dinle, Asel," diyordu sandıktan çıkan o tek cümle. Ama bu fısıltı, sadece dalgaların sesi miydi? Yoksa yüzyıllık bir aşkın yankısı mı? Asel, bu fısıltının peşine düşerken, kendi kalbinin derinliklerinde de bir arayışa girecekti. Kayıp bir aşkın hikayesi, onun kendi geleceğine ışık tutacaktı. Ama bilmediği bir şey vardı: Aşk, bazen bir kelebeğin ömrü kadar kısaydı ve en güzel anılar bile, acı bir vedayla sonlanabilirdi. İstanbul`un büyülü atmosferinde, geçmişin izlerini sürerken, Asel, aşkın en kırılgan ve en güçlü yanıyla yüzleşecekti. Acı, kayıp, umut ve yeniden doğuş... Hepsi, bu kadim şehrin taşlarına sinmişti. Peki, Asel, bu yarım kalmış aşkın sırrını çözebilecek miydi? Ve en önemlisi, kendi kalbindeki o derin boşluğu doldurabilecek miydi? BİRİNCİ BÖLÜM: Sandığın Sırrı ve Bir Şehrin Çağrısı Asel, dedesinden kalan eski evin tavan arasında, tozlu kutuların arasında kaybolmuştu. Çocukluğunun geçtiği bu ev, şimdi anılarla dolu bir labirent gibiydi. Güneş ışığı, çatının kırık kiremitlerinden süzülerek loş bir aydınlık yaratıyordu. İşte o köşede, diğerlerinden daha eski ve yıpranmış görünen bir sandık ilişti gözüne. Merakına yenik düşerek sandığın kapağını araladı. İçinden çıkanlar, onu bambaşka bir dünyaya taşıdı. Sararmış mektuplar, solmuş çiçekler, bir zamanlar canlı renklerini taşıyan ipek bir mendil... Ve en altta, sedef kakmalı, zarif bir kutu. Kutuyu eline aldığında, içini hafif bir ürperti kapladı. Sanki bu kutu, uzun yıllardır saklanan bir sırrı fısıldıyordu. Kapağını yavaşça açtı. İçinde, az önce fragmanda bahsettiğim o hüzünlü gülümsemeli fotoğraf ve arkasında titrek bir el yazısıyla yazılmış o tek cümle vardı: "Boğazın fısıltısını dinle, Asel." O an, Asel`in hayatı bir dönemece girdi. Bu fotoğraf kimindi? Bu cümle ne anlama geliyordu? Ve neden bu kutu, bunca yıl sonra onun eline geçmişti? İçinde yeşeren yoğun merak duygusu, onu İstanbul`a doğru bir yolculuğa çıkmaya itecekti. Bilmediği bir çağrı, kalbinin derinliklerinden yükseliyordu...
tamamlandı 2a önce tamamlandı AFRA'NIN NİDASI
@yarenbayan_
Okuma
13.44k
Oy
1.37k
Takip
80
Yorum
471
Bölüm
26
Her genç kızın bir travması olabilirdi. Önemli olan o travmayı seninle beraber sırtlayacak bir hayat arkadaşına sahip olmaktı. Talha Yasir 🌞 Afra *** ... Elime ne ara aldığım kahve fincanı titremeye başladığında fincanı sıktım. Yanımda oturan adamın da gözlerinin fincanda olduğunu anladığım an yerimden kalktım. Gözler yeniden beni buldu. Hissettiğim heyecan daha fazla arttı. Fincanı masaya koymak istediğim an fincan altlığı elimden kaydığında onu almak için harekete geçmiştim ki başka bir el fincan altlığını tuttu. Masaya koydu. Hemen yanıma baktığımda bu kişinin Talha olduğunu gördüm. Bana bakmıyordu ama yan yüzü bana çok da yakındı. O an kısık sesi bana ulaştı. Benden başka da kimse duymadı. " Sakin ol. Titremekten bayılacak gibisin. Cevabın hayır ise şimdi hemen benden uzaklaş ve yerine otur. Ama evet ise elindeki fincanı masaya bırak, Afra." Yutkundum. Lan kendimi neden kitabın içinde gibi hissediyorum. Bu laflar ne? İç ses! Ses versene be! En önemli yerde yoksun. Ne yapacaktım. Düşün Afra düşün kızım. Sen zeki kızsın. Sayısal derslerde başarılı değilsin diye salak olmuyorsun. Sadece birkaç saniye içinde dilimin farklı sözler sarf edeceği kelimelerin aksine fincanı titreyen ellerime inat masayanın üstüne yavaşça bıraktım.
tamamlandı 7a önce tamamlandı KARA MUHAFIZLAR KOD 571
@batingam
Okuma
3.55k
Oy
416
Takip
146
Yorum
114
Bölüm
26
Sessiz bir gecenin karanlığında silah kayışını sağ omzuna takmış dolunaya dalıp gitmişsindir. Önünü aydınlatanda o`dur, korkunu bastıran da. Ya o dolunay kara bir bulutun arkasına girerse ? Her çekirge sesini mermi vızıltısının; her ateş böceği parıltısını susturucu takılmış bir namlu kıvılcımı`nın yerine koyarsın. Kafanı dağıtmak için sevdiklerini ve onlarla geçirip geçmişte kalan eğlenceli günlerini düşünürsün. Lakin bu da bir yere kadardır. O korku bastırılmaz. Belki o an kucağına bir aylık bir bebek verseler bir ordunun veremediği cesareti verir o yalnızlığına. Yalvarırsın için için, isyan edersin tuttuğun nöbete; " Bit lan artık bit !!! " Nöbetinin bitmesine sekiz dakika kala ensende ılık bir nefes hissedersin. O hissetmeni istediği için hissedersin. Dönüp bakmak gelir içinden ama buna ne tutulan başın izin verir, ne de kasılan baldırların. Eğer Türk askeriysen o nefes sana can olmaya gelmiştir. Yok değilsen; KARA MUHAFIZLAR`ın kara listesine çoktan girmişsindir. Ne arkanı dön; ne de o yüzü gör ! Bekle !!! Soğuk metalin boğazına yaydığı o sıcaklığı sadece bekle ! Bu hikaye 1998 yılında, 10 yaşında kaçırılıp ölüm makinasına dönüştürülen sekiz tane ana kuzusunun hikayesi. Not: Gerçek kahramanların, gerçekten yaşanmışlıkları ile harmanlanmış bir genel kurgudur. İçerisindeki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür !!!
devam ediyor 9a önce güncellendi Bütün Yıldızlar Sensin - Texting
@madamnisa
Okuma
118
Oy
23
Takip
45
Yorum
10
Bölüm
2
Eski adı `İmam Bey` olup sonradan değiştirilmiştir. 05**: Minel`im ben 05**: Ya da inci tanesi 05**: Hangisi olmamı istersen oyum ben 05**: Ya bir yabancıyım ya da çocukluğundaki her anını seninle paylaşacak olan inci tanesiyim 05**: Hangisini seçersen seç ben sana hep aşığım Ali
devam ediyor 4a önce güncellendi NEDBE
@yasamatesi
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
Bazı yaralar açılmadan iyileşemez insan. Açılan en güzel yara olur biri sen fark etmeden. Hiç kapanmaz o yara ama sen o yaraya hep şükredersin çünkü seni uyandırır, kalp ritmini artırır, gözlerin daha bir canlı görür her şeyi.
Loading...