🌫️ Kül Gibi Hafif Ayla, bir röntgen teknisyeni. Gülüşü sessiz, kalbi derin. Hayat ona hafif davranmadı ama o her şeye rağmen hafif kalmayı öğrendi. Kalabalıklar içinde bile yalnız hissettiği anlar oldu, en yakını sandıklarından en büyük yaraları aldı. Ama o hiçbir zaman tamamen kırılmadı—çünkü içindeki ışık, kül gibi hafifti ama asla sönmedi. Bir gün, hastanenin Röntgen odasında bir isimle çarpıştı: Alaz. Bir boksör. Hayatını yumruklarla savunmuş ama duygularını hep içinde tutmuş biri. Onunla karşılaşması bir rastlantı değil, belki de kaderin sessiz bir dokunuşuydu. Bu hikâye ne sadece bir aşk hikâyesi, ne de klasik bir geçmişle yüzleşme öyküsü… Bu hikâye; içten, samimi, kırılgan ama güçlü insanların, bir başkasının kalbinde kendine yer açmayı öğrenme yolculuğu. Ayla, her zaman olduğu gibi önce susarak başladı. Ama bazen en sessiz yürek, en çok şeyi anlatır.

Hayat herkese aynı şartları vermez. Rüzgar her yana aynı şekilde esmez ve herkesin uçurtması aynı yükseklikte uçmaz. Eylül Liya Arslan, ipi kopmuş bir uçurtma gibi oradan oraya savrulmuş ve sonunda kendi uçurtma şenliğini bulmuş bir kadın. Kendisini evlat edinen ailenin isteği üzerine tıp alanında ilerlemiş fakat istemediği bu meslekte sıkışıp kalmış, istemese dâhi mesleğe devam etmiş. Günlerini hayallerini saklayıp, bastırarak hastahane koridorlarında geçirmiştir. Ta ki.. Hayranlık duyduğu gizemli fotoğrafçının geçirdiği kaza sonuncu hastahaneye kaldırılmasına kadar. Hayatın yükleri, koşturması arasında sıkışıp kalmış bu kadının hayatı fotoğrafçının kadrajına girmesi ile tamamen değişmeye başlar. Kadrajımdaki Kadın ; dudakların sustuğu, gözlerin kapandığı, kulakların duymağı anlarda bir kamera objektifinin tüm hayatı ve hayalleri yakaladığı bir hikaye. Ulaşmak istediğine giderken halihazırda olan yolu tercih etmeyen, sürüye uyum sağlamayan ve kendi yolunu bulmaya çalışacak kadar cesur olan okurlar için. "Bir uçurtmanın ipi koparsa, fırtınada oradan oraya savrulur, ağaçlara takılır ve rüzgar tekrar esene kadar yerlerde sürünür. Fakat rüzgar tekrar estiğinde kendi uçurtma şenliğini bulacak kadar şanslı olabilir."

17 yaşında olan Açelya`nın bir gün okuluna yeni bi çocuk gelir. Lüks bir aileden gelen Berat biraz şımarık bir çocuktur. Yeni okulunda eski sevgilisini gören Berat onu kıskandırmak için Açelya ile anlaşmaya girmeye çalışır bakalım Açelya bu duruma nasıl tepki vericek

Arkadaşlar ilk kitabım yazım yanlışı olabilir.

Arkadaşlar ilk kitabım yazım yanlışı olabilir.

Menekşeler kokar mıydı? Hayır, kokmazdı. Bizim hikayemiz böyleydi. Menekşeler kokmazdı ama o kokuyu hissetmek isteyene menekşeler hep kokardı. Menekşe gibiydi hayatım, kokmazdı ama bir umut vardı. O hayatıma girdikten sonra menekşelerim kokmaya başlamıştı. Ve hep kokacaktı.

Genç bir kadının sevdiği bir şarkıcı ile tanışması

"Odam vardı... ama bu oda sadece bana ait değilmiş." Aden, ailesinin gölgesinde, sessizliğe mahkûm bir hayat yaşıyor. Kapısını kilitliyor, dünyayla arasına duvarlar örüyor. Ta ki... o sabah, odasının köşesindeki çıkıntıyı fark edene kadar. Bir oda daha var. Gizlenmiş. Karanlık. Kokan. Yaşanmış. Yatağı bozulmamış. Masası dağınık. Dolabında yiyecek var. Biri burada yaşamış. Ya da hâlâ yaşıyor. Aden, kendi karanlığından kaçarken, o gizli odada başkasının sessizliğine çarpıyor. Ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu sadece bir oda değil. Bu… odamız. ___________________________________ kitap kapağını düzelteceğimm

Hayatı çok renkli olan Gökçe ortaokulu son senesinde yakın arkadaşı Bora`ya aşık olur.Ayrildiklarina üzülürken aynı liseye ve aynı sınıfa gelmeleri yeni bir aşk hikayesi doğurur..

Lise aşkları evlenir ve…

-Önemli- Merhaba öncelikle ben bu kitabın yazarı değilim Sadece okumak isteyenler için elimde olan bu kitabın bölümlerini yükleyeceğim.

JYP `nin teklifi

JYP `nin teklifi

Tea bir menajerin hayatını nasıl mahveti

Hıristiyan çocuk, Müslüman kız için ailesinden"vazgeçip `Müslüman Olması"

"Zeynep, bir kış gecesi pencerenin önünde onu gördü. Ne adını biliyordu, ne neden orada olduğunu... Ama o geceden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Ayazın gölgesi artık onunla yaşıyordu."

İki aşığın arasında olan binlerce kilometreyi aşıp birbirleriyle kavuşmaya çalışmaları

Rasgele bi numaradan ne olabilir ki

Beni bu evliliğin güzelliğine öyle bir alıştırdın ki Zeynep , bir gün gideceksin bu hayal bitecek ve herşey alt üst olacak diye çok korkuyorum. Evlilikten kaçan adamken , evliliğimiz bitmesin diye herşeyi yapacak bir adama döndürdün beni ..... Görücü usulü Anlaşmalı evlilik Mahalle Kıskançlık Aşk , sevgi Hepsi var ... Hadi başlayalım o zaman ...

Bazen bir yaz gecesi, her şeyi değiştirmeye yeter… Linda, valizine ne koyacağını değil; kalbinde neyi bırakacağını bilmiyordu. Yalova yollarında sıradan bir yaz geçireceğini sanmıştı. Ama ne hesapta kuzenine benzeyen bir yabancı, ne de onu unutturacak kadar yüksek sesli kahkahalar vardı. Koştular. Kahkaha attılar. Kavga ettiler. Aşka inanmadılar. Sonra durmadan sevdiler. Bu sadece bir yaz değildi. Bu, “Durmadık” diyenlerin hikayesiydi. 🌙 Bu yolun sonunda aşk mı vardı, yoksa sadece onlar mı?

Liseli bir kız olan Peri sınıfındaki çok aşık olan Noyan`a açılır ve her şey Noyan`ın Periyi reddetmesiyle başlar bu hikayemde Bunlar anlatıcağım acaba Noyan aslında hoşlanıyormu yoksa hoşlanmıyormu yada ileride hoşlanacakmı cevaplar hikayeyi okuyunca gelir sizi Aşkta adım serisinin ilk kitabı olan İlk adım kitabına davet ediyorum...

Tatlı tesadüflerle başlayan bu yolculuk, hayatlarının en unutulmaz yazına dönüşür.

𝟷. 𝙺𝚒𝚝𝚊𝚙

“İkisi de kariyerinin zirvesinde, ama birbirlerine tahammül etmek zorunda kalan iki oyuncu... Ayda ve Demir’in set arkasındaki buz gibi savaş, ekranda tutkulu bir aşka dönüşebilir mi? İş sadece iş midir, yoksa kalp de devrede midir?”

"Ben istemedim." Ben o gelinliği hiç hayal etmedim. Beyazlığından bile korkuyorum. Üzerime örtülen kefen gibi... Herkes gülüyor, oynuyor, tebrikler ediyor. Ama içimde kıyamet kopuyor. Ben sadece çocuk olmak istemiştim. Oyuncaklarım olsun, arkadaşlarımla kahkahalar atayım... Bir adamın karısı değil, annemin kızı kalmak istemiştim. "Senin iyiliğin için," diyorlar. İyiliğim buysa, kötülüğü nasıl kaldırır yüreğim? Sustukça içimde bir şeyler çürüyor. Sesim boğazımda düğümlü. Kaçıp gitmek istiyorum ama nereye? Kim beni anlar? Herkes susuyor. Herkes gözlerini kaçırıyor. Sanki ben yokum. Sanki ben insan değilim, bir eşya gibi elden ele veriliyorum. Ne zaman biri `hayır` dediğimde bana da `hakkın yok` dedi? Ne zaman büyüdüm ben? Ne zaman kadın oldum? Ben istemiyorum. Sevmiyorum. Tanımıyorum. Ama "koca" diyorlar ona. Bana da "hanım" diyorlar artık. Halbuki ben daha çocuğum. Geceleri dua ediyorum. Uyanınca her şeyin kabus olmasını diliyorum. Ama her sabah uyanınca tekrar başlıyorum kendimi kaybetmeye. Bir gün... bir gün biri beni duyar diye içimden sesleniyorum. Belki bir gün sesim yankı bulur. Belki bir gün gerçekten özgür olurum.