İlk kitabım umarım beğenirsiniz iyi okumalar! 💖

Aşk-Romantik Tüm hakları saklıdır Prenses Alana, yüzyıllık bir hanedanlığın zorunlu piyonudur. Kraliçe annesinin baskısı ve krallığın bekası adına, kaderi soğuk mermer sarayında çoktan mühürlenmiştir: Alana, hiç tanımadığı, hesapçı Prens Kaelen ile evlenmek zorundadır. Bu evlilik, ona sadece yakut bir kolye ve daha ağır bir görünmez zincir getirecektir. Dışarıdan kusursuz bir prenses, içeride ise çaresizliğin gümüş zincirleriyle bağlanmış bir kadın olan Alana, görevi ile kalbinin fısıltıları arasında sıkışıp kalmıştır. O, sarayın ağır, hesaplı kokusuna inat, yasak ormanın toprak ve özgürlük kokusunu aramaktadır. Tahtın gerektirdiği görevi yerine getirmek mi, yoksa her şeyi riske atıp kendi hayatını geri almak mı? Bir savaşın ortasında kurtarılmayı beklemek mi, yoksa o savaşı bitirmek mi?

Seungmin severek evlenmişti Chan ile ama kim bilebilirdi... Sevdiğinin ona işkence edebileceğini işte bu yüzden hayatı kararmıştı. Sevdiğiyle romantik anlar yaşamak yerine kendi yaralarını sarmakla meşguldü. Peki ya ona hâlâ bağlı olan Changbin?

16yaşında bir kız tek başına bütün zorlukların üstesinden gelebilir mi?

Lidya yeni okulunda ilk haftalarında çok popüler bir kız olur ve ona takıntılı olan Abisinin yakın arkadaşı Aras ile ilişkisi olur...

Ailesinden nefret eden 17 yaşındaki iki kızın çocukluk hayali olan İspanya’ya bir gece hiç düşünmeden kaçarlar.Okumak için kaçan kızların hiç hayal etmedikleri olayların baş kahramanı olurlar.

Bir kızımızın hayatı paramparça olurken buna sessiz kalanlar olur. Bu kitapta ise herşey tersine döner. Bütün dünya acı çekerken kızımız sessiz kalır

Hiç kimse göründüğü gibi değildir bu hayatta. Esla ve Savaş için de bu böyleydi. Korkak ama cesur bir kızdı Esla. Tekerlekli sandalyede oturan çaresiz ama güçlü bir adamdı Savaş. Bu hikayede “İKİ İNSAN DÖRT HAYAT” vardı ve dört hayatın çıktığı tek yol bilinmezlerle dolu bir savaştı.

Yoksuluktan dolayı okulu bırakıp bir mafyanın cinayet izlerini temizlemeye başlar taki herkes onu bı hain olarak görmeye başlayana kadar

Sevgilisinin gay olup, bir erkekle birlikte olduğunu düşünen Fulya`nın terbiyesiz dolu fantezileri, işleri daha da çıkılmaz hale sokar. Bu uçuk kaçık hikâye`de eğlence de sınır yok.

Yine aynı duvarlar... Yine karşımda babam... Kapı gıcırdadığında içim ürperdi. Nefesim göğsümde düğümlendi. Gözlerimi yere indirdim, hıçkırıklarımı bastırmıyordum. Babam yüzüme eğilerek, Sert bir ses tonuyla: "Sus yoksa cezayı ağırlaştırırım! " O`an kalbim daha hızlı çarpmaya başladı, içimde kulaklarımda her Zerremle şu şarkıyı tekrar ediyordum. Ne ki benden istediğin? yapamam, yapamam... Ruhun acı çeker. Bedenimi sıkıştırarak. Sormadın isteğimi,

İçinde sırlarla dolu bir aşk hikâyesi… Sessiz Sırlar, insanların kalbine dokunan, görünmeyen duyguları ve geçmişin gölgesini konu alan bir roman. Her kelimenin, her bakışın bir anlam taşıdığı, suskunlukların bile hikâye anlattığı bir dünyaya davetlisiniz.

Ailelerimiz yıllardır birbirine düşman. Bizim aramızda ise çocukluktan kalma bir gerginlik var. Ama bir gün, kader bizi kaçınılmaz bir karşılaşmaya sürükler. Mert… Ailemin düşmanı, kalbimi en beklemediğim anda fetheden kişi. Nefretle başlayan bu hisler, ya kalbimi paramparça edecek ya da gerçek aşkı bulmamı sağlayacak. Peki, düşmanlık ve aşkın arasında nasıl bir yol seçilecektir?

Diğer kitabı yanlışlıkla sildiğim için buna başladım...

Abimin arkadaşı konuludur.

"O gün O Ormana asla gitmemeliydim" Ne beyaz kadar Masum,Ne siyah kadar Keskin;gri sadece yarım kalmış şeyler için vardır Eflin, kimsenin bilmediği bir acının ağırlığını taşırken, farkında olmadığı bir yanlış anlaşılma yüzünden kendini Barkın Araz Eresin dünyasında bulur; sert ve güçlü bir adamın yanında, tanımadığı bir hayatın içinde… Başlangıçta sadece korku ve şaşkınlık vardır. Zamanla Eflin, masumiyetin bazen tehlikeli olabileceğini, doğru yerde durmanın ise bazen en zor sınav olduğunu öğrenir. Barkın ise en soğuk kalbin bile istemeden ısınabileceğini ve birini korumanın bazen kendi sınırlarını zorlamak olduğunu fark eder. Yanlış bir bakış, yanlış bir ihtimal, yanlış bir yargı… Ama bazen en büyük hakikat, tam da o yanılgının içinde gizlidir.

(ilk öncelikle nasıl bişey yazacagımdan tam emin değilim ama sizlere güzel birşeyler yazmaya çalışacagım eleştiriye açığım oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sizleri seviyorum)

Kitabımda iki ajanın aradiği iki katil ve aralrinda gerilimi anlatir

"Bu arada siz beni kaçırmadınız ben hazırlandım ve kendi isteğimle geldim. Ayrıca bu patronunuz ne zaman gelecek yine kimi öldürmüşüm merak ettim. Ay ben çok fazla sisteme girdim hatırlamıyorum da sizin adınız nedir" ses yok. Bir anda içeri bir adam girdi. "Demek Ahu Kaya sensin?" evet. "Çok tanıdık bir isim" bana yaklaştı "Ben de Bora Çelik yani Girdap" bu sefer büyüğümü bulduğumu hissediyorum ama umarım sen değilsindir.

Valeria Coldwell, kalbinde buz gibi bir nefret ve gözlerinde intikam ateşiyle yanmaktadır. Tek hedefi, geçmişi çalan, karanlık dünyanın en güçlü adamı Nicolas`ı dize getirmektir. Valeria, ona yaklaşmak ve en derin yarayı açmak için, kendi kurduğu sadık çetesiyle (Lucas, Victor, Adriana, Natalia) hayatının en büyük kumarını oynar. Oyun başlar başlamaz, Valeria`nın soğuk planı beklenmedik bir tehlikeyle karşılaşır: Nicolas`ın karşı konulamaz gücü ve tehlikeli cazibesi. Nicolas, Valeria`nın her hareketini kendi sahiplenme arzusuna bağlar; aralarındaki her bakış, her dokunuş, saf intikamı bile gölgede bırakan yasak ve yıkıcı bir aşka dönüşme tehdidi taşır. Valeria, intikamını almak için Nicolas`ı manipüle ederken, ona karşı duyduğu yoğun arzuya teslim olma riskiyle karşı karşıya kalır. Çatışma doruğa ulaştığında, Valeria`nın sadık adamı Lucas`ın şiddetli fedakarlığı (çete üyelerini yem olarak kullanması) Nicolas`ın kıskançlığını körükler. Nicolas, Valeria`yı kendi çetesi ile kendisi arasında bir seçim yapmaya zorlar. Valeria, hem Lucas`ın ölümüne sadakati hem de Nicolas`ın yakıcı çekimi arasında kalarak, intikamını tamamlamak için ya kalbini feda edip Nicolas`a tamamen teslim olacak ya da her şeyi kaybedecektir

O günü sıradan bir gün sanıyordum.Nereden bilebilirdim ki hayatımın temelli değişeceğini...

Alıntı; ``Bırakırım. sana yemin ederim. Bana Evet de. Senin için dövüşmeyi bırakırım ben. Vişranem sadece evet de. Senin için avukatlığı da bırakırım. Her şeyi herkesi bırakırım. Sadece evet de bana. Bana bir şans ver. Lütfen.`` Ağlıyordu. Karşımda ağlıyordu. Dizlerime kapanmıştı resmen. Koskocaman adam karşımda çocuk gibi ağlıyordu. Benim için bunları yapmasını isteyemezdim. Donup kalmıştım. Cevap veremiyordum. İçim yanıyordu ama ne ona cevap verebiliyordum nede kalbime cevap verebiliyordum.

Bellavita’nın karanlık sokaklarında iki farklı dünyanın insanı karşılaşır. İncila, özgürlüğüne düşkün, hayatı boyunca kimsenin gölgesinde kalmamış bir kadındır. Lorenzo De Luca ise şehrin görünmez imparatoru — herkesin korktuğu, ama kimsenin tam olarak tanımadığı adam. Bir gece yolları kesiştiğinde, kader onlara yalnızca iki seçenek sunar: ya birbirlerinden uzak duracaklardır, ya da ikisi de yanacaktır. Ama sorun şu ki… Lorenzo’nun kuralı basit: “Sana dokunmak yasak… ama seni unutmak imkânsız."

Küllerinden doğan bir aşk nasıl olur?

New York’un sert ve karmaşık sokaklarında, başarılı bir avukat olan Nicole, hayatının en sıradan gecesinde, kaderini tamamen değiştirecek bir adamla tanışır — Ateş. Gizemli, tehlikeli ve herkesin korktuğu bu adamın dünyası, Nicole’un inandığı tüm kurallara meydan okur.