Bir kızın yeni bir okula nakil edilmesi ve eski okulu`ndan zorbasıyla denk gelmesi ve bu durumu zamanla kabullenmesi ve ikisinin arasında ilişkinin başlaması

Onu korumaya çalışıyordu ama onu daha da kötüye götürdü

İki yıl önce, bir akşamüstü… Kapının önünde yanıp sönen polis ışıkları… Annemin titreyen sesi… Ve yerde kanlar içinde yatan babam… O günden beri hayatım tek bir cümleye sıkışmıştı: "Onu bulacaktım, BARLAS TOPRAĞI bulacaktım."

AŞKIN ZORAKİ HALİ Esra Iraz Karagöz Hiçbir hikâye göründüğü kadar basit değildir... Ve bir sabah Zeynep, düzenleme yaptığı kitabın içine uyandı. Artık sadece editör değil, sayfaların bizzat içindeydi. Aşk mı? İntikam mı? Yoksa yalnızca başka bir evrenin yalanı mı? Bu kitap, bildiğiniz tüm aşk hikâyelerini yeniden yazıyor ya da siz öyle sanıyorsunuz. --- Leyla, babasının kaybettiklerini geri almak için anlaşmalı bir evliliğe imza atmıştı. Aras, duygulara yer olmayan bir hayatın içinde geçmişinden bihaber yaşarken, bir anda Leyla’nın planının tam ortasında buldu kendini. Bütün bunlar olurken Zeynep, kitabın içindeki başrol çiftin ilişkisini şekillendirecek olan kötü karakter Müge olarak uyandığında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı... Klişe bir ‘Zoraki Evlilik’ temalı hikaye ne kadar ilginçleşebilir ki? “Gerçek, ona inanmayı seçtiğin andır.”

Taş duvarlarla çevrili eski bir akıl hastanesinde, fırtınalı kış gecelerinde iki zihnin savaşı başlıyor. Biri, kim olduğunu bilmeden iki farklı kişilik taşıyor. Diğeri, öldürme dürtüsünü bastıramayan bir ruh hastası.Gerçekten hasta olan kim? Kurban kim, katil kim? Yoksa ikisi de aynı karanlığın farklı yüzleri

Anne ve Babasının boşanması sonucu İzmir’e yerleşen Eylül ve Pervin sizce hayata tutunmayı başarabilecekler mi?

Luna Laura LEVİAN. Ailesi, örgütte Venus Ailesi´nin sahibi. Ama o… Ona verilen yük çok fazlaydı. O kimsenin sahip olmak istemediği Proserpina Ailesi´nin tek sahibiydi. Yeraltı Kraliçe´si ve ilkbahar Tanrıça´sı… Pluto´nun kraliçesi... Lucian Sol VALERİUS. Ailesi, örgütte Mars Ailesi´nin sahibi. Ve o… Yer altı ve ölülerin Tanrı´sı Pluto… Herkesin ürktüğü, kelimelerle ifade edilemeyen o adam... Kehanetin gölgesinde hiçbir sır saklı kalmaz… Aurelia Krallığı, yüzyıllardır Sibylla’nın kehanetleriyle ayakta duruyordu. Ama son söz hâlâ söylenmemişti: “Ayın zincirini kıran, tahtın zincirini de kıracak.” Soylular Meclisi’nin entrikalarıyla karışan taht savaşında her aile kendi sembolü için kan dökerken, kader iki düşmanı karşı karşıya getirir. O, yeraltının gücünü taşıyan bir kız… Ve o, savaşın ateşinde yetişmiş bir oğlan… Nefretle büyüyen yıllar, yasak bir tutkuyla sınanır. Birbirlerine dokunmaları bile ihanet sayılırken, kalplerine karşı gelmeleri mümkündür ama kadere karşı koymaları asla. Çünkü bu krallıkta aşk, en ağır ihanettir. Ve ihanetin bedeli… ölümdür. KİTABIN TÜM HAKLARI SAKLIDIR. KİTABIN TÜRÜ DİSTOPYADIR.

Hayatta bi çok tercih veririz ama bazı tercihler iz bırakır bunlardan biriside sevdikleriniz gibi

Çocukluk aşkı olan alaz ve yaşanan engellere rağmen ondan vazgeçmeyen derin

Belki her son yeni bir başlangıçtır gerçekten...

Bir aşk hiç bu kadar acı vermemişti.🥀

ters kosw var haberiniz ola

“Karanlıkla evlendim, ışığımı korumak için. Ama ya karanlık bana kendi fırtınasını öğretirse?” . Mihrimah’ın hayatı, sıradan bir psikolog olarak sessizce akıp giderken, ailesinin karanlık borçları onu şehrin en tehlikeli adamının dünyasına sürükler. Yağız Ali… Yeraltı dünyasının acımasız lideri. Soğuk, ketum ve kimseye güvenmeyen bir adam. Onunla yolları kesiştiğinde Mihrimah, sadece ailesini değil, kendi ruhunu da kaybetme tehlikesiyle yüzleşir. Bu, ne masum bir aşk ne de sıradan bir hikâyedir. Gölgelerin, suskunlukların ve kanla yazılmış yeminlerin arasında sıkışmış bir kalbin öyküsüdür. Mihrimah, kendi sessiz fırtınasında ayakta kalmaya çalışırken, Yağız Ali’nin kalbine dokunabilecek mi? Yoksa bu evlilik, onu en büyük yarasına mı dönüştürecek? Çünkü bazen en derin aşk, en ağır yarayı açar… Ve o yara, bir ömür mecruh bırakır.

Sadece bir numara en fazla ne olabilir ki?

Elif ve Aras tesadüfen tanışır. Başlangıçta yoğun bir tutku, büyük bir çekim vardır. Fakat zamanla Aras’ın karanlık yönleri, kıskançlıkları, kontrolcü tavırları ortaya çıkar. Elif hem ondan kopamaz hem de onun acımasızlığına dayanamaz. Hikâyenin ilerleyişinde aşk bir savaş alanına dönüşür: bir yanda kalbin kırılmaz bağı, diğer yanda ruhu yaralayan acımasızlık.

Arya yeni gittiği okulda bir karşılaşma sonucu yekta ile karşılaşır. Ve bu karşılaşma soncu kendilerini başka bir ilişki içinde bulurlar

“Güvenin olmadığı bir dünyada, en büyük ihanetin nereden geleceğini asla bilemezsin.” Karmen, masumiyetini çoktan geride bırakmış, acımasız bir dünyanın tam ortasında büyümüştü. Hayatta kalmak, onun için artık yalnızca bir içgüdü değil, nefes almak kadar doğal bir zorunluluktu. Ancak hiçbir şey, beklenmedik bir şekilde üstlendiği liderlik rolüne onu hazırlamamıştı. Düşmanları, dostlarından daha çoktu. Sadakat ile ihanet arasındaki ince çizgide yürürken, verdiği her kararın bedelini hem kanla hem de kalbiyle ödemek zorundaydı. Gücün, yalnızlıkla birlikte geldiğini ise çok geçmeden öğrenecekti. Şimdi tek bir kuralı vardı: Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan birinin önünde kimse duramaz.

Bir adam düşün… Aklı yeminlerinde, kalbi yıllar öncesinden bir kadında. Bir de kadın düşün… Kalbindeki enkazın altına gömmeye çalıştığı bir adama yeniden bakan. Babamın düşmanlarıyla doğdum ben... Ondan geriye kalan, sadece Acı mîras oldu... Sırlarla örülü bir geçmişin, kana bulanmış bir geleceğe yürüyüşü bu. Bir kadın ve bir adam… Her şeyin bedeli olacak. Ve bu kez, kimse masum kalmayacak.

Arya , bir gün yolda giderken bir adama denk gelir ve adamda kızı görür görmez o kızı kaybetmemeye çalışır ve kızın kızın peşini bırakmaz ama kız doktordur ve peşini bırakmayan adamın kim olduğnu bilmeden, onu takmamaya çalışır ama taa ki o güne kadar

Aşkın hem umut verici hem de yıkıcı yüzü. Ayrılığın insanı olgunlaştıran, ama aynı zamanda kalıcı izler bırakan yönü.

Mira`nın arkadaşlarının isteğiyle yasa dışı boks maçına gider ve o günden sonra hayatı değişiklikler olur.

Karanlıkla ışığın, güçle sevginin ve yasakla tutkunun buluştuğu bu hikâyede, Afra ve Sercan aşklarını koruyabilecek mi, yoksa kader onları ayırmaya mı yazılı? Her şey… seninle başlayan bir aşka dönüşecek.

“Hadi kızım seviyorsun biliyorum” “Anne. !!! Kesinlikle abimin arkadaşına asla aşık olamammmmmm!!!!!!!!” …. Anne ben abimin arkadaşına aşık oldum… Herkes normal animin arkadaşı kitaplarını okuyarak normal hayat süren iki insanın birbirlerine olan aşkını okumuştur değil mi ?benim kurguma şans vererek bir Alfanın mühürlüsüne olan bağlılığı ile altı yıl sonra bulup kendi dünyasında kendine aşık etme işine tanık olup Abisinin en yakın arkadaşı olarak krallığı olan Alp’in aralarına katılmaya ne dersiniz??

Bazı hikayeler bitmez sadece tekrar yazılacağı günleri bekler. Peki bizim hikayemiz tekrar yazılacak mıydı yoksa bir daha açılmamak üzere rafa mı kaldırılacaktı?

Tek isteğim hayalimi gerçekleştirmekti keşke o gün başka bişi deseymişim alttarafı burda ömrüm boyunca kalabilirim demiştim şimdiyse bütün öğrenciler, hocalar ve ben 1 ay boyunca Zümrüdüanka üniversitesinde kalmak ve içimizdeki psikopatı bulmamız gerekiyor. Bu psikopat hakkında tek bişi biliyoruz, içimizden birine takıntılı. Ama bu minik bilgi hiç bir işe yaramıyor.