Gölgeler.. Yüzyıllardır var oldukları fısıldanan, ışığı çalan kadim varlıklar. Mira, sıradan bir hayat yaşarken kendini, kimsenin cesaret edemediği tehlikeli bir arayışın ortasında bulur: Gölgelerin sırrını çözmek. Acıların ardından tek inandığı şey Gölgelerin Saf olduğuydu. Yanında, geçmişi sırlarla örtülü tehlikeli bir yol arkadaşı; karşısında ise kim olduğunu bile bilmediği, her adımını izleyen düşmanlar vardır. Gerçek, sandığından daha karmaşık;kader, sandığından daha acımasızdır. Ve Mira, cevaplar ararken kendisi hakkında bile bilmediği büyük bir sırrın perdesini aralayacaktır.

İlk kitabım arkadaşlarım beğendi ve bende bu kitabı yazdım♥️❣️

Mevsim, geçmişinin zincirlerinden kurtulmaya çalışırken iplerin aslında hiç kopmadığını fark eder. Bir kuklanın iplerini tutmak kolaydır, peki ya kendi gölgesinin iplerini? Gizemin, dramın ve aşkın iç içe geçtiği bu hikâyede gerçek yüzler birer birer ortaya çıkacak.

"Geçmiş, geleceğin tekrarıdır."

Ben Lavin. Hayatım, o korkunç gece Aras`ın ailemi benden almasıyla paramparça oldu. Kan ve çığlıkların arasında, tek bir gerçek kaldı: Aras beni tutsak etti. Neden beni hayatta bıraktığını bilmiyorum, ama o andan itibaren dünyam, onun belirlediği sınırlar arasına sıkıştı. Burası bir hapishane; duvarları görünmez olsa da, ruhumu sıkıca saran bir pranga. Her gün, ailemin yokluğunun acısı içimde bir volkan gibi yanıyor. Gözlerimi kapattığımda son anları, onların gülüşlerini, bana uzanan ellerini görüyorum. Sonra Aras`ın gölgesi düşüyor bu anıların üzerine, her şeyi karartıyor. Onu anlamaya çalışıyorum; neden bu kötülüğü yaptı, bende ne bulduğunu... Ama her cevap arayışım, yeni bir bilinmezliğin kapısını aralıyor. Bu tutsaklık, sadece fiziksel bir esaret değil. İçimde bir savaş var; kurban olmayı reddeden bir parça ile umutsuzluğa kapılmaya çalışan bir parça arasında gidip geliyorum. Ama biliyorum ki, hayatta kalmak zorundayım. Belki de bu hayatta kalma çabam, Aras`ın bana biçtiği kaderi değiştirmemin tek yolu. Belki de bu esaretin içinde, kendi özgürlüğümün anahtarını bulabilirim. Her yeni gün, bir adım daha yaklaşıyorum sırra. Aras`ın sırlarına, aileme olanlara... Ve belki de en önemlisi, kendi gücümün sırrına. Bu benim hikayem. Bir kurbanın değil, hayatta kalmaya ve hesap sormaya yemin etmiş bir kadının hikayesi.

BU KİTAP DÜZENLENMEK ÜZERE TASLAKLARA ALINMIŞTIR YAKINDA TEKRAR PAYLAŞILACAKTIR. ANLAYIŞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM Otuzuncu yaşımın sonu onuncu yaşımın başlangıcı oldu. Tanrı tarafından bana yeni bir hayat bahşedildi. Ve ben bu ikinci şansı bu hayatımda kaybetmemek için kullanacağım Ben bu hayatımda kaybetmeyeceğim

Bu kitabın sadece girişidir devamı gelecektir. İyi okumalar dilerim

Ben kimim? Gerçekte kimim ben?

Her şey aklında ama beynin hatırlamanada unutmanada engel oluyor... Ne bu kadar önemli olan anılar mı sırları mı...

"Koma" Kitabı bize feza`nın hayatı ve ondaki değişiklikleri anlatıcak fakat bazı istisnalar var...

Altı ay önce hayatının en büyük kaybını yaşadı. Eşi öldü, dünya ona karardı ve her şey sessizliğe gömüldü. Bay V, duygularını saklayan, sert ve soğuk bir adam. Ama geçmiş, hiçbir zaman tamamen sessiz kalmaz. Bir arkadaş, Tom, kapısını çalıyor ve Clara’nın katilinin izini bulduğunu söylüyor. Şansölye Medgard… Bay V’ye yaşatılan en büyük acının arkasındaki isim. Artık oyun başladı. Sessizliğin, soğukkanlılığın ve zekânın sınandığı bir mücadele. Bay V’nin dünyasına adım atın: Her hareket hesaplanıyor, her karar ölümcül sonuçlar doğuruyor. Acı, intikam ve gizem dolu bir gerilim sizi bekliyor. Bay V, unutulmaz bir anti-kahraman ve çözülmesi zor bir gizemle karşınızda.

Annesinin ölümünden sonra babası eski karısıyla evlenir. Üvey annesini ne kadar sevmesede babası için hiçbir şey diyemez. Üvey annesi Handan bir gün Beyzayı öldürmeye kalkar. Olaydan bir şey olmadan kurtulan Beyza abisiyle birlikte şehirden taşınır. Ama üvey annesi hâlâ Beyzanın peşini bırakmaz. Beyzanın arkasından gelen o kişiyi arkadaşlarıyla beraber bulmaya çalışırlar. Yaşları küçük olmamasına rağmen o kişiyi yakalamaya çalışırlar.

Mira, Arda, Lina ve artık değişmiş olan Kael, Yıldız Kuyusu adı verilen sonsuz bir geçidin içine girer. Her biri, kendi gölgeleriyle ve korkularıyla yüzleşir. Bu yüzleşmeler, onların sadece cesaretlerini değil, kalplerini de sınar. Kuyunun sonunda “Sonsuzluk Yıldızı” vardır. Bu yıldız, hem dünyaları kurtarabilecek hem de tamamen yok edebilecek güçtedir. Mira, yıldızı kontrol edebilecek tek kişidir ama bunun bedeli vardır: Ya kendi varlığını feda edecektir ya da yıldızın karanlığa düşmesine izin verecektir. Kitap boyunca gençler dostluk, fedakârlık ve güvenin ne kadar değerli olduğunu öğrenir. Finalde yıldızın gücü açığa çıkar ama herkesin hayatı sonsuza kadar değişir.

> "Gerçek, karanlık bir sır gibi gizlenmiş. Bir arayışın peşindesin ama bazı şeyler seni bulmaktan korkuyor. Anlatılmamış hikayeler, çözülmemiş sırlar... Her adımda daha derinlere çekileceksin. Bazen doğruyu öğrenmek, en tehlikeli yolculuktur." Sen, karanlıkta ilerlemeye hazır mısın?

Onemsenmeyi çok sevmeyen kızımız zarelda annesinin bunaltıcı lafları üzerine dışarı çıkar ve sarhoş bir çeteye taşlar ondan sonra gelişen olaylar...

Geçmiş... Hiçbir zaman tam anlamıyla geçmiyor. Belki zamanla verdiği acı azalıyor ama hiçbir zaman oradan silinmiyor. Hep acıtmaya devam ediyor. O zaman neden `Geçmiş` diyorlar ki? Acıtıyor, kanatıyor, yoruyor... Hatta çok fazla yoruyor. Zaman ilaç olmuyor. Bunların hepsi kandırmaca. Siz kendinizi kandırmayın. Acı azalsa da izi hep kalıyor. Ben Rüya. Geçmişinden bir türlü kurtulamayan Rüya. Her gün biraz daha dibe batan Rüya. Her seferinden daha hızlı yere çakılan ama her seferinde yeniden çakılmak için yeniden kalkan Rüya. Mutlu olmak için hep daha fazlasını yapan, sevdikleri için kendini feda eden Rüya. Onca yalan, ölüm, ihanet arasında hala ayakta kalmaya çalışan ve bu kurulu düzeni bozmaya çalışan Rüya. Evet, geçmişi değiştiremem. Acı vermesini engelleyemem. Ama geçmiş yüzünden çekilen acıların hafiflemesini sağlayabilirim. Verdiğim tüm hasarı yeniden onarabilirim. Ben yapabilirim. Yapacağım... Bana acı çektiren ve sevdiklerime zarar veren herkesten kurtulacağım. Ben Rüya Kaçık. Bana yazılan ölümü kendi ellerimle durduracağım.

Tanıtım Metni: Ormanın kıyısındaki küçük Karagöl Kasabası, dışarıdan bakıldığında huzurlu ve sessiz görünür. Ama sis her akşam gölden yükselip sokakları yuttuğunda, kimsenin bilmediği sırlar da ortaya çıkar. Şehirden kaçıp geçmişinin gölgelerinden uzaklaşmak isteyen Elif, kasabada yeni bir hayat kurmaya çalışırken, komşusunun genç kızı Gizem’in bir gece ansızın kaybolduğunu öğrenir. Arama çalışmaları sonuçsuz kaldıkça, kasaba halkının fısıltıları artar: Gizem, bu kasabada kaybolan ilk kişi değildir. Elif, kayboluşun izini sürdükçe, kendi geçmişindeki karanlıkla kasabanın sırlarının aynı yerde kesiştiğini fark eder. Ve sis çöktüğünde, hangi yüzlerin dost, hangilerinin düşman olduğunu ayırt etmek neredeyse imkânsızdır… Kim bilir… belki de bazı sırlar, sonsuza kadar gölde saklı kalmalıdır.

İkimizden biri ölmeliydiiiiii........... Kanta ve Çiğdemin hikayesi bi erkek yüzünden.......ne hale geldi...........

"İnsanlar unutur mu herkesi, yoksa gizler mi gerçeği?" İnsanların sadece eğlenmek için gittiği yerler… bazen onların son durakları olabilir. Elif, "Son Durak" adlı kafede çalışırken, birbiri ardına gerçekleşen esrarengiz olayların tam ortasında bulur kendini. Gençlerin buluşma noktası olan bu kafe, artık bazı hayatların sonuna ev sahipliği yapmaktadır. Ve Elif’in geçmişiyle olan bağları, bu kayboluşların karanlığında bir bir ortaya çıkacaktır...

Bir hata… Bir oyun… Ve ölümle yüzleşmeye hazır mısınız? Alp Şahin, işe alındığı gün yaptığı tek bir hatayla hayatını bir kâbusa çevirir. Herkes onun bu hatayı telafi etmesini beklerken, patronu Bora Şimşek farklı bir yol seçer: Bir oyun. Ama bu sıradan bir oyun değil… Bora, sadece bir şirket patronu değil; aynı zamanda zekâsını kurbanlarını tuzağa düşürmekte kullanan, karanlık bir geçmişe sahip soğukkanlı bir seri katil. Alp, hayatta kalmak için Bora’nın kurduğu tehlikeli labirentte yolunu bulmak zorunda. Kurallar belli değil. Güvenilecek kimse yok. Kaos içinde ilerlerken tek bir soru aklını kemiriyor: Bu oyundan sağ çıkabilecek mi? Yoksa ilk ve son hatası, hayatına mı mal olacak? Kaos Oyununa hepiniz hoş geldiniz.

Macera dolu gençeler henüz amma girdikleri liseden habersiz......

Bu hikaye, intikam, pişmanlık ve geçmişin gölgesinde sıkışmış bir adamın karanlık yolculuğunu anlatıyor. 7 Temmuz 2027`deki kazanın ardından, bir seri katilin içsel dönüşümü, ölümle iç içe geçmiş geçmişi ve intikam duygusuyla şekillenen acı dolu bir hayatı keşfedeceksiniz. Zihnindeki karanlık ve geçmişin yarattığı izlerle mücadele eden baş karakter, her adımında geçmişinden kaçmaya çalışırken daha da derinleşen bir suç geçmişine adım atar. Her cinayet, her kan damlası, onun için bir anlam taşırken, ardında bıraktığı rakamlar (7727) her şeyin bir tesadüf mü, yoksa bir plan mı olduğunu sorgulamasına neden olur. İnsanların acılarını hiçe sayarak yaptığı eylemler, onun içindeki boşluğu, karanlık yanını ne kadar beslediğini gözler önüne serer. İntikamla körleşen bir adamın hikayesini anlatan bu yazı, akıl sağlığını kaybetmiş bir ruhun, acıyı nasıl bir silah olarak kullandığını ve ölümle nasıl yüzleştiğini sorgulayan bir derinlik sunuyor.

Kitap daha yeni olduğu için yokk

Mesleği üzerine yemin ettiği o çocuğun katilini bulmaya çalışan otopsi uzmanı gizem AKAY tesadüfen karşılaştığı bir polis memuru ile dava sonuçlanana kadar birlikte çalışacaklardı ondan sonra yolları ayrılacaktı ama aralarında gerçekleşen duygular buna izin vermeyecektir

Siz hiç adınızı unuttunuz mu? Ben unuttum. Peki yaşınızı? Ben onuda unuttum. Ben kendimi unutacak kadar kayboldum. Hissettiğim şeyler boynuma değen soğuk kolye zinciri, bir kaç kişinin nefes alma sesi ve bileğime yayılan ateş hissi. Bileğimi cayır cayır yakıyorlardı fakat yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Kendimi ifade edebilseydim tükendiğimi söylerdim.