bu kitap beğenilirse devamını yazcağım

Çok iyi bir dedektif takımının yepyeni bir cinayetle karşı karşıya kalması ve bu cinayetin onları dipsiz bir kuyunun en derinliklerine kadar çekip yok etmesi...Keyifli okumalar canlarımmm

savas ruhlu prenses

beni takıp edinnn

En büyük zaafım hastalarım sanıyordum fakat yaşadığım tecrübeler sonucunda sorunun en büyük olasılığı bendim. Ben ve sonsuz güvenim. Kim timsah gözyaşlarına aldanıp kendini kanlı oyunun kurbanı seçer ki? Sakın ha etrafınıza dönüp aramayın çünkü o kurban benim!

Karanlıkta yetişen bitki ile güneş gören çiçekler gibiydiler Arzu ve Ateş.

"Dünyaca ünlü sodyal medya fenomeni Luca Stollen bir video uğruna canından oldu." diyordu kadın muhabir. "San Doreo Eyaletinin Mornel kasabasının kırsal kesimlerinde yer alan Katalana köyünde bulunan ve Ölüm Yolu olarak bilinen; Dünya`nın en tehlikeli yolundan geçmeyi amaçladığı bir video çekmek için, bir hafta önce evinden ayrılan yirmi dört yaşındaki fenomenden ve ekip arkadaşı Park York Chen`den acı haber geldi." Bahsi geçen bölgenin ekrana verilen resimlerini gördüğümde, muhabirin söylediklerine odaklanmakta zorlandım. Bir arabanın zar zor sığacağı bir yol, dağın yamacına santim santim işlemişti. Koruma bariyerleri vardı ama o kadar kırık döküktü ki yok sayılabilirdi. Yolun alt kısmı tamamen uçurum sayılabilecek yamaçlarla doluydu ve sarp kayalıklar her şeyi daha da tehlikeli hâle getiriyordu. Dağ çok yüksek bir kesimde olmalıydı çünkü bu mevsimde bile karlıydı ve bulutlar, dokunsan uzanacakmışsın gibi yakın duruyordu. Manzara o kadar güzeldi ki... Büyülenmiş gibi hissettim bir an kendimi. Bu güzelliğin altında yatan çirkinliği bilmeden, o bölgeye gitmeyi kafama koydum. Bunun hayatımda verebileceğim en kötü karar olduğunu, nelere mâl olacağını bilmeden... Dört kişi çıktık bu yola, dönerken art üç kişiydik... Ve ölüm... Hepimizi teğet geçmişti... Ama bilinenin aksine öldüren, yol değildi...

Mekandan çıkacağım sırada birisinin bana çarpmasıyla az kalsın yere düşüyordum neyse ki beni belimde tutmuştu. Fakat elinde ki içkisi çoktan üzerimi mahvetmişti "Siktir yaa ne diye üzerime atlıyorsun yeni almıştım ben bu elbiseyi zaten herkes üzerime geliyo ya biri beni aldatıyo biri benim üzerime şarap döküyo bıktım ya" diyerek ağladım "Kızım manyak mısın, senin üzerine atlayan kim sen çarptın ya bana" diye bağırınca korkmuştum fakat bunu ona belli etmemek için fazla çaba sarf etmiştim "Tamam, özür dilerim" diyerek yanından ayrılacağım sırada kolumdan tuttu. Kolumu onun elinden kurtarıp "Bak tamam bütün suç benim işte lütfen kolumu bırakı-" lafımı bitirmeden ellerini teslim olurmuşcasına kaldırdı "Özür dilerim olanlar benim suçum, sadece biraz sinirliydim sana patladım, istersen birşeyler yapabilirim elbisede alırız istersen sana" dediğinde şaşırdım böyle odun birinden bu sozleri beklemiyordum. Ama bu fırsatı kaçıramazdım değil mi

5 kişilik bi arkadaş grubu kiraladıkları bi evin gizli bi bölmesini fark ediyorlar.katille aynı evde olduklarını fark ediyorlar ve bir odada mahsur kalıyorlar o odada başrol karakter ve şeyleri itiraf ediyor.Katilse şizofren herkezden annesinin intikamını almaya çalışıyor

Buse sabah kalktığında garip olaylar yaşar ve bu böyle devam eder.

Yeni yıl için plan yapan bir arkadaş grubunun başına en fazla ne gelebilir ki?

Bir baba en fazla çocuklarına ne yapabilir?

Kardeşinin katilini arayan örgüt lideri Tuğçe, yıllarca aradığı katilin en sevgilisi olduğunu bilmemektedir... - içerik - Herşeye rağmen ayakta kalan, tonlarca zorluğa göğüs geren kadınlarımıza...

İnsanların 1808 yılında ölmeye başlaması ve sonradan bütün herkesin ölmeye başlaması ama sadece bi kaç kişi hariç

4 kisiden oluşan gizli dedektifler ani birsekilde bilinmeyen kasaba/ koy cinayetini arastirirlar orada bilinmeyen hem urkutucu hemde alakasiz cinayetleri birleştirerek gizemi bulurlar fakat kayiplar başlarına...

"Lütfen, beni b?rakma." dedi a?layarak. "Geri dönünüp seni alaca??m" dedi ve elime k?rm?z? toka b?rakt?. "Bunu her takt???nda beni hat?rla geri dönece?im." Ama birdaha ne geri döndü nede arad?...

"Kendi Gölgemde" sizi, zihin ve gerçeklik arasındaki ince çizgide bir yolculuğa çıkarıyor. Karakterin içsel çatışmalarını ve karanlık geçmişini keşfederken, her sayfada bir adım daha atacak, kendi gölgenizle yüzleşmeye cesaret edeceksiniz. Bu hikâye, yalnızca bir akıl hastasının yolculuğu değil, aynı zamanda herkesin kendi kimliğini bulma mücadelesi. Gerçeklik ve hayal arasındaki sınırda kaybolurken, her anınızda bir soruya daha yanıt arayacaksınız: Gerçek kim?

Gölgelerin Şehrinde Bursa’nın sokaklarında, ihanet ve güç oyunları sır gibi saklanıyor. Melek, masumiyetle değil, bir sırla yüzleşerek adım atar. Samet ise şehirdeki karanlıkların tam merkezinde duran güçlü bir adam. Güç, aşk ve ölüm iç içe geçerken, her adımda tehlike, her bakışta bir komplo var. Gerçekler ortaya çıktıkça, şehirdeki sırlar, adım adım yıkıcı bir trajediye dönüşüyor. Kime güvenilebilir? Her şey, beklenmeyen bir sonun eşiğine doğru ilerliyor…

Hayat bazen bize şanslar verir ama şanslarımızı doğru kullanmalıyız lakin lilir kehaneti bize bir şans daha veremez çünkü sadice 1 şansınız var

Carmela Cont’un gerilim dolu hikayesi.

Korku ve gerilim

Tokilere (aynı evlere) yeni taşınan bir ailenin çocuğu okuldan gelince evleri karıştırır yanlış bir eve girer ve bu evdeki çiftlerde psikolojisi bozuk insanlar

Cinayet ve Gerilim kitabı Latif Işık Haris,yıllar sonra teyzesini ziyarete gider,ama teyzesi öldürülür ve Latif`e `katil` olmak ile suçlarlar. Ama bir şeyler ters gider.Bir gece hapishanede yattıktan sonra serbest bırakılır ve polisler ona eşyalarını geri verirken ona bir çiçek buketi gönderildiğini söylerler. Latif`e çok tanıdık gelen çiçek,Kardelen çiçeği`idi.Bukete bir not yazıyordu. "Kardelen çiçekleri yılın açan ilk çiçekleridir.Kardelen çiceği benim için `ilk`leri temsil eder.Sen teyzenin katilini bulmak için çıktığın bu yolda `ilk ölen`mi yoksa `ilk öldüren`mi olacaksın? Sevgiler ile kal,Sevgili Kardelen Çiçeğim :))"

Gerilimler ,ölümler ve dahası...

Bu sadece benim hikayem değildi,bu sekiz yetişkinin yani yıllar önceki sekiz çocuğun hikayesiydi…