LARA VE ATLAS´IN HIKAYESİ

17 Nisan 2003. Bu tarih asla unutmayacağım bir tarih. O gün tüm dünyam başıma yıkılmıştı. O günün benim için güzel ve unutulmaz olacağını düşünmüştüm. Gerçekten de unutulmaz bir gün oldu ama güzel bir güzel değildi. Ben o gün ailemi, hayatımı, benliğimi kaybetmiştim. Rüyalarımda hep o günü görmek beni artık deli ediyordu bir türlü unutamıyordum o günü. İşte o zaman kendime bir söz vermiştim. Ailemi benden alanların katili olacaktım, onların cezalarını adalet değil ben verecektim. Ve bu uğurda karşıma çıkan kimseye acımayacağım.

"Kal – Sessizliğin İntikamı" Kalya, sevildiğini sandığı ve yıllarını kullanılarak geçirdiği adam tarafından sömürüldü, dövüldü, kullanıldı, susturuldu. Kendini sevmeyi öğrendiği gün gerçeği gördü: O aslında hiç sevilmemişti. Sevgi bu değildi. Artık herşeyin farkında ve bilincimdeydi. Yaşayacaktı...gerçekten yaşayacaktı ve onun gibi kayatın karanlığında bir mum ışığı ile oturan titrek kalplere yardım etmeye adadı kendi. Herkes yaşamayı hak ediyordu ve Kalya, gerçek adaleti arıyordu...ama Adalet yoktu, hiçbir yerde. O adaleti yaşatmaya adadı tüm hayatını. O öldürmüyor. Yaşatıyor. Ve yaşattıkça unutturulmayan bir ceza veriyor. Bu, susturulmak istenilen ama susmayan kadınlar için karanlıkla savaşan bir kadının hikâyesi.

Asen’in hayatı, küçük yaşlardan itibaren eksik kalan duyguların ve derin yalnızlığın izlerini taşır. Sevgiye aç bir kalbin, karanlık sırlarla örülü bir geçmişle karşılaşması kaçınılmazdır. Babasının yokluğu, her geçen gün biraz daha belirginleşiyor, Asen’in ruhuna işliyordu. Ama hiçbir şey, annesinin gözlerinde gördüğü korkuyu açıklamıyordu. O gözler, bir şeylerin yaklaştığının işaretiydi. Sanki bir gölge vardı ve o gölge, her an evin içine girebilir, her an her şeyin sonunu getirebilirdi. Asen, annesinin bu korkusunu anlamaya çalışırken, her geçen gün daha da yalnızlaşmıştı. Bir yanda annesi, diğer yanda babası, Asen hep kaybolmuş bir çocuktu. Sonra bir gün, her şeyin beklenmedik bir şekilde değiştiği o gece geldi. O gece Asen, kayıplarını fark etti. Annesi, bir daha geri dönmeyecek şekilde kayboldu. Bir gece, bir çığlık… Bir kayboluş. Ve Asen, ne olursa olsun, tek bir şey biliyordu: Babasının düşmanları annesini öldürmüştü. O gece, hayatı yeniden şekillendi. O gece, kalbinde bir yemin etti. İntikam yemini… Birisi ödeyecekti. Hem annesinin kanını, hem de içinde biriktirdiği acıyı. Ve o kişi, bir zamanlar hayatını mahveden her şeyin tam ortasında duruyordu. Asen, intikamını almak için harekete geçecekti. Artık tek bir amacı vardı: Gerçekleri ortaya çıkarmak, yüzleşmek ve nihayetinde adaleti sağlamak. Ama bu yolculukta onu bekleyen karanlık yalnızca bir başlangıçtı. Ne kadar derinlere inerse, o kadar çok sır açığa çıkacak ve her adımda daha da kaybolacaktı. Ancak bu yolculuk Asen’i farklı bir insana dönüştürecekti. Bazen, bir yolculuk sadece intikamla başlamaz. Bazen, kendini bulmak için her şeyi kaybetmek gerekir.

"Ne tür bir virüs bu böyle?" "Öldüğünde bunu anlayamayacağın türde bir virüs." Dolunay

"Sessiz Zil", eski bir okulda zamanla oynayan bir güç ve kaybolan öğrencilerin gizemini araştıran bir okul müdürünün hikayesini anlatıyor. Deniz, geçmişin karanlık sırlarını ortaya çıkarırken, her çaldığında zamanı bükebilen bir zilin etkisiyle karşı karşıya kalır.

Alt tarafı bir restorana girip yemek yiyip evime gideceğim en fazla ne olabilir ki ? O günü yaşamaz olaydım o günden sonra benim içimdeki ruhum ölmüştü Çökmüştüm, İntihara 2-3 kere kalktım hiç mi biri işe yaramaz cidden ? Benden ne istiyorsun ?... X=Canını istiyorum küçük bebeğim ben buyum acı çekmeni istiyorum güzelim...

Ben her zaman Bir numaraydım

İlk kurgumu yazıyorum, biraz acemiyim. Hikayeye bir göz atıp yorum bırakırsınız çok sevinirim <3.

Velayetin Gölgesin Nare, yıllardır kopuk olduğu kız kardeşi Güneş’in ölümünün ardından, beklenmedik bir vasiyetle karşılaşır: Güneş’in iki çocuğunun velayeti. Ancak bu miras, sadece çocukları değil, aynı zamanda karanlık sırları da beraberinde getirir. Güneş’in arkasında bıraktığı bir zarf, Nare’yi Arkanlılar’ın tehlikeli dünyasına çeker. Geçmişin gizemleri, ölümün gölgesi ve tehditler arasında, Nare hem aile bağları hem de kendi kimliğiyle yüzleşmek zorunda kalır. Bir zarfla açığa çıkan sırlar, Nare’nin hayatını sonsuza kadar değiştirecek…

Lise son sınıf öğrencisi 4 kız ve sevgilileri. Bu çiftlerin yaşadığı değişik olaylar ve gittikleri bir kamp. Peki bu kampta neler olacak?

Tarihin tozlu yolları macera gizem ve cesurlar...okumayı seviyorsan anlarsın ...

Yasmin o gün o `Fabrika` ya girmiş ve yüzlerce insan arasından,Hayatta kalan tek insan olacağından habersizdi.

Alya isimli 14 yaşındaki bir genç ailesi bir katil tarafından katledilmesiyle, o katilin peşine takılan Alyayı neler bekliyor?

Ankara Cinayet Bürosu dedektifi Arya Arslan, zeki ve kararlı bir polis. Ancak, karanlık bir katilin izini sürdükçe, sadece suçları çözmekle kalmaz, aynı zamanda kendi ruhsal sınırlarını da test etmeye başlar. Katil, her cinayetinde gizli bir "melek" figürü bırakmakta ve cinayetleri yalnızca kendi tatmini için işlemektedir. Kendini Tanrı gibi gören bu katil, cinayetlerinde belirli bir düzen takip etmez; her biri birer bağımsız parça gibi çözülmesi zor bir bulmacaya dönüşür. Arya, katilin oyununa çekildikçe, hem şehri hem de kendi iç dünyasını saran korkuyla yüzleşir. Ekip arkadaşı Kaan Karahan, ona destek olsa da, bu karanlık oyunda hiçbir şey kesin değildir. "Tanrı`nın Gölgesinde", cinayetlerin ve psikolojik mücadelenin zirveye ulaştığı, bir dedektifin akıl sınırlarını zorlayan ve bir katilin korkutucu zekasını deşifre etmeye çalışan bir gerilim romanıdır.

2 katlı müstakil evde yaşayan Michael, çatı katında duyduğu seslerden dolayı çatı katına çıkar ve bir daha ordan inemez. Evin yan taraflarındaki komşular günlerdir Michael`ın evinde ışık olmadığını, en ufak bir ses çıkmadığını fark edip Michael`ın evine giderler. Kapıyı tıklatırlar, zilini çalarlar fakat kapıyı açan olmaz. Polisi çağırılar ve polis geldiğinde Michael`e dair hiç bir iz bulamazlar. Bu olayın üstünden yıllar geçer. Olaydan haberi olmayan Mona ve Jack bu eve taşınırlar. Taşındıkları günden itibaren sesler duymaya başlarlar. Jack ne kadar çıkmak istesede Mona seslerin sebebinin çatıya girmiş olan kedi veya kuş olduğunu söyler. Peki bu sesler gerçekten hayvan sesi miydi, yoksa çatıda öldürülmüş olan Michael`ın ruhunun çırpınış sesi miydi?

Birden kaçırılan 5 kişilik grup bir adamın isteğiyle suç işlemeye başlarlar yakın zamanda zengin olup hayatlarını yaşar adam istediğinde gene suç işleyip para kazanırlar.

Bir kiralık katil, yıllar önce bir parktan gördüğü kızıl saçlı kızı öldürmek üzere görevlendirilir.Ama kadir`in acımasız bir oyunuyla, geçmiş ve bugün kanlı bir şekilde kesişir

Ankara`nın modern siluetinin ardında, kadim bir sır perdesi aralanıyor. Kayserili Mehir`in kurduğu Dergah, umut arayan ruhlar için bir sığınak mı, yoksa karanlık bir tuzağın başlangıcı mı? Büyüleyici bir liderin karizması, müritlerin zihinlerini nasıl örümcek ağı gibi sarıyor? Aile bağları çözülüyor, fısıltılar yükseliyor ve Dergah`ın duvarları arasında bambaşka bir gerçeklik hüküm sürüyor. Mehir`in yükselişi, en yakın dostunun endişeli bakışları altında şekillenirken, inanç ve ihanet arasındaki ince çizgi giderek siliniyor. Ankara`nın kalbinde filizlenen bu tekinsiz hikaye, okuyucuyu sırlarla dolu bir dünyanın eşiğine getiriyor. Gözlerin gördüğünden, kulakların duyduğundan çok daha fazlasının gizlendiği bu Dergah`ta, merakınız adım adım karanlığa doğru çekilecek. Gerçek kimin tarafında? Ve bu karanlık yükselişin nihai bedeli ne olacak?

Düşünün 2 ceset görüyorsunuz biri anneniz biride annenizin katili babanız…

Baş rolumuz olan Loren Sienna şizofren. Bunun sebebi ise onun çoçuklukta babası tarafından gördüğü korkunç işgencelere dayanıyor. Kızımız ailesini kayıb ettikten sonra Shelltering Hearts adlı yetimhaneye aktarılıyor. Burada aile ortamında sıcak bir yerde mutlu yaşamaya çalışıyorlar. Amma hayat Siennanın yüzüne gülmüyor. Müdirenin bilinmez bir sebebden dolayı ile gitmesinden itibaren okulda katliamlar başlıyor. Siennanın şizofrenlik belirtiler tetikleniyor. Siennayı korumaya çalışan Victor Vinsentin daha karanlık sırlarının olduğunu öğreniyoruz.

Bu alan, psikoloji, sosyoloji, iletişim ve antropoloji gibi farklı disiplinlerle de ilişkilidir. Beden dili, aynı zamanda iş hayatı, toplumsal ilişkiler ve psikoterapi gibi birçok farklı alanda da önemli bir rol oynar.

Parla ve Asel, yoğun geçen üniversite döneminin ardından biraz kafa dağıtmak için bir kampa gitmeye karar verirler. Şehrin karmaşasından bir az uzaklaşıp, yıldızların altında hikâyeler anlatacakları, doğanın huzurunu hissedecekleri birkaç gün hayal ederler birlikte. Ancak bu kamp düşündükleri kadar masum değildir. İlk gece duydukları garip sesler, ormanda beliren gölgeler ve açıklanamayan olaylar, kampın sandıkları gibi güvenli olmadığını hissettirir. Zamanla, burada yalnız olmadıklarını fark ederler. Ama asıl korkutucu olan, onları izleyenlerin kim ya da ne olduğu değil bu kâbusun nasıl sona ereceğidir. Gerçekten güvende olduğundan emin misin? Bazen kaçmak, kalmaktan daha tehlikeli olabilir...

Her kod satırı bir kapı açar, ama her kapı, daha büyük bir cehennem doğurur.

"Ama Tilki`cik unutma ki Nişancı kimseye acımaz..."