Başıma geliceklerden habersiz..

21 yaşında, kendi yaralarını, sırlarını gizleyerek hayatını kurmaya çalışan bir genç kız... 20 yıl önce kızlarını kaybetmiş, eksik bir yanıyla yaşamaya alışmış Milat ailesi. Bir gün gelen mektup, hem kızın hem de ailenin kaderini sarsar. Kaybolan yıllar geri gelir miydi? Bazı soruların cevabı, en derin yaraların içinde saklıdır... . Bakışlarım dudaklarına çevrilirken ağzından çıkacakları can kulağı ile dinliyordum. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki ve O öylesine yakınımdaydı ki kalbimin sesini duyduğundan şüphem yoktu. "Ahu gözlü güzelim, neden daha önce gelmedin? beni senden nasıl mahrum bırakırsın?" Ondan ben gitmemiştim fakat ona gelen ben olmuştum. Alparslan, kalbimin derinlerinden gelen sesleri duyuyor musun sevgilim? Her şey sen, her ses sen...

Uzun süredir hem komşusu, hem de sınıf arkadaşı olan kız, bir gün sevdiği çocuk tarafından kafasına basketbol topu yediğnde bunu bir bahane olarak kullanıp sevdiğ çocuğa yazar.

Eski İstanbul`un kalbinde, yokuşlu Arnavut kaldırımlarıyla döşeli . Burası, namı diğer "Sessiz Liman". Mahalle, adının aksine asla sessiz değildi; çocuk kahkahaları, esnafın şen şakrak sesleri ve pencereden pencereye uzanan sohbetlerle doluydu. O mahalle ya şen şakrar olacaktı yada karanlığa bürünecekti

Bir kızın günlüğü …

Her şeyini kaybeden bir basketbolcu ve onu hayata döndürmeye çabalayan kurye bir kızın hikayesi...

Aşk. Tutsak. Unutma aşk seni tutsak eder.

Anlaşmalı sevgililik

geceler seni düşündüğüm kadar uzun olsaydı hiç sabah olmazdı

Eğlence amaçlı öylesine

Büyük bir kaza sonrası tüm hayatı alt üst olan genç bir kız... Onu gizlice seven eski dostu... Hayat neler gösterecek. Ve karşılarına neler cıkartacak.

Yanmalı mı aşkımız ateşte? Yanmalı mı son mektubum,son rahatlığında...

Öylesine yazıyorum okumayın :)

"Beni hiç fark ettin mi?"

Derya koral, Melis arel, ve Nisa ekin adında üç kız karakterimiz şimdiki ülkenin gençleri gelecekteki ülkenin Kadınları olarak Ülkede yaşadıklarını ve kadın olarak çalışmanın zorluklarını toplum baskısını erkek düşmanlarının onları istememelerini konu alan bir hayatı yaşıyorlar

"Dünya sadece güzellikten mi ibaret? Tabiki evet! Güzelseniz önünüzde ki tüm kapılar açılır,ama güzel değilseniz her kapılar size kapanır"diye de ekledim bunu defterime,ardından aynanın karşına geçtim peki ben? Daha ne kadar böyle yaşacaktım? Tüm hayatım boyunca mı? Sanmıyorum sence de Mira artık birşeylerin değişme zamanı gelmedi mi? "yalvarırım yapma"annemin bağırışıyla olduğum yerde dondum,evet Mira sencede birşeyler değişsin ama bu sefer her şey! "Bir daha dışarıya çıkmak yok!"ve evet buda babamın bağırışıydı hayatımı değiştirmek istesem bence onlardan başlamalıyım! Ya dahası... Yok! Yani dahası bensem! Ben yokum. ! Mira`nın dünyasına hoşgeldiniz,dikkat bu kitap aşırı duygusaldır ağlayacak ve bundan etkilenecek olanlar lütfen okumasın!

Psikolok doktoruna aşık olan bir hasta ve imkansız gibi görünen bir aşk sevdanın en ince haritası olan gözler

"Bir kız vardı, adı Talia`aydı," gözlerini benden ayırmadı. "Sen o kızsın, bizim Taliamız." ⸻ Talia, annesinin gözlerinin önünde babasını öldürdüğünde henüz 12 yaşındaydı. 12 yaşında, babasını toprağa vermiş, annesini ise hapse girmişti. Halasıyla geçirdiği altı yılın ardından, hiç beklemediği bir şey oldu: Meğerse toprağa verdiği kişi, babası değil; hapse giren kişi de annesi değildi. Talia`yı neler bekliyordu?

19 yaşındaki Ezgi nin abisinin arkadaşı olan 22 yaşında Yiğit e aşık olması ve cesaretini toplayıp ona başka numaradan yazması.