“Zaman, kaderi dokuyan görünmez bir ağdır. Peki ya o ağı örmeye mecbur olanlar?” Sıradan bir psikiyatrist olan Selen, tatilden döndüğünde hayatındaki küçük ayrıntıların değiştiğini fark eder: saatler geri sayar, rüyaları tekrara düşer, bedeni ona yabancılaşır. Çok geçmeden anlar ki o, yüzyıllar önce lanetlenmiş bir halkın parçasıdır. Köklerini keşfetmeye çalışırken yolu, dünyada güçleri elinden alınmış gizemli bir Zaman Örücü ile kesişir. Onun sözleri her şeyi altüst eder: Selen bir hata değil, örülmüş kaderin anahtarıdır. Kendi kimliğini öğrenmek, geçmişin yasak aşklarını, cezaları ve lanetleri ortaya çıkaracaktır. Ama en büyük soru hâlâ karanlıktadır: Selen kaderini çözebilecek mi, yoksa zamanı yeniden mi örecek?

Gökyüzü haftalardır griydi ne yağmur yağıyor ne güneş doğuyordu sanki dünya nefesini tutmuşta bir şeyin olmasını bekliyor gibi

Dünyada sadece sizler yani insan ırkı, yoksunuz. Biz soylular da yaşıyoruz. Lesheurus Evreni bizim yuvamız. O halde, sizler yuvamıza davetlisiniz. Hoşgeldiniz.

(ÇEVİRİDİR.) İdol tarihinin en kötü niyetli üyesi olarak tanınıyor ve `Çöp-Rex` olarak sesleniyorlar. Sahne adı Rex, gerçek adı Kim Chunyong. Acilen tutuklandığında, sadece eğlence dünyası onu beklerken, kafasının içinde garip bir ses duydu. “Benimle bir sözleşme imzala. [K-pop tarihinin en büyük idolü ol. Başarısızlık durumunda tutuklanma anına geri döneceksin.] ... En baştan başlayabilir miyim? Ailesi kazadan kurtulabilir mi? “Ne çılgınlık, ruhumu bile sattım!” Eski kötü niyetli üyenin geçmiş hatalarını geri almak için gözyaşları içinde verdiği savaş başlıyor!

Sıradanlık, onlar için artık zor olmaya başlamıştı. Bir efsaneyi dinlerken yan yana gelen 4 genç ciddiye almadı ve 2 öğretmeni ile birlikte okulda mahsur kalan o 4 genç hayatları çok kısa bir zamanda değişti. "Neler oluyor?" Kalbim hızlandı çok msntıksız geliyordu oysa... -Eylül Güneş

Gözlerini bir uçurumun dibinde açan Alena yalnız ve çıplaktır. Zihni hiç yazılmamış bir kitabın sayfaları gibi temiz ve şekilsizdir. Yeni doğmuş bir bebek gibi yürümeyi öğrenir ve ona Bedevi lakabı takılana kadar yürür. Bilinçsiz ve duygularından habersiz sadece yürür. Sonunda ona babalık yapan biriyle karşılaştığında Alena aile olmayı öğrenir. Gece yarısı kötü niyetli bir cadının evine gelip ailesi bildiği tek adamı ve evi bildiği tek yeri yok edene kadar. Hatırlamadığı geçmişi Alena`nın peşine düşmüştür. Ancak kaçmaya çalıştığı bu cadı aslında bulmaya çalıştığı geçmişi ve şekillenmemiş kaderidir. Alena`yı koruyacak tek kişi ise Alena`dan çok uzaktadır.

İki farklı Evrenin savaşında kalan Normal bir Ailenin içinde büyümüş çocukların zıt inanışlarının ardındaki gizli sırların gölgelerinde parlayan bir ışığın içindeki savaş.

Yazmaya üşeniyorum

Lyra iyi ve kötü niyeti ayırt edebilen bir görüşe sahiptir. (İyi-tek çizgi, kötü-çift çizgi) Ancak ailesinin de üyesi olduğu Işık tarikatına körü körüne inanmaları doğru mu? Lyra bütün gerçekleri öğrenebilecek mi?

Bin yıl önce karanlıkla yapılan bir antlaşma, dört krallığın kaderini mühürledi. Artık gölgeler sadece geceye değil, insanların kalbine de hükmediyor. Efsaneye göre bir “Ayrık Ruh” bu laneti bozabilir. Fakat bu ruh, bir çocuğun bedeninde yeniden doğmak zorundadır. Ana karakterimiz, geçmişini hatırlamayan bir genç kız olan Lira, kendi kimliğini keşfederken dünyanın kaderini değiştirecek sırları da açığa çıkaracaktır.

Yıllar önce düşman krallık tarafından esir tutulan kız kardeşinin peşine düşen Stella hem başına çok büyük bi bela alır.Hemde geçmişin intikamı için suikast oynu başlatan gizemli birinden kurtulup gerçekleri ortaya çıkartmaya çalışır.

Izna düşmanları tarafından öldürülmeye claismisti ama o ölmemişti.ama tüm ryend diyarı onun öldüğüne inanmıştı.izna bir gün kendisi gösterecekti ama göstereceği zamana kadar jaky`i koruyacaktı... Not:iznanin bir aleti var oda birisi tarafından kontrol altina alınmasıydı.o kisi iznayı kendi kontrolü altina alırsa izna asla kendisini kontrol edemiyor ve o ne isterse onu yapiyor. ONALRDAN INTIKAMIMI ALACAĞIM VE BU EN ACI SEKIKDE OLACAK-izna biidan

Duygular ve karmaşıklıklar. Peşimi bırakmayanlardan kurtulmak isteyen ben. Ne kadar acınası değil mi?

Birer gazeteci olan iki yakın arkadaş Eysa ve Emir`in kapatılan ve yıllardır kimsenin girmediği "Cehennem?" Cennet Hapishanesine anlık bir cesaretle girmesiyle işler sarpa sarmış ve efsaneler peşlerini bırakmaz olmuştur. İkili terk edilen,duvarları yıllar geçmesine rağmen pas ve çürümüş ceset kokusunu halen saklayan hapishaneye ilk girdiğinde her ne kadar korksalarda alışmış ve boyunlarında asılı duran fotoğraf makineleriyle etrafı çekmeye kendilerini kaptırmışlardı bile, Ta ki duydukları bir sese kadar... *** KİTAPTA OKUYUCULARI RAHATSIZ EDEBİLECEK BOLCA SAHNE BULUNMAKTADIR.🩸🚫⚠️ Hem wattpad hem de kitappad`de yayınladım istediğiniz yerden okuyabilirsiniz💓 Bir şans verin derimmm💗

Bazen ölüm,toprağın altında olmak değildir.Bazen ölüm,içten içe yanarak ölmektir..

İntikam bir insanın gözünü kör ettiğinde onu ne duyguları, ne de mantığı durdurabilirdi. Çünkü söz konusu yaşadığını yaşatmaksa kimse gözünü kan bürümüş birinin önüne geçemezdi. Ve söz konusu intikamsa, masumların canının yanması kaçınılmazdı. Perdosteria. Yıllar önce dokuz krallığın birleşip kurdukları o krallık. Ve bu krallığın başına geçecek bir prenses. Aura Crowded. Bir prenses için gayet normal bir yaşam süren Aura`nın hayatında her şey yolundaydı. Arkadaşları, ailesi ve gelecekte çıkacağı tahtı... Her şey alıştığı gibiydi. Lakin tüm bu monoton hayatın tek gecede alt üst olacağından habersizdi. Anka Kuşu ve Davetsiz misafirin ziyaretiyle tüm hayatı değişecek ve kendini bir anda acımasız bir savaşın ortasında bulacaktı. Kayıplar verecek, canı yanacak, bu uğurda öldürecek ve hatta belki de ölecekti. Bu, bir prensesin hak ettiği taht için verdiği bir savaşın hikayesi. Bu, o prensesin savaşın ortasında aşkı bulma hikayesi. Bu, hayatını çalanların hayatına davetsiz misafir olan bir çocuğun hikayesi. Bu, intikamın yaktığı canların hikayesi. Bu, yapılan hataların harladığı bir yangının hikayesi. Aura kendini tam ortasında bulduğu bu yangından sağ çıkabilecek miydi?

Bazen hayatın altı üstünden daha iyi olabiliyormuş. Güneş bazen doğmak istemez ama görevi budur ve görevini gerçekleştirmezse bir daha asla yaşam olmaz. Yaşam olmazsa da onun varlığının bir anlamı kalmaz. Bizlerin var olmasının bir nedeni vardır. Belki savaş belki intikam belki de sadece başka birinin var olması için var olan bir piyon.

Lucia, annesinden buzun dondurucu gücünü, babasından ise ateşin yakıcı kudretini miras almış özel bir avcıdır. Ailesi, bir vampir saldırısında hayatını kaybettiğinde henüz bir çocuktu. O günden sonra, tüm vampirleri yok etmeye yemin etti. Bu yemin, onun hem amacı hem de hayattaki tek gerçeği oldu.

Gelecekte, zaman akışını dikerek onaran gizli bir lonca vardır: "Zaman Terzileri." Bu terziler, geçmişte yapılan hataların zamanın kumaşında açtığı yırtıkları dikerek evrenin dengesini korur. Ama loncanın en genç üyesi Elen, bir gün kendi geçmişinde bir yırtık bulur - henüz doğmadan önce yapılmış bir seçim, tüm insanlığın sonunu getirecektir. Elen hem kendi geçmişini değiştirmemeye yeminli loncaya karşı gelmek zorundadır, hem de zamanın kumaşını yırtmadan kaderi dikmeye çalışır.

Yapılan haksızlıklar sonucu saklanmak zorunda olan ölmemek için direnmesi gereken bir kızın hikayesidir.

"Senin annen ölmemiş miydi?" "Ölmüştü ben öyle sanıyordum" Annem karşımda sevdiğim adamın düşmanı olan kişiyle evli bir şekilde duruyordu ve oğluda yanındaydı

Bir Draco Malfoy hikayesi ama abin Harry Potter...

Aslında ben de tam olarak konuyu bilmiyorum hikayeyi ilerlettikçe konu netleşicek. Ama nasıl bisey yazacağım hakkında fikrim var. Bu arada sadece haftasonu bölüm atacağım çünkü ailem hafta içi telefonumu alıyor. Tam olarak açıklayıcı olmadı biliyorum ama okuyun pişman olmazsınız

Kız cocuğu ve değersizlik

karanlık olmazsa ışık yarım kalır. ışık olmazsa dünya karanlığa bürünür.