devam ediyor 2a önce güncellendi
Sekizinci kapı
@cemree_naz
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
---
Rüzgâr, Gümüşçukur Vadisi’nin suskunluğunu delerek geçti. Ay, gökyüzünde donmuş gümüş bir yara gibi asılı duruyor, ışığı toprağın damarlarına süzülüyordu. Vadinin ortasında, siyah taşlardan örülü dev bir kapı sessizce bekliyordu. Kapının üzerinde, insan gözünün tam seçemediği semboller yavaşça parlıyordu; sanki her biri nefes alıyor, sonra ölüyor gibiydi.
Bir gölge, kapının önünde belirdi. Uzun, yırtık pelerin rüzgârda dalgalandı. Yüzünü saklayan kişi, bir avuç gümüş tozu toprağa serpti. Toz, ay ışığıyla birleşerek küçük yıldız parçacıkları gibi havada süzüldü.
"Yedisi açıldığında, sekizinci doğacak..." diye fısıldadı, sesi hem bir çocuğun hem de yaşlı bir adamın sesine benziyordu.
Tam o anda kapının arkasından gelen uğultu, toprağın derinlerinden bir şeyin uyanmakta olduğunu hissettirdi. Uğultuya vadinin her köşesinden yankılar karıştı; ağaçların yaprakları hışırdadı, gölgeler yer değiştirdi, bataklıklar kıpırdadı.
Gökyüzünde aniden, hiç olmayan bir yıldız yandı. Ve sönmedi.
Kapının önündeki siluet, başını kaldırıp o yıldızın ışığında gözlerini açtı. Gözbebekleri siyah değildi; tamamen ay ışığından yapılmıştı. Önünde duran yeni doğmuş kıza baktı o gözler bir şey amaçlıyordu ve elindeki ay tozlarını beşiği boyunca serpti dudaklarında bir tebessüm belirdi.
"İsmimi söylediğinde seni duyacağım küçük kız ve o zamanın gelmesini bekleyeceğim"
Son bir kez baktı beşiğe sonra arkasını döndü ve yürümeye başladı yıldız daha güçlü parlamaya başladı rüzgar daha da hızlandı ve birden yok oldu adam karanlığın gölgesinde yıllar sonra yine geleceğini bilerek...