Kanlı bir bıçak melodileri en derinden yaralıyordu...

Zihin, en karanlık savaş alanıdır. Zihin, kendi labirentinde kaybolan bir tutsağın evidir. Zihin, içeriden kilitlenmiş bir odaya benzer: Anahtar hep sizdedir, peki ya kapıyı açacak cesaret? Kendinizden kaçtığınızda, gerçekten kurtulur musunuz? Bu hikaye bir kaçış, bir özgürlük, bir tutsaklık, bir direnişin hikayesi ama her şeyden önce... Gerçekliğin ta kendisi. Burası bir dünya değil. Bu bir sistem. Bir düzenin değil, bir yanılsamanın, bir simülasyonun, bir yalanın en kusursuz hali. Dışarıdan bakınca uyumlu. İçeriden bakınca çürümüş. Beş ada. Yüzlerce yüz. Binlerce yalan. Her biri bir gerçeğin taklidi. Ama gerçek, hiçbirinde yok. Burada herkes bir şeyin askeri. Ya düzenin piyonu, ya direnişin gölgesi. Ve burada en tehlikeli silah ne makineler, ne bombalar, ne ordular. Zihin. Çünkü burada en kalın zincir bile etten değil düşünceden örülmüş. Göremediğin bir kafesin içindesin. Rüyaların bile senin değil. Her adımın izleniyor. Her kelimenin kaydı tutuluyor. Ve bu düzenin en korktuğu şey, gerçeği hatırlayan bir hafıza. Zihir: en güçlü zehir, kendi zihninizdir. Kendinden kaçarken, benliğine çarpmanın hikayesi.

Gizemler dolu bir dünya...🔎

Suikastçı okulu ve bir casus ne kadar harika olsada onun yalanlarına inanma çünkü arkandan bıçaklamak için can atıyor Bir suikastçı akademisinde sıradan bir öğrenci gibi duran lona ölüm kokan bir akademide bir casus olarak gelir. Görevi ilk başta oradaki sırları öğrenmek olsada sonradan bir mektupla akademinin en korkulan eğitmenini baştan çıkarmaya çalışır...

Günahkar ve lanetli lord. Varisçileri olmak isteyen beş aday. Bu mücadelenin bir galibi yok.

“Ezlera’nın kaderini değiştirecek ateş, intikamla alevleniyor.” Ataerkil bir krallığa baş kaldırmış olan Diana bir adam uğruna tacından vazgeçer. Fakat ihanete uğrar. Uğradığı intikamın bedeli ağır olacaktır. "O an karşımda iki yol vardı. Ya küllerimden doğacaktım ya da savrulup gidecektim. Ve ben yine ilk yolu seçtim."

Bu kitap "l Still Don’t Know About My Favourite Character’s Unwavering Obsession" manhwa`sının çevirisidir. "Hayatımı en sevdiğimi desteklemeye adadığım için pişman değilim..." 30`lu yaşlarındaki bir öğretmen olan Asuka, bir aşk oyunundaki karakter olan Alexander`a kendini adayarak hayatının amacını bulur. Anime uyarlamasında Alex`in başka bir rotada öldüğünü keşfettikten sonra Asuka o kadar üzülür ki bayılır. Uyandığında ise, oyun dünyasında bir mafya soylusu olan Arianell olarak yeniden doğmuştur. Favori karakterinin ölümünü engellemeye kararlı olan Arianell, bir kötü kadın gibi davranır ve Alex`i oyunun kahramanıyla eşleştirmeyi planlar. Ancak Alex, bunun yerine Arianell`e takıntılı hale gelir! Daha da kötüsü, Alex`in küçük kardeşi Citrine de ona aşık olur... "Benim için varlığın bir mucizeden başka bir şey değil..." "Sözlerimi aklında tut, seni benim yapacağım."

Kajsjsjwjskslamzm

Hira annesinin baskısına dayanamadığı için uyandığında kendini başka bir dünyada bulur.İlk zamanlar için iyiyken o gün gelir…

Selam! Umarım yazdığım hikayeyi beğenirsiniz💖

Siz siz olun size ait olmayan şeyleri sahiplenmeyin..

Siz siz olun size ait olmayan şeyleri sahiplenmeyin..

Öz ailesi tarafından terk edilmiş bir çocuk olan Treful yaşayamadığı bir çocukluk ve kaderin ona sunduğu hayatın altında ezilmekter. Bir gün her şeye baş kaldırtıktan sonra ona açılan kapılar ile hayatı tekrardan şekil almaya başlar. Zifirin Kalbi kitabı kaderin Treful`a verdiği hayatı anlatmaktadır.

Kan ve vahşet dolu bir hikaye gizemin iliklerinize kadar işliyeceği aşk dolu sahneler düşmanlık ne ararsanız var

İlk defa kitap yazıyorum ona göre puan verin

Ngjkgkghkgkhkhhphhll

29 yaşında ki arkeolog Talia, bir kazı çalışmaları sırasında üstünde antik yazılar olan bir pusula bulur. Pusulayı temizleyip incelemeye aldıktan sonra yanlışlıkla pusulayı aktif eder ve kendini bilmediği bambaşka bir zamanda bir evrende bulur.

Korkunun karanlığın hakim olduğu bir diyarda yetişen insanlar ve canlılar 4 kateagoriye ayrılır. Melekler,şeytanlar,insanlar ve elfler. Bazı varlıklar bunların hiç birine sahip değildir. Eğer ki sahip değilse... İşte o zaman tüm halkın karşısında idam edilir ve hayvanlara yem olarak ikram edilir. Bir süre sonra cesedi yer yüzünden tamamen yok olur.

Bir yıldızın patlaması ile key of shadows imparatorluğuna dağılır. Ve herkese belirli 5 kategori verirler. Melekler,şeytanlar,vampirler, insanlar ve elfler. Melekler kendi aralarında mutlu yaşarken, şeytanlar tam tersi hergün bir kategoriye karşı bir saldırı düzenlerler amaçaları ise vampirlerin özelliklerini almaktır. Onların güzelliğini ve kendilerine olan bağımlılıklarını delicesine isterler. Ne yazık ki bunu 1000 yıldır beceremezler. Ancak vampirlerin soyundan gelen bir kızın vampirlikle alakası yoktur abisi ise tam tersi şeytandır bunun için her seferinde kardeşini öldürmeye çalışır.

Küçük ken lanetlenmiş bi kızın keder dolu hikayesi

Yok.. yani şimdilik;))

Tanrılar hiçbir zaman gitmedi. İsimleri sadece kitaplarda geçmiyor. Onlar tahtlarında oturuyor, savaşlara hükmediyor, insanları yönetiyor. Ama içlerinden biri... o hiçbir panteona ait değil. Onu hiç kimse çağırmadı. Yine de o geldi. Gölgelerle yürüyen bir kadın: Seraphia Lunaris. Tanrı değil, insan değil. Kehanette adı bile geçmiyor fakat tüm tanrılar ondan korkuyor. Kimileri ona "adalet", kimileri "katil", kimileriyse "dengeyi bozan bir sapkın," demekteydi. Yalnız, gerçek şu ki... Seraphia bir hatırlatma ve hatırlayan herkes, sonunda bir şeyini kaybeder.

İnsan nefret ettiği birisine aşık olabilir mi? Tabiki olabilir sonuçta içinde aşk vardır değil mi? Peki aśık olduğu insan hayatını zindana çevirebilir mi? Tabiki evet! Sonuçta aşk var aşk ! Bende öyle sanıyordum taki o güne kadar.........

Bir kızın etmiş olduğu hayallerin canlanması.

umarım kitabımı seversiniz ilk kitabım olucak keyifli okumlar