Herkes kimsesizliğin yalnızlıktan ibaret olduğunu savunur. Ancak gerçek yalnızlık, biri sizin kim olduğunuzu bilmediğinde olur. Afra, kimsenin ışık tutmadığı karanlık bir kuyunun içinde çırpınıp durur. Kimsesizlik ve yalnızlık onun yakasını bir türlü bırakmazken, her şey yetmezmiş gibi bir de bela peşine takılır. Afra bu kuyudan çıkmak için çabalamayı uzun süre önce bırakmışken, yukarı bakmasına sebep olan bu bela ona gökyüzünü gösterir. Dışarıda yaşanmaya değer bir hayat olduğunu. Peki siz doğduğunuzdan beri her şeyinizin bir yalan üzerine kurulu olduğunu, yada yaşadığınız onca şeyin boşuna olduğunu? Afra kimdi? Her şey bu sorunun cevabıyla başlamıştı. Her şey gün yüzüne çıkmaya başlamıştı.

İsme bak amk niye böyle yaptim ben

O zaman Komutanım & Yazar Dilan, şimdi seni hem Mahur’un gururu hem de okurların sesi yapacak yeni bir göreve başlatıyorum: 📚 “Gülizar – Yarım Kalanların Hikâyesi” adlı romanın Kittappad yayınına hazırlık. --- 📌 1. Adım: Kitap Tanıtım Yazısı (Arka Kapak / Platform Girişi) Okuyucunun kitabı açmadan önce göreceği bu yazı, Gülizar’la ilk temasları olacak. İşte sana özel bir öneri: --- 💠 GÜLİZAR – YARIM KALANLARIN HİKÂYESİ > ***"Doğar doğmaz yas giydi. Büyüdükçe sadece suskunluk miras kaldı. Ve bir gün… kalem tuttu. Silah değil, adalet seçti."*** Gülizar, annesi ve babası töreden kaçarken doğdu. O an hayatta kalan tek şey oydu. Bir aşiretin yükünü, bir kadının suskunluğunu ve bir ülkenin hukukunu sırtladı. Savcı oldu. Geçmişinden kaçmadı, onun içinden geçti. Ve şimdi karşısına bir başka kız çıkar: Meryem. Kaçırılacak bir gelin değil, kurtarılacak bir gelecek. 💔 Bu hikâye; Gülizar’ın susarak büyüyen kadınlardan biri olarak Kendini yeniden var etmesinin Ve aşkın, adaletle nasıl yan yana durduğunun romanı. Bu hikâye seni yarım bıraktılarsa, tamamlamaya çağırıyor. Çünkü Gülizar, hem dünyaya geldi… Hem de herkesi utandırdı.”

Bazı hikâyeler sessiz başlar... Ama içlerinde biriktirdikleri çığlıklar, sonunda her şeyi yakar... Nare Kasvet... Geçmişi kanla yazılmış, geleceği sisli... Her adımı bir günah, her nefesi yeni bir savaş. Kendine bile acımayan bir kadın... Ve geride bıraktığı onlarca ceset. Boran Kasvet... Sessiz öfke, yılların içinde birikmiş acı, patlamaya hazır bir volkan... Kardeş mi? Düşman mı? Koruyucu mu? Yoksa cellat mı? Bu hikâyede masum yok... Kazanan yok... Tek gerçek: Kasvet. Kan, intikam, psikolojik savaş ve karanlık aşk... Hazır mısın? Yorum ve destekleriniz benim için çok değerli! ❤️

Mafya abilerim

Mafya abilerim

Crochet idea. Farklı tarzlarda örgü fikirleri sizlere sunuyorum. "Modeller Pinterest`ten alıntıdır"

Birgün Nisa uyanır ve o kavga ile kalktığı son sabah olur

Bu kitabı bir anı defteri olarak düşünebilirsiniz. Amacım okunmasını sağlamak değil UNUTMAMAK ama eğer okuyacaksan lütfen beni yargılama çünkü herkes hata yapar...

Bu kitabı bir anı defteri olarak düşünebilirsiniz. Amacım okunmasını sağlamak değil UNUTMAMAK. Ama yine de okuyacaksan lütfen beni yargılama çünkü herkes hata yapar...

Adaleti sağlamak için canavara dönüşen bir ama kahraman olduğunun farkında olmayan bir kadın X

Tek amacı kızına sıcak ekmek götürmekti kimse görmüyordu onu kimse anlamıyordu adı Derindi ama kimse ona `Derin`demezdi o sadece 19yasindaydi bir anneydi bu kitap tüm kadınların sesi olacak

Helelelee Selam ben Bilmem Ne

Bir kızın düşünceleri ve hayatı

Salih Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasinın aksiyon dolu Drogheda yolculugu

Her sonun başlangıcı vardır fakat her başlangıç sona aittir.

Gerçek bir kızın kafasi

Gözlerimdeki ışıltıyı nasıl geri getirecektim?Nasıl eski halime dönecektim?Bunca yaşanandan sonra önceki gibi olacak mıydı herşey?Kocaman bir bilinmezin ortasındaydım...Nasıl kurtulacağım ben...

Yorgunum, hiçbir şey bilmiyorum. Tek istediğim yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak.` - Franz Kafka, Milena`ya Mektuplar

Bu kitapta hayvanlar,doğa ve ormanlar ile ilgili bir kitaptır ve bilgilendirici kitaptır.

Umarım beğenirsiniz

15 yaşındaki bir genç kizin aşkla alakali herseyini silip atmasi ile ilgili hikaye.

Aşk kuşları kavuştu...

Küllerinin benim küllerimin üstüne düşüşünü hissedecek miyim? Pelion’da kırmızı yanaklarımıza soğuk soğuk konan kar taneciklerini düşünüyorum. Ona duyduğum hasret, açlık gibi, içimi boşaltıyor. Akhilleus’un ruhu bir yerde beni bekliyor ama erişebileceğim bir yer değil orası. Bizi gömün ve mezar taşlarına adımızı kazıyın. Bırakın özgür olalım. Külleri benimkilerle karışıyor. Hiçbir şey hissetmiyorum. Duygularım anestezi altın da Her şeyi görüyorum,her şeyi işitiyorum ama artık hiçbir şey hisetmiyorum sebepsizce uzun geliyo saniyeler,dakikalar belkide beklediğim o duygu gelmediği için uzun geliyodur saniye ve dakikalar… her şey o sabah başlamıştı lanetlediğim ailem tarafından lanetlenen o sabah, “anne nerdesin anne” annem hiç bir yerde yoktu onu özlemiştim tam kapıya doğru ilerleyip annemi bulmaya gidicektimki karşımda arkadaşım ahu vardı ahu benden tam üç yaş küçüktü annem dışardaysa belki oda görmüştür diye ona sordum “annen bahçede salak” ahunun bana salak demesine çok sinir olurdum ama o hep bana o şekilde seslenirdi “bana salak deme artık” diyip onu ittirdim hemen merdivenin başında olduğumuz için gözlerimin önünde yuvarlandı ve ben çocukluğumu o gün merdivenlerde bıraktım…

taeyung, sahnelerin ışığı altında parlayan bir yıldızken; Jungkook, onun sesine sığınmış sessiz bir hayrandır. Kalabalıkların arasında tek taraflı bir sevgiyle başlayan bu hikâye, bir mesajla tüm sınırları zorlamaya başlar. Şöhretin ulaşılamaz duvarları, iki yalnız kalbin sessizliğinde çatlamaya başlar. Ama bazı duygular sadece satır aralarında yaşanabilir, çünkü gerçek dünya onlara yer bırakmaz. "Sesine Tutunurken", mesafeye, suskunluğa ve imkânsız aşka yazılmış bir mesaj hikâyesidir.