iki askerin aşk hikâyesi Eftal.. Adar

Bir yıldız kayarsa, dilek mi tutarsın, yoksa peşinden mi gidersin? Yeşim yıldızlara bakıp gerçek aşkı diledi... Ama dileği, onu kan ve görev arasındaki bir adama götürecekti. Asker bir adamın aşkla ne işi olabilirdi.

Asker kurgusudur

"Sadece bir mahkeme en fazla ne olur demeseydim" diyen VIVIA CROSS "YAV oğlum aldırmadan sadece bir savcı" diyenDAMON HAYES.

Tayini çıktığı için Mardin’e geri dönen Asena Asya’yı hastaneden ararlar ve dna testi için çağırırlar bu şekilde ailesinin gerçek ailesi olmadığını Öğrenir.

Bazı kayıplar yeni umutların başlangıcıdır.

Bir kız grubunun ansızın bir gece bir erkek grubuyla tartışması sonucunda gelişen olayları anlatır…

Bir çift göz en fazla neyi değiştirir? Yada bir kurşun? Tesadüf müydü ilk karşılaşmaları, yoksa kaderin ince hesapları mı? İki yeminli suskun kalp.. Biri susmakla yeminli, diğeri yazmakla.. Neydi aşk? Bildiğinin peşinden gitmek mi, yoksa bilmediğinin mi? İkiside Görevine bağlıdır Biri silahıyla diğeri kalemiyle.. Her seçim bir bedel taşır... Her bedel ise yeni bir kader.. Ehvenişer Bir Gazeteci ve bir Askerin hikayesi..

Dostluk mu? Aşk mı? yoksa sadece bir görev mi?

Bir zamanlar bir adam vardı,gözleri korkuyla değil inançla doluydu...Ona "şehit oldu" dediler..Oysa O,kendi ülkesinde hayatta kalmaya çalışan bir hayalet dönüştü.. Şimdi geri döndü.Bir yemin,bir aşk,bir yemin için..

Asker kızımızın hayatını göreceğiz

Her şey pençe timinden birinin şehit olmasıyla başlar ve timden birinin gazi olmasıyla devam eder...

Çocukken aileleri arkadaş olan Duygu ve Burak yıllar sonra dönme dolapta karşılaşır

Tabii! İşte “Cübbe ve Kamuflaj” için güçlü, merak uyandırıcı bir arka kapak yazısı taslağı: --- CÜBBE VE KAMUFLAJ Adaletle savaşın kesiştiği yerde, iki kalp arasında kıvılcımlar çakar. Ceyda Saruhan… Hukuk dünyasında adından söz ettiren genç bir avukat. Bir hayalin geride kalmış kırık parçası gibi, asker olma arzusu içini hep kemirmiştir. Geçmişiyle yüzleşmek istemeyen Ceyda, Rize`den gelen bir davayı reddetmek ister ama bu dava, kaderin ince ince ördüğü bir yol haritasıdır. Bora Varoğlu… Sert mizacı, suskunluğu ve asker duruşuyla dikkat çeken özel kuvvetler mensubu. Hakkında açılan dava, hem kariyerini hem de hayatını tehdit ederken, kendini hiç tanımadığı bir avukatın ellerine bırakmak zorunda kalır. Karadeniz’in hırçın dalgaları arasında, kamuflajla cübbenin hesaplaşması başlar. İkisi de kendi savaşını verirken, aralarındaki mesafe sandıkları kadar büyük değildir Bazı adaletler mahkemede depil kalpte aranır...

Sınıra yakın bir köye öğretmen olarak atanan kadın ve o köyde görev yapan bir kıdemli üsteğmen.

"Benim değil onun olsun, bende var onda da olsun, bende yok ama onda olsun, onun yok bende olmasın."

savcı ve asker aşkını anlatıyor kitabım

Savaş yasanan olaylar ve durumların sonucu . Askeri bilim kurgudur.

Askeri kurgu fskan filan.

Asena ve annesi Fatma televizyondan şehitlerimize bakıp onlara duâ ediyorlardı annesi belli etmemeye çalışsada ağladığı ap açık ortaydı sonra çok tanıdık bir isim ekrana geldi"ALTAY ALBAYRAK"

zor bir hayat yaşayan ilayda ve ağabeyinin timden arkadası olan arel arasın hikayesi

Ezel, doktorluk yapmak için gittiği Hakkarinin Yüksekova ilçesinde başına gelenler. Umarım beğenirsiniz...😘

"Bunu artık yapma Mehru, kendine de bana da yükleme bu ağır gönül yükünü..." O, yaraları saran bir doktordu. O ise savaşın ortasında yaralanan bir asker... Ve kader, bir helikopterin gürültüsünde yazılmaya başladı. Mehru Gören, hayata birçok kez baştan başlamış bir kadın. Yüreğinde gizlediği acılarla, Diyarbakır’ın tozlu sokaklarında hayat kurtaran bir hekim. Cihangir Turan ise görev aşkı ile yanan, vatanı uğruna kendini hiçe sayan bir yüzbaşı. Ve Mehru’nun kalbi, o gün o helikopterden inen yaralı askere bir daha eskisi gibi atmadı. Aşk, bazen bir yaranın pansumanıyla başlar. Ama her kalp iyileşmeyi kabul etmez. Cihangir, ardında bırakmaktan korktuğu için hiçbir yola çıkamayanlardan… Mehru ise kalbini susturamayanlardan. Görev çağırır, ayrılıklar konuşmadan büyür, suskunluklar da belki de en çok sevgiye zarar verir. "Sevgim... sana bir yük mü?" ___________________________________________________ KARAGÜL, bir yaralı kalbin başka bir yaralı kalbe nasıl sığınmaya çalıştığının, ama o kalbin bir kışlası gibi sert duvarlarla çevrili olduğunun hikâyesi. Aşkın, mesafeler ve korkularla sınandığı; Ve bazı sevgilerin yalnızca susarak sevildiği bir öykü. Kalbini yaraya dönüştürenlere değil, o yarayı sevmekten vazgeçmeyenlere yazıldı.. Yayın tarihi: 22/10/2025

Okurken seveceğiniz bir kitap olur umarim. Peki sizce nasıl olacak kitap?

(Yazacak bişi bulamadım boşverin hihihihi)