devam ediyor 2s önce güncellendi
Kırmızı yaka
@mira.6720
Okuma
8
Oy
5
Takip
3
Yorum
1
Bölüm
2
Yağmur ince ince yağıyordu, ama yer ıslanmıyordu. Gri bulutlar, yaz akşamının üzerine kalın bir battaniye gibi örtülmüş, gökyüzünü sessizce susturmuştu. Ankara’nın sessiz bir sokağında, eski bir lojmanın üçüncü katında, küçük bir kız balkonun demirlerine yaslanmış, aşağıdaki töreni izliyordu.
Bahçede dizilmiş askerlerin ayak sesleri uyum içindeydi. Tören yürüyüşü başlamış, komutanlar selam veriyordu. Asel, babasını hemen tanımıştı; duruşu dimdikti, omzundaki yıldızlar parlıyordu.
Yanında annesi, biraz daha gerideyse ablası vardı. Ablası Esra’nın üzerinde kırmızı yakalı hâkim cübbesi vardı. Aynanın karşısında durup tokasına son kez dokundu. Dudaklarında ciddi bir gülümseme vardı.
Asel, elinde tuttuğu plastik oyuncak mikrofonu sıktı.
“Ben de bir gün…” diye fısıldadı.
Ama neyi bir gün yapacağını henüz kelimelere dökememişti.
Babasının sesi içerden yankılandı:
“Asel! Aşağı iniyoruz. Hazır mısın?”
“Hazırım!” dedi gururla.
Ama içi içini yiyordu. Çünkü o gün bir şey olacaktı.
Kapının önünde beklerken ablası yanına yaklaştı, eğildi.
“Sen büyüyünce ne olmak istiyorsun?” diye sordu.
“Savcı,” dedi Asel, tereddütsüz.
Ablası şaşırmıştı.
“Neden savcı? Hâkim gibi karar veremezsin, sadece savunursun.”
“Hayır,” dedi Asel, gözlerini dikerek. “Ben konuşacağım. En son söz bende olacak.”
Ablasının kahkahası yumuşaktı ama Asel ciddiydi. Çok ciddiydi.
O gece, Asel defterine ilk cümlesini yazdı.
“Ben susanların sesi olacağım.”
Altına tarih attı. 23 Mayıs. Henüz 10 yaşındaydı.