Kuzey’in karla kaplı ormanlarında yaşayan genç bir kadın olan Elena, annesi için topladığı şifalı otlar sırasında lanetli bir adamla, Adrian ile karşılaşır. Adrian, atalarının işlediği günahlar nedeniyle kuzeyin kadim büyüsüyle lanetlenmiş ve dolunay gecelerinde korkunç bir kurtadama dönüşen yalnız bir varlıktır. İnsanlardan uzak duran Adrian’ın tek korkusu, sevdiği kişiye zarar vermektir. Elena, onun gözlerinde vahşi bir canavardan çok yalnız ve yaralı bir ruh görür. Zamanla aralarında yasak, tehlikeli ama büyüleyici bir aşk doğar. Ancak Adrian’ın laneti sadece ikisini değil, tüm köyü tehdit etmektedir. Köylüler Adrian’ın varlığından haberdar olduğunda, Elena hem aşkı hem de köyünü korumak için büyük bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.

Bir matematik öğretmeni… Bir mafya varisi… Ve aralarındaki imkânsız, yasak, tehlikeli ama aynı zamanda yakıcı bir tutku. Berrin, hayatını derslere ve öğrencilerine adamış genç bir öğretmendir. Tek istediği sakin ve düzenli bir yaşamdır. Fakat bir gece, karanlık sokaklarda karşısına çıkan o yabancı, tüm hayatını değiştirecektir. Kaan, gölgelerin içinde büyümüş, karanlığın ateşiyle yoğrulmuş bir adamdır. Onun için aşk, bir zayıflık… ta ki Berrin’le tanışana kadar. Aşkları büyüdükçe tehlike yaklaşır. Çünkü Berrin’in babası, şehrin en kararlı başkomiserlerinden biridir. Ve Kaan, onun en büyük düşmanının oğludur. Tutkunun ateşiyle yanarken, gecenin karanlığı ikisini de içine çekiyor. Ya birbirlerini yok edecekler… Ya da bütün engellere rağmen aşkı yeniden yazacaklar.