Normal bir hayatı ve sadelikte yaşayan rümeysa Birgün zorla mafya tarafından kaçırılır ve orda Talha ile karşılaşır. ve hayatın onlara bir sürprizi var. Bakalım hayat onlara ne gösterecek okuyup öğrenelim Herkesi Rümeysa ile talhanın hikayesini okumaya davet ediyorum.

Bu şehir; bizim sessiz haykırışımıza şahit. Sevdalılar Kervan`ının en talihsiz sevdalılarıyız. Sevip kavuşamayan sessiz âşıklarıyız. Kimi severken yaşlanır, kimi özlerken... Biz hem sevip hem de özlerken yaşlandık. Söz yürekten gelir, dilden çıkar. Eğer duymak istersen bu sevdayı? Dikkat et! Dokunursan yanar, dinlersen ağlayacaksın! Mısralarımız bir ok gibi delip geçecek taş bağlamış kalbini! Sevdanın en güzeline şahit olacaksın. Belki sen de yitip gitmiş bi` sevdanın küllerinden doğmasına vesile olacaksın. Aciz gökyüzünün büyük aşkı, siyahın beyaza esiri Anka kuşuyduk biz. Biçare sevdalı yüreğimiz toprağa kavuştuğunda bir Asi ve Ömer vardı desinler... 5846 Sayılı Kanun gereğince hikayelerim koruma altındadır. İznim olmadan çalındığında veya kopyalandığında, yapanlar hakkında yasal işlem başlatılacaktır!

Kendine neden yeni bir sen yaratmak için adım atmıyorsun? sadece bir adım cesur insan .

1888 yılında kaybolan Benedict, gözlerini 2020’nin parlak neon ışıkları altında açtığında, bu dünyanın ritmine ayak uydurmak zorunda kalır. Modern zamanın içinde geçen iki yıl… Yeni yüzler, yeni sorular, eskiye dair unutamadığı tek şey: “Neden ben?” Ama asıl sorular, dönüşünde başlardı. Bıraktığı dostu artık yaşlı bir adama dönüşmüştür ve o yokken dünyaya gelen yasak aşkının filizi dünyay gelmiş 25 yaşında olmuştur, en kötüsü de —ona bir zamanlar “Benedict Amca” diyen kız çocuğu—artık gözlerini kaçırdığı, sesini duyduğunda kalbi delice çarpan bir dişli bir kadın haline gelmiştir ve onun gerçekte kim olduğunu bilmemektedir. Benedict zamanın tuzağına mı düştü? Yoksa seçilmiş biri mi? Geçmiş ve gelecek arasında sıkışan bir adam… Kırık bir dostluk, farkında olunmayan bir yasak aşk… Ve peşindeki fizik profesörlerinin saplantılı arzusu: Zamanı bükebilen adamın sırrı...

Doğu görevinden dönen Deniz, ablasının evine gider. ablasıyla konuştukça bir şeyler sakladığını fark eder. Deniz bir gün ölmüş sevgilisinin yaşadığını ve ablasıyla birlikte olduğunu öğrenir ve büyük bir ihanete uğrar. otoparkta ona ihanet eden sevgilisine silah doğrultur ve daha önce hiç tanımadığı gizemli bir adam karşısına çıkar.

“Gerçek bildiğin her şey yalan olabilir. Peki ya rüyaların, senden önce uyanırsa?” Teknolojik bir distopyada geçen bu karanlık ve sürükleyici hikâye, zihinlerin kodlarla kontrol edildiği, hakikatin algoritmalarla biçimlendirildiği bir dünyada geçiyor. Din, medya, devlet ve algoritmaların birbirine karıştığı bir evrende; inançlar, reenkarnasyon ve bilinç uyanışı iç içe geçiyor. Kuzey Kore gibi totaliter rejimlerin örnek alındığı bir düzende, HADES grubu sadece kaçmıyor... sistemi sabote etmeye çalışıyor. "LİLİTH", derin felsefi sorgulamaları, aksiyonu ve karanlık atmosferi bir araya getirerek okuyucuyu zihinsel bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kitap sadece bir hikâye değil. Bu, zihninin en derin katmanına yazılmış bir isyan çağrısı.

Her sabah yaptığı gibi banyoya gitti. Ama o sabah… aynada kendi yüzü yerine bir yabancı duruyordu. Olivia, gerçeklikle bağını yavaş yavaş yitirirken, aynadaki yansımalar ona geçmişten ve bilinçaltından fısıldıyordu. Her yeni yüz, biraz daha deliliğe açılan bir kapıydı. Yalnızlık, sanrılar ve kimlik çatışması arasında sıkışan Olivia’nın tek bir sorusu kaldı: "Ben kimim?" Gerçekle hayalin iç içe geçtiği psikolojik bir yolculuğa hazır olun.

Aldığımız kararlar kaderi yaşamamızı kolaylastıran unsurlardır aslında...

16 yaşındaki medine geçirdiği kaza üzerine hastaneye kaldırılır ama başka biri olarak uyanır.

Gizemli dünyaların kapılarını aralamaya hazır mısınız? "SIRLAR VE GÜÇLER", doğanın gücünü keşfetmek isteyen herkes için benzersiz bir rehber sunuyor. Bu kitap, kadim gelenekleri, doğal taşların büyülü enerjilerini ve şifalı bitkilerin iyileştirici gücünü derinlemesine keşfetmenizi sağlayacak. Cadılık sadece bir inanç değil, doğanın sunduğu güçlerle birleşen kadim bir yaşam biçimidir. Kitap, cadılığın temel ilkelerinden başlayarak, taşların ve bitkilerin içindeki gizli potansiyeli nasıl kullanabileceğinizi öğretir. Hangi taşın hangi enerjiyi taşıdığını öğrenmek, şifalı bitkilerle yapılan iyileştirme ritüellerini keşfetmek, ve en önemlisi doğayla olan bu derin bağınızı güçlendirmek için adım atmaya başlayabilirsiniz. "SIRLAR VE GÜÇLER", başlangıçtan ileri düzeye kadar tüm cadıların aradığı bilgilerle dolu. Ametist, obsidyen, sitrin gibi güçlü taşların ve lavanta, adaçayı, nane gibi şifalı bitkilerin nasıl kullanılacağına dair pratik bilgiler sunarak, hem ruhsal hem fiziksel iyileşmenize yardımcı olacak bir yol haritası çiziyor. Büyülü dünyada adım atmaya hazırsanız, "SIRLAR VE GÜÇLER" sizi bekliyor. Gücünüzü doğadan alın, enerjinizi keşfedin ve doğanın büyüsüne doğru bir yolculuğa çıkın!

Atalar bağını şifalandırmak, onların ruhlarını onurlandırmak, geçmişten gelen travmaları iyileştirmek, karmik borçları çözmek ve bu mirası bir güç kaynağına dönüştürmekle mümkündür. Bu süreç, sadece bireysel değil, aynı zamanda nesiller boyu aktarılmış enerjisel zincirleri etkiler. Atalarımızın yaşadığı coğrafyanın enerjisi, kültürel mirası ve ruhsal DNA’mız, bizim kimliğimizi ve hayat deneyimimizi şekillendirir. Şifalandırılmamış bağlar, fiziksel rahatsızlıklar, duygusal blokajlar, tekrarlayan yaşam örüntüleri ve hatta aile içi çatışmalar olarak kendini gösterebilir.

Bir çeşmede karşılaşıp yazılan mektuplar... Wattpad husnebahar

“Bir varmış bir yokmuş günün birinde ala diye bir kiz yaşarmiş” Barın “Aaa bu benim !!”dedi alanur “Hayir ala sen değilsin!!”dedi anında Barın “Hayir benim!!”alanur mizmizlanmaya başlamış “Senin adin alanur o masaldaki kızın adı ise ala”dedi hızla barın “Hayır!! Yayan söyleme”dedi anında ala henüz tam konuşmayı sokememisti “Ne söylemiyeyim?”dedi barın dalga gecer bir tonda “Yayan”dedi anında alanur “Ah ala o yayan değil ya-lan” “Bane ne bane ne…” “Ben ole soylıcem” “Ah ah ala!!”

05###: Gözlerinin rengi çok acayip ya 05###: Mavi desem mavi değil 05###: Ela desem hiç değil 05###: Yeşille uzaktan yakından alakası yok Süheyla: Kahverengi olduğu için olabilir mi acaba? 05###: Bilmiyorum 05###: Hiç bakışlarını kaldırma tenezzülünde bulunmadığın için görmedim gözlerini Süheyla: Kimsiniz? 05###: Dün gece bi rüya gördüm 05###: Uyandığımda resmen liseli aşıklar gibiydim 05###: Şu an hâlâ öyleyim 05###: İçim kıpır kıpır böyle 05###: İşe gitmedim bu hâlimi görmesinler diye 05###: Özetle 05###: Aşık oldum 05###: Rüyamda biz evleniyorduk Süheyla: Rüyanda... Süheyla: Gerçek hayatta olduğumuza göre asıl yazma sebebin ne? 05###: Aşk... Süheyla: İmkansız... 05###: Sevdiğin biri mi var? Süheyla: Evet 05###: Yalan söylemenin günah olduğunu biliyorsun Süheyla Süheyla: Yalan söylemiyorum 05###: O zaman Sevgi`ye `ben hiç aşık olmadım` derken yalan söylüyordun Süheyla: Kimsin? 05###: Süheyla 05###: Biz bir gün evleneceğiz 05###: Ve sen bana sırılsıklam aşık olacaksın Süheyla: Henüz uyanamamışsınız belli ki 05###: Ben beraber deniz manzaralı balkonunda kahve içeceğimiz villayı aldım 05###: Sen de fincanlarımızı aldıysan evlenebiliriz 05###: Ne dersin? Süheyla: İyi uykular -engellendi-

Sabah uyandım ve duşa girdim duştan sonra üstüme crop altıma sort giydim. Sonra annemler kahvaltıya başlamıştı Annem: eda gel kahvaltıya dedi Ben : ben dışardan bisiler atıştırırım dedim Ve evden çıktım yolda yürürken patronla. Karşılaştık ve sohbet etmeye başladık ve ise vardik Yazardan: eda ile patron arkadaş gibiler Ben çalışırken patron beni odasına çağırdı bende gittim bana bi koli dosya verdi ve bunlar yarın sabaha kadar bitmeli dedi Ben: ama bunlar tek kişi için çok fazla dedim Patron: bitiremezsen maaşını qzaltirim dedi Ben:tamam patron dedim ve odadan çıktım. Ve lavaboya gittim ve annemi aradım Ben: anne ben mesaiye kalcam dedim Annem: ama kızım bugün akrabamizin düğünü var dedi Ben : ama anne patron bana bi koli dosya verdi benimde onları bitirmem lazim. Dedim Annem:tmm kızım sen bilirsin dedi ve kapattı Bendeisimin başına geçtim ve saat geç olmuştu saat gece bir di son beş tane kalmıştı onları saat 4,00 de bitti bende uyuya kaldım sabah saat 7,00de uyandım henüz kimse yoktu kalktım yedek kıyafetlerimi giydim yemekhaneden kahve alıp içtim sonra saat 8,00 di sonra dosyaları toplayıp işimin başına geçtim zamanca herkes gelmeye başladı Annemi aradım Ben: günaydın anne Annem: günaydın kızım ne yapıyorsun Ben: hiç annem. işimin başındayım Annem: saat kaçta geliyorsun Ben: normal 6`da geleceğim Annem: tamam kızım bekliyoruz Yazardan: iş bitti Eve geçti Eve geçince direk odaya girdim duşa girdim duştan sonra üstüme tişört giydim altıma sort giydim ve yemek yedim yarın izin günüydü yemekten sonra odaya geçip uyudum gece 12:00de uyandım telefonda uğraşırken uykuya daldım İlk hikayem nasıl olmuş aarkadaslar 2. Bölüm için 5 oy 5 yorum evet baybay Yarın 2. Bölüm gelcek

Yalnızlık bazen zaruri bazen fuzuli bazı durumlarda ise kaçış adasıdır. Zihin seviyesinde kimsenin olmadığı kedilerle dolu bir adada olmak yalnızlığı sevdirebilir. Hayır, henüz delirmedim.

" Ben sonsuz uzayım ve onun sonsuz yıldızları olduğum için, siz de böyle yapın. Hiç bir şeyi bağlamayın. "

Tevekkül ruhun ilacıdır

Neden susuyorsun Fatıma? Yüreğimi parçalamaktan zevk mi alıyorsun? Bir kızımız olacak ve sen benden sessizce gidiyorsun.

Bir arayışın içinde olan genç kızın yolu hiç umulmadık yerde çıkar. Karşısına çıkan sert mizaçlı adam onu istemediği bir durumdan kurtarmıştır ama bu karşılaşma aralarında büyük bir gelişmenin nedeni olacaktır. Aradığını genç adamda bulan Aymira, büyük bir serüvenin ortasına atılmıştır oysaki.

O Alfa... Bir deneyin parçası. Kendinden habersiz, uzatılacak bir yardım eli beklediğini düşünen bir Alfa. İçindeki cevherin onu yalnızlaştırdığına inanıyor. Aşk... Bir nebze iyi eden tek şey onu. Hep beraber şahit olalım bir Alfa` nın doğuşuna. Bu yolda sizlerin ellerini omuzlarında hissetmeyi çok ister.

TAMAMLANDI Shifting’e dair her şey! Sevdiğiniz karakterlerin evrenine gidebilseydiniz?

Yozlaşmış bir boşlukta savrulup giderken kaybolan Kayıp Ruhlar... Ben de sizlerden biriyim. Mutlak bilgi arayışında görünenin ardındaki giz her geçen gün aralanırken, bir o kadar da sislerin arasında görünürlüğünü yitiriyor. Şimdi ona ulaşma vakti!

YD özgürlük için doğdu. Kurucu özgürlüğe mahkûmdu. YD Adalet istiyordu. Kurucu adalete bağlıydı. YD intikam istiyordu, kurucunun damarlarında intikam kanı akıyordu. YD hayat istiyordu, yaşam istiyordu. Kurucu bu yolda kendini bile feda edecekti. YD insanlık için büyük bir şanstı. Fakat bunu göremeyecek kadar kör, sağır ve dilsizlerdi. YD ölüm istiyordu, kan istiyordu, savaş istiyordu. YD özgürlük istiyordu, adalet istiyordu.. Bu uğurda ölecek bile olsa ölüme yürümüyor, koşuyordu... YD Küllerinden Doğanlardı, Yeniden Doğuştu.. Bir gün tüm düzen değişecek ve bu YD sayesinde olacaktı. Tüm dünya bilecek, akıllarına kazıyacaktı.