Kendi çapımda karaladığım şiirlerimi sizinle paylaşmak belkide iyi bir şair olup tanınmak istiyorum "Bir Dize Kadar Gerçek"isimli şiir kitabım sizlerle bütün duyguları içinde barındıran ve barındıracak olan şiir kitabıma bir göz atın derim Keyifli okumalar diliyorum

Gerçekleri gördüm

Adı bahtiyar ama her dilde

“İnsan bazen sadece susar, çünkü kelimeler ruh hâline yetişemez.” Hâlet, sadece bir şiir kitabı değil. Bu kitap, ruh hâllerinin izini süren, iç sesin gölgesinde büyüyen bir yolculuktur. Aşkın sustuğu, gecenin konuştuğu, kelimelerin yük olmaktan çıkıp hafiflediği anların kitabıdır. Her şiir, bir aynadır. Her satır, bir kırılmadır. Her sessizlik, bir çığlıktır. Eğer sen de içinden geçenleri susturup sadece hissetmek istiyorsan; bu kitapta kendini bulacaksın. Çünkü bazen en derin hâl, sadece bir kelimedir: Hâlet.

Şiir kitabıdır genel olarak romantizm Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim

Melankolik şiirler depresif yazar

Önsöz: Kokulu Bir Defterin İçinden Bu defter, ilk kez ilkokul sıralarında açıldı. Bir öğretmenin uzattığı, el yazısı gibi sade, çocuk yüreği gibi kırılgan bir kitaptı ilk olan. İlk defa bir sayfa kokusuyla değil, düşün ve duygunun kokusuyla temas ettiğim andı ve o günden sonra, yazmak yalnızca kelime üretmek değil, ruhun gölgesini ve ışığını kâğıda düşürmek oldu. Kokulu Defter, bu yolculuğun yeniden açılan bir kapısı dır, ama bu defa çocuk değilim, bu defa içimde bir sis, bir giz, bir melankoli konuşuyor ve her sayfa, biraz iç döküm, biraz iç çekiş, biraz da gizli bir yankıdır. Bu kitapta yer alan şiirler ve kısa parçalar, Gizdökümcü Edebiyat dediğimiz o özel iklimin damgasını taşır. Bu sadece bir tür değil, bir varoluş biçimi; yüzeye değil, derine konuşan, ışığa değil, gölgeye bakan bir anlatım biçimi. İlhamımızı Anne Sexton’un itiraf eden iç sesinden, Sylvia Plath’in kırılgan ama yoğun iç dünyasından, Robert Lowell’ın boğulmuş hatıralarından, ve Nilgün Marmara’nın göz alıcı karanlığından alıyoruz. Ama bu bir taklit değil, sadece onların fısıltılarını kendi yankımızla yanıtlamak. Kokulu Defter, bir günlüğün iç sesiyle, bir gölgenin şiirle konuşmasıdır. Her dize, bir çatlağın kenarında yürür ve aydınlanır, her kelime, ya bir hatıradır ya da hiç yaşanmamış bir an. Bu kitabı okurken, belki kendinize ait gizli bir defterin kokusunu duyacaksınız ve belki, en çok da yazmadığınız cümlelerin ağırlığını hissedeceksiniz. Çünkü biz, yazarken aslında sadece anlatmıyoruz… Biz, içimizden düşen karanlığı kokulandırıyoruz.

Üşüyen bir şiir peydah oluyor öksüz gidişlerinden.

"Y.Elsinya`ya Yazılmış Şiirler: Aşkın, Özlemin ve Sessiz Çığlıkların Defteri" Bu defter, bir kalbin eksik kalan sözcükleriyle dolu. Her şiir, bir mektup kadar dürüst, bir bakış kadar suskun… Aşk, özlem, pişmanlık ve iç hesaplaşmalar… Adı konmamış duygulara bir ses arayan herkes için yazıldı. Kimilerine göre bir hayal, kimilerine göre bir veda mektubu bu. Ama en çok da, "Y.Elsinya" adında bir yarım kalışa ithaf edildi.

Bir konuya bağlı kalmadığım şiir kitabı, genelde o gün o hafta ne yaşadıysam hakkında şiir yazıyorum.

Şiir olsun hayatınızda hayatınız şiir zaten..

Kalbime sığmayan sözcükleri bir araya getirdiğim bir şiir kitabı... Eğer bu şiirleri bir kalbi düşünerek okuyorsanız, inanın bana çok şanslısınız çünkü ben bunları bir kalbi düşünerek yazmıyorum. Umarım bir gün ben de o kalbi bulacak kadar şanslı olurum... Her şiirin kendisine ait bir şarkısı vardır içindeki sözcükler şarkının o ritmiyle dans eder. Burada yazılmış tüm şiirler şarkılarıyla buluşacaktır

Umarım bu kitabı hiç gmrmezsin. Biliorum yazmam hata, ama anlamalısın yazmazsam yaşayamam bir daha. Bazen diyorum ne gğnah işledim, sevmek cezamı bana? Şimdi anlıorum suçum senin gibi güzel birinin bu çirkin halimle sevmek, cezamsa gelmeyeceğini bile bilr beklemek son nefesime kadar...

Eğer vazgeçemediklerin varsa, özgür kalamazsın...

Aynalar ve Gözler Bu şiirler, benim kendi iç sesimden doğdu. Yaşadığım yalnızlıkları, sorgulamaları ve korkuları, Aynalar gibi gerçekleri yansıtarak, Gözler gibi derin ve samimi bir bakışla paylaşıyorum. Kendi dünyama açılan bu kapıda, Sen de benimle yürümeye hazır mısın?

"Bir Mısra Kadar Sen"... Ne tam bir dize olabildin içimde, ne de tamamlanmış bir hikâye. Biraz eksik, biraz suskun… ama hep orada, bir kalp atımı kadar yakın. Bu kitap; söylenemeyen cümlelerin, yarım kalan duyguların ve içe gömülen gözyaşlarının sayfalara sığdırılmış hâlidir. Kimseye anlatamadıklarını belki sen de bu dizelerde bulursun. Çünkü bazı insanlar şiir yazmaz… Sadece yaşar ve susar.

Yazdığım şiirler, fazla gömmeyin

Şiirlerimm 🩷💞

Vardır maneviyat hazı hisset

Bazı kelimeler fısıldamaz, haykırır... Ama çığlıklarını duyabilmek için okumak yetmez; hissetmek gerekir. Satır Arası Çığlıklar, dışarıdan sessiz ama içi paramparça olan ruhların şiiridir. Kimi zaman bir ayrılığın ardından, kimi zaman gecenin tam ortasında yazıldı. Bu kitap, bastırılmış duyguların, söylenemeyenlerin ve içe gömülen yalnızlıkların dilidir. Her dize, bir suskunluğun yankısı. Her sayfa, görülmeyen gözyaşlarının izini taşır. Okurken değil, içinden geçerken anlayacaksın. Çünkü bu şiirler sadece okunmak için değil. hissedilmek, tamamlanmak için var.

Evet, tek bir rüyada ibaret anlatılar ama kapaktada belirttiğim gibi *Bir düş, Bin hayale bedeldir." Hayaller nasıl ki size anlam katar. Bu Rüya da bana katılan anlamları size edebi bir şekilde aktardım.

Kendimce yazdığım bazı şiirler, sözler ve öylesine yazılar...

Duygular dile döküldüğünde Roman adını alır, Boğazda düğümlendiğinde ise şiir... Kitabın açıklaması dahil bütün söz ve şiirler şahsıma aittir. Başka yerde kullanılmasına ya da izinsiz paylaşılmasına rızam yoktur!.. *Pusu_13 Wattpad kullanırken sahip olduğum hesap ismidir. Kitap kapağı bu kitap için özel hazırlanmıştır.

Bir kadın, ilk aşkına duyduğu sevgiyle her şarkıyı, her melodiyi başka bir anlamda sever. Onun için her şarkı, kalbinde iz bırakan bir anının, bir duygunun yankısıdır. "Bir Şarkı Gibisin", duyguların ve hatıraların şarkılara dönüşmesiyle şekillenen bir aşk hikayesinin şiirsel ifadesidir. Her dizede, kaybolan bir zamanın ardında sevdanın derin izleri vardır.

Kadın Olmak Neydi? Bu kitap; doğmadan önce başlanan ağırlıkları, küçük omuzlara yüklenen beklentileri, yasaklarla büyütülen umutları ve sessizce yaşanan acıları anlatıyor. Bir kadının gözünden, kalbinden, ruhunun derinliklerinden süzülen satırlarla; anne karnındaki ilk cümleden yaşlılıkta unutulan yalnızlığa kadar uzanan bir yolculuk... Bu kitap, yalnızca kadınların değil; onları gerçekten anlamak isteyen herkesin yüreğine dokunacak şiirlerden oluşuyor. Her bölümde kadın olmanın başka bir yüzüyle karşılaşacak, bazen ağlayacak, bazen susacak ve belki içinizden fısıldayacaksınız: "Kadın olmak... Neydi?"