Hermione ve Annabell arasında geçen kavga ve bunun sonucunda Annabell`in intikamı. Annabell bu planın sadece Hermione`yi acıtacağını sanıyordu ama öyle olmayacaktı.

STRAY KİDS ile bir lise hikayesi. Türkiye `den Güney Kore `ye giden sekiz kızın Seul Lisesi`nde ki sekiz delikanlı ile tatlı maceraları. Aşk ve komedinin en güzel hâli ile karşınızdayım.

Aşağıdan annesinin çığlık sesi geliyordu. Ama o dışarı çıkmaya cesaret edemiyordu. Kapının bir anda açılmasıyla maskeli bir adam içeri daldı. Kolundan tuttuğu gibi onu malikanenin büyük salonuna sürüklemeye başladı. Küçük kız adamın elinden kurtulmak için büyük bir çaba sarfediyordu ama nafile... Büyük salona geldiklerinde küçük kız ne olduğunu anlamamıştı. Annesi salonun ortasında tahta bir direğe bağlanmış,etrafında odunlar vardı. Annesinin karşısında ise kibritle bekleyen babası... Kadın kızının gözlerine acıyla... Hayır, hayır! Korkuyla bakıyordu. Bakışları yanmaktan veya ölmekten korktuğu için değildi, sonrası için korkuyordu. O öldükten sonra ne olacaktı? Kızına ne olacaktı? Birkaç saniyelik sessizlikten sonra bu sessizliği bozan babası olmuştu. " İzle" Dedi kızının gözlerine bakarak. "İhanet etmenin bedelini izle" Küçük kız hala birşey demiyordu. Donakalmıştı , konuşamıyordu. Maskeli adam ise hala onu bırakmamış sıkıca tutuyordu. Babası kibriti yakıp odunların içine bıraktı. Zaten kuru olan odunlar hızla yanmaya başladı. Kadının bileklerine kadar elbisesi eteklerinden tutuşuyordu. Ateş hızla yukarı tırmanmaya başladı. İşte o an kadının çığlıkları duyulmaya başladı. Şimdiye kadar hareketsiz duran kız annesinin sesiyle uyanmıştı. Annesinin yanına gitmeye çalıştı, annesini kurtarmaya çalıştı ama maskeli adam onu bırakmıyordu. Alevlerin içindeki annesine baktı, acıyla çığlık atan annesine... "BIRAK!" Dedi kız. Sonunda konuşanilmişti. " Bırak beni!" Diye bağırıyordu. Annesinin çığlıkları daha da yükselmişti. Kadının tiz çığlıkları Çin işkencesinden farksızdı. Annesinin bağışları arasında dizlerinin üstüne düşen kız hala çırpınıyordu. Belki bir umut annesini kurtarabilirdi. Ama nafile... Bir süre sonra annesinin sesi yok olmuştu. Sadece yanan odun ateşinin sesi kalmıştı. " Anne" Dedi kız ağlamaklı ama kısık bir sesle. Sadece ateşe bakıyordu ve ateşin içindeki annesinin cesedine. Birkaç dakika sonra herşey yok olmuştu. Sadece küller ve odun közleri kalmıştı. Maskeli adam kızı bıraktı. Adamın kendisini bıraktığını anlayan kız direkt annesinin küllerinin yanına gitti. Küllerin arasına bakındı. Sanki annesini bulabilecekmiş gibi... Hala sıcak olan külleri avuçladı ve ağlamaya başladı. Kaç dakika, kaç saniye ağladığını bilmiyordu. Yavaş yavaş ağlaması kesiliyordu. Birden kafasını kaldırdı. Ayağa kalkıp babasının üzerine koştu ve vurmaya başladı. " Neden yaptın!" Dedi nefretle babasına vurarken. " Neden bunu yaptın?!" Dedi bağırarak. Maskeli adam onu tekrar tutmuştu. Adamın kolları arasında babasına saldırmaya çalışıyordu. Babası arkasını dönerek gitmeye başladı. " Senden nefret ediyorum!" Dedi kız." Bunun hesabını ödeyeceksin. Yemin ederim ki bende seni öldüreceğim!" Diye bağırdı babasının arkasından. İşte asıl hikaye şimdi başlıyor. Kimse bilmiyordu... kimse nasıl bir intikamcı ruh yetiştirdiğini bilmiyordu... Geri dönecek... Güçlendiğnde geri dönecek... Annesi onun gözlerinin önünde yakılarak öldüğünde hikaye onun için başlamıştı. Şimdi ise onun geri dönüşü herkesin hikayesinin başlangıcı olacak. Bu bir intikam hikayesi . Lisa`nın hikayesi.

Kardelen kitabımın devamı... Toprak saklar acıyı, ama iki yürek unutmaz. Zelal ve Berfin… Birbirine sımsıkı sarılmış iki kız kardeş. Bir gece anne babalarına yapılan saldırı sonucu... hayatlarının en derin karanlığına savruldular. Evlerinin içinde yetim kaldılar. Sevdikleri, birer birer yere düştü. O an anladılar… Bazı hikâyeler mutlu sonla bitmez...

Aşk ,tutku,mafya,

Lara ve denizin yazlıkta başlayan aşkı...

Athéna’nın tapınaklarında uyanan güç, sadece ülkeyi değil, ninjaların ruhlarını da etkilemiştir. Emma’nın taşla kurduğu bağ, onu geçmişin gölgelerine ve unutulmuş anıların içine çekmektedir. Ancak bu kez tehdit dışarıdan değil—içeriden yükselir. Varlık, şekilsiz bir düşman olarak Ninjago’dan gelenleri taklit etmeye başlar; seslerini, yüzlerini, hatta duygularını. Gerçek ile yansıma arasındaki çizgi bulanıklaşırken, ninjalar birbirlerinden bile şüphe etmeye başlar. Cole ve Emma’nın bağı sınanırken, Lloyd geçmişin izleriyle yüzleşmek zorunda kalır. Jay ve Nya, Athéna’nın kadim teknolojileriyle uğraşırken, Zane ve Pixal varlığın kökenine dair karanlık bir sır keşfeder. Bu kitapta ninjalar sadece düşmanla değil, kendi kimlikleriyle de savaşır. Çünkü bazen en büyük tehdit... senin gibi görünen ama sen olmayan bir şeydir. Ve bazen... kendini tanımak, dünyayı kurtarmaktan daha zordur.

Veraline, kuzeni Flora ve geri kalan ailesi gibi doğaya hükmedebilen bir peridir. Ancak güçleri sadece doğa güçleriyle kalmamaktadır. Uzun zaman önce izlerini kaybettirmeyi başardıkları antik güçler kendisine miras kalmıştır. Winx`in Lynphea yolculuğu, Uzmanlara yeni katılan gizemli biriyle şimdiden garip bir hâl alırken, güçlü bir auraya sahip olan Vera ile yollarının kesişmesiyle ekibin arasındaki farklı enerjiler de artmaya başlar

Babası tarafindan zorunlu bir sekide erkek lisesine gitmek zorund kalır ama oradaki erkeklerin hepsi mafya ve düşman erkek liseleride mafyadir ve bakalım Lina bu okulda nasıl durucak bakalim

Felix`in zoruyla arkadaşları ile maç izlemeye gelen seungmin,o maçtan sonra hayatının değişeceğini bilmiyordu...

(FAN KİTAP) Dünyanın üzerinde bir zamanlar “Göksel Duâ” okunurdu. Bu dua, insanların kalbine huzur, ruhlarına denge getirirdi. Fakat bir gün, duayı taşıyan en saf melek suskunluğa gömüldü—ve o günden sonra gökyüzü kararmaya başladı. Artık kimse duayı hatırlamıyor. Sadece bir kişi, bir "yarı-kanatlı", bu duanın yankısını rüyalarında işitiyor. Ama her gece daha az, her gece daha boğuk. Ve son gece geldiğinde... dua tamamen unutulacak. O zaman kıyamet gökyüzüne tırmanacak.

“Işığı herkes severdi… ama karanlığı, yalnızca gölgede duranlar sevebilirdi.” Milyonların önünde parlayan bir yıldızdı Kim Jisoo. Ama geceleri, yalnızca karanlığın esiri oluyordu. Ve karşısında, geçmişin kırık aynası gibi duran o isim: Kim Seungmin. Ezeli düşmanı. Belki de en büyük aynası… İki kırık ruh, iki farklı ateş. Birbirlerine hem tehdit, hem teselli olacaklarını bilmeden… Tutku her zaman yakar. Ama bazıları yanmaya hazır doğar.

klasik watty kitabı gibi olacak arkadaşlıktan aşka gibi hikayeleri sevdiğim için böyle bir hikaye yazmaya karar verdim

Paralel evrenler arasında geçiş yapan Minho her geçiş yaptığında Jisung`un rüyalarına ve kabuslarına giriyordu ancak asıl önemli olan Minho`nun Han`ı neden aradığıydı...

Bir tesadüf yoktur. Sadece zamanında saklanmış sırlar vardır. Alina Koral, sıradan bir şirkette sıradan bir çalışan olduğunu sanıyordu. Ta ki o gün gelene kadar… Simsiyah takım elbisesiyle içeri giren adam, sadece ofisin değil, herkesin kaderini de devralmıştı. Demir Aslan. Yeni patron. Soğuk, karizmatik ve fazlasıyla tehlikeli biri. Ama onun asıl planı sadece iş değil… geçmişi susturmak. Ve Alina’nın gözlerinin içine bakarken unuttuğu tek şey şu: Bazı bakışlar, geçmişin aynasıdır. Kutlama gecesi yaklaştıkça, Alina’nın etrafındaki duvarlar çatırdamaya başlar. Cenk’in gölgesindeki gülüş, Demir’in fısıltılara sakladığı sırlar ve odanın ortasında asılı kalan sorular: Bu adam kim? Alina neden onun ilgisini bu kadar çekti? Ve en önemlisi... Bu kutlamadan kim sağ çıkacak? Gizemle örülmüş bir aşk, geçmişin izleriyle harmanlanan karanlık sırlar ve nefes kesici bir oyun… “Gölge Patron” seni, görünenin ardındaki dünyaya çağırıyor. Ve bir kez adım attığında... geri dönüş yok.

Bu ilk kitabım, hatalarım olursa şimdiden üzgünümm

Ünlü bir K-Pop idolü hayranı ile karşılaşırsa ne olur? Durun, durun şöyle sorayım İstanbul`da karşılaşırsa ne olur? Peki ya hayran kızımız aslında başka bir ünlü idol grubunun menajeri çıkarsa... Güzel ve tatlı bir hikaye evreni bizi bekliyor desem? Kaçık gururla sunar :)

Ortaokulunun en çalışkanı , sevileni , iyi davranışlarıyla bilinen Han Jisung. Ve okulun en popüleri , haliyle zorbası , boksör olan Minho. HaN Jisung hastaydı... Astımı ve epilepsisi vardı. Okulda onlarca kez astım atağı ve epilepsi krizi geçirirdi. Minho`nun gözünde hastalığı yüzünden ve akıllı bir öğrenci olmasından erkek bile değildi ki Han Jisung. Jisung`un nedensizce sadece Minho`nun dediklerine içerlemiş ve 3 yıl boyunca çalışıp sağlığının izin verdiği raddede anca okçu olabilmişti. Fakat bunun hakkını vermiş olsa ki bulunduğu bölgenin en iyi okçusuydu. 3 yıl sonrasında şehirlerdeki belirli okullardan bir spor kampı kurulmuş çeşitli eğlenceler ve yarışmalar oluyor, öğrenciler kendi branşları arasında yarışıyordu. Ne tesadüftür ki Han ve Minho bu kampta tekrar karşılaşmıştı. Han Minho`yu ilk görüşte tanımıştı, nasıl unutabilirdi ki!

Bir okul düşünün o okulda öğretmensiniz ve öğrencilerinizden bir dünyanın en çekici abisine sahip

Channie kurgusudur. Lise yıllarında birbirinden hoşlanan iki genç kız,yıllar sonra güçlenerek intikam duygusu ile düşman olarak karşı karşıya gelir.

ilk kitabım o yüzden çok heyecanlıyımm

Lix:Jisung gördün mü? Ünlü yayıncı Lee know sana sallamış. Jis:𝐎 𝐲𝐚𝐠𝐥𝐢 𝐜𝐢𝐥𝐭𝐥𝐢 𝐝𝐞𝐥𝐢𝐲𝐢 𝐜𝐢𝐝𝐝𝐢𝐲𝐞 𝐚𝐥𝐦𝐚𝐦 𝐛𝐞𝐧.

Rüyasında Jungkook`un kalbine bir cemre düştü ve kökleri ruhundan toprağa geçti, dalları ise göğe uzandı. Tanrının bir işaretiydi sanki, ölecek ve vücudu toprak olacak sandı. Oysa hakikat başkaydı. Tanrı ona başka bir şeyi işaret ediyordu.

Yoongi ve Jimin, birbirlerine tamamen zıtlar. Yoongi gürültüyü sevmiyor, Jimin sessizliğe asla katlanamıyor. Ama aşk... tam da aralarındaki duvarda yankılanıyor.

Setten doğan aşk ...