Atlas Yalçın canice katledilmişti. Ve katil bulunana kadar herkes karantinaya alınmıştı. Ama ortada hiçbir şekilde kanıt bulunamadı bu kadar kısa sürede bunun yaşanması akıllarda büyük soru işaretleri bıraktı. Katil kaç kişiydi? İlerleyen günlerde ortaya çıkan notlar katiller arası bir çatışma olduğunu kanıtlıyordu. Peki ilerleyen günlerde ne olucak? Başka cinayetlerde işlenecek miydi?

> O karanlık gecenin izi vardı kalbinde… Silmek istediği ama asla silemediği bir gece. Ay, bu acının ve sessizliğin ardında yaşayan bir sır saklıyordu. Kimseye anlatamadığı bir gerçek... Ve şimdi, her şeyin ardındaki o siyah perde aralanmak üzere. Gerçekle yüzleşmeye, bu sırrı

Şimdilik deneme amacıyla açılmıştır, birkaç hafta sonra başlanacaktır

"Sessiz Yemin Zeynep ve Cem, üniversitenin en parlak iki öğrencisiydi. İkisi de hayalleri ve idealleri olan gençlerdi; ama farklı dünyalardan geliyorlardı. Zeynep, tutkulu bir hukuk öğrencisiydi; adaletin peşinden koşuyordu. Cem ise tıp fakültesinde, insanların hayatını kurtarmaya kendini adamıştı. Birbirlerini ilk gördüklerinde, gözlerinde aniden oluşan o derin bağ, ikisi için de hayatlarının dönüm noktası oldu. Ancak aşkları kolay değildi; çünkü aileleri aralarındaki farkları kabul etmiyordu, toplum baskısı ise üzerlerine giderek büyüyordu. Gizli buluşmalar, uzun geceler boyunca paylaşılan umutlar ve korkular, aşklarının temelini oluşturdu. Zeynep, Cem’in soğuk ellerinde hayatın anlamını bulurken, Cem de Zeynep’in kararlı yüreğinde güç buluyordu. Fakat hayat, onların yanlarında değildi. Cem’in ağır bir hastalığı vardı ve bu sırrı Zeynep’ten saklıyordu. Zamanla hastalık ilerlerken, Zeynep onun acısını derinden hissediyor, ama ona güç vermek için sessizce savaşıyordu. Bir gün, Cem, Zeynep’e son bir yemin etti: “Seni bırakmayacağım, bu hayat bize ne kadar kısa da olsa, her anını birlikte yaşayacağız.” Ve o andan itibaren, aşkları acının, umudun ve inancın en gerçek hali oldu. Zeynep ve Cem, tüm zorluklara rağmen birbirlerine sıkı sıkıya bağlı kaldılar; çünkü gerçek aşk, sadece güzel günlerde değil, en karanlık anlarda da varlığını gösterirdi.

Bir gece... Bir kız öldü. Kanıyla çizilmiş bir gülümseme bırakarak. Gökyüzü kızıla büründü. Ve bir gülümseme kaldı geriye; kanla çizilmiş, unutulmaz. Bu, sadece bir cinayetin hikâyesi değil. Bu, sessizliğin çığlığa, masumiyetin karanlığa, dönüştüğü bir dünyanın hikâyesi. Kimse göründüğü gibi değil. Hiçbir yer sandığın kadar güvenli değil. Ve bazen, en korkutucu ses... Senin içinden gelir. Bir gülümsemenin ardına saklanmış dehşet, bir kasabayı yutmaya hazır. Ve bir mesaj: :) Bu hikâyede herkes bir iz bırakır. Ama bazı izler yalnızca kanla çizilir. Karanlığın gülümsediği yerde, masumiyet susar. Gökyüzü kızıla döndüğünde, umut değil, kan parlar. Ve bazen karanlık sadece etrafta değildir... İçindedir.

kurgu üç yazmak istediğin zaman başla. kıraliyet

Neva Arın… Sessiz, derin, sırlarla örülü bir genç kız. Herkes onun sakinliğini soğukkanlılık sanıyor. Oysa içi, geçmişinin karanlık yankılarıyla dolu. Lise son sınıfta, yeni bir şehre taşınmak zorunda kalan Neva için her şey baştan başlıyor. Yeni bir okul, yeni yüzler, ama tanıdık karanlık. Okulun görünürdeki sıradanlığı, kısa sürede yerini garip olaylara bırakıyor. Gece yankılanan adımlar, asla gönderilmemiş mektuplar, geçmişten fısıldayan bir ses... Ama en büyük sır, Neva`nın bizzat kendisinde gizli.

Selammmmmm Yalzilmaya başlayan ilk kitabimla karsinizdayim

"B-Ben... ben yapmadım..." diyebildim çaresizce, "neden bana inanmıyorsunuz ben yapmadım!" Hepsinin şüpheli bakışları üzerimdeyken bana inanan tek kişide şuan yerde kanlar içinde yatıyordu. "Ben hasta değilim..." diyerek fısıldadım acı içinde, "ben deli değilim..." Korkuyordum, delirmekten korkuyordum. Etrafımdaki insanlar beni anlamamakta ısrar ediyordu. Lanet olsun ben deli değildim, eğer deliysem okuduğum bu günlükte yazanlar neden bir bir başıma geliyordu!?

“Onu öldürdüm, çünkü yaşamak istedim. Senin hayatın, onun ölümüyle birleşti. Ve şimdi ikisi de bitti."

Sırlar dünyasının kapılarını aralayan Lythia bu günden sonra hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındaydı

Bu bir rüya mıydı? Yoksa gerçek mi?-...

Geçmiş mi? Oysa geçmemiş gibiydi.

Mafya dizisidir

Masallarda ki kötü karakterlerin bile kötü olmak için geçerli sebepleri vardı. Bu dünyada düşmanına değil dostuna güvenerek hata yapardın. En derin yarayı dostun açardı, çünkü her şeyini o bilirdi. 𝑯𝒆𝒓 𝒔𝒆𝒚𝒊𝒏𝒊. Farklı bir aileyle büyüyen suikastçı kızın hikayesinin başlangıcı olacaktı. Ama her şey sırada ki görevinde gerçekleri ortaya çıkaracaktı. Ne gibi gerçekler mi?... Çok fazla düşünen bir insan, hayatın neşesini kaçırırdı.

03.08.2025 Nisan yıllardır hayali olan o Kara Harp okulunu sevgilisi Kerem ile kazanmıştır. O gece üniversitenin ilk günü olacağı için beraber kalmak isterler. Ama o gece geri dönüşü olmayan şeyler olur. Bir hayat biter. Bir umut biter. Ve o gün binlerce hayatlar, aşklar biter

ANLATILAMAYACAK KADAR DERIN VE TWRS KOSELERLE DOLU BIR HIKAYEYE. HOŞGELDİN SEVGIKI OKUR

“Burası sadece bir okul değil… burası, isimlerin kaybolduğu yer.” Alara için her şey sıradan bir dersten ibaretti. Ta ki, adını listelerde göremeyene kadar. O andan sonra anladı… Bazı öğrenciler mezun olmaz, sadece unutulur... Unutulanlar Okulu~

Her yüzün ardında saklı bir hikâye vardır; her hikâye, gölgelerle örülmüş sırları taşır. Bir yabancı gelir ve her şeyi değiştirir; neyi görebileceğini, kime güvenebileceğini ve hangi sınırların aşılabileceğini sorgulatır. Ama dikkat et: bazı maskeler öyle derin, bazı sırlar öyle karanlıktır ki, sadece cesurlar yaklaşabilir. Yaklaştıkça, karanlık da seni içine çeker. Her adım, her nefes, seni bilinmeyene biraz daha yaklaştırır. Ve sen fark etmeden, avcıyla av, gölgeyle ışık, yabancıyla kendi korkuların arasında sıkışıp kalırsın. Çünkü bazı oyunlarda kazanan yoktur; sadece maskesi düşenler vardır.

Sizi kitap boyunca sürükleyecek korku ve gerilimi ile inanılmaz bir deneyim. Keyifli okumalar🫶

Annesinin ölümünün sebebini bir e-posta ile alan Hilal, bu e-postanın kimden geldiğini araştırmaya başlar ve bir mafyaya ait olduğunu görür. Mafya ile iş birliği yapmaya başlar. Ama işler yolunda gitmez.

Genç ve sağır bir kız annesi ile huzurlu bir tatile gitmek için plan yapıyordur. Ancak beklemediği bir anda yanlışıkla bir cinayete tanık olur ve bir seri katilin sıradaki kurbanı olur. Fakat anlar ki katilin elinden kimse kurtulamamıştır. Annesi ile birlikte yazılacak yeni bir kurban hikayesinin ortasındadır. Genç kızın dudaklarındaki sessizlik katil yüzünden en korkunç çığlığı haline gelmişti.

Ne yazıcamı bilmiyorum şimdilik böyle doldurucam

Selin, İstanbul`daki bahtsizliklarindan kurtulmak için Çamliyaka kasabasına taşınır ama gittiği yerde bir cinayet işlenmiştir. Araştırmacı ve meraklı bir kişiliği olduğu için kimsenin polislerin bile üstlenmedigi bu cinayet vakasını üstlenir ve aynı zamanda beklenmedik şekilde bir adama tutulur.

Bir öğretmenin, masum bir bebeğin ve deli bir komutanın hikayesi...