ask ve tutkunun en iyisi

Hangimiz sahtekar?

yillar sonra karsilasan iki kisi

"Benden bunu isteyemezsin," diye bağırdım sertçe. O an masada duran su bile titredi. Umursamadım. Sadece karşımdaki adamın bal rengi gözlerine odaklandım. O bal harelerde fazlasıyla pişmanlık gizliydi. Yutkunamadım. "Onca yaptığın şeye rağmen benden bunu isteyemezsin, Araz!" "Biliyorum," dedi sadece. Başı önde, gözleri ise kapalı bir şekilde yerdeydi. Utanıyordu. Hatta öyle utanıyordu ki, gözlerimin içine bile bakamıyordu. Nil, kırmaktan korkardı. Ben korkmadım. İlk defa birini kırmaktan korkmadım. Aksine bunu zevkle yaptım. "Bilmiyorsun," diye bağırdım ve masadaki suyu sertçe yüzüne fırlattım. bakışları bu raddeden sonra bana döndü, umursamadım. "Benden seni affetmemi bekleme Araz, hem de hiçbir zaman." Ayağa kalkıp yürümeye başladığımda o da kalkmıştı. boşunaydı. eli bileğimi kavradığında ise bu her şeyin patlama noktası oldu. hızla ona dönüp yüzüne okkalı bir tokadı geçirdim. "Dokunma bana," diye çığlık attım. O ise kendinden daha fazla utanıp başını yere eğebildiği kadar eğdi. Pişman olduğunu görebiliyordum fakat benim acım daha fazla ve derindi. Kendime engel olamadım. "Yalnız başıma banyoya bile gidemiyorum," diye haykırdım acıyla. Gözlerimden akan yaşları artık hesap etmek zordu. "Sürekli donduğumu hissediyorum," Artık tek ağlayan ben değildim. Pişmanlıkla bakan gözler dahi söndüremedi içimdeki ateşi. "Öleceğimi sandım ben be! Bana bunu nasıl yaparsın, Araz?" Sustu. Zaten en fazla ne söyleyebilirdi ki? Bütün yollar artık çıkmaz sokaktı. Hep de öyle kalacaktı. İçimdeki ateşi söndürmeyi başarana dek. Not; bu hikayedeki olaylar tamamen hayal ürünüdür. Gerçeklik ele alınmamıştır. Benzerlik tesadüfidir.

Güllerde acımasızdır ama canını yaktığında anlarsın, unutma güllerin dikenleri vardır..

★ Bir paradoks gibiydi gece. Felaketim başlıyordu. Yıldızlar bile aklıma onu getiriyordu. Kalbim, içimde başlayacak henüz kıvılcım halinde olan yangının yansıması olarak hızla çarpıyordu. Ancak göğsüm daralıyordu, hızlı hızlı nefesler alıp köprüden indim. Derenin kenarında oturdum. Yüzüme biraz su çarptım, buz gibi su yüzümle bir oldu. Neden böyle olmuştum? Neden içimde en yer etmemesi gereken kişiye karşı bu denli derin hisler büyütmeye başlamıştı kalbim?

Yazdıklarım gerçeklik içerir

Kartal, işinin yoğunluğu nedeniyle ailesinin yanına pek uğrayamaz. Annesi, onun artık evlilik çağının geldiğini düşünerek zaman zaman baskı uygulamaya başlar. Son zamanlarda bu baskı iyice artmıştır. Güneş, ailesinin bulundu yerde doktorluk yapmaktadır. Onun ailesi de aynı şekilde evlenmesi gerektiğini düşünüp son dönemlerde baskıyı yoğunlaştırır. Hafize Hanım (Kartal`ın annesi), Kübra Hanım (Güneş`in annesi) ile durumu konuşur ve anlaşır. Artık iki anne de, çocuklarına bu durumdan kurtulmaları için birbirleriyle konuşmaları yönünde zorlama yapmaya başlar. Güneş, bu baskılar üzerine Kartal’la konuşurlar. Bir süre sonra ailelerinin durmayacaklarını farkedince, anlaşmalı evlilik yaparlar. ***Bu kitapta adı geçen kuruluşlar, kişiler, yerler, durumlar ve olaylar tamamen yazarın hayal gücünün ürünü olup, hiçbir gerçeklik iddiası taşımamaktadır. Eğer gerçek hayattakilerle bir benzerliği varsa tamamen tesadüfidir.***

....................................................

Üvey ailesi ile yaşayan Derya bir gün gerçek ailesi ile karşılaşır...

Ana karakterlerimiz Mustafa ve yağmurdur.Onlarin kuzenleri sayesinden tanıştıkları bir yaz günü başlarına nelerin geleceğini sürekli olaylar yaşayıp birbirlerinden kopamayacaklarindan haberleri yoktur.iyi okumalar Not: bölümler 12 aralıktan itibaren yayınlanmaya başlayacaktır şuanda yaziliyordur.

"Bizim hikayemizdi... Aşeka ve Gecebal`ın unuttuğu."

Günün güzelliğini geri getir

𝐵𝒾𝓇𝒾𝓈𝒾𝓃𝒾𝓃 𝓀𝒶𝓇𝓈̧ı𝓁ı𝓀𝓈ı𝓏 𝓈𝑒𝓋𝑒𝒷𝒾𝓁𝓂𝑒𝓈𝒾, 𝑜̈𝓁𝓊̈𝓁𝑒𝓇𝒾𝓃 𝓉𝑒𝓀𝓇𝒶𝓇𝒹𝒶𝓃 𝒽𝒶𝓎𝒶𝓉ı𝓂ı𝓏𝒹𝒶 𝑜𝓁𝓂𝒶𝓎𝒶𝒸𝒶𝑔̆ı𝓃ı𝓃 𝑔𝑒𝓇𝒸̧𝑒𝑔̆𝒾 𝓀𝒶𝒹𝒶𝓇 𝓃𝑒𝓉.

Bir kız Anne ve baba ayrılığında nasil dayandığı

osman🤍idil alper🤍aden şükrü🤍gece

Yıllar boyunca birbirinden başka ailesi olmayan Güneş ve Poyraz ... 16 yıl sonra bir ailelerinin olduğunu öğrenirse ne olur ? Peki ikiz değilde dördüz olduklarını öğrenirlerse ? Ve Kılıçsoy ailesi yıllar sonra çocuklarının karıştığını öğrendiğinde ne yapabilirdi ? Geçmişteki tüm acıları görmezden gelebilirler miydi ? Onca yıldan sonra kendi kanından olan kişilere ısınabilirler miydi ? Ve en önemlisi bir aile olunabilir miydi ?

Bu kitabı canımdan çok sevdiğim insana efem e yazıyorum şuan kendisinin nerede nasıl olduğunu bilmiyorum hani derler ya aramıza şehirler ülkeler girdi diye bizim gerçekten de girdi belki şuan İstanbul’dadır yada Türkiye’de bile değildir bilmiyorum tek bildiğim şey onu çok sevdiğim

Bir okulda kimliği bilinmeyen biri öğrencilerin eşyalarını çalıyor ve herkes ona ‘Hırlı’ diyor. Selin ise sıradan bir günde okul bahçesinde bulduğu bir bilekliğin, sandığından çok daha büyük bir sırrı ortaya çıkaracağını bilmiyor. Bir bileklik… Bir yalan… Bir sır… Selin ve arkadaşları kendilerini hiç bilmedikleri karanlık bir oyunun ortasında bulurken, gerçek ile yalan arasındaki çizgi her geçen gün daha da bulanacak.

Hafsa ve Talha aşkı

Öyle böyle taylik.

O artık benimle değildi ama yaşıyordu kalbimde.O artık ölüydü ama yaşıyordu benimle....

Umut Apartmanı dışarıdan sakin görünür ama içeride her gün ayrı bir olay yaşanır. Asel, babası ve abisinin arasında büyümüş; evin düzenini, kaosunu ve gürültüsünü aynı anda taşıyan bir öğretmendir. Sabah telaşı, akşam sohbeti, sürekli kapı çalan komşular… hayatı hep hareketlidir. Ahlas ise alt katta yaşayan, düzeni çok seven ama apartmanın temposuna bir türlü ayak uyduramayan komiser. Sessiz bir hayat isterken, üst kattan gelen abi–kardeş atışmaları, Asel’in telaşlı sesleri ve komşuların bitmeyen yorumları sürekli kapısına dayanır. Asel’le Ahlas arasında küçük sürtüşmeler başlar; kim zaman merdiven üzerinde, kimi zaman kapı önünde, bazen de apartman toplantısında. Yan karakterler de bu anları kaçırmaz; herkes yorum yapar, herkes karışır, herkes güler. Hikâye; aile içi şakalaşmaların, komşu dayanışmasının ve iki kat arasındaki tatlı çekişmelerin eğlenceli ritminde ilerler. Umut Apartmanı’nda kimse sıkılmaz; her gün yeni bir hikâye ortaya çıkar. KİTABIMIN TÜM HAKLARI BANA AİTTİR. (Ç)ALINMASI DURUMUNDA GEREKLİ İŞLEMLER TARAFIMCA YAPILACAKTIR! KOPYALANMASINA KESİNLİKLE İZNİM YOKTUR!!! Kapak tasarımı: thenazll_

“Bunlar dünyamızı hastamı etmek istiyorlar” İşte böyle başladı her şey. Bu cümle başlattı tüm her şeyi. O günden sonra asla eskisi gibi olmadı. Olamadı.

Genç doğduğunda soyadı değiştirilmiş. Üvey aile ona hep “seni koruyorduk” demiş ama nedenini söylememiştir. Okula yeni gelen biri sürekli gence garip sorular sorar. Soyadını, doğduğu şehri, annesinin adını… Bir süre sonra ortaya çıkar: O çocuk, gencin gerçek ailesinin izci üyesidir. Aile mafyadır ve yıllardır kayıp çocuğunu aramaktadır. Genç bunu öğrenince iki gerçek ortaya çıkar: Gerçek aile onu geri almak istiyor. Üvey aile onu korumak için yıllarca saklanmış. Ortada kalır: Bir yanda güvenli ama gizemli üvey aile… Diğer yanda tehlikeli ama kan bağı olan aile… Ve her iki tarafın da kendi planı var.