Hikaye;Yetimhaneda büyüyen 5 çocuğun müdürün odasından bulduğu "zaman makinesi oyunu"adındaki oyunu almasıyla başlar.ilk başta herşey normaldir ama sonra çocuklar hiç bilmedikleri bir yerde uyanırlar ve hikaye başlar. İyi okumalar~

Bir efsaneye göre ; yerin binlerce kat aşağısında Bulunan , kimisine göre yaratık , kimisine göre kutsal bir tanrı. Kimisine göre ise insanlığın sonu olan ,Gerçekliği bilinmeyen ,bu ruh çoğu kişinin ilgisini çekmez . Bunun yanısıra en büyük efsanelerden biri olan Ruh Kale . Denilene göre yüzlerce şövalye tarafından kuşatılan kale; açıklanamayan gizemlerin ve yeryüzünün olabilecek her şey koruyan bir kuşatmadır . Bu efsaneler genellikle çocuklara anlatılan masallar olarak kalır . Böyle düşünenlerden biride Freya’dır . Bir gecede hayatı tepe taklak olan Freya; istemeden’de olsa Valoria’nın kralını öldürür ve kendini Ruh kalede bulur. Kendisinin kral katili olduğunu saklamaya çalışırken , yeni gerçeklerle yüzleşir.

Dünya`nın en eski ülkelerinden biri olan Savaşçılar Krallığı`nın büyük hikayesini okumaya hazır olun....

Dünya da herkesin maruz kaldığı bir ışık yağmuru yağdı. Bu tüm insanlara birbirinden farklı yetenekler sağladı. İnsanların buna alışması onlarca yıl sürdü . Öyle ki artık yer yüzünde yetenek sahibi olmayan nerdeyse kimse kalmadı. Ama neredeyse .

Merhaba ben Eylül kitap yazmaya karar verdim umarım beğenirsiniz ve kitap başları fazla olmasa da biraz korku arasında romantizm var tabi..

Tek bir krallığın hüküm sürdüğü Dünya 1123 yaşındadır. Gezegenin neredeyse tamamını kontrol altında tutan bu krallık Üç Bayrak olarak bilinir. Son yirmi beş yıldır Kraliçe Nuxuyi, Kral Menthis ve Kral Carlex yönetimdedir. Üç Bayrak`ın ezeli düşmanı Taçsız Kral olarak bilinen Deanon`dur. Yapılan son ateşkes, yakın gelecekte sona erecektir.

Kitabı seveceğini düşünüyorum ama akıl sağlığın için aynı şeyi söyleyemem 🙃😉

12 Burç Hanedanlıklarının birliği ile dünyada barış sağlanıyordu.Uzun zamandır bir varis doğuramayan,Terazi Hanedanlığı Hükümdarı, kocasının ölümüyle beraber hamile olduğunu öğrendi.Bebeğin doğum günü halk tarafından lanetlendi.Güzelliğe her şeyden çok önem veren Terazi Halkı,birde bebeğin çirkin olduğunu görünce onu varis kabul etmedi.Özgüvensizlik ve utançla büyüyen Lera,Boğa Hanedanlığı varisi ile evlendirilmeye çalışılınca,annesine mahcubiyetinden kabul etti ama tanışma günü her şeyi değiştiren bir olay olacaktı.

"Bazı savaşlar kalpte başlar, kurşunla biter." Banu, küçüklüğünden beri Buğra ile yan yana büyüdü. Ama ne o Buğra’nın gerçek kardeşiydi ne de bu dünya onun yuvasıydı. Bir zamanlar masum bir çocukken kaçırılmış, karanlığın içinde büyütülmüştü. Ve şimdi, ona ‘aile’ denilen bu yerin ortasında bulmuştu kendini. Buğra, babasının gölgesinde büyümüş, acımasız bir mafya lideriydi. Dış dünyaya karşı sert ve mesafeliydi, duygularına yer olmayan bir adamdı. Ama Banu, onun için bir istisnaydı. Ona karşı hep koruyucu, hep şefkatliydi. Fakat geçmişin gölgeleri Banu’yu içine çekmeye başladığında, Buğra’nın dünyası sarsılacak ve ikisinin de içindeki fırtına kaçınılmaz olacaktı. Kanunların sustuğu yerde, silahlar konuşur. Peki ya kalp?

Vistar krallığının bir varisi zorla bir anlaşma yüzünden zorla bir evliliğe sürüklenir. Varis Lena kedar krallığının varisiyle anlaşma yüzünden evlenmeyi kabul eder. Düşmandan aşka doğru ilerleyen bu yolda Lenanın hayatını dinlemeye hazır mısınız?💓

Bu kitapta okuldaki bir çocuğu anlatan kitaptır tabi bunlar gerçek değildir! Smut olacak . Keyifli okumalar💗

Dinleyin bakın Gökçe çığlıklar atıyor!

arkidaslarr ilk kitabım konumuz nora adındaki kızımızın büyükannesini öldüreni bulmaya çalışırken yaşadığı olaylar.Nora büyükannesini çok seviyor çünkü ailede Nora’nın kız kardeşi Victoria daha ön planda üstelik Nora yasak bir ilişkinin çocuğu büyükannesi ile aynı kaderi paylaşan bir karakter umarım beğenirsinizz<33

Her insan göründüğü gibi değildir ve ne yaşadığını bilemeyiz.

Bir insana aşık olan başcadının hikayesi...

Hayatı bir gece onu karşılayan sürpriz kazayla parçalanmış genç bir kadın. Lahza Marin, yaşadığı korkunç kaza sonrası bambaşka bir dünyaya sürgün edilir. Şimdi dağılmış hayatının parçalarını toplayabilir miydi? Üstelik en acımasız kişilerin ellerine düşmüşken, artık geri dönebilir miydi ait olduğu dünyasına? Korkuyorsan.”Yenil ve teslim ol.” Onların dünyasında zayıflara yenilgiyi kabul etmek düşerdi. Halkı olmayanlar köle olmak tek yaşam şanslıydı. Ale Dahkes acıma duygusunu bilmeyen nefretini dâhi paylaşmayan bencil bir adamdı. Kaçmak ne mümkündür ondan. "Sana bir şans verse bile önüne düşmen için bütün çıkışlarını kendine çevirecektir. Onu bilen bilir, ama kimse tanımaz." ”Peşinden gelmeyeceğim, bana sen kendin geleceksin.”

Ay`ın mühürlediği bir kadının içindeki ateş ve su arasında denge arayışı başlar. Gücünü keşfederken, hem karanlık hem de aydınlıkla yüzleşmesi gerekecek. O, yalnızca bir kadından fazlasıdır; o, bir efsanedir.

"Karanlıkta Yükselen: Bir Mirasın Gölgesi" Reynor kıtasında savaşlar bitmek bilmez. Tanrıların ve kralların oyun tahtasında piyonlar gibi kullanılan halk, bir umut ışığı beklerken, fırtınanın merkezinde bir isim yükselir: Aries. Onun adı hem korku hem de umut fısıldar. Ancak kimse, taşıdığı sırların ve gücün dünyayı nereye sürükleyeceğini bilmez. Kaosun ortasında, kaybolmuş bir çocuğun masumiyeti ile dünyanın en karanlık sırları arasında sıkışmış bir adam… Kendi geçmişinin gölgeleriyle savaşırken, Aries, sadece kendisi için değil, tüm kıtanın kaderi için de bir yol seçmek zorunda kalacaktır. Kral mı, yoksa yok edici mi? Kurtarıcı mı, yoksa savaşın gerçek yüzü mü? Onun hikâyesi, yalnızca cevaplarla değil, çok daha derin sorularla başlar. Reynor’un kaderi, bir adamın ellerinde şekillenecek. Ama bu kader, kurtuluş mu yoksa çöküş mü getirecek?

Aymuna diyarı biri kraliyet ailesi olmak üzere 9 soylu aile tarafından yönetilen bir yerdir. Merkezde başkent Kolorian`da Rondak ailesi vardır. Yaklaşık 2000 yıldır süren bir savaş nedeniyle soylu veya sıradan bir çok genç insan diyarın dört bir yanında kurulmuş olan 6 akdemide eğitim alır. Yıldız Akademisi bu akademilerin en eskisidir. Her yıl yetenek gelişim okulundan mezun olup başvuru yapan 18 yaşını doldurmuş 200 genci puan sıralamasına göre kabul eder. Bu yıl giriş yapan öğrencilerden biri de yeteneği ile kendini gösteren Mila Kortas adında sıradan bir genç kızda bulunuyor. Geçmişi kendisinin bile bilmediği sırlarla doludur.

Peagala Krallığı`nda Güz festivali vakti gelmişti. Halk her sene yaptığı gibi limana yayılmış, Güz Perisi`nin denize yeniden hayat vereceği o anı bekliyordu. Karanlık denizi aydınlatan o ışık bir kez daha etrafı sarmıştı. Kutlamalar ve şenlikler tüm hızıyla devam ederken perimiz bir çizgiyi geçtiğinin farkında bile değildi. Bir yıl daha bitmişti ve artık kendisine bu güçleri öğreten gizemli mektupların sahibiyle tanışacak kadar büyümüştü. Saltanat oyunları arasında sıkışan bir prenses olmaktan daha fazlasını yapmak için doğduğunu yavaş yavaş öğrenecekti. ------ Gözlerimi kırpıştırarak araladım. "Çok güzel..." Mırıltımı duyamamış gibi kısılan gözler "Çok güzeller..." diye yenilediğimde şaşkınlıkla büyüdü. Yastığın üstündeki kolumu kaldırdım ve o gözlere uzandım. Elimi şakağına koyarak kısa bir an kapattığı gözlerini sevdim. Ardından elini elimin üstüne koydu ve yavaşça çekti. İç çektim. Bu güzel gözler bana birini hatırlatıyordu. Yüzüm asıldı. "Pislik..." O güzel gözleriyle gezmesi haksızlıktı. Alnımda anlık bir baskı hissettim. Sonra el saçlarımda gezinmeye devam etti. Bütün stresimi atıyordu. Uzanıp saçımdaki eli tuttum. Minnettar şekilde üstünü sevdim. Rüyada mıyım? Neden bilmiyorum ama bu düşünce hoşuma gitti. Sevdiğim elinin parmaklarına parmaklarımı geçirdim. Gülümsedim. "Gel..." Hep bana gel. Başka yollara sapma. Başka yüzlere dönme. O güzel gözlerle hep bana bak. Benim bile bilmediğim bir arzuydu bu. Dudaklarımdan dökülen kelimeler beni rahatlatmıştı. Fakat "Nereye geleyim?" dediğinde beni duymadığını anladım. Somurtarak iç çektim. Kolunu yakaladım ve kendime çektim. "Yanına mı?" Şaşkın sesine başımı salladı. Durakladı, elini çekti. Gidecek mi? Hayır. Üstümdeki battaniye ve yorganı aralayarak oturdu. Ardından yanıma uzandı. Yüzüme bir gülümseme yayıldı. "Sıcak..." Başını çevirip bana baktı. "Sen cidden..." Sonra sıkıntıyla iç çekti. "Gel buraya." Bana uzanan kolu sırtımı kaplayarak kendine çekti. Kolu belimi kavrayarak tutuyordu ve üstte kalan eliyle başımı okşuyordu. Başımı gömdüğüm göğsüne kedi gibi sırnaştım. "Çok güzel..." Kafasını kafama yaslayarak durdu. Kısa zaman sonra hissettim saçlarıma karışan nefeslerini. Derince iç çektim. Çok güzel kokuyordu. "Hep gel..." Göğsü derin nefesiyle inip kalktı. "Hatırlamayacaksın..." Mırıltısını duydum ama neden bahsettiğini anlayamadım. Sorgulamak yerine daha sıkı sarıldım. Sıcak beni sararken uykuya kapıldım.

İki katil. (yazacak bir şey bulamadım ehe) Kapak ve konu bana aittir. Her hangi bir çalma durumunda gerekli işlemler yapılacaktır

Simay kardeşine moral olsun diye süpriz tatil planı yaparlar . Ama bişeyler istediği gibi gitmez evde sevgi sanılan şeyler sahte çıkar, doğru denilen şeyler yalan çıkar. Simay ve Helin napıcaklar pekii

Yıllar önce tüm krallara diz çöktüren kral Thalion Kibrine yenik düşüp çıktığı seferde dilden dile dolanan efsunlu kristale hapsoldu .. Katil Kral Thalion artık insanların dileklerini gerçekleştirmekle lanetli. bir yolu var kurtuluşun kalpten dilenmiş bir dilek katil kralı serbest bırakabilir peki alâ beş dileğinden birini kibirli , burnu havada thalion için kullanırmı orası büyük bir bilinmez.. öğrenmek istermisin ?

Helloi KARANLIĞIN AIRLARI TANITIMIII BURADAA

Dört kişi kalmıştı bu laneti ortadan kaldırabilecek ,dört kişi… Bu yolculukta ya laneti kabulleneceklerdi ya da bu lanetin içinde boğulacaklardı…