Elementler,element perileri ve doğa üstü şeyler anlatan birine ne dersiniz?Ya da ne demelisiniz?Gülüp geçtiğiniz not size yılları verebilir.Seçilmiş olan uykusuna dikkat etmelidir... "Sen seçilmiş,gece uykuna yıllar girecek" "YALAZ" seveceğinizi düşündüğüm elementleri ele alan fantastik bir kitap.

Ailesini küçükken bir katliamda kaybeden prenses... Diana ve her koşulda yanında olan abisi Apollon... Ailelesini kimin öldürdüğünü bulabilecekler mi? Yoksa onlar da ailesi gibi ölecekler mi... O Ay`ın prensesiydi... Ay`ın ışığı... Kalpsiz derlerdi ona, acımasız ve bir o kadar da merhametli prenses... Her şeyin başlangıcı ve sonu olacak Ay`ın prensesi...

Sıfırıncı Sokak bir gizemin olduğu sokak bu sokağa giren kişiler pek garip bulurlar bu sokağı. Bir gün bi kız takip edildiğini sanar ve bu sokağa girer ama bu sokağın gizemini merak eder, ve bi yola koyulur. Bakalım sizi neler bekliyor.

“Çiçek açmayan bir diyarda neden vazon var?” Diye sordu parmak uçlarını dokundurduğu mermer vazoya bakarken. Ne basit bir soruydu yine de cevabı eğer bir kalbim olsaydı onu kırardı. “Çiçeklerin varlığını unutmamak için.”

Geçmişin acısını ne kadar unutmaya çalışırsanız o kadar önünüze çıkar.. “ seni sevmek istiyorum ama buna engel bişey var “ “ neden, ben buradayım .” “ geçmiş buna engel ılgaz bizim sevgimiz ancak mahşere kalır “

İgnis Noctis (Gecenin Ateşi) Fısıldayan Ağaçlar, Kayıp İsimler… Targaryen, sıradan bir hayatın içinde kaybolmuş bir isimdi. Oysa yıllar önce, unutulmuş bir dünyanın içinde savaşan biriydi. Ormanın derinlikleri, ay ışığıyla aydınlanan patikalar, ağaçların arasında saklanan geçmiş… Hepsi bekliyordu. Bir okul kampı… Masum bir davet… Ama ormanın fısıltıları, yalnızca doğaya ait değildi. Her adımda yankılanan sesler, ona kim olduğunu hatırlatmaya hazırdı. Targaryen, unutulanı hatırladığında, hatırlanan da onu bekliyor olacaktı. Bazı yollar eve döndürür, bazıları ise hiç bilmediğin gerçeklere… Peki, sen hangi yolu seçerdin? *İgnis Noctis adıyla yayınlanmış ilk kitaptır.

Ama yazarın hesap etmediği bazı şeyler vardı. Katiller her zaman yan karakterlerden çıkardı. Ve bazen de kimin başrol olduğunu asla anlayamazdınız..

Bir sayı seç dedi ama iyi seç dedi. Seçimlerin hep kaderini etkiler. Sayıyı söyledim ve büyük anne Katra bana şunları söyledi. ` Zamanın azalıyor Adel zamanın azalıyor onu bul,onu bul. ` ` Kimi büyükanne kimi ? ` ` Onu bul Adel onu bul..` Gözlerimi açtım ama kendi odamdaydım. Bedenim bir buz kütlesinden daha donuktu. Oysa ki bunların hepsi bir rüya idi. ( Fantastik bir kurgudur.)

Leah kendini hiç beklemediği bir anda krallıkların olduğu bir evrende bulur.Orada onu bekleyen düşmanlarıyla da tanışma vakti gelmiştir . Fakat yeni dostluklar çokta uzakta değildir. Jaimi ve Naomi`nin ihanetiyle yıkılan Leah`ın güçlü kalması gereklidir Leah bunlara katlanabilecek midir? Yoksa pes edip köle olmak zorundamı kalacaktır?

Öldüm ve bir melek ve şeytan okuluna girdim. Cehennem dersleri, melek çocuklar ve cennetin Kurallarının çiğnemenin cazibesi- Bu fantastik,ama tehlikeli dünyada Mirayı başka neler bekliyor?

Herkes birgün evine döner

İmparatorluk vs......

Aurora Eikaste, kız kardeşini tahta sahip olabilmek için öldürürken, kaderin onun için farklı planları vardı.

Lumina Akademisi, büyü ve doğa bilimlerinin iç içe geçtiği bir okul olup, dört ana elementin (Ateş, Su, Toprak, Hava) güçlerini öğreten prestijli bir eğitim kurumudur. Akademi, her öğrencisini bu elementlerden birine yönlendirir, ancak her elementin kendine has doğası ve tehlikeleri vardır. Öğrenciler burada hem teorik hem de pratik eğitim alır, doğanın gücünü öğrenirken bu elementleri dengelemek için güçlerini kontrol etmeyi öğrenirler. Ana karakter Aeris, Lumina Akademisi’ne yeni kabul edilen bir öğrencidir ve başlangıçta hangi elementin gücünü taşıdığını anlamaya çalışır. Diğer öğrenciler, kendi elementleriyle bağlantı kurarken, Aeris bir türlü bu bağlantıyı hissedemez. Ne suyun dinginliğini, ne ateşin tutkusunu, ne toprağın sabrını ne de havanın özgürlüğünü hissedebilmektedir. Fakat, bir gün çok eski ve kaybolmuş bir elementin gücüne tanık olur: Eter. Eter, diğer dört elementin ötesinde, her şeyin temel kaynağı olan ve varoluşun temel gücünü taşıyan bir elementtir. Eter, dengeyi sağlamak için elementlerin birleşiminden doğar ve sadece seçilmiş kişiler tarafından erişilebilir. Aeris, Eter’in gücünü keşfettikçe, bu elementin yalnızca akademi için değil, tüm dünya için büyük bir tehdit oluşturduğunu fark eder. Çünkü Eter’in gücü, zamanla kontrolsüz bir şekilde çoğalabilir ve tüm elementleri bozarak, kaosa yol açabilir. Ancak, Eter’i kontrol edebilecek tek kişi Aeris’tir ve onu kontrol etmek için hem elementler dünyasında hem de kendi içsel çatışmalarında dengeyi bulmak ve gücünü kısa süreli saklamak zorundadır.

DUYURU!!!! : 27 - 30. Bölüm arasını düzenledim!!! 15 yaşındaki Ethan, korsan yaşamının bilinmeyen tehlikeleri arasında, kendisini bir seçim yapmak zorunda bulur. İlk yağmasında serbest bıraktığı bir esirin ardından, hayatı beklenmedik bir şekilde değişir. Gemi tarafından terk edilen Ethan, kendini uzak bir krallığın kapılarında bulur. Ravenna`da, genç Ethan’ın keşfedeceği sırlar ve yüzleşeceği gerçekler, onu tanıdığı dünyadan tamamen farklı bir yolculuğa sürükler. Kendisinin ve ailesinin geçmişine dair bilinmeyenler ortaya çıkar.

Gümüş Yürek Bir Keşif, Bir Kehanet, Bir Çıkış Yolunun Başlangıcı… Bir zamanlar, karanlıkta saklı bir kehanet vardı… Ve bu kehanet, sadece bir kızın yüreğiyle şekillenecekti. Zorlu bir geçmişe sahip olan bu kız, bebekliğinde kraliyete verildi, çünkü dünyayı tehdit eden iblisler onu arıyordu. Onun kalbinde bir güç var: Gümüş Yürek. Efsaneye göre, bu yürek, iblislerin kilitli olduğu gizemli sandığın kilidini açabilecek tek anahtardır. Ancak bu gücün bedeli ağırdır. Zamanla, yüce iblisler, gümüş yürekli kızın izini sürmeye başlar. Onu bulduklarında, tüm dünyayı karanlık bir boyuta çekmek için yalnızca bir adım kalacaktır. Kız, hem geçmişinin izlerini hem de geleceğin ona sunduğu korkunç kaderi keşfederken, yüce iblislerin peşinden kaçmak için her türlü yolu arayacaktır. Bir yanda sevdikleri, diğer yanda dünyayı tehdit eden bir tehlike… Ve arada kalan bir kalp, bir ruh, bir kehanet…

"...! Dikkat et. " Bebek ruhlu kız benim yanımdan geçti. Zemine damlayan kana baktım. Bacağımın arkasında boydan boya bi kesikten zemini boyayan bir yazı. Benim yerime geçemeyeceksin. "Neden babacım. Onu neden koruyorsun? Beni geri döndüre biliriz. Neden onun ölmesime izin vermiyoruz? Böylece ben geri gelirim. Kızınız..." Kral başını salladı. İkinci kez ağladığını görüyordum. İlki kesinlikle o öldüğü gündü. "Sen bu değilsin kızım. Bu kan bu bıçak... Benim kızıma göre değil. " "Hahaha babacım ama kalbimi kırdın. " Ruhunu tutmaya çalıştım ama hayalet idi. Boyutlara atladı. "Lütfen... Onu öldüremesin. Lütfen. " Yüzüme sıçrayan kan damlaları varsı. "HAYIR! "

Babası tarafından şiddet gören Lara fantastik mafya macerası da hoş geldiniz

Çocukluk arkadaslarım ile birlikte sahte bir ölüm planı yapıp bambaşka bir ülkeye taşınarak yeni kimliklerle dümenden bir kafe açıp hayata sıfırdan başlamak??

Daha önce görmediğiniz hiç bilmediğiniz bir yerde gözlerinizi açtığınızı düşünün. Korkutucu değil mi? Etrefta sizden başka hiçbir kimse yok. Dertleşebileceğin, konuşabileceğin bir şey, herhangi bir varlık yok. Kalp ritimlerin en yüksek noktasında durması, nefesinin kesilip boğuluyormuş gibi olması beynini kullanma yetisini kaybetmesi gibi korkunç. Ve ben şuanda çok korkuyorum. Belki ana karakterin güçlü olmasına alışmışsınızdır. Ama bu hikayede herkes güçlü olabilir. Önemli olan içinde ki benliği bulman.

[ (Visal: Sevdiğine kavuşma, vuslat.) Bu hikayede de karakterler sevdiklerine kavuşmaya çalışıyor. ]

“Maya Duatan değil mi?” dedi bana bakarken. “Aşık olduğum kadın…” Maya kafasına çarpan bir yıldırım sayesinde bazı olağan üstü güçlerin esiri olmuştur. Sıradanlıktan hallice bir günde bulduğu ‘mucize’ sayesinde o ve partneri Yıkım’ın hayatlarının değişeceğinden habersizdir… Yazarın ağzından: Öncelikle merhaba! Ben yunanistan kaçakçınız Ada. Bu hikayenin bir esin kaynağı olduğunu belirtmek isterim. Tabii ki küçükken çoğumuzun izleyip hayran olduğu, Mucize Uğur böceği ile Kara kedi. Bu macerada sizlere eşlik edecek olan Maya Duran, Marinette Dupain Cheng’i temsil ederken, Asil Koç Demirel ise Adrian Agreste’yi temsil edecektir. Küçüklüğümden beri izleyim hayranı olduğum bu çizgi dizinin kitap olarak okunması en büyük dileğim. Yazım yanlışlarım için affınıza sığınıyorum. Seviliyorsunuzz -ADA🎀

Luminara, sihirli yaratıklar, büyülü nehirler ve gökyüzünde süzülen ejderhalarla dolu büyüleyici bir ada. Bu adanın en parlak yıldızı ise, güçlü ve cesur Güneş Adam Kenta. Halk tarafından kahraman olarak görülen Kenta, hem Luminara`nın koruyucusu hem de bir umut ışığı. Ancak, bu güçlü kahramanın iç dünyasında hüzün ve kaygı hüküm sürüyor. Genç oğlu Cerbeus, onun aksine karanlık ve kibir dolu bir ruh hali içinde. Güneş Adam, oğluna yeterince terbiye veremediği için endişeli ve geleceğin karanlığa sürükleneceğinden korkuyor. Cerbeus ise okuldaki diğer çocukları ezip geçerken, en çok Arita Sato`yu hedef alıyor. Arita`nın sahip olduğu olağanüstü yetenek, Cerbeus`u kıskançlık ve öfkeye sürüklüyor. Arita, Luminara`nın en nadir yeteneğine sahip, ancak bu yetenek ona yalnızlık ve dışlanmışlık getirmiş. Bir yandan bu ikilinin çatışmaları büyürken, görünmeyen bir koruyucu devreye giriyor: Kedi Adam Taro. Bu hikaye, kahramanlığın, aile bağlarının, kıskançlık ve fedakarlığın iç içe geçtiği, büyülü bir macera sunuyor. Luminara`nın eşsiz dünyasında, karanlık ile aydınlığın mücadelesine tanık olmaya hazır olun!

Birinden nefret etmek mi yok yok bu daha farklı bişey Hiç nefret ettiğiniz bı adama aşık oldunuz mu Hadi gelin öğrenelim

~Mitolojik - Fantastik~ NOT: TANITIM AMAÇLI İLK DÖRT BÖLÜM YAYIMLANMIŞTIR. BÖLÜMLER SON GÜNCELLEMEDEN HEMEN SONRA GELMEYECEKTİR. ~ Daphne, Apollon`un aşkını karşılıksız bırakıp bir ağaca dönüştüğünde Apollon aşkından vazgeçmedi. Ağacı kutsadı, dökülmüş defne yapraklarından bir çelenk yaptı, onu altın ışıklarla süsleyip taç olarak başına geçirdi. Ve sonra da gelecek kuşağa bir kehanet sundu. Kehanete göre Daphne ile aynı soydan gelen bir Peneus torunu, Apollon`un torununa aşık olacak ve aşkı tıpkı Apollon`unki gibi karşılıksız kalacaktı. Apollon durmadı, altın lirini çıkararak şarkısıyla birlikte gelecek kuşaktaki iki kişiyi birbirine bağladı. Ve bunu duyan tek kişi ise ağaca dönüşen su perisi Daphne olmadı. Aşk Tanrısı Eros da duydu. ~ Geçen asırlar sonrası kehanet yerini bulmak için bir su perisini seçtiğinde işin içine lanet de girmiş ve sunulan aşkı iyice karmaşık bir hâle getirmişti. Çünkü Peneus`un torunu Daphne lanetlenmişti. Çirkin bir periye dönüşmüş ve kudretli sular tarafından gazaba uğramıştı. Peki kehanetin gerçekleşmesi için gereken tek şey Tanrı Apollon`un şarkısı ve güzellik miydi? Apollon ve çirkin peri birbirlerine hâlâ aşık olabilirler miydi? Hem de Eros`un oku olmadan...