Hep acımasızmı olurdu bu topraklar neden kimsenin gözünden yaş eksik olmazdı. Buralar böyle işte namus ve töre namusu töreye bağlayıp kaç kişinin hayataını karatı Ben Yıldız Şahmeran Şahmeran aşiretinin tek kızı annemin sesilenmisiyle mutfaktan avluya gittim "keçe mîn yardım edesin hele" "tamam dâye deyip" ortalığı toplamaya başladım yarım saat sonra babamla Serhat abim gelmişti yanlarında Baran abim yoktu pek umursamadım çalışanlarla Berber sofrayı kurmaya başladık masaya babamın gelmesiyle yemeye başladık annem"Baran nerededir" Serhat abim " işi varmiş geç gele bilirmis beklemeyin beni dedi" yemekten sonra herkes odalarına çekil di sabah uydadımda çok erkendi odamda biraz kitaplarımı kurcaldım severdim kitap okumayı babam liseden sonra okumama izin vermemisti neymiş kızların okumasına gerek yokmuş . Serhat ve Baran abimi çok severdim ellerin geldiğince bana yardım ederlerdi kahvaltı saatin geldiğini görünce âşıgıya avluya indim netseki babam gelmeden sofraya gelmiştim sonra azarlardı kahvaltının sonuna doğru bi gürlültü koptu " CEVDET AĞA NERDE O İT OĞLUN" kapıların acılmasıyla "Evime nasıl destursuz girersin Miran Ağa nedir derdin"Miran Kozan Kozan aşiretinin ağası Mardin`de acımasızla bilinir namı doğu ilerde duyulmuş "O it oğlun kardeşimi kaçırmış" Serhat abim ardından çıkıştı " Nedersin Miran ağa azın çıkanı kulağın duysun"" Ya o it kardeşini getirirsin yoksa ben bulursam cenazesini bile bulamasınız" sonra gitmişti annem ağıtlar yakmaya başlad. babam ve Serhat abim Baran abimi aramaya koyulmuş nerdeyse 3 4 saat olmuş hala gelmemeşlerdi sonra birden kapının açıldığını gördüm pencereden annem hem yanlarına koşmuş " Nerde buldumuzmu oğlumu?" " yok ana bulamadık" herkes perişan haldeydi sonra 2 saat sonra kahyanın sesi geldi " ağam Baran ağam bulmuşlar Kozan konağında hüküm verilecekmis yarın " içeme bir kurt düştü hüküm ya ölüm ya berdel eğer berdel olmamaliydı olursa olcakları düsünmek istemiyorum Ertesi gün KOZAN KONAĞI Yazarım ağzından Aşiret büyükleri Kozan konagina toplanmış hüküm için karar verilecekti Miran ağanin babası Yılmaz ağa söze girdi " Ağalar bildiniz üzere Şeref Ağa`nın oğlu Baran kızım Zelali kaçırmıştır buraya hüküm vermek için toplamdık" Bir ağa öldürün dedi aradında biri kan dökülmesin bedel olsun dedi böyle berdel kan diye devam edereken yılmaz ağa. " Ben kan dökülmemesini isterim Nedersin şeref ağa " " Bende Kan dökülmemesini isterim" "Aradan bir ağa o zaman karar berdel dir" Miran sert bu şekilde çıkısti "Nedersin Baba ben bu soysuzun kardeşiyle evlenmem" Serhat ağa Miran ağa ya " Miran ağa ben de sana kardeşimi vercek değilim laflarına dikkat edesin" Yılmaz ağa " Karar bellidir berdel olacaktır istesende istemesende" Serhat ağa birden çıkıştı " Baba ben bunlara kardeşimi vermem hem kaedesimin yaşi kücüktür" Bir ağa " kardeşinin yaşı kaçtır " Serhat "19" Miranın dedesi Mehmet ağa " Vakti zamanında biz daha küçük yasalarda evlenirdik kardeşin reşitir evlenmelerine engel yoktur" Miran ağa konuşma ya başladı "Beni bir çocuklamı evlendireceksiniz" Dedesi Mehmet ağa " Onu bunu bilmem kadar verilmistir BERDEL " Aşklarım ilk kitabım hatalar olabilir okuduğum kitablaedan esinlenerek yazdım benzerlik icere bilir yazım hataları olabilir kusura bakmayım oylarsaniz sevinirim 💋💋

Ya bir olacaktık yada düşman ben düşman olmayı seçtim tüm Dünyaya, tanrıya ve ona...

4 cadının kendi evreninde çıkıp başka bir evrene gitmeleriyle başlarına gelen olayların anlatan bir fantastik hikayesi .

Hikaye tamamen hayal ürünüdür.

Karanlık ruhlar mutlaka birbirini bulur.

Eski Çağlarda olan Birleşik Krallık adında bir Birlik İmparatorluğu varmış ve eski dört krallıktan oluşurmuş, Dragonlar,Pegasuslar,Zümrüdü Anka ve Griffinler. Tabi zamanla her imparatorluğun kralı değişmiş bunlardan biride Griffinler ama onların yeni kralı önceki kralın tam tersiydi,acımasız, kötü ve öfkeliydi buda onun kafasında yeni bir düşünceye yol açtı her imparatorluğun kendi ülkesinin olması ve onu sadece kendilerinin yönetmesi, düşüncesini sadece kendisi değil diğer imparatorluklarda mantıklı bulmuştu çünkü her ne kadar bütün imparatorluklar farklı uyruğa sahip olsada onları bütün bir çatı altına toplayan imparatorluk Dragonlardı onların bu birleşik imparatorluğu yönetmesi diğer krallıkları zamanla öfkelendirmiş ve hepsi yollarını ayırıp düşman kesilmiş ama bir gün Dragonlara bir prenses doğar ve herşey değişir.

Sahtelik Tanrısı ⚔ ⚔ ⚔ Bazen bir tanrı doğmaz… Yaratılır. Aarush, kardeşinin ölümünü kabullenemeyen bir oğul. Aaron, ailesini korumaya çalışırken kendi hayatına zincirlenmiş bir prens. Isolde, hak ettiği tahttan sürülmüş bir kraliçe adayı. Gavren, birini kurtarmak için boşluk büyücüsü ile anlaşan ve hergün bir can için birini öldürmek zorunda kalan koruyucu. Ve Alin, geçmişin gölgelerinde kaybolmuş, sevdiği herkes için savaşan bir vampir. Beş farklı kalp, beş ayrı kader. Ama hepsi, kendi tanrılığını ilan eden bir kralın yarattığı acımasız düzende bir çıkış yolu arıyor. Sarayın koridorlarında yankılanan adımların altında, bir katil gizleniyor. Ve en büyük tehdit, kanla yazılmış bir kehanetin usulca uyanması. Bert`in doğması. Sahtelik Tanrısı, yalnızca büyüyle değil; sırlarla, ihanetlerle ve içsel savaşlarla örülmüş bir evren sunuyor. Burada herkes kendi gerçeğini yazmak ister, ama hakikat yalnızca bir tanesini seçecektir. Gerçek ne kadar derine gömülürse, onu kazımanın bedeli o kadar ağır olur. Ve bazı sırlar, açığa çıktığında… dünyayı yakar.

Arkeolog nilda çok eski bir zama ait birbirlerine aşık iki insanın birbirlerine yazdığı mektupları bulur. Ancak bu mektuplarda sadece aşk değil, kardeşliğin, dostluğun, ihanetin, savaşların, taht savaşının, yok olunan sarayın ve en önemlisi bu sarayın nerede olduğuda yazılıdır. Nilda ise şiddetli bir merak içerisinde bu sarayı bulmak için yola koyulur. Ancak nilda bu mektupları bulmasıyla kendini başka bir evrende bulur...

VVVVVVVVVVVVVVVVV VVVVVVVVVVVVVVVVVVV

1236 tarih bu arada yanlışlık olmasın ;)))))

Jrkkttııyıyıyıy

"ben sadece en değer verdiğim insan yaşasın istedim profesör....... Böyle olsun istemezdim" David derin bir nefes aldı ve Annabelle`in yaşla dolu gözlerin baktı. Bir an kalbinin sızladığını hissetti. "anlamadığına işte tamda bu Annabelle zaman denilen şey karşılıklı işler birşey verirsin karşılığında bir şey alırsın" kız daha çok ağlamaya başladı ama doğru olan buydu bu evrende karşılığı olmadan hiçbir istek gerçekleşmezdi her hayal için ağır bir bedel ödenmesi gerekiyordu........

99 yıl önceki felaketin ardından ırk gruplarına ayrılmış dokuz ırkı da ilgilendiren çok önemli bir mektup gün yüzüne çıkar.

Zyvrona... Yıl boyunca fırtınaların ve buzun hüküm sürdüğü, gökyüzünün gri bulutlarla örtüldüğü uzak bir krallık. Burada rüzgarın sesi, sessizliği parçalar, fırtına, gökyüzünü deler ve toprağı biçer. Buzun kalbinde saklı eski sırlar, kadim güçler ve unutulmuş efsaneler, yalnızca cesur olanları bekler. "Öfke, bu Dünya da aranan tek şeydi. Lakin onun öfkesi kıyamet demekti. Ve Zyvrona halkı, buna hiç hazır değildi." Not; bu hikayedeki olaylar tamamen hayal ürünüdür. Gerçeklik ele alınmamıştır. Benzerlik tesadüfidir.

Bir "iyilik meleği" kizimiz Birde "şeytan" erkeğimiz Sonda kavuşma yok Kız, erkeği öldürüyo --> Konu İki krallık; Biri yemyeşil arazide, Diğeri kara topraklar üzerinde, Arada ise Ayka Ormanı... Krallıklar arası kan... Hangisi bu arsızca devam ettirdiği savaşta kan, Hangisi bu istemediği savaşta kül... Peki bu savaş sona erecek mi? Peki bu nasıl olucak?

Sıradan bir öğrenci başka bir dünyaya reakarne oldu ve küçük bir krallığın kralı oldu sizce bu acımasız dünyada Kralığını Tehlikelerden koruya bilecekmi?

İhanet. Bir kelime bu kadar çok yakabilir miydi bir insanı? En yakını neden ihanet ederdi insana? Kaitlyn, ailesinin hatırası olan FS Grup`u zirveye ulaştırmak için çabalarken düşmanları en yakınında gizlidir. Yaşadığı olaylar karşısında yıkılmaya yüz tutmuş olan Kaitlyn, Son nefesinde yaşadığı ihanete bir yemin ile cevap vermiştir. İntikam yeminini son nefesinde verdiğini düşünen Kaitlyn için işler sandığı gibi gitmezken yeni yaşamının dünyasında hiç beklemediği varlıklarla karşılaşır.

Okulun aykırı kızı Çerezler bi kurgu ile karşınızdayımmm

Yıllar sonra ruhlar kapısı aralanmıştı. Onlarca ruh, ruhar aleminden dünyaya girmeye başlamıştı. Melezler ve insanlar bunlardan habersiz evlerinde uyuyorlardı. Ruhlar insanlara karıştı. Onlar gibi göründü. Onların arasında kamufle oldu. Peki ya bu kötü ruhlar Alya` ya zarar vermeden geldikleri yere geri mühürlenebilecekler miydi?

“Güllerin dikenleri, en çok sevdiğine batarmış.” Kendi evreninde anlaşmalı evliliğinden kaçmaya çalışırken bir kaza sonucu komaya giren Ahu, uyandığında kendini bambaşka bir evrende, yine bir anlaşmalı evliliğin içinde buldu. Önceki hayatında kaçmaya çalışırken ölümü tattığı için bu sefer farklı bir yol seçecektir: Kocasını kendinden boşandırmak.

Unutulmuş bir yarı tahtı olan Nyx cehenneme hükmettiği için diyar ve tanrıları ondan korkar ve cehenneme hükmetmenin verdiği güç ve yanlızlıkla lanetlenen Nyx Shipx ile karşılaşır

Tüm krallıkların ortak akademisinde bir katil çıkar. Bu katilin kimliğini öğremem Karisa Siren bunu herkese açıklamak üzere iken hafızasını kaybeder . Şimdi ise katili bulmak ve kendi korumak onun en büyük görevidir. Fakat bunun gyanında aşk da onun peşini bırakmayacaktır.

"Dağınıklığa tahammülün yok resmen Ahsa. Benimde takıntılarım var biliyor musun?" Başparmağı gözümün kenarını okşamıştı. "Şurada bir benin var, gözümü alıp alıp duruyor. Diğer tarafta da olsaydı keşke hiç simetrik değil." Sonra dudağımın kenarına indirdi parmağını. "Bak üst dudağın da alt dudağına göre çok dolgun! Tüh!" Gözlerim kendiliğinden büyürken elimle göğsüne vurdum. Yetmedi bir kez de omzuna vurdum. "Sen sapıksın! Valla sapıksın!" "Ben olanı söylüyorum? Sen benim dağınık olduğumu vurgularken sorun yok ama ben söyleyince sapık oluyorum. Sanki seni tutup öptük, hemen sapık ilan ettin bizi." "Hele bir yap gözlerini oyarım senin." diyince gülüşü büyüdü. Ben odaya girdiğimde ne kadar da solgundu oysa yüzü. Ahsa`nın zamana yolculuğunda geçmişle yüzleştiği kitabıma hoş geldinizzz.

O an küçük kız çığlık attı. Korkuyla ağzını kapatan büyük elin sahibine bakıyordu. Onun vahşi kırmızı gözlerine...

Prensesin kalbine giden yol dikenlerle çevrilidir