Kalplerimiz hapishanede belki bizde kurtuluruz. Ama savasin içinde kalplerimizi hapishaneden çıkartacak güce sahipmiyiz?...

BİR İŞKAL DÖNEMİNİ ANLATIR.

Tutsaktım kurtardın beni,sadece görünen zincirler değildi kurtulduğum. Ruhumu mesken bellemiş kirli anılardı.

Karadeniz`in ve Doğu`nun yeraltındaki liderleri, aralarındaki gücü kuvvetlendirmek için çocuklarını evlendirmeye karar verirler. Babası için kızı çok değerli olsa da gücünün azaldığının farkındadır bu yüzden bunu kabul eder. Başlarda sıradan bir evlilik gibi gözükse de Umay`ın asıl planı annesinin katillerinden ve kara masadaki herkesten intikam almak ister. . . . Durmadan koşuyordum , kaçırıyordum. Neyden? Herşeyden. Babamdan, kendimden , geçmişten , korkularımdan, sırlardan , yasaklardan ve en önemlisi de evlilikten. Babamın neden böyle bir karar verdiğini anlamıyordum. Kızının saçını teline kıyamayan adam, güç uğruna ilk kızını gözden çıkartmıştı. Ben Umay Sare. Ayaklarım kanayana , nefesim kesilene kadar koşmaya devam edeceğim. Peki sen, sen de benimle birlikte bu yolda koşmaya var mısın?

Ateş asker su savcı

Sancağın Gölgesinde...

çilen barın asker savcı kurgusu.

Operasyon sırasında Rus üssüne giren üsteğmen ve Rus bir yüzbası...

"Sen bu gölgenin içinden geçebilecek misin sanki?" Sözleri fazla anlamlıydı, bu kadar anlamlı olması kalbimin yaralarını daha da açıyordu. Kendi kendime sardığım yaraları tekrar açıyorlardı. "Benim kalbim vatan sevgisiyle dolmuş, fark ettim ki ondan başkasına da yer yoktur." Kalbim acıyla kasıldı. Bunca zamandır benimle oyun mu oynuyordu? Gözlerimden akan yaşlarla gözlerim daha fazla kararırken, içimde ki öfke gibi gözüken kırgınlığı kustum yüzüne. "Bunca zaman beni mi kandırdın! Ben sana aşıktım! Her ne şekilde olsan bile, sana aşıktım ben. Sen ne yaptın?" Elaları ile birleştirdim gözlerimi. Oysa ki her bakışımda içi gider gibi bakan gözler, şimdi niçin duygusuz bakıyordu? "Sen benim için bir lise aşkısın." Boğazımda ki yumruğu göndermek amacıyla yutkundum. "Ve en büyük pişmanlığım." - :)

Bir ülke savaşında ülkesini denizden korumaya çalışan Deniz timi

Emir Öztürk🫶🏼Asena Akkurt

Herşey o gün olmuştu. Hayatım tam da o gün mahvolmuştu.

Bir Kibrit çaktım. Bir mum yaktım, umudumun yolunda ışığım olsun diye… Elvin de umudunu kaybettiğinde, bir yol kenarında ona doğru gelen arabanın önüne hiç düşünmeden atladı. Çünkü bir caninin pis ellerinde öldürülmektense, arabanın altında ezilerek ölmeyi yeğlerdi. Ama bilmediği bir şey vardı: Ölmek için atladığı o arabanın, aslında onu kurtaracağını tahmin etmiyordu. Sonra... Biri indi arabadan, yavaşça yürüdü. Elini uzattı, onu kurtardı… Ve Elvin’in en büyük umudu, aynı zamanda yeni başladığı hayatının en büyük parçası oldu. Zorlu bir yol onları beklese de, yolun sonu belliydi... Sen de bir mum yak kendine; en büyük karanlığında, bir umut ışığın olsun…

Sevda’ya düşmek ne kolay idi. Sevdayı bulmak ne zor idi. Arayan bulur demişler ya doğru demişler, arayan sevdayıda bulur.

•ASKER •CİNAYET •İŞKENCE •GERİLİM

Sevgi hissettirilmeli yalnızca

Asker kurgusudur.

Selam! Yeni bir kitap. Kitappede başladığımdan beri doğru düzgün kitap yazamadım. Yazarlık bana göre değil sadece can sıkıntısı gidermek için. Diğer üç kitabımı nasıl sileceğini bilmiyorum. Çok kötü gözüküyorlar. Yardım ederseniz sevinirim. İyi okumalar! 🫶

Bi adam geldi elimi tuttu bana hayat verdi bi adam gitti elimdeki hayatıda alıp gitti

Komutanın timine yeni gelen genç askere aşkı

Tomris`in doğuya çıkan tayini ile olan olaylar İyi okumalar (İlk kitabım ) eğer bir yanlışım varsa lütfen söyleyin Aslında yine klasik olan öğretmen asker aşkı gibi bişey yazıcam. Evde boş boş oturup tatile bitmesini beklediğim için de böyle bişey yapmaya karar verdim

Bir Damla Yarası Her yara bir hikâye taşır; kimi sessizce kanar, kimi savaşta yankılanır… Üsteğmen Ahsen, Manisa’nın dağlarından aldığı gücüyle doğudaki görevine adım attığında, karşısına Karadeniz’in hırçın dalgaları kadar sert ama bir o kadar da derin biri çıkar: Rizeli Yüzbaşı Emre. Aynı timde, aynı sınırda, farklı geçmişler ve yarınlara dair belirsizliklerle omuz omuza verirler. Ahsen idealisttir, adalet peşindedir. Emre ise savaşın en karanlık yanlarını görmüş, kalbi çoktan sessizliğe gömülmüştür. Ama bazen bir bakış, bir cümle ya da sadece bir damla… yılların açamadığı kapıları aralar. Bu kitapta sadece mermiler değil, bastırılmış duygular da hedefi vuracak. “Bir Damla Yarası”, bir karakolda filizlenen sessiz bir bağın, geçmişin yüküyle bugünün gerçeği arasında sıkışmış iki yüreğin hikâyesi…

Çocukluğu yetimhanede geçmiş olan Nisa o zamandan beri asker olmak istiyordur. Ve bu hayali gerçekleşmiştir. Yüzbaşı olarak hayatına devam eden Nisa timindeki kızları her şeyini feda edebilecek kadar çok seviyordur. En yakın arkadaşları olan Savaş Timi ile en yakın arkadaşlardır. Savaş Timi`nin komutanı Yüzbaşı Alper ile sevgili olacakları aklının ucundan bile geçmezdi.

DİKKAT EDECEKSİN HİÇBİR KİŞİYİ KORUMAYA KURULUŞ ADLARININ GERÇEKLE HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR. KİTAPTA GEÇEN OLAY TAMAMIYLA HAYAL ÜRÜNÜDÜR. -- Acılar çekmiş bir ruh, yaşamdan birçok kez kopmaya ve koparılmaya çalışılmış bir ruh. Küçüklük hayalini gerçekleştirip asker olduktan sonra hayaline ulaşmış ve hayatı bir yandan düzene girmiş bir yandan ise darmadağın olmuştur. Gittiği şehirde yaşadığı zorluklara ortak olacak ve hayatının orta yerine girecek kişiler vardır.

"Belkide gerçekten lanetlidir gözlerin.Lakin aşktan mı,lanetten mi bilmem ama tutulu verdim ben o gözlere.Hayat buldum ben o gözlerde." Hüma Alka Yeksan, hayatını abisinin gölgesinde, sessiz ve sade bir dünyada kurmuştur. Ta ki bir sabah askerler kapısını çalana kadar. Abisi, bir operasyonda şehit düşmüştür. Haberi getiren kişi ise, abisinin komutanı Üsteğmen Kürşad Viran Kunter`dir. Dimdik durur ama gözleri doludur. O an Hüma, ilk kez bir yabancının gözlerinde kendi yıkımını görür. Zaman geçer. Kürşad, yalnızca görevi gereği değil; vicdanının çağrısıyla Hüma’nın yanında kalır. İkisi de konuşmaz fazla, ama her suskunluk biraz daha yakın eder onları. Yasın içinden filizlenen bu bağ, ne zaman aşka dönüşür, kimse anlayamaz. Ama bir komutanın taşıdığı üniforma,bir şehit kardeşinin taşıdığı acı... Bu iki kalbin önüne duvar gibi dikilir. "Bazen en derin bağlar, en imkânsız yerlerden doğar. Ve aşk, en çok suskun bakışların içinden fısıldar."