Bir patlamanın ortasında,karanlık bir gecede kader yollarını birleştirir. Artık sadece düşmanla değil,kendi içlerindeki fırtınayla da savaşmak zorundadırlar. Her kurşunun bedeli, her duygunun riski vardır. Ve bazen...en büyük savaş,birbirine teslim olmaktır. Kıdemli üsteğmen Kansu Dilmen Yüzbaşı Kuplay Aras Türker

Barut Serisinin ikinci kitabı çok yakında kitappad`da!

Askeri kurgu elçin ve çınarın bir olay dahilinde buluşması

Deniz, eski sevgilisinden intikam almak için bir mekana gider. Orada Hakan ile tanışır. Ânın verdiği sarhoşlukla birlikte Hakan`a fazla yaklaşmış bulunur.Sonrasında onu babasının yanına gittiğinde görür. Olaylar hiç bildiği gibi gitmez.

Asker kurgudurrr

:Beni mi görmeye geldin!? :Seni değil gözlerini görmeye geldim... .....

Askeri sumut içeriri

Onlardan biri doktor diğeri ise askerdi. Onlar imkânsızlıkların içinde doğan, bir aşk hikayesindeki baş karakterlerdi... Gölgede saklanan bir aşk... Kitap bana aittir aynı zamanda Wattpad`de yayımlanmaktadır.

Bu altı kişinin birbirine tutunma hikayesi

"Bilmiyorum."dedim sadece.Bu kadar kişi içinden neden ben yaşamıştım bunu?

Bazı kelimeler söylenmediği için büyür. Bazı aşklar, sadece bir "bekle" demediği an biter. Ve bazı kalpler, vuslata dört kala bir ömür susar. 1995 yazında, Üsküdar`ın Ayçiçeği Mahallesi`ne bir subay geldi. Adı Yaman`dı. Yürüyüşü sert, bakışı sakindi. Mahalle onun nereye gittiğini merak etti. Nilüfer ise nereye baktığını. Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi bir kızla, Harp Okulu mezunu bir adamın göz göze geldiği o kısa yaz mevsiminde aşk büyümeye değil, beklemeye karar verdi. Kalp çarpıntıları arasında geçen suskun günler, yazılmayan mektuplar, okunmadan ezberlenen şiirler... Hepsi, bir kavuşmaya dört adım kala durdu. Ve o dört adım, bazen bir ömürden uzun sürdü. ────୨ৎ──── "Simitin yanına çay, asker kılığındaki adama da kalbim yakıştı. Ben yazdım, o sustu. O sustukça ben onu daha çok yazdım. 1995 yazında bir adam mahallemize mektup gibi düştü. Gönlümün zarfına kondu ama adı hep mühürlü kaldı."

Gizli bir tim, düşman hatlarının gerisine sızarak “Sessiz Ateş” adı verilen ölümcül bir biyolojik silahın izini sürmekle görevlendirilir. Ancak tim, sadece düşmanla değil, içlerindeki bir hainle de mücadele etmek zorundadır. Bu görev, bir savaş olmaktan çıkar; kimin av, kimin avcı olduğunun belli olmadığı bir "vahşi oyun"a dönüşür.

Albay Mehmet Bey`in üzerine titrediği biricik kızı Helin Yağmur, 3 yaşına gireceğinde bir terör saldırısı sonucu kaçırılır. Babasına yönelik intikam sebebiyle kaçırılan Yağmur`u, teröristler kendilerine göre eğitip büyütürler. Terör örgütlerinin yanında büyüyen Yağmur, 25 yaşına geldiğinde babası sandığı Hamit Ağa`nın odasında dosyalar bulur. İşte o dosyaları okuyup sırlarını öğrenmek istediğinde Helin Yağmur`u bambaşka hadiseler beklemektedir. Işığı sönmek üzere olan kahve harelerimi ona çevirdim. Son bir güç kırıntısıyla ona doğru döndüm ve kan kusmaktan çatallaşmış sesimle sorusuna cevap verdim. "Ben Yağmur. Helin Yağmur."

Savaşta tutsak tutulan Hera Karaca ve Asker Giray Pars Demirelin aşkı

Her yalanın içinde biraz gerçek, her gerçeğin içinde biraz kan var...

Askeri kurguları sevmeyen yoktur. Bende ollara hayran olanlardanım bol bol askeri sahneler goreceğimiz bir kitap olacak Umarım beğenirsiniz

Askeri kurguları sevmeyen yoktur. Bende ollara hayran olanlardanım bol bol askeri sahneler goreceğimiz bir kitap olacak Umarım beğenirsiniz

Güzel, sıcak yatağında, rahat rahat yatsın diye çocuklar, savaşıyordu askerler. Bunu bilen insanlar, biliyordu bu vatana ve askerlere olan borcunu. Parla küçük yaşta öğrenmişti herşeyi. İstiyordu ki o da vatanı uğruna savaşsın, o da vatanı uğruna şehit düşsün. Aklına koymuştu, asker olacaktı bir kere. Büyüyüp, dışarda, ara sıra rastladığı, asker ablalar gibi olacaktı. Hayalleri vardı. Kimse ona karşı çıkmadı. Büyüdü... Kocaman bir çınar ağacı oldu. Öyle büyük ve öyle güçlüydü ki bu çınar ağacı, görenleri kendine hayran bırakırdı. Herkes onu göremezdi. Onun yüzü herkese gizliydi. Onun yüzünü gören, son nefesini verirdi. O öyle biriydi ki kendinden önce ismi giderdi her yere. Bir de, güçlü bir tim vardı. İsmi Sarkaç`tı. İsmi duyan düşmanlar kaçacak delik arardı. Parla büyüdü ve o timin başına geçti. Ama zaman denen o düşman onu timinin başından aldı. Bu hikayeye birde okuyucu lazım! Bu kişi sen olmaya ne dersin?

ndnsndnsssndnjsjdjsjd

Hakkaride öğretmenlik yapan İlkay Güneş yaz tatili sebebiyle ankaraya döner ve tatilini ailesinin yanında geçirmek ister. Ancak bir gün evine bir misafir gelir . Evine gellen misafir biricik kankasının abisiyle aynı timdedir ve İlkay uzaktanda olsa Üstteğmeni tanıyordurHaberi yoktur ama yavaş yavaş hayatının gidişatı değişir .

Şenay ve Ülyen`in muazzam ötesi hikayesi

Bir savaşın ortasında,emirler kadar duygular da bastırılır. Narkoz etkisindeki bir yürek,neyi hatırlar? Sessizce verilen sözlerin,Bir yüzüğün ağırlığında saklı Olduğu bu hikayede,Münevver Uçak okuyucuyu hem askerliğin disiplinine Hem de kalbin en derin çatışmalarına götürüyor. Narkoz etkisi;unutulanların bastırılaniarın ve hatırlanmak istenenlerin romanı.

Bir savaşın ortasında,emirler kadar duygular da bastırılır. Narkoz etkisindeki bir yürek,neyi hatırlar? Sessizce verilen sözlerin,Bir yüzüğün ağırlığında saklı Olduğu bu hikayede,Münevver Uçak okuyucuyu hem askerliğin disiplinine Hem de kalbin en derin çatışmalarına götürüyor. Narkoz etkisi;unutulanların bastırılaniarın ve hatırlanmak istenenlerin romanı.

Bir savaşın ortasında,emirler kadar duygular da bastırılır. Narkoz etkisindeki bir yürek,neyi hatırlar? Sessizce verilen sözlerin,Bir yüzüğün ağırlığında saklı Olduğu bu hikayede,Münevver Uçak okuyucuyu hem askerliğin disiplinine Hem de kalbin en derin çatışmalarına götürüyor.

Bir savaşın ortasında,emirler kadar duygular da bastırılır. Narkoz etkisindeki bir yürek,neyi hatırlar? Sessizce verilen sözlerin,Bir yüzüğün ağırlığında saklı Olduğu bu hikayede,Münevver Uçak okuyucuyu hem askerliğin disiplinine Hem de kalbin en derin çatışmalarına götürüyor.